CEZA MUHAKEMESİ KANUNU İLE BAZI
KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun No. 7499 Kabul
Tarihi: 2/3/2024
12.03.2024 Tarih ve 32487 Sayılı R:G.
MADDE 1- 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 19 uncu
maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Müddet, hafta olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta içindeki
karşılık gelen günde biter.”
MADDE 2- 2004 sayılı Kanunun 309/p maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve dördüncü fıkrasına “itirazı” ibaresinden sonra gelmek üzere
“ile istinaf” ibaresi eklenmiştir.
“Tasdik veya ret kararına karşı borçlu ve tasdik duruşması sırasında itirazda
bulunmuş olan alacaklılar; tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde istinaf
yoluna, istinaf incelemesi üzerine verilen karara karşı da tebliğ tarihinden
itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurabilir.”
MADDE 3- 2004 sayılı Kanunun 364 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Birinci fıkrada belirtilen kararlara karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki
hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir; temyiz yoluna başvurma ve incelemesi
Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
MADDE 4- 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7 nci maddesinin
beşinci fıkrasında yer alan “220 nci maddesinin altıncı” ibaresi “314
üncü maddesinin üçüncü” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 5- 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 407 nci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 407- Kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz
kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği üzerine kısıtlanır veya kendisine
kayyım atanır.
Toplam beş yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla
ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği bulunmasa dahi kişiliğinin
veya malvarlığının korunması bakımından gerekli görülmesi hâlinde
kısıtlanabilir. Cezayı yerine getirmekle görevli makam hapis cezasının infazına
başlandığını derhâl vesayet makamına bildirir.
Vesayet makamı karar vermeden önce hükümlüyü dinler.
Bu Kanunun kayyımlığa ilişkin hükümleri niteliğine uygun düştüğü ölçüde bu
madde için de uygulanır.”
MADDE 6- 4721 sayılı Kanunun 409 uncu maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Resmî sağlık kurulu raporunun tanzimi için gereklilik bulunması halinde
436 ncı madde hükümleri uygulanır.”
MADDE 7- 4721 sayılı Kanunun 436 ncı maddesinin birinci fıkrasının (6)
numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“6. Resmî sağlık kurulu raporunun alınabilmesini temin amacıyla; kişinin
vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle kıl, tükürük, tırnak gibi
örnekler alınabilir, kişiye gerekli tıbbi müdahaleler yapılabilir ve
gerektiğinde kişi, hekim ön raporu üzerine en fazla yirmi gün süreyle sağlık
kuruluşuna yerleştirilebilir. Hekim ön raporu üzerine verilen yerleştirme
kararı derhâl ilgiliye ve yakınlarına bildirilir. İlgili veya yakınları, bu
karara karşı bildirimden itibaren on gün içinde denetim makamına itiraz
edebilir, yapılan itiraz kararın icrasını durdurmaz. İtiraz denetim makamınca
ivedilikle karara bağlanır.”
MADDE 8- 4721 sayılı Kanunun 471 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 471- Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan
kişi üzerindeki vesayet, hapis hâlinin hukuka uygun bir şekilde sona ermesiyle
kendiliğinden ortadan kalkar.
Hapis hâlinin devamı süresince aşağıdaki şartların varlığı hâlinde vesayet
sona erdirilebilir:
1. Toplam beş yıldan az olan hapis cezasının infazına bağlı olarak verilen
kısıtlama kararları bakımından kişinin isteminin bulunması,
2. Toplam beş yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazına
bağlı olarak verilen kısıtlama kararları bakımından kişinin talebi üzerine
kişiliğinin veya malvarlığının korunması sebebinin ortadan kalkması.”
MADDE 9- 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 52 nci maddesinin
ikinci fıkrasında yer alan “En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası” ibaresi
“En az yüz ve en fazla beşyüz Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 10- 5237 sayılı Kanunun 220 nci maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“(6) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca iki
yıl altı aydan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İşlenen suçun
niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü
sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır.”
MADDE 11- 5237 sayılı Kanunun 314 üncü maddesine ikinci fıkrasından sonra gelmek
üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve diğer fıkra buna göre teselsül ettirilmiştir.
“(3) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca beş
yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İşlenen suçun niteliğine
göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.”
MADDE 12- 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141 inci
maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yer alan “Yakalama” ibaresi
“Yakalama, adli kontrol” şeklinde değiştirilmiş, birinci fıkrasına (k)
bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve ikinci fıkrasında yer
alan “(e) ve (f) bentlerinde” ibaresi “(e), (f) ve (l) bentlerinde” şeklinde
değiştirilmiştir.
“l) Konutunu terk etmemek veya uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile
alkol bağımlılığından arınmak amacıyla hastaneye yatmak dâhil, tedavi veya
muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek şeklindeki adli kontrol
yükümlülükleri uygulandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına
veya beraatlerine karar verilen,”
MADDE 13- 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin ikinci ve sekizinci
fıkralarına sırasıyla aşağıdaki cümleler eklenmiş ve beşinci fıkrasında yer
alan “onbeş gün” ibaresi “iki hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
“Ancak, 141 inci maddenin birinci fıkrasının (e), (f) ve (l) bentleri
kapsamındaki istemler bakımından 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı
Tazminat Komisyonunun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun
hükümleri uygulanır. Bu fıkra uyarınca 6384 sayılı Kanun kapsamında olmasına
rağmen ağır ceza mahkemesine yapılan istemler, Komisyona gönderilir. Ağır ceza
mahkemesinin görev alanına giren ve girmeyen istemler birlikte yapılmış ise
ağır ceza mahkemesi görev alanına girmeyen istemleri ayırmak suretiyle
Komisyona gönderir. Bu hâllerde ağır ceza mahkemesine yapılan istem tarihi esas
alınır.”
“Karar yerinde görülmezse bölge adliye mahkemesince işin esası hakkında
karar verilir. Bölge adliye mahkemelerince bu fıkra uyarınca verilen kararlar
kesindir.”
MADDE 14- 5271 sayılı Kanunun 144 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan
“yakalanan” ibaresi “yakalanan, adli kontrol altına alınan” şeklinde ve
fıkranın (e) bendinde yer alan “gözaltına alınmasına” ibaresi “gözaltına alınmasına,
adli kontrol altına alınmasına” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 15- 5271 sayılı Kanunun 231 inci maddesinin beş ilâ ondördüncü fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(5) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza,
iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler
saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, müsadereye ilişkin hükümler
hariç, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.
(6) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve
davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda
kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın; aynen iade,
suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
gerekir.
(7) Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan
hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması hâlinde seçenek yaptırımlara
çevrilemez.
(8) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi hâlinde
sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde,
kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri
bırakılmasına karar verilemez. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere
mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması hâlinde, meslek veya sanat sahibi
olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi olması hâlinde, bir kamu kurumunda veya
özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında
ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek
hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine
getirmesine,
karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.
(9) Altıncı fıkranın (c) bendinde belirtilen koşulu derhal yerine
getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı
denetim süresince aylık taksitler hâlinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi
koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.
(10) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli
serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde,
açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı
verilir.
(11) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli
serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması hâlinde, mahkeme
hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine
getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar
belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı
hâlinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara
çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir. Açıklanan veya
yeni kurulan hükme itiraz edilebilir. İtiraz mercii ancak bu fıkradaki
koşullarla sınırlı olarak bir değerlendirme yapabilir.
(12) 272 nci maddenin üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak
üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı istinaf yoluna
başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi tarafından verilen kararlar hakkında
286 ncı madde hükümleri uygulanır. 272 nci maddenin üçüncü
fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
kararının ilk derece mahkemesi sıfatıyla bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay
tarafından verilmesi hâlinde temyiz yoluna gidilebilir. İstinaf ve temyiz
yolunda karar ve hüküm, usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılıklar yönünden
incelenir.
(13) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir
sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla
bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi
hâlinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
(14) Bu maddenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin
hükümleri, Anayasanın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp
kanunlarında yer alan suçlarla ilgili olarak uygulanmaz.”
MADDE 16- 5271 sayılı Kanunun 247 nci maddesinin Anayasa Mahkemesi
tarafından iptal edilen üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir.
“(3) Kaçak sanık hakkında kovuşturma yapılabilir. Ancak, daha önce sorgusu
yapılmamış ise, mahkûmiyet ve ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemez.”
MADDE 17- 5271 sayılı Kanunun 252 nci maddesinin iki ilâ altıncı fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(2) İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece dosya, o yerde birden fazla
asliye ceza mahkemesi bulunması hâlinde tevzi kriterlerine göre
belirlenen asliye ceza mahkemesine gönderilir ve bu mahkemece duruşma açılarak
genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Tek asliye ceza mahkemesinin
bulunduğu yerlerde ise, aynı mahkemede yetkili başka bir hakim varsa
bu hakim tarafından; aksi hâlde adli yargı ilk derece mahkemesi adalet
komisyonu başkanınca görevlendirilen hakim tarafından duruşma açılır ve genel
hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır
ve yokluklarında 223 üncü madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek
davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde
duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.
(3) Mahkeme, ikinci fıkra uyarınca hüküm verirken, 251 inci madde
kapsamında basit yargılama usulüne göre verilen hükümle bağlı değildir. Ancak,
itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hâllerde 251 inci
maddenin üçüncü fıkrası uyarınca indirim uygulanır.
(4) İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması hâlinde, bu
hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu
sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanır.
(5) İkinci fıkra uyarınca verilen hükümlere karşı genel hükümlere göre
kanun yoluna başvurulabilir.
(6) Birinci fıkradaki itirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna
başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde
dosya, 268 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili
olan mercie gönderilir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapar ve
kararını gereği için mahkemesine gönderir.”
“(7) Birinci fıkradaki itirazın, yargılama giderine, vekâlet ücretine veya
maddi hataya ilişkin olması hâlinde 268 inci maddenin ikinci fıkrası hükmü
uygulanır. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapar ve kararını gereği için
mahkemesine gönderir.”
MADDE 18- 5271 sayılı Kanunun 273 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “hükmün
açıklanmasından itibaren yedi gün” ibaresi “hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ
edildiği tarihten itibaren iki hafta” şeklinde, üçüncü ve beşinci fıkralarında
yer alan “yedi gün” ibareleri “iki hafta” şeklinde değiştirilmiş ve maddenin
ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 19- 5271 sayılı Kanunun 291 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “hükmün
açıklanmasından itibaren on beş gün” ibaresi “hükmün gerekçesiyle birlikte
tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta” şeklinde değiştirilmiş ve maddenin
ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 20- 5271 sayılı Kanunun 294 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle
eklenmiştir.
“Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına
veya aleyhine olduğunu açıkça belirtir.”
MADDE 21- 5271 sayılı Kanunun 275 inci maddesinin ikinci fıkrası, 293 üncü maddesinin
ikinci fıkrası ve 295 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 22- 5271 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 6- (1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla bu Kanunda yapılan
düzenlemeler bakımından aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Eski hâle getirme kurumuna ilişkin olarak 41 inci maddenin birinci
fıkrasında yapılan değişiklik, 1/6/2024 tarihinde ve sonrasında
kalkan engeller bakımından uygulanır. Bu tarihten önce kalkan engeller
bakımından bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan değişiklikten önceki
hükümlerin uygulanmasına devam olunur.
b) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz süresine ilişkin olarak
173 üncü maddenin birinci fıkrasında yapılan değişiklik, 1/6/2024 tarihinde
ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanır. Bu tarihten önce verilen
kararlar hakkında bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan değişiklikten önceki
hükümlerin uygulanmasına devam olunur.
c) Kanun yollarına başvuru şekli ve süreleri ile bu sürelerin tebliğden
itibaren başlamasına ve cevap sürelerine ilişkin 268, 273, 276, 277, 291, 294,
296, 297, 308, 308/A, 319 ve 320 nci maddelerde yapılan
değişiklikler, 1/6/2024 tarihinde ve sonrasında verilen kararlar
hakkında uygulanır. Bu tarihten önce verilen kararlar hakkında bu maddeyi ihdas
eden Kanunla yapılan değişikliklerden önceki hükümler ile yürürlükten
kaldırılan hükümlerin uygulanmasına devam olunur.
d) Temyiz süresi ile bu sürenin kararın tebliğinden itibaren işlemeye
başlamasına ve cevap süresine ilişkin 291, 296 ve 297 nci maddelerde
yapılan değişiklikler, 23/3/2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8 inci
maddesinin birinci fıkrası kapsamında olup da 1/6/2024 tarihinde ve sonrasında
verilen kararlar hakkında da uygulanır.
e) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla yürürlükten kaldırılan; 275 inci maddenin
ikinci fıkrası, 293 üncü maddenin ikinci fıkrası ve 295 inci maddesi
hükümlerinin, 1/6/2024 tarihinden önce verilen kararlar bakımından
uygulanmasına devam olunur.
(2) a) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla 231 inci maddenin onbirinci ve onikinci fıkrasında
yapılan kanun yoluna ilişkin değişiklikler, 1/6/2024 tarihi ve sonrasında
verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları hakkında uygulanır.
b) 1/6/2024 tarihinden önce verilen hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararları hakkında itiraz kanun yolunun uygulanmasına devam olunur.
Bu itirazlar, bu maddeyi ihdas eden Kanunla 231 inci maddenin onikinci fıkrasında
yapılan değişiklikten önceki hükümlere göre sonuçlandırılır.
c) 1/6/2024 tarihinden önce verilen hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararlarıyla ilgili olarak 231 inci maddenin onbirinci fıkrası
gereğince hükmün açıklanması veya yeniden kurulması hâlinde, bu maddeyi ihdas
eden Kanunla 231 inci maddenin onbirinci fıkrasında yapılan
değişiklikten önceki kanun yoluna ilişkin hükümler uygulanır.
d) 1/6/2024 tarihinden önce verilen hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararları bakımından sanığın kabul etmesi şartı aranmaya devam
olunur.
(3) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla 141 inci maddede yapılan
düzenlemeler, 1/6/2024 tarihinden sonra kesinleşen karar veya
hükümler bakımından uygulanır.
(4) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla 142 nci maddede yapılan
değişiklikler, 1/6/2024 tarihinde ve sonrasında yapılan istemler
bakımından uygulanır. Bu tarihten önce yapılan istemlere, kesinleşinceye kadar
bu maddeyi ihdas eden Kanunla 142 nci maddede yapılan değişiklikten
önceki hükümlere göre yargı mercilerince bakılmaya devam olunur. Bu fıkrada yer
alan düzenlemeler ile bu maddeyi ihdas eden Kanunla 142 nci maddede
yapılan değişiklikler, mülga 7/5/1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun
Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun
uyarınca yapılan veya yapılacak olan istemler hakkında da kıyasen uygulanır.”
MADDE 23- 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine
Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanunun adı
“Tazminat Komisyonunun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun”
şeklinde ve 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı, Tazminat Komisyonunun görevleri ile çalışma
usul ve esaslarını belirlemektir.”
MADDE 24- 6384 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasına
“suretiyle,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine
yapılmış başvurulara ilişkin” ibaresi eklenmiş, ikinci fıkrasından sonra gelmek
üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve diğer fıkra buna göre teselsül ettirilmiştir.
“(3) Bu Kanun;
a) Ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve
idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı
iddiasıyla manevi tazminat,
b) 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun
142 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca koruma tedbirleri
nedeniyle oluşan maddi ve manevi her türlü zararın tazmini,
istemiyle Komisyona yapılan müracaatları da kapsar.”
MADDE 25- 6384 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer
alan “Komisyonu,” ibaresi “Tazminat Komisyonunu,” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 26- 6384 sayılı Kanunun 4 üncü maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“(6) Müracaatın ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde ve verilecek
tazminat miktarının saptanmasında Komisyon, gerekli gördüğü araştırmaları
yapmaya veya üyelerden birine yaptırmaya ya da Cumhuriyet başsavcılıklarından
bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmeye yetkilidir.
(7) Komisyonun giderleri, Bakanlık bütçesinden karşılanır.”
MADDE 27- 6384 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin başlığı “Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine başvurmuş olanların Komisyona yapacağı müracaatın şekli ve süresi”
şeklinde değiştirilmiş, maddeye dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiş ve diğer fıkra buna göre teselsül ettirilmiştir.
“(5) Müracaat, elektronik ortamda da yapılabilir. Müracaatların elektronik
ortamda yapılmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından belirlenir.”
MADDE 28- 6384 sayılı Kanuna 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde
eklenmiştir.
“Yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla yapılacak
müracaatın şekli ve süresi
MADDE 5/A- (1) 2 nci maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca
Komisyona müracaat; soruşturma, kovuşturma veya yargılama sürecinde ya da en
geç bunların kesin bir kararla sonuçlandığının öğrenilmesinden itibaren bir ay
içinde yapılır. Haklı bir mazeret nedeniyle süresi içinde müracaat edemeyenler,
mazeretin kalktığı tarihten itibaren on beş gün içinde ve mazeretlerini
belgeleyen delillerle birlikte müracaat edebilirler.
(2) Müracaatta bulunan kişinin dilekçesinde, açık kimlik ve adresini,
zarara uğradığı işlemi, zararın nitelik ve niceliğini belirtmesi ve bunların
belgelerini dilekçesine eklemesi gereklidir.
(3) Komisyon, dilekçedeki bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda
eksikliğin bir ay içinde giderilmesini, aksi hâlde istemin reddedileceğini
ilgiliye bildirir. Dilekçedeki eksikliğin süresinde tamamlanmaması halinde
müracaat, Komisyonca reddolunur.
(4) Bu madde uyarınca yapılacak müracaatlar hakkında 5 inci maddenin
dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları uygulanır.”
MADDE 29- 6384 sayılı Kanuna 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde
eklenmiştir.
“Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemine ilişkin usul ve esaslar
MADDE 5/B- (1) 2 nci maddenin üçüncü fıkrasının (b) bendi
uyarınca Komisyona müracaat, karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine
tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme
tarihini izleyen bir yıl içinde yapılır.
(2) Ceza Muhakemesi Kanununun 142 nci maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca ağır ceza mahkemesinin görevi kapsamında olmasına rağmen Komisyona
yapılan istemler, ağır ceza mahkemesine gönderilir. Komisyonun görev alanına
giren ve girmeyen istemler birlikte yapılmış ise Komisyon görev alanına
girmeyen istemleri ayırmak suretiyle ağır ceza mahkemesine gönderir. Bu
hallerde Komisyona yapılan istem tarihi esas alınır. Komisyon ile ağır ceza
mahkemesi arasında görev konusunda anlaşmazlık çıkması halinde Komisyonun
görevine giren işlerin tespiti amacıyla ağır ceza mahkemesi veya Komisyon,
kesin olarak karar verilmek üzere Ankara Bölge Adliye Mahkemesine başvurur.
(3) Komisyon, tazminat istemlerine ve tazminatın geri alınmasına ilişkin
yapacağı değerlendirmede Ceza Muhakemesi Kanununun 141 inci, 143 üncü ve 144
üncü maddelerini uygular. Komisyon tarafından verilen tazminatlarla ilgili
olarak Ceza Muhakemesi Kanununun 143 üncü maddesi uyarınca Cumhuriyet
savcısının tazminatın geri alınmasına ilişkin yazılı istemleri Komisyona
yapılır.
(4) Bu madde uyarınca yapılacak müracaatlar hakkında 5 inci maddenin
dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları ile 5/A maddesinin ikinci ve üçüncü
fıkraları uygulanır.”
MADDE 30- 6384 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan
“müracaat” ibaresi “2 nci maddenin birinci ve ikinci fıkraları
kapsamında yapılan müracaatlar” şeklinde değiştirilmiş, ikinci fıkrasına
“Komisyon,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Anayasa Mahkemesi ve” ibaresi
eklenmiş, maddeye ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra
eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
“(3) Komisyon, usul ekonomisini gözeterek benzer nitelikteki müracaatları
birleştirerek karar verebilir.”
MADDE 31- 6384 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasına “Bu Kanun,”
ibaresinden sonra gelmek üzere “2 nci maddenin birinci ve ikinci
fıkraları kapsamında yapılan müracaatlar bakımından” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 32- 6384 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 3- (1) 2 nci maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendi
kapsamında olup;
a) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesinde
inceleme süreci devam eden bireysel başvuruları, başvuru yollarının
tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden
itibaren,
b) Anayasa Mahkemesinin incelemenin sürdürülmesini haklı kılan bir neden
görülmediği gerekçesiyle düşme kararı verdiği bireysel başvuruları, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten veya düşme kararının tebliğinden itibaren,
c) Anayasa Mahkemesinin incelemenin sürdürülmesini haklı kılan bir neden
görülmediği gerekçesiyle verdiği düşme kararı üzerine veya 10/10/2023 tarihinden
itibaren doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuruları, bu
Mahkemenin münhasıran iç hukuk yollarının tüketilmemiş olması gerekçesine
dayanan kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren,
üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Komisyon inceler.
(2) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında Komisyona müracaat,
müracaatta bulunan kişinin kimlik bilgileri ve adresi ile Anayasa Mahkemesine
başvuru tarihi ve numarasını içeren imzalı bir dilekçeyle yapılır. Dilekçeye,
Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruya ilişkin form, kabul edilemezlik
veya düşme kararı ve bu kararın tebliğine dair belge ile ihlal iddiasına
ilişkin diğer bilgi ve belgeler eklenir. Birinci fıkranın (c) bendi kapsamında
Komisyona müracaat, 5 inci maddede belirlenen usule göre yapılır.
(3) Komisyon, dilekçedeki bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda
eksikliğin bir ay içinde giderilmesini, aksi hâlde istemin reddedileceğini
ilgiliye bildirir. Dilekçedeki eksikliğin süresinde tamamlanmaması halinde
müracaat, Komisyonca reddolunur.
(4) Komisyona, Ceza Muhakemesi Kanununun 142 nci maddesinin
ikinci fıkrası kapsamındaki istemler bakımından 1/6/2024 tarihinden
sonra müracaat edilebilir.
(5) Komisyonun iş yoğunluğu dikkate alınarak Adalet Bakanı tarafından,
Komisyon bünyesinde ilave heyetler oluşturulması amacıyla üye ataması
yapılabilir. Bu üyeler Komisyon üye tam sayısına dâhil değildir. Bu fıkra
hükmü, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle uygulanır.
Adalet Bakanı bu süreyi iki yıl daha uzatabilir.”
MADDE 33- 24/3/2016 tarihli ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun
6 ncı maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve üçüncü
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(3) Özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi yasaktır. Ancak bu
verilerin işlenmesi;
a) İlgili kişinin açık rızasının olması,
b) Kanunlarda açıkça öngörülmesi,
c) Fiili imkânsızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan
veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin, kendisinin ya da bir
başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması,
ç) İlgili kişinin alenileştirdiği kişisel verilere ilişkin ve alenileştirme
iradesine uygun olması,
d) Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için zorunlu olması,
e) Sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve
kuruluşlarca, kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis,
tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi ile sağlık hizmetlerinin planlanması,
yönetimi ve finansmanı amacıyla gerekli olması,
f) İstihdam, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler ve
sosyal yardım alanlarındaki hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için
zorunlu olması,
g) Siyasi, felsefi, dini veya sendikal amaçlarla kurulan vakıf, dernek ve
diğer kâr amacı gütmeyen kuruluş ya da oluşumların, tâbi oldukları mevzuata ve
amaçlarına uygun olmak, faaliyet alanlarıyla sınırlı olmak ve üçüncü kişilere
açıklanmamak kaydıyla; mevcut veya eski üyelerine ve mensuplarına veyahut bu
kuruluş ve oluşumlarla düzenli olarak temasta olan kişilere yönelik olması,
halinde mümkündür.”
MADDE 34- 6698 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 9- (1) Kişisel veriler, 5 inci ve 6 ncı maddelerde
belirtilen şartlardan birinin varlığı ve aktarımın yapılacağı ülke, ülke
içerisindeki sektörler veya uluslararası kuruluşlar hakkında yeterlilik kararı
bulunması halinde, veri sorumluları ve veri işleyenler tarafından yurt dışına
aktarılabilir.
(2) Yeterlilik kararı, Kurul tarafından verilir ve Resmî Gazete’de
yayımlanır. Kurul, ihtiyaç duyması halinde ilgili kurum ve kuruluşların
görüşünü alır. Yeterlilik kararı, en geç dört yılda bir değerlendirilir. Kurul,
değerlendirme sonucunda veya gerekli gördüğü diğer hallerde, yeterlilik
kararını ileriye etkili olmak üzere değiştirebilir, askıya alabilir veya
kaldırabilir.
(3) Yeterlilik kararı verilirken öncelikle aşağıdaki hususlar dikkate
alınır:
a) Kişisel verilerin aktarılacağı ülke, ülke içerisindeki sektörler veya
uluslararası kuruluşlar ile Türkiye arasında kişisel veri aktarımına ilişkin
karşılıklılık durumu.
b) Kişisel verilerin aktarılacağı ülkenin ilgili mevzuatı ve uygulaması ile
kişisel verilerin aktarılacağı uluslararası kuruluşun tâbi olduğu kurallar.
c) Kişisel verilerin aktarılacağı ülkede veya uluslararası kuruluşun tâbi
olduğu bağımsız ve etkin bir veri koruma kurumunun varlığı ile idari ve adli
başvuru yollarının bulunması.
ç) Kişisel verilerin aktarılacağı ülkenin veya uluslararası kuruluşun,
kişisel verilerin korunmasıyla ilgili uluslararası sözleşmelere taraf veya
uluslararası kuruluşlara üye olma durumu.
d) Kişisel verilerin aktarılacağı ülkenin veya uluslararası kuruluşun, Türkiye’nin
üye olduğu küresel veya bölgesel kuruluşlara üye olma durumu.
e) Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler.
(4) Kişisel veriler, yeterlilik kararının bulunmaması durumunda, 5 inci ve
6 ncı maddelerde belirtilen şartlardan birinin varlığı, ilgili
kişinin aktarımın yapılacağı ülkede de haklarını kullanma ve etkili kanun
yollarına başvurma imkânının bulunması kaydıyla, aşağıda belirtilen uygun
güvencelerden birinin taraflarca sağlanması halinde veri sorumluları ve veri
işleyenler tarafından yurt dışına aktarılabilir:
a) Yurt dışındaki kamu kurum ve kuruluşları veya uluslararası kuruluşlar
ile Türkiye’deki kamu kurum ve kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşları arasında yapılan uluslararası sözleşme niteliğinde olmayan
anlaşmanın varlığı ve Kurul tarafından aktarıma izin verilmesi.
b) Ortak ekonomik faaliyette bulunan teşebbüs grubu bünyesindeki
şirketlerin uymakla yükümlü oldukları, kişisel verilerin korunmasına ilişkin
hükümler ihtiva eden ve Kurul tarafından onaylanan bağlayıcı şirket
kurallarının varlığı.
c) Kurul tarafından ilan edilen, veri kategorileri, veri aktarımının
amaçları, alıcı ve alıcı grupları, veri alıcısı tarafından alınacak teknik ve
idari tedbirler, özel nitelikli kişisel veriler için alınan ek önlemler gibi
hususları ihtiva eden standart sözleşmenin varlığı.
ç) Yeterli korumayı sağlayacak hükümlerin yer aldığı yazılı bir
taahhütnamenin varlığı ve Kurul tarafından aktarıma izin verilmesi.
(5) Standart sözleşme, imzalanmasından itibaren beş iş günü içinde veri
sorumlusu veya veri işleyen tarafından Kuruma bildirilir.
(6) Veri sorumluları ve veri işleyenler, yeterlilik kararının bulunmaması
ve dördüncü fıkrada öngörülen uygun güvencelerden herhangi birinin
sağlanamaması durumunda, arızi olmak kaydıyla sadece aşağıdaki hallerden
birinin varlığı halinde yurt dışına kişisel veri aktarabilir:
a) İlgili kişinin, muhtemel riskler hakkında bilgilendirilmesi kaydıyla,
aktarıma açık rıza vermesi.
b) Aktarımın, ilgili kişi ile veri sorumlusu arasındaki bir sözleşmenin
ifası veya ilgili kişinin talebi üzerine alınan sözleşme öncesi tedbirlerin
uygulanması için zorunlu olması.
c) Aktarımın, ilgili kişi yararına veri sorumlusu ve diğer bir gerçek veya
tüzel kişi arasında yapılacak bir sözleşmenin kurulması veya ifası için zorunlu
olması.
ç) Aktarımın üstün bir kamu yararı için zorunlu olması.
d) Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için kişisel verilerin
aktarılmasının zorunlu olması.
e) Fiili imkânsızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan
veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin kendisinin ya da bir
başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için kişisel verilerin
aktarılmasının zorunlu olması.
f) Kamuya veya meşru menfaati bulunan kişilere açık olan bir sicilden,
ilgili mevzuatta sicile erişmek için gereken şartların sağlanması ve meşru
menfaati olan kişinin talep etmesi kaydıyla aktarım yapılması.
(7) Altıncı fıkranın (a), (b) ve (c) bentleri, kamu kurum ve kuruluşlarının
kamu hukukuna tâbi faaliyetlerine uygulanmaz.
(8) Veri sorumlusu ve veri işleyenler tarafından, yurt dışına aktarılan
kişisel verilerin sonraki aktarımları ve uluslararası kuruluşlara aktarımlar
bakımından da bu Kanunda yer alan güvenceler sağlanır ve bu madde hükümleri
uygulanır.
(9) Kişisel veriler, uluslararası sözleşme hükümleri saklı kalmak üzere,
Türkiye’nin veya ilgili kişinin menfaatinin ciddi bir şekilde zarar göreceği
durumlarda, ancak ilgili kamu kurum veya kuruluşunun görüşü alınarak Kurulun
izniyle yurt dışına aktarılabilir.
(10) Kişisel verilerin yurt dışına aktarılmasına ilişkin diğer kanunlarda
yer alan hükümler saklıdır.
(11) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle
düzenlenir.”
MADDE 35- 6698 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent
eklenmiş, ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddeye ikinci
fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve diğer fıkra buna
göre teselsül ettirilmiştir.
“d) 9 uncu maddenin beşinci fıkrasında öngörülen bildirim yükümlülüğünü
yerine getirmeyenler hakkında 50.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına
kadar,”
“(2) Birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (ç) bentlerinde öngörülen idari para
cezaları veri sorumlusu, (d) bendinde öngörülen idari para cezası veri
sorumlusu veya veri işleyen gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri
hakkında uygulanır.”
“(3) Kurulca verilen idari para cezalarına karşı, idare mahkemelerinde dava
açılabilir.”
MADDE 36- 6698 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 3- (1) 9 uncu maddenin bu maddeyi ihdas eden Kanunla
değiştirilmeden önceki birinci fıkrası, maddenin yürürlüğe giren değişik
haliyle birlikte 1/9/2024 tarihine kadar uygulanmaya devam olunur.
(2) 1/6/2024 tarihi itibarıyla sulh ceza hâkimliklerinde
görülmekte olan başvurular, bu hâkimliklerce görülmeye devam olunur.”
MADDE 37- (1) 2004 sayılı Kanunun;
a) 164 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “on gün” ibareleri “iki
hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
b) 182 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “on gün”
ibareleri “iki hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
c) 254 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “on gün” ibareleri “iki
hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
ç) 293 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “on gün” ibaresi “iki
hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
d) 308/a maddesinin birinci fıkrasında yer alan “on gün” ibareleri “iki
hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
e) 308/e maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “on gün” ibareleri “iki
hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
f) 320 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “on gün”
ibaresi “iki hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
g) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “tefhim veya” ibaresi
madde metninden çıkarılmış ve “yedi gün” ibaresi “iki hafta” şeklinde
değiştirilmiştir.
ğ) 363 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “tefhim veya” ibaresi
madde metninden çıkarılmış ve “on gündür.” ibaresi “iki haftadır.” şeklinde
değiştirilmiştir.
(2) 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanununun
6 ncı maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “yedi gün” ibaresi “iki
hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
(3) 5237 sayılı Kanunun;
a) 63 üncü maddesinde yer alan “yüz” ibaresi “beşyüz” şeklinde
değiştirilmiştir.
b) 75 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “otuz”
ibaresi “yüz” şeklinde değiştirilmiştir.
(4) 4/11/2004 tarihli ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük
ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
“alt sınırı dörtyüzellimilyon, üst sınırı yüzmilyar Türk Lirası”
ibaresi “alt sınırı ikibinbeşyüz, üst sınırı beşyüzbin Türk
Lirası” ve üçüncü fıkrasında yer alan “yüzmilyon” ibaresi “beşyüz” şeklinde
değiştirilmiştir.
(5) 5271 sayılı Kanunun;
a) 41 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “yedi gün” ibaresi “iki
hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
b) 173 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “onbeş gün” ibaresi
“iki hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
c) 251 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “on beş gün” ibaresi “iki
hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
ç) 268 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “yedi gün” ibaresi “iki
hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
d) 272 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde yer alan “üçbin”
ibaresi “onbeşbin” şeklinde değiştirilmiştir.
e) 276 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “yedi gün”
ibaresi “iki hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
f) 277 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “yedi gün”
ibaresi “iki hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
g) 296 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “yedi gün”
ibaresi “iki hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
ğ) 297 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “yedi gün”
ibaresi “iki hafta” ve üçüncü fıkrasında yer alan “bir hafta” ibaresi “iki
hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
h) 308 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “otuz gün” ibaresi “bir
ay” şeklinde değiştirilmiştir.
ı) 308/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “otuz gün” ibaresi “bir ay”
ve “yedi gün” ibaresi “iki hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
i) 319 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “yedi gün” ibaresi “iki
hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
j) 320 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “yedi günlük”
ibaresi “iki haftalık” şeklinde değiştirilmiştir.
(6) 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun geçici 1 inci maddesinde yer alan “yüz”
ibaresi “beşyüz” şeklinde değiştirilmiştir.
(7) 23/3/2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun
Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesinde
yer alan “üçbin” ibaresi “onbeşbin” şeklinde değiştirilmiştir.
(8) 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun;
a) 28 inci maddesinin onuncu fıkrasında yer alan “Üçbin” ibaresi “Onbeşbin”
şeklinde değiştirilmiştir.
b) 29 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “yedi gün” ibaresi “iki
hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
(9) 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 41/E
maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “bir hafta” ibaresi
“iki hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
(10) 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanununun;
a) 43 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “tefhim veya” ibaresi
madde metninden çıkarılmış ve “bir hafta” ibaresi “iki hafta” şeklinde
değiştirilmiştir.
b) 44 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “tefhim veya” ibaresi
madde metninden çıkarılmış ve “bir hafta” ibaresi “iki hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
c) 337 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “bir hafta”
ibaresi “iki hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
ç) 346 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “bir hafta”
ibaresi “iki hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
d) 398 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “tefhim veya” ibaresi
madde metninden çıkarılmış ve “bir hafta” ibaresi “iki hafta” şeklinde
değiştirilmiştir.
(11) 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanunun 70 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “on beş gün”
ibaresi “iki hafta” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 38- 12/4/2000 tarihli ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun
geçici 17 nci maddesinin birinci, yedinci ve onbirinci fıkralarında
yer alan “bir yıl” ibareleri “iki yıl” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 39- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun ek 18 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “2.000’er
TL” ibaresi “3.000’er TL” şeklinde değiştirilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 1- (1) Bu Kanunla;
a) 2004 sayılı Kanunda itiraz yolu ile istinaf ve temyiz kanun yollarına
başvuru süreleri ve bu sürelerin tebliğ veya ilandan itibaren başlamasına,
b) 4675 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde yer alan itiraz yoluna
başvuru süresine,
c) 5326 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinde yer alan itiraz yoluna başvuru
süresine,
ç) 5395 sayılı Kanunun 41/E maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan itiraz
yoluna başvuru süresine,
d) 6100 sayılı Kanunda itiraz yolu ile istinaf ve temyiz kanun yollarına
başvuru süreleri ve bu sürelerin tebliğden itibaren başlamasına,
e) 6502 sayılı Kanunun 70 inci maddesinde yer alan itiraz yoluna başvuru
süresine,
ilişkin yapılan değişiklikler, 1/6/2024 tarihinde ve sonrasında
verilen kararlar hakkında uygulanır. Bu tarihten önce verilen kararlar hakkında
bu Kanunla yapılan değişikliklerden önceki hükümlerin uygulanmasına devam
olunur.
MADDE 40- (1) Bu Kanunun;
a) 1 inci, 2 nci, 3 üncü, 9 uncu, 12 nci, 13 üncü, 14 üncü,
17 nci, 18 inci, 19 uncu, 20 nci, 21 inci, 33 üncü, 34 üncü, 35 inci,
36 ncı maddeleri 1/6/2024 tarihinde,
b) 37 nci maddesinin birinci, ikinci, beşinci, yedinci,
sekizinci, dokuzuncu, onuncu ve onbirinci fıkraları ile üçüncü
fıkrasının (b) bendi 1/6/2024 tarihinde,
c) 37 nci maddesinin dördüncü fıkrasıyla 5252 sayılı Kanunun 5
inci maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik 1/6/2024 tarihinde,
ç) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
MADDE 41- (1) Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.