BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE BAZI
KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun No: 7440
Kabul Tarihi:
9/3/2023
12.03.2023 Tarih ve 32130 Sayılı R.G.
Kapsam ve
tanımlar
MADDE 1- (1) Bu Kanun hükümleri;
a) Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı
tahsil dairelerince tahsil edilen;
1) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi
Usul Kanunu kapsamına giren;
(aa) 31/12/2022 tarihinden (bu tarih
dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi
gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme
faizleri, gecikme zamları (gelir veya kurumlar vergisine mahsuben 2022 yılında
ödenmesi gereken geçici vergi hariç),
(bb) 2022 yılına ilişkin olarak 31/12/2022
tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi
cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları,
(cc) 31/12/2022 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi aslına bağlı olmayan vergi
cezaları,
2) 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce verilen idari para cezaları,
3) Yukarıdaki bentler dışında kalan ve
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
kapsamında tahsil dairesine takip için intikal etmiş olan asli ve fer’i amme
alacakları,
4) İşletmede mevcut olduğu hâlde
kayıtlarda yer almayan ya da kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede bulunmayan
emtia, makine, teçhizat, demirbaşlar ile kasa mevcudu ve ortaklardan
alacakların beyanı,
b) 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar
kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil
daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük
vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme faizleri, gecikme zammı
alacakları,
c) Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil
daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve bu Kanunun
yayım tarihine veya bu Kanunun ilgili hükümlerinde belirtilen sürelerin sonuna
kadar tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan;
1) 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden
kaynaklanan, 2022 yılı Aralık ayı ve önceki aylara ilişkin sigorta primi,
emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal
güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı
alacakları,
2) 2022 yılı Aralık ayı ve önceki aylara
ilişkin isteğe bağlı sigorta primleri ve topluluk sigortası primi ile bunlara
bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
3) 31/12/2022 tarihine kadar (bu tarih
dâhil) bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere
ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik
işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi ile bunlara bağlı gecikme
cezası ve gecikme zammı alacakları,
4) 31/12/2022 tarihine kadar (bu tarih
dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup ilgili kanunları uyarınca uygulanan idari
para cezaları ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
5) İlgili kanunları gereğince takip edilen
2022 yılı Aralık ayı ve önceki aylara ilişkin damga vergisi, özel işlem vergisi
ve eğitime katkı payı ile bunlara bağlı gecikme zammı alacakları,
ç) İl özel idarelerinin 6183 sayılı Kanun
kapsamında takip edilen ve vadesi 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan asli ve
fer’i amme alacakları,
d) Belediyelerin;
1) 213 sayılı Kanun kapsamına giren ve
31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan
vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve
bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, 2022 yılına
ilişkin olarak 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi
ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, bunların
dışında kalan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve bu Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan asli ve fer’i amme alacakları,
2) 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı
Belediye Gelirleri Kanununun 97 nci ve mükerrer 97 nci maddelerine göre tahsili
gereken ve vadesi 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan ücret ve pay alacakları ile
bunlara bağlı fer’i alacakları,
3) 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı
Belediye Kanunu kapsamındaki belediyelerin vadesi 31/12/2022 tarihinden (bu
tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş
bulunan su, atık su ve katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i
(sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları,
4) Büyükşehir belediyelerinin, 9/8/1983
tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 11 inci maddesine göre vadesi 31/12/2022
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş bulunan katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı
fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları,
e) 20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon
idarelerinin, vadesi 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde
bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan su ve atık su bedeli ile
harcamalara katılma payı alacakları ve bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi
ve gecikme zammı gibi fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar
dâhil) alacakları,
f) Yatırım İzleme ve Koordinasyon
Başkanlıklarının (YİKOB) vadesi 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan ve 6183
sayılı Kanun kapsamında takip edilen asli ve fer’i amme alacakları,
hakkında uygulanır.
(2) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Vergi: 213 sayılı Kanun kapsamına giren
vergi, resim ve harçları,
b) Gümrük vergileri: İlgili mevzuat
uyarınca eşyanın ithali veya ihracında uygulanan ve Ticaret Bakanlığına bağlı
tahsil daireleri tarafından takip ve tahsil edilen gümrük vergisi, diğer
vergiler, eş etkili vergiler ve mali yüklerin tümünü,
c) Beyanname: Vergi tarhına esas olan
beyanname ve bildirimleri,
ç) Yİ-ÜFE aylık değişim oranları: Türkiye
İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan
eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2005 tarihinden
itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2014
tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını,
1/11/2016 tarihinden itibaren aylık %0,75 oranını (bu Kanunun yayımlandığı ay
dâhil),
d) Geç ödeme zammı: Bu Kanuna göre
ödenmesi gereken tutarlara, ödemede gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı
Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak
zammını,
ifade eder.
(3) Bu Kanun, bazı alacakların
yapılandırılmasına ilişkin hükümler ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına
ve yeni hükümler ihdasına ilişkin hükümleri kapsar.
Kesinleşmiş alacaklar
MADDE 2- (1) Hazine ve Maliye Bakanlığına, il özel idarelerine ve
belediyelere bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilen alacaklardan bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil);
a) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan vergilerin ödenmemiş kısmının tamamı ile
bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine
bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması
hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla vergilere bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları ile aslı bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olanlar dâhil
olmak üzere asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları ve bu cezalara bağlı
gecikme zamlarının tamamının,
b) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bir vergi aslına bağlı olmaksızın
kesilmiş vergi cezaları ile iştirak nedeniyle kesilmiş vergi cezalarının %50’si
ve bu tutara gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece
gecikme zammından ibaret olması hâlinde gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre
ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin ve bu cezalara
bağlı gecikme zamlarının tamamının,
c) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi kapsamında olan idari para
cezalarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece
fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve
şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaya bağlı fer’ilerin tamamının,
ç) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve yukarıdaki bentlerin dışında kalan asli
amme alacaklarının ödenmemiş kısmının tamamı ile bu alacaklara bağlı faiz,
cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu
Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması
hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla uygulanan faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
amme alacaklarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(2) Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil
daireleri tarafından takip edilen alacaklardan bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla (bu tarih dâhil);
a) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme
süresi henüz geçmemiş bulunan gümrük vergilerinin ödenmemiş kısmının tamamı ile
bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları
yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret
olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla gümrük vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
amme alacakları ve aslı bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olanlar dâhil
olmak üzere asla bağlı olarak kesilen idari para cezalarının tamamının,
b) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve 4458 sayılı Kanun ve ilgili diğer
kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergileri asıllarına
bağlı olmaksızın kesilmiş idari para cezaları ile 30/3/2005 tarihli ve 5326
sayılı Kabahatler Kanununun iştirak hükümleri nedeniyle kesilmiş idari para
cezalarının %50’sinin, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla cezaların kalan %50’sinin,
c) Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı
olarak kesilmiş idari para cezalarının %30’u ve varsa gümrük vergileri aslının
tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda belirtilen süre ve
şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %70’i ile alacak asıllarına
bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının
tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(3) İhtirazi kayıtla verilen beyannameler
üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler hakkında birinci ve ikinci fıkraların (a)
bentleri hükümleri uygulanır.
(4) Bu Kanun kapsamında ödenecek olan
motorlu taşıtlar vergisi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanununa göre verilen trafik idari para cezası, mülga 11/2/1950 tarihli ve 5539
sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile
25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri
Hakkında Kanun uyarınca tahsili gereken geçiş ücreti ve idari para cezası ile
bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı
tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar
ile katsayı tutarının en az %10’unun ödenmiş olması ve bu Kanun hükümlerinin
ihlal edilmemiş olması koşuluyla bu Kanunda belirtilen ödeme süresi sonuna
kadar 18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 13
üncü maddesinin (d) fıkrası hükmü uygulanmaz. Bu hüküm her bir taşıt için ayrı
ayrı dikkate alınır.
(5) Tütün mamulleri, makaron, yaprak
sigara kâğıdı ve alkollü içkilerin üreticileri ve ithalatçılarının, 213 sayılı
Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin
Hazine ve Maliye Bakanlığına verdiği yetki kapsamında kullanılma zorunluluğu
getirilen özel etiket ve işaretleri kullanmalarına izin verilebilmesi için bu
Kanun kapsamında yapılandırılan ve vadesi 1/3/2016 tarihinden sonra gelen
6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı
listenin (A) ve (B) cetvellerinde yer alan ürünlere ilişkin özel tüketim
vergisi, vadesi 1/10/2020 tarihinden sonra gelen katma değer vergisi ve bu
vergilere ait beyannameden doğan damga vergisi ile bu vergilere bağlı gecikme
faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın tamamının ödenmesi şarttır.
(6) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olup bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği hâlde
mükellefe ödemeye yönelik tebligatın yapılmadığı alacaklar için mükelleflerce
bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde başvuruda bulunulması koşuluyla bu
alacaklar da bu madde kapsamında yapılandırılır. Bu hüküm kapsamına giren
alacaklar için ayrıca tebligat yapılmaz ve alacakların vade tarihi olarak bu
Kanunun yayımı tarihi kabul edilir. Bu kapsamda yapılandırılan tutarların bu
Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi hâlinde de vade tarihinde
değişiklik yapılmaz.
(7) 2464 sayılı Kanunun 97 nci ve mükerrer
97 nci maddelerine göre tahsili gereken ücret ve paylar ile su, atık su ve katı
atık ücreti alacaklarından vadesi 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olanlar ile bunlara
bağlı fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil) hakkında
birinci fıkranın (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen
tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara
bağlı cezaların ve fer’ilerin (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve
zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir.
(8) Büyükşehir belediyelerinin, 2872
sayılı Kanunun 11 inci maddesine göre vadesi 31/12/2022 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan
katı atık ücreti alacak asıllarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar
dâhil) hakkında birinci fıkranın (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak
hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde
ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve gecikme faizi, gecikme zammı
gibi fer’ilerin (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil)
tahsilinden vazgeçilir.
(9) 2560 sayılı Kanun kapsamında
büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin, vadesi 31/12/2022
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş bulunan; su ve atık su bedeli ile harcamalara katılma payı
alacak asıllarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı
gibi fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil) hakkında birinci
fıkranın (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen
tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara
bağlı cezaların ve gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’ilerin (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir.
(10) YİKOB’ların, vadesi 31/12/2022
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş bulunan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen
alacak asılları ile buna bağlı fer’i alacakları hakkında birinci fıkranın (ç)
bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı
fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir.
(11) Bu madde hükmünden yararlananlar,
ayrıca 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı
bendi ile 379 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen indirimlerden
yararlanamazlar.
(12) Bu madde hükmünden yararlanmak
isteyen borçluların maddede belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları,
açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan
alacaklar
MADDE 3- (1) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ilk derece yargı mercileri
nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen,
re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin
tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si ile bu tutara ilişkin
faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük
vergilerinin %50’si, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak
kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme
zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla gümrük vergilerine ilişkin gümrük yükümlülüğü doğmuş ve idari itiraz
süresi geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal etmiş bulunan tahakkuklar
hakkında da bu fıkra hükmü uygulanır.
(2) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
ilgisine göre istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da istinaf/itiraz veya
temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar
düzeltme yoluna başvurulmuş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi
tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda, bu maddeye göre
ödenecek alacak asıllarının tespitinde, bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınır. Bu Kanunun
yayımı tarihinden önce verilmiş en son kararın;
a) Terkine ilişkin karar olması hâlinde,
ilk tarhiyata/tahakkuka esas alınan vergilerin/gümrük vergilerinin %10’u ile bu
tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı
tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla
vergilerin/gümrük vergilerinin kalan %90’ının, faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları
ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,
b) Tasdik veya tadilen tasdike ilişkin
karar olması hâlinde, tasdik edilen vergilerin/gümrük vergilerinin tamamı,
terkin edilen vergilerin/gümrük vergilerinin %10’u ile bu tutarlara ilişkin
faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla terkin edilen
vergilerin/gümrük vergilerinin kalan %90’ı, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı
ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu
cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir. Ancak, verilen en
son kararın bozma kararı olması hâlinde birinci fıkra hükmü, kısmen onama
kısmen bozma kararı olması hâlinde ise onanan kısım için bu fıkranın (b) bendi,
bozulan kısım için birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
sadece vergi cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına
ilişkin dava açılmış olması hâlinde;
a) Asla bağlı cezaların, vergilerin/gümrük
vergilerinin bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olması veya 2 nci
maddeye ilişkin olarak bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla
tamamının ve bunlara bağlı gecikme zamlarının,
b) Asla bağlı olmaksızın kesilen vergi
cezalarından/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarından bu maddenin
birinci fıkrasında belirtilen safhada olanlarda cezanın %25’inin, ikinci
fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın %10’unun, (b)
bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza tutarının
%50’sinin, terkin edilen cezanın %10’unun bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,
c) Asla bağlı olmaksızın kesilen vergi
cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin verilen
en son kararın bozma kararı olması hâlinde cezanın %25’inin, kısmen onama
kısmen bozma kararı olması hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen tasdike
ilişkin karar olması hâlinde tasdik edilen cezanın %50’sinin, terkin edilen
cezanın %10’unun, bozulan kısmın %25’inin bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,
tahsilinden vazgeçilir.
ç) Bu fıkranın (b) ve (c) bendi hükümleri,
tarh edilen vergi ile birlikte dava konusu edilen asla bağlı olmaksızın kesilen
vergi cezaları için de uygulanır.
d) Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı
olarak kesilmiş olan idari para cezaları ile ilgili olarak bu maddenin birinci
fıkrasında belirtilen safhada olanlarda cezanın %15’inin, ikinci fıkrasının;
(a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın %5’inin, (b) bendinde belirtilen
safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza tutarının %30’unun, terkin edilen
cezanın %5’inin, verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde cezanın
%15’inin, kısmen onama kısmen bozma kararı olması hâlinde; onanan kısmın tasdik
veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde tasdik edilen cezanın
%30’unun, terkin edilen cezanın %5’inin, bozulan kısmın %15’inin, bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların
tahsilinden vazgeçilir.
(4) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla,
üçüncü fıkra kapsamı dışında kalan ve bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi kapsamına giren idari para
cezalarına ilişkin idari yaptırım kararlarına karşı dava açma süresi geçmemiş
veya dava açılmış olması hâlinde, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen
safhada olanlarda cezanın %50’si, ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen
safhada olanlarda cezanın %10’u, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda
tasdik edilen cezanın tamamı, terkin edilen cezanın %10’u, verilen en son
kararın bozma kararı olması hâlinde cezanın %50’si, kısmen onama kısmen bozma
kararı olması hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar
olması hâlinde tasdik edilen cezanın tamamı, terkin edilen cezanın %10’u, bozulan
kısmın %50’si ile bu cezalara uygulanan fer’i alacaklar yerine bu Kanunun
yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan
cezalar ile bu alacağa ilişkin fer’i alacakların tamamının tahsilinden
vazgeçilir.
(5) Bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi kapsamında olan ecrimisillere
ilişkin ecrimisil ihbarnamesi veya ecrimisil düzeltme ihbarnamesine karşı dava
açma süresi geçmemiş veya dava açılmış olması hâlinde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen safhada olanlarda
ecrimisilin %50’si, ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada
olanlarda ecrimisilin %10’u, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda
tasdik edilen ecrimisilin tamamı, terkin edilen ecrimisilin %10’u, verilen en
son kararın bozma kararı olması hâlinde ecrimisilin %50’si, kısmen onama kısmen
bozma kararı olması hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin
karar olması hâlinde tasdik edilen ecrimisilin tamamı, terkin edilen
ecrimisilin %10’u, bozulan kısmın %50’si ile bu ecrimisillere uygulanan fer’i
alacaklar yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla kalan ecrimisil ile bu alacağa ilişkin fer’i
alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(6) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak bu Kanunun yayımı tarihinden önce pişmanlık talebiyle veya izaha davet
kapsamında verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile
kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla dava açma süresi geçmemiş olan vergi cezaları için üçüncü fıkra
hükmü uygulanır.
(7) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak iştirak nedeniyle kesilen vergi cezalarında, cezaya muhatap olanlar bu
madde hükmünden üçüncü fıkranın (b) ve (c) bentlerinde açıklandığı şekilde
yararlanır. Bu takdirde, vergi cezasına uygulanan gecikme zammı yerine bu
Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın da bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şarttır.
(8) Bu maddeye göre ödenecek alacakların
tespitinde esas alınacak olan en son karar, tarhiyata/tahakkuka/idari yaptırım
kararına/ecrimisile ilişkin ihbarname/düzeltme ihbarnamesine yönelik verilen ve
bu Kanunun yayımı tarihinden (bu tarih dâhil) önce taraflardan birine tebliğ
edilmiş olan karardır.
(9) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla;
uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü
verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış, ancak dava
açma süresi geçmemiş alacaklar da bu madde hükmünden yararlanır.
(10) Bu madde hükmünden yararlanılması
için madde kapsamına giren alacaklara karşı dava açılmaması, açılmış davalardan
vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması şarttır.
(11) Bu madde hükmünden yararlanmak için
başvuruda bulunan ancak bu Kanunda belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen
borçlulardan, ilk tarhiyata/tahakkuka/idari yaptırım kararına/ecrimisile
ilişkin ihbarname/düzeltme ihbarnamesine göre belirlenen alacaklar başka bir
işleme gerek olmaksızın takip edilir. Şu kadar ki, bu Kanunun yayımı tarihinden
önce verilmiş olan en son yargı kararının, tarhiyatın/tahakkukun/idari yaptırım
kararının/ecrimisile ilişkin ihbarname/düzeltme ihbarnamesinin tasdikine
ilişkin olması hâlinde bu karar üzerine tahakkuk eden alacaklar takip edilir.
İnceleme ve tarhiyat safhasında bulunan
işlemler
MADDE 4- (1) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımı
tarihinden önce başlanıldığı hâlde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile
takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına
ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilir. Bu işlemlerin
tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin %50’si ile bu tutara gecikme
faizi yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği
üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak
gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın
%25’inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yazılı
başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak
üzere aylık dönemler hâlinde on iki eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi
aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %75’inin,
vergilere bu Kanunun yayımı tarihine kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi
aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Şu kadar ki bu Kanunun
9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen süre içinde tebliğ
edilen ihbarnameler için bu madde hükmünden yararlanmak isteyen mükelleflerin
anılan bentte belirtilen süre içinde, başvuru süresi otuz günden az kalmış ise
otuz gün içinde başvuruda bulunmaları ve madde kapsamında ödenecek tutarların
ilk taksitini 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen
sürede, izleyen taksitleri aylık dönemler hâlinde on iki eşit taksitte
ödemeleri şartıyla maddeden yararlanılır.
(2) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak iştirak nedeniyle kesilecek vergi ziyaı cezalarında, cezaya muhatap
olanların, cezanın %25’ini birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde ödemeleri
hâlinde cezanın kalan %75’inin tahsilinden vazgeçilir.
(3) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak bu Kanunun yayımı tarihinden önce pişmanlık talebiyle veya izaha davet
kapsamında verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile
kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları hakkında bu madde hükümleri
uygulanır. Şu kadar ki asla bağlı vergi cezalarının bu madde kapsamında
tahsilinden vazgeçilebilmesi için verginin bu Kanunun yayımı tarihinden önce
ödenmiş olması veya bu Kanunun 2 nci maddesine göre ödenmesi şarttır.
(4) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak bu Kanunun yayımı tarihinden önce tamamlandığı hâlde, bu tarihte ya da
bu tarihten sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden takdir komisyonu
kararları ve vergi inceleme raporları üzerine gerekli tarh ve tebliğ işlemleri
yapılır. Yapılan tarhiyat üzerine bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında
belirtilen şekilde belirlenen tutarın, birinci fıkrada belirtilen süre ve
şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır.
(5) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla,
213 sayılı Kanunun tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerine göre uzlaşma talebinde
bulunulmuş, ancak uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla
birlikte vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar için
de bu madde hükmü uygulanır.
(6) Bu Kanunun 3 üncü maddesi ile bu madde
hükmünden yararlananlar, ayrıca 213 sayılı Kanunun uzlaşma, tarhiyat öncesi
uzlaşma, vergi cezalarında indirim, 4458 sayılı Kanunun uzlaşma, 5326 sayılı
Kanunun peşin ödeme indirimi ile 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale
Kanununun 75 inci maddesindeki indirim hükümlerinden yararlanamazlar.
(7) Bu madde uygulamasında incelemeye
başlama tarihi, 213 sayılı Kanunun 140 ıncı maddesine göre tayin olunur.
(8) a) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere
ilişkin olarak, bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlanıldığı hâlde,
tamamlanamamış olan 4458 sayılı Kanun kapsamında yapılan gümrük incelemeleri
ile ek tahakkuk işlemlerine devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra
tahakkuk eden vergilerin %50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun
yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutar ile bu tarihten sonra kararın tebliği üzerine belirlenen dava açma
süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi
aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25’inin, eşyanın gümrüklenmiş değerine
bağlı olarak kesilmiş cezalarda cezanın %15’inin ve varsa gümrük vergileri
aslının %50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımı tarihine
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu
tarihten sonra kararın tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim
tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının; kararın tebliğ
tarihinden itibaren otuz gün içinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksitin
tebliği izleyen aydan başlamak üzere aylık dönemler hâlinde on iki eşit
taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan
cezalarda cezanın %75’inin, eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş
cezaların %85’inin, gümrük vergilerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar
uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının
tahsilinden vazgeçilir. Şu kadar ki bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendinde belirtilen süre içinde tebliğ edilen kararlar için bu maddenin
birinci fıkrasının üçüncü cümlesi uygulanır.
b) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak bu Kanunun yayımı tarihinden önce tamamlandığı hâlde, bu tarihte ya da
bu tarihten sonra gümrük idaresine intikal eden müfettiş raporları üzerine
gerekli ek tahakkuk ve tebliğ işlemleri yapılır. Yapılan tahakkuk üzerine bu
fıkranın (a) bendinde belirtilen şekilde belirlenen tutarın, aynı bentte
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden
yararlanılır.
(9) Bu madde hükümlerinden
yararlanılabilmesi için madde kapsamında ödeme başvurusunda bulunulan alacağa
ilişkin dava açılmaması şarttır.
(10) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere
ilişkin olarak;
a) 213 sayılı Kanunun;
1) 371 inci maddesine göre beyan edilen
matrahlar üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile
hesaplanacak pişmanlık zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla pişmanlık zammı ve vergi
cezalarının tamamının,
2) 30 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına
göre kendiliğinden veya 370 inci maddesi kapsamında verilen beyannameler (370
inci madde kapsamında bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla otuz günlük beyanname
verme süresi geçmemiş olanlar ile bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen süre içinde yapılan tebligatlar üzerine
verilmesi gereken beyannameler bu süre içinde verilerek bu Kanun hükümlerinden
yararlanılabilir.) üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile
hesaplanacak gecikme faizi ve zam yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla gecikme faizi, zam ve
vergi cezalarının tamamının,
b) 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce verilmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla emlak
vergisi bildiriminde bulunmayan veya bildirimde bulunduğu hâlde vergisi eksik
tahakkuk eden mükelleflerce bildirimde bulunulması ve tahakkuk eden vergi ve
taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının tamamı ile bunlara
bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu alacaklara bağlı
gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi cezalarının tamamının,
c) 4458 sayılı Kanuna ve ilgili diğer
kanunlara göre tahakkuku ve tahsili gerektiği hâlde yükümlü tarafından beyan
edilmeyen aykırılıkların gümrük idaresinin tespitinden önce kendiliğinden
bildirilmesi durumunda, gümrük vergilerinin tamamı ile hesaplanacak faiz yerine
bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla faizlerin ve idari para cezalarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(11) 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı
Gelir Vergisi Kanununun mülga 64 üncü maddesinde sayılan diğer ücret
gelirleriyle ilgili olarak gelir vergisi tarh edilmez ve vergi cezası kesilmez,
tarh edilmiş ve kesilmiş olanlar terkin edilir, tahsil edilmiş olanlar iade
edilmez.
Matrah ve vergi artırımı
MADDE 5- (1) Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde gelir ve
kurumlar vergisi matrahlarını artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde
ödemeleri hâlinde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık
gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi
türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmaz.
a) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri
vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil)
vergiye esas alınan matrahlarını, bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde yer alan sürede, 2018 takvim yılı için %35, 2019 takvim
yılı için %30, 2020 takvim yılı için %25, 2021 takvim yılı için %20 oranından
az olmamak üzere artırırlar.
b) Gelir vergisi mükelleflerinin, artırımda
bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları gelir vergisi
beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar
nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda
faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve
gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar dâhil) olması hâlinde,
vergilendirmeye esas alınacak matrah ile bu fıkranın (a) bendine göre
artırdıkları matrahlar, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler
için 2018 takvim yılı için 63.800 Türk lirasından, 2019 takvim yılı için 66.400
Türk lirasından, 2020 takvim yılı için 70.500 Türk lirasından, 2021 takvim yılı
için 75.000 Türk lirasından; bilanço esasına göre defter tutan mükellefler ile
serbest meslek erbabı için 2018 takvim yılı için 94.000 Türk lirasından, 2019
takvim yılı için 99.600 Türk lirasından, 2020 takvim yılı için 105.800 Türk
lirasından, 2021 takvim yılı için 112.400 Türk lirasından az olamaz. Geliri
sadece basit usulde tespit edilen ticari kazançtan oluşan mükellefler için
vergilendirmeye esas alınacak asgari matrah, bilanço esasına göre defter tutan
mükellefler için belirlenmiş tutarların ilgili yıllar itibarıyla 1/10’undan,
geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşanlar için 2/5’inden, geliri
bunlar dışında kalan diğer gelir vergisi mükellefleri için ise işletme hesabı
esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutardan az olamaz. Bu
bendin uygulanmasında ilgili yıllar itibarıyla gayrimenkul sermaye iratları için
belirlenen istisna tutarları dikkate alınmaz.
c) Kurumlar vergisi mükelleflerinin
artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları
beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar
nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda
faaliyette bulunmuş veya kazanç elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve
kazançlarını vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar dâhil) olması hâlinde,
vergilendirmeye esas alınacak matrahlar ile bu fıkranın (a) bendine göre
artırdıkları matrahlar, 2018 takvim yılı için 200.000 Türk lirasından, 2019
takvim yılı için 215.000 Türk lirasından, 2020 takvim yılı için 230.000 Türk
lirasından, 2021 takvim yılı için 260.000 Türk lirasından az olamaz.
ç) Bu fıkra hükmüne göre artırılan
matrahlar, %20 oranında vergilendirilir ve üzerinden ayrıca herhangi bir vergi
alınmaz. Ancak, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak
istedikleri yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş, bu vergi
türlerinden tahakkuk eden vergiler ile ilgili beyannameler üzerinden tahakkuk
eden damga vergisini süresinde ödemiş ve bu vergi türleri için bu Kanunun 2 nci
ve 3 üncü maddesi hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla bu fıkra
hükmüne göre artırılan matrahları %15 oranında vergilendirilir. İstisna,
indirim ve mahsuplar nedeniyle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken
verginin bulunmaması hâlinde de bu hüküm uygulanır.
d) Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 193
sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesine göre vergi tevkifatına tabi tutulmuş
olan kazanç ve iratlarının bulunması hâlinde, bu fıkrada belirtilen vergi
incelemesine ve tarhiyata muhatap olmamaları için bu kazanç ve iratlar
üzerinden tevkif edilen vergilerin, ait olduğu yıla ilişkin olarak bu fıkranın
(a) bendinde belirtilen şekilde artırılması şarttır.
e) Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 193
sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesinde yer alan vergi tevkifatına tabi kazanç
ve iratları muhtasar beyanname ile beyan etmemiş olmaları hâlinde, bu yıllara
ilişkin olarak bu fıkrada belirtilen vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap
olmamaları için bu kazanç ve iratlara ait tevkifat matrahlarını, bu Kanunun 9
uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan sürede, bu fıkranın
(c) bendinde belirtilen asgari matrahın %50’sinden az olmamak kaydıyla beyan
etmeleri şarttır. Bu bent hükmüne göre artırılan matrahlar üzerinden %15
oranında vergi hesaplanır.
f) Bu fıkranın (d) ve (e) bentlerinde yer
alan hükümlerden yararlanarak artırımda veya beyanda bulunan mükelleflerin, bu
yıllara ilişkin olarak bu fıkrada belirtilen vergi incelemesi ve tarhiyata
muhatap olmamaları için ilgili yıllarda vergiye esas alınan kurumlar vergisi
matrahlarını da bu fıkranın (c) bendinde belirtilen tutarlardan az olmamak
üzere (a) bendinde belirtilen şekilde artırmaları şarttır.
g) Gelir ve kurumlar vergisi
mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların %50’si,
2022 ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilmez. Matrah artırımından önce
2022 yılı kurumlar vergisi beyannamesini vermiş ve matrah artırımında
bulundukları yıllara ait zararların tamamını indirim konusu yapmış olanlar, bu
beyannamelerini, matrah artırımı yapılması için öngörülen başvuru süresi içinde
düzeltmeleri hâlinde vergi cezası kesilmez, gecikme faizi hesaplanmaz. Bu
şekilde yapılan düzeltmeler üzerine tahakkuk eden vergiler, beyannamenin
verildiği tarihten itibaren bir ay içinde ödenir. Bu bent kapsamında yıllık
kurumlar vergisi ile ilgili yapılan düzeltme nedeniyle 2022 yılına ilişkin
geçici vergi beyannamelerinde düzeltme yapılmaz.
ğ) İstisna ve indirimler nedeniyle gelecek
yıllarda matrahtan indirim konusu yapılabilecek tutarlar ile geçmiş yıl
zararları bu fıkra hükmüne göre artırılan matrahlardan indirilemez.
h) Matrah artırımında bulunan mükelleflerin,
yıllık gelir ve kurumlar vergisine mahsuben daha önce ödemiş oldukları
vergilerin iadesi ile ilgili taleplerine ilişkin inceleme ve tarhiyat hakkı
saklıdır.
ı) İşe başlama ve işi bırakma gibi
nedenlerle kıst dönemde faaliyette bulunmuş mükellefler hakkında ilgili yıllar
için belirlenen asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay sayısı (ay kesirleri
tam ay olarak) dikkate alınarak hesaplanır.
i) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında matrah
artırımında bulunulan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun
yayımı tarihinden önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile
birlikte dikkate alınır.
(2) Mükellefler, bu fıkrada belirtilen
şartlar dâhilinde gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisini artırarak bu
maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri hâlinde, kendileri nezdinde söz
konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile
ilgili olarak artırıma konu ödemeler nedeniyle gelir (stopaj) veya kurumlar
(stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.
a) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca hizmet erbabına ödenen
ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar, her bir vergilendirme
dönemine ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) muhtasar
beyannamelerinde yer alan ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık
toplamı üzerinden 2018 yılı için %6, 2019 yılı için %5, 2020 yılı için %4 ve
2021 yılı için %3 oranından az olmamak üzere hesaplanacak gelir vergisini bu
Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan sürede
artırırlar.
b) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında vergi
artırımında bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin
olarak;
1) Verilmesi gereken muhtasar
beyannamelerden, en az bir döneme ilişkin beyanname verilmiş olması hâlinde,
beyan edilmiş ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutar ortalaması alınmak
suretiyle bir yıla iblağ edilerek, artırıma esas olmak üzere yıllık ücretler
üzerinden gelir (stopaj) vergisi matrahı bulunur ve bu tutar üzerinden bu
fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlarda gelir vergisi hesaplanır.
2) Hiç beyanname verilmemiş olması
hâlinde, her ay için hesaplanacak asgari gelir (stopaj) vergisine esas olmak
üzere en az;
(aa) Bu Kanunun yayımı tarihinden önce
ilgili yılda verilmiş olan aylık prim ve hizmet belgelerinde bildirilen
ortalama işçi sayısı kadar işçi,
(bb) İlgili yılda aylık prim ve hizmet
belgelerinin hiç verilmemiş olması hâlinde, bu Kanunun yayımı tarihine kadar
verilmiş olmak şartıyla izleyen vergilendirme dönemlerinde verilen ilk aylık
prim ve hizmet belgesindeki işçi sayısı kadar işçi,
(cc) Bu Kanunun yayımı tarihine kadar
aylık prim ve hizmet belgesinin hiç verilmemiş olması hâlinde en az iki işçi,
çalıştırıldığı kabul edilmek ve ilgili
yılın son vergilendirme döneminde geçerli olan asgari ücretin brüt tutarı esas
alınarak hesaplanan gelir (stopaj) vergisi matrahı üzerinden bu fıkranın (a)
bendinde belirtilen oranlarda gelir vergisini ödemek suretiyle bu fıkradan
yararlanılır.
c) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (2), (3), (5), (6), (11) ve (13) numaralı bentleri ile
13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin
birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ve ikinci fıkrası ile 30 uncu maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendi ve üçüncü fıkrası uyarınca vergi tevkifatı yapmaya
mecbur olanlar, ilgili yıl içinde verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler
dâhil) muhtasar beyannamelerinde (ilgili yıl içinde verilen muhtasar
beyannamelerde beyan edilen tutarlar bir yıla iblağ edilmeksizin) yer alan söz
konusu ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden;
1) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (2), (5) ve (6) numaralı bentleri, 5520 sayılı Kanunun 15
inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve ikinci fıkrası ile 30 uncu
maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere 2018
yılı için %6, 2019 yılı için %5, 2020 yılı için %4 ve 2021 yılı için %3
oranından az olmamak üzere hesaplanacak vergiyi,
2) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci
maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a)
bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere 2018 ila 2021 yılları
için her bir yıl itibarıyla %1, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (11) ve (13) numaralı bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı
olmak üzere ilgili yıllarda geçerli olan tevkifat oranının %25’i oranında
hesaplanan vergiyi,
bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde yer alan sürede artırırlar.
ç) Bu fıkranın (c) bendi kapsamında matrah
veya vergi artırımında bulunulan yıl içinde hiç muhtasar beyanname verilmemiş
olması veya muhtasar beyanname verilmekle birlikte artırılması istenen ödeme
türünün beyannamede bulunmaması hâlinde;
1) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili
yıllar için bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri için
belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarının %50’si esas alınarak
belirlenen gelir (stopaj) vergisi matrahı üzerinden %15 oranında hesaplanan
vergiyi,
2) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (5) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili
yıllar için beyana tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşan
gelir vergisi mükellefleri için belirlenen asgari gelir vergisi matrah tutarı
esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi matrahı
üzerinden %15 oranında hesaplanan vergiyi,
3) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci
maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a)
bentlerinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için bilanço esasına göre
defter tutan mükellefler için belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarı
esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi matrahı
üzerinden %3, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (11)
numaralı bendinde yer alan ödemeler için %2, (13) numaralı bendinde yer alan
ödemeler için de %5 oranında hesaplanan vergiyi,
4) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (6) numaralı bendi, 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin
ikinci fıkrası ile 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan ödemeler
nedeniyle bu maddenin birinci fıkrası kapsamında ilgili yıllar için artırılan
matrahların %80’inden az olmamak üzere belirlenen tutarlar üzerinden %15
oranında hesaplanan vergiyi,
ödemek suretiyle, bu maddeden
yararlanılır.
d) Bu fıkra uyarınca artırımda bulunulması
durumunda ayrıca gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş
olması şartı aranmaz. Şu kadar ki, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (6) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci
maddesinin ikinci fıkrası ve 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükmüne
istinaden bu fıkra kapsamında matrah artırımında bulunulması durumunda,
kurumlar vergisi yönünden de matrah artırımında bulunulması şarttır.
e) Gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj)
vergisi artırımında bulunmak isteyenlerin, yıl içinde işe başlamaları ya da işi
bırakmaları hâlinde faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için (ay
kesirleri tam ay olarak dikkate alınmak suretiyle) bu fıkrada belirtilen
esaslar çerçevesinde artırımda bulunulur.
f) Gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj)
vergisi artırımında bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine
ilişkin olarak bu Kanunun yayımı tarihinden önce yapılıp kesinleşen
tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
g) Bu fıkra hükmüne göre artırıma esas
ücret tutarı ile matrahlar, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının
tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.
ğ) Bu fıkra kapsamında artırımdan
yararlanılarak hesaplanan gelir vergisine herhangi bir istisna ve indirim
uygulanmaz.
(3) Mükellefler, bu fıkrada belirtilen
şartlar dâhilinde katma değer vergisini artırarak bu maddede belirtilen süre ve
şekilde ödemeleri hâlinde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul
ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer
vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.
a) Katma değer vergisi mükellefleri, her
bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki
(ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) hesaplanan katma değer vergisinin yıllık
toplamı üzerinden 2018 yılı için %3, 2019 yılı için %3, 2020 yılı için %2,5 ve
2021 yılı için %2 oranından az olmamak üzere belirlenecek katma değer
vergisini, vergi artırımı olarak bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde yer alan sürede beyan ederler. 25/10/1984 tarihli ve
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (c) bendi ve geçici 17 nci maddesine göre tecil-terkin
uygulamasından faydalanan mükellefler için artırıma esas tutarın belirlenmesinde,
tecil edilen vergiler hesaplanan vergiden düşülür.
b) Bir aylık vergilendirme dönemine tabi
olan katma değer vergisi mükelleflerince, artırımda bulunulmak istenilen yıl
içindeki vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak;
1) Verilmesi gereken katma değer vergisi
beyannamelerinden, en az üç döneme ait beyannamenin verilmiş olması hâlinde, bu
yıla ait dönemlerden verilmiş olan beyannamelerdeki hesaplanan katma değer
vergisi tutarlarının ortalaması bir yıla iblağ edilerek, artırıma esas olmak
üzere yıllık hesaplanan katma değer vergisi tutarı bulunur ve bu tutar
üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlara göre artırım tutarı
hesaplanır.
2) Hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya
iki döneme ilişkin beyanname verilmiş olması hâlinde, ilgili yıl için gelir
veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan
matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak
suretiyle bu fıkradan yararlanılır. Bu durumda olan adi ortaklık, kollektif ve
adi komandit ortaklıklarda ortakların tamamının gelir veya kurumlar vergisi
yönünden matrah artırımında bulunmaları şarttır.
3) İlgili takvim yılı içindeki işlemlerin
tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması, tecil-terkin
uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması veya diğer nedenlerle takvim
yılının bütün dönemlerinde hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması hâlinde,
ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş
olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi
artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanılır. Şu kadar ki, ilgili
takvim yılı içinde bu alt bentte belirtilen durumların yanı sıra vergiye tabi
diğer işlemlerin de mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükellefler
ile yıl içinde beyannamelerinin tamamını vermekle birlikte beyannamelerinin
bazılarında hesaplanan katma değer vergisi bulunmayan mükelleflerin bu fıkra
hükmüne göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda belirtildiği
şekilde hesaplanacak %18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı
olmamak kaydıyla, hesaplanan katma değer vergisi bulunan beyannamelerdeki
vergiler toplamına bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlar uygulanmak
suretiyle hesaplanır. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi
için matrah artırımında bulunmamaları hâlinde bu fıkra hükmünden yararlanamaz.
c) Vergilendirme dönemi üç aylık olan
katma değer vergisi mükelleflerinin, yıllık asgari artırım tutarı, hiç
beyanname vermemiş olmaları hâlinde bu fıkranın (b) bendinin (2) numaralı alt
bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde, en az bir dönem için beyanname vermiş
olmaları hâlinde ise aynı bendin (1) numaralı alt bendinde belirtilen esaslar
çerçevesinde belirlenir.
ç) Katma değer vergisi mükelleflerinin,
artırıma esas alınan ilgili yılın vergilendirme dönemlerinin tamamı için
artırımda bulunmaları zorunludur. Şu kadar ki, mükelleflerin artırımda bulunmak
istedikleri yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları hâlinde, faaliyette
bulunulan vergilendirme dönemleri için bu fıkrada belirtilen esaslar
çerçevesinde artırımda bulunulur.
d) Mükelleflerin artırımda bulunmak
istedikleri yıl içindeki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun
yayımı tarihinden önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile
birlikte dikkate alınır.
e) Artırım talebinde bulunulan yılları
izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak artırım
talebinde bulunulan dönemler için, sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi
yönünden ve artırım talebinde bulunulan dönemler için ihraç kaydıyla
teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan terkin ve iade işlemleri
ile 3065 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamındaki işlemler
veya müteselsil sorumluluk kapsamındaki işlemlerle ilgili inceleme ve/veya
tarhiyat hakkı saklıdır. Sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi
yönünden yapılan incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler için
tarhiyat önerilemez.
f) Bu fıkra hükmüne göre ödenen katma
değer vergisi, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya
maliyet unsuru olarak nazara alınmaz, ödenmesi gereken katma değer
vergilerinden indirilmez veya herhangi bir şekilde iade konusu yapılmaz.
(4) Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü
fıkralarına göre;
a) Matrah ve vergi artırımının bu Kanunun
9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan sürede bu maddede
öngörülen şekilde yapılması, hesaplanan veya artırılan gelir, kurumlar ve katma
değer vergilerinin, peşin veya ilk taksiti bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinde belirtilen sürede başlamak üzere aylık dönemler hâlinde
azami on iki eşit taksitte, matrah ve vergi artırımı dolayısıyla verilen
beyannamelere ait damga vergisinin ise ilk taksit ödeme süresi içinde, bu
Kanunda belirtilen şekilde ödenmesi şarttır. Bu vergilerin bu Kanunda
belirtilen şekilde ödenmemesi hâlinde, ödenmeyen vergi tutarları ilk taksit
ödeme süresinin son günü vade kabul edilerek 6183 sayılı Kanunun 51 inci
maddesine göre gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsil edilir, ancak bu madde
hükmünden yararlanılamaz.
b) Hesaplanarak veya artırılarak ödenen
vergiler, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya
maliyet unsuru olarak kabul edilmez; indirim, mahsup ve iade konusu yapılmaz.
c) Artırılan matrahlar nedeniyle geçici
vergi hesaplanmaz ve tahsil olunmaz.
ç) Matrah veya vergi artırımında
bulunulması, 213 sayılı Kanunun defter ve belgelerin muhafaza ve ibrazına
ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.
d) Matrah veya vergi artırımı sonucunda
tahakkuk eden vergilerin tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde peşin olarak
ödenmesi hâlinde, bu vergilerden (damga vergisi hariç) %10 indirim yapılır.
(5) Daha önce nezdinde vergi incelemesi
yapılmış olan mükellefler, vergi incelemesi yapılan yıllar için de artırımda
bulunabilirler.
(6) İdarenin, artırımda bulunulmayan
yıllar veya dönemler için vergi incelemesi yapma hakkı saklıdır.
(7) Bu maddeye göre matrah veya vergi
artırımında bulunulması, bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış olan
vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmez. Ancak, artırımda
bulunan mükellefler hakkında başlanılan vergi incelemeleri ve takdir
işlemlerinin, bu maddenin birinci fıkrasının (h) bendi ve üçüncü fıkrasının (e)
bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun yayımını izleyen yedi iş günü
içinde sonuçlandırılamaması hâlinde, bu işlemlere devam edilmez. Bu süre içinde
sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri
dikkate alınmaz. İnceleme veya takdir sonucu tarhiyata konu matrah veya vergi
farkı tespit edilmesi hâlinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu
kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce artırımda
bulunulmuş olması şartıyla inceleme ve takdir sonucu bulunan fark, bu maddenin
birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilir.
İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme
raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal
ettirilmesidir.
(8) Matrah veya vergi artırımı dolayısıyla
mükelleflerce verilen yıllık, muhtasar ve katma değer vergisi beyannameleri ve
diğer beyannameler için damga vergisi 1.000 Türk lirası olarak alınır.
(9) Matrah ve vergi artırımıyla ilgili
aşağıdaki hükümler de uygulanır:
a) Aşağıda sayılan mükellefler bu maddenin
birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinden yararlanamazlar:
1) 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin
(b) fıkrasında yer alan “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter
sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak
koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte
olarak düzenleyenler” ile aynı Kanunun 359 uncu maddesinin (ç) fıkrasında yer
alan fiilleri işleyenler (Bu alt bent kapsamındaki fiillerin 2022 yılında veya
bu maddenin kapsadığı dönemlerden herhangi birinde işlendiğinin tespit edilmesi
hâlinde bu mükellefler diğer dönemler için de matrah ve vergi artırım
hükümlerinden yararlanamazlar.).
2) Terör suçundan hüküm giyenler.
3) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla haklarında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin
milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya
gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu
gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma
Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında
vergi incelemesi yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında
inceleme ve araştırma yapılması talep edilenler.
b) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla haklarında, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin; (b) fıkrasında
yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok
ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin
asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden
ya da (ç) fıkrasında yer alan fiillerden hareketle yapılan vergi incelemesi
devam edenlerin bu maddede belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah veya
vergi artırımında bulunmaları durumunda, söz konusu vergi incelemesinin
tamamlanmasına kadar bu maddenin kapsadığı dönemlerin tamamı için yapılan
artırımlara ilişkin olarak tahakkuk işlemleri bekletilir. Şu kadar ki, bu
maddede belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında
bulunmayanlar madde hükümlerinden faydalandırılmaz.
c) Bu fıkranın (b) bendi kapsamında
artırımda bulunanlar hakkında, artırımda bulundukları dönem ve vergi türlerine
ilişkin olarak bu Kanunun yayımı tarihinden (bu tarih dâhil) önce veya yayımı
tarihini izleyen günden itibaren on iki ay içinde başlanılan vergi incelemeleri
((b) bendinde belirtilen inceleme dâhil) ile takdir işlemlerinin, bu maddenin
birinci fıkrasının (h) bendi ve üçüncü fıkrasının (e) bendi hükümleri saklı
kalmak kaydıyla, bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından itibaren on
iki ay içinde sonuçlandırılamaması hâlinde, bu işlemlere devam edilmez. Söz
konusu vergi incelemelerinden bu süre içinde sonuçlandırılanlarla ilgili
tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmaz. İnceleme ve takdir
işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme raporları ve takdir
komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.
ç) Bu fıkranın (b) bendi uyarınca yapılan
vergi incelemesi kapsamında bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından
itibaren on iki ay içinde bu fiillerin varlığının tespit edilmemesi durumunda,
bu durumun tespitine ilişkin rapor veya yazı, aynı bentte öngörülen süre ve
şekilde matrah veya vergi artırımında bulunan mükelleflere tebliğ edilir.
Matrah ve vergi artırımı sonucu hesaplanan vergileri, tebligatı izleyen aydan
başlamak üzere matrah ve vergi artırımı sırasındaki tercihlerine göre ödemeleri
ve maddede öngörülen diğer şartları yerine getirmeleri koşuluyla söz konusu
mükellefler bu madde hükümlerinden yararlanırlar.
d) Bu fıkranın (ç) bendi kapsamında
kendisine rapor veya yazı tebliğ edilen mükellefler hakkında düzenlenen;
1) Bu fıkranın (c) bendi kapsamındaki
inceleme raporu veya takdir komisyonu kararından önce tarhiyata konu matrah
veya vergi farkı tespiti içeren (b) bendi kapsamındaki inceleme raporunun vergi
dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesi hâlinde, matrah veya vergi artırımının
ihlal edilmemesi koşuluyla, (c) bendi kapsamındaki incelemeye veya tarh
işlemlerine devam edilmez.
2) Bu fıkranın (b) bendi kapsamındaki
inceleme raporundan önce (c) bendi kapsamındaki inceleme raporu veya takdir
komisyonu kararının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesi hâlinde, bu
rapor veya karar, Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından itibaren on iki
ayı aşmamak üzere bu fıkranın (b) bendinde bahsedilen vergi incelemesi
neticesinde düzenlenen raporların vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği
tarihe kadar bekletilir.
3) Bu fıkranın (b) bendi kapsamında
yapılan vergi incelemesi sonucunda bulunan matrah veya vergi farkı bu maddenin
birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilir, matrah
veya vergi artırımına ilişkin taksitlerin tamamen ödenmesi şartıyla (c) bendi
kapsamındaki rapor veya kararlar (vergi ziyaına 213 sayılı Kanunun 359 uncu
maddesinde yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi hâli hariç) için tarhiyat
yapılmaz ve vergi cezası kesilmez. Bu fıkranın (c) bendi kapsamındaki
raporlarda vergi ziyaına 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinde yazılı
fiillerle sebebiyet verildiğinin tespiti hâlinde, söz konusu raporlarda tespit
edilen matrah veya vergi farkı ve bu fıkranın (b) bendi kapsamında yapılan
vergi incelemesi sonucunda bulunan matrah veya vergi farkı, bu maddenin
birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilir.
e) Bu fıkranın (b) bendi uyarınca yapılan
vergi incelemesinin tamamlanması sonucunda söz konusu fiillerin varlığının
tespit edilmesi hâlinde, bu mükellefler tarafından yapılan matrah veya vergi
artırımları dikkate alınmaz. Bu fıkranın (c) bendi kapsamındaki inceleme raporu
veya takdir komisyonu kararlarının ilgili olduğu dönemlere ilişkin vergi ve
cezalara yönelik zamanaşımı süresi, bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın
başından itibaren on iki ay aşılmamak kaydıyla, mezkûr rapor veya kararın vergi
dairesi kayıtlarına intikal ettirildiği tarihten bu fıkranın (b) bendi
kapsamındaki raporların vergi dairesine intikal ettiği tarihe kadar işlemez.
f) Bu fıkranın (c) bendi kapsamındaki
inceleme raporu veya takdir komisyonu kararından önce (b) bendi uyarınca
yapılan vergi incelemesinin sonuçlanması ve inceleme sonucunda bahse konu
fıkrada belirtilen fiillerin varlığının tespit edilmesi hâlinde, bu fıkranın
(c) bendinde belirtilen inceleme ve takdir işlemlerinin tamamlanmasına ilişkin
süreler açısından 213 sayılı Kanunun genel hükümleri uygulanır.
(10) Mükelleflerin bu maddeye göre matrah
veya vergi artırımı yaptıkları dönemlere ilişkin olarak kanuni süresinde
vermedikleri anlaşılan beyannameler nedeniyle 213 sayılı Kanunun usulsüzlük ve
özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmaz.
(11) Bu madde hükümlerine göre matrah veya
vergi artırımı ile ilgili olarak doğru beyan yapılmaması veya vergi hataları
nedeniyle eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda
tahakkuk etmiş sayılır ve ödenmemesi hâlinde 6183 sayılı Kanuna göre takip
edilir. Şu kadar ki, Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması şartıyla
mükellefe bildirimde bulunularak eksik tahakkuk eden tutarın bir ay içinde geç
ödeme zammı ile birlikte ödenmesi istenir, verilen sürede ödeme yapılması
hâlinde eksik tahakkuk eden vergiler açısından Kanun hükümleri ihlal edilmiş
sayılmaz.
(12) Birinci fıkranın (ç) bendi kapsamında
yapılacak değerlendirmede, her bir dönem için ayrı ayrı 20 Türk lirasına (bu
tutar dâhil) kadar yapılan eksik ödemeler dikkate alınmaz.
(13) Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü
fıkralarındaki matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanılması, 213
sayılı Kanunun 367 nci maddesi kapsamında aynı Kanunun 359 uncu maddesinde yer
alan kaçakçılık suçlarının işlendiğinin tespitine ve kamu davasının açılmasına
engel teşkil etmez. Ancak, bu incelemeler sonucunda matrah veya vergi
artırımında bulunulan dönemler ve vergiler için tarhiyat yapılmaz.
İşletme kayıtlarının düzeltilmesi
MADDE 6- (1) İşletmede mevcut olduğu hâlde kayıtlarda yer almayan emtia, makine,
teçhizat ve demirbaşlar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri
(adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil), işletmelerinde mevcut olduğu
hâlde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları
kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç
bedel ile bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan
sürede bir envanter listesi ile vergi dairelerine bildirmek suretiyle
defterlerine kaydedebilirler. Bildirime dâhil edilen kıymetler için amortisman
ayrılmaz.
b) Bilanço esasına göre defter tutan
mükellefler aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine, teçhizat ve
demirbaşlar için ayrı olmak üzere özel karşılık hesabı açarlar. Emtia için
ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi
hâlinde sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez. Makine, teçhizat ve
demirbaşlar envantere kaydedilir ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman
addolunur. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise söz konusu
emtiayı defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak kaydederler.
c) Bu fıkranın (a) bendi uyarınca beyan
edilen; makine, teçhizat, demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden tabi olduğu
oranların yarısı esas alınarak katma değer vergisi hesaplanır ve ayrı bir
beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek, beyanname verme süresi içinde
ödenir. Makine, teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen bu vergi, hesaplanan
katma değer vergisinden indirilemez. Emtia üzerinden ödenen vergi genel
esaslara göre indirilir, ancak iadeye konu edilmez. Bu emtia, makine, teçhizat
ve demirbaşlar için 3065 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin (2) numaralı fıkrası
hükmü uygulanmaz.
ç) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında
bildirilen kıymetlerin satılması hâlinde satış bedeli, bunların deftere kaydedilen
değerinden düşük olamaz.
d) Özel tüketim vergisi konusuna giren
malları bu fıkranın (a) bendi kapsamında beyan eden ve alış belgelerini ibraz
edemeyen mükelleflerin, bu malların beyan tarihindeki miktarı ve emsal bedeli
üzerinden geçerli olan özel tüketim vergisini, bu fıkranın (c) bendinde
belirtilen beyanname verme süresi içinde ayrı bir beyanname ile beyan ederek
aynı süre içinde ödemeleri hâlinde bu mallar bakımından 4760 sayılı Kanunun 4
üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası hükmü uygulanmaz.
e) Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin
olarak geçmişe yönelik vergi cezası uygulanmaz.
(2) Kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede
bulunmayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar hakkında aşağıdaki hükümler
uygulanır:
a) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri
(adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil), kayıtlarında yer aldığı hâlde
işletmelerinde mevcut olmayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlarını, bu
Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan sürede,
emtialar bakımından aynı nev’iden emtialara ilişkin cari yıl kayıtlarına göre
tespit edilen gayrisafi kâr oranını, makine, teçhizat ve demirbaşlar bakımından
kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç
bedellerini dikkate alarak fatura düzenlemek ve her türlü vergisel
yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle kayıt ve beyanlarına intikal
ettirebilirler. Gayrisafi kâr oranının cari yıl kayıtlarına göre tespit
edilemediği hâllerde, mükellefin bağlı olduğu meslek odalarının belirleyeceği
oranlar esas alınır. Bu hükme göre ödenmesi gereken katma değer vergisi, ilk
taksit beyanname verme süresinde, diğerleri takip eden birinci ve ikinci ayda
olmak üzere üç eşit taksitte ödenir.
b) Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin
olarak geçmişe yönelik vergi cezası ve gecikme faizi uygulanmaz.
(3) Kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede
bulunmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar ile bunlarla ilgili diğer
işlemler hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Bilanço esasına göre defter tutan
kurumlar vergisi mükellefleri, 31/12/2022 tarihi itibarıyla düzenleyecekleri
bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve
işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve
benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile
ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarları ile
bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer alan işlemlerini bu Kanunun 9 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan sürede vergi dairelerine
beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebilirler.
b) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında beyan
edilen tutarlar üzerinden %3 oranında hesaplanan vergi, beyanname verme süresi
içinde ödenir.
c) Bu fıkra kapsamında ödenen vergiler,
gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilmez; beyan edilen tutarlar ve ödenen
vergiler, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmez. Bu
fıkra uyarınca beyan edilen tutarlar nedeniyle ilave bir tarhiyat yapılmaz.
(4) Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu maddenin
uygulanması ile ilgili olarak yılı içinde ödenmesi gereken vergilerin ödeme
sürelerinde değişiklik yapmaya, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre bildirimde
bulunma zorunluluğu getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları
belirlemeye yetkilidir.
Kesinleşmiş Sosyal Güvenlik Kurumu
alacakları
MADDE 7- (1) 2022 yılı Aralık ayı ve önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun
yayımı tarihinden önce tahakkuk ettiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş olan;
a) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık
statülerinden kaynaklanan; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum
karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,
b) Bu Kanuna göre yapılan başvuru tarihi
itibarıyla ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkânı ortadan kalkmamış isteğe
bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi,
c) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından
ilgili kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve
eğitime katkı payı,
asılları ile bu alacaklara ödeme
sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre
için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan
gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden
vazgeçilir.
(2) 31/12/2022 tarihine kadar (bu tarih
dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin
olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce tebliğ edildiği hâlde bu Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla ödenmemiş olan; özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu
işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespitler sonucunda
bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ile bu
alacaklara gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanan sürenin başlangıç
tarihinden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre
ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme
zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(3) 31/12/2022 tarihinden önce (bu tarih
dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce
kesinleştiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan idari
para cezası asıllarının %50’si ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği
tarihlerden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre
ve şekilde ödenmesi hâlinde, idari para cezası asıllarının kalan %50’si ile
idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i
alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(4) Bu madde kapsamına giren alacakların;
asıllarının bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olmasına rağmen,
fer’ilerinin bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olduğu durumlarda,
aslı ödenmiş fer’i alacağın %40’ının bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
ödenmesi hâlinde, kalan %60’ının tahsilinden vazgeçilir.
(5) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar ile ek 5 inci ve ek 6
ncı maddeleri kapsamında sigortalı olanların, bu madde kapsamındaki borçlarını
yapılandırmaları hâlinde, yapılandırılan borç haricinde altmış günden fazla
prim ve prime ilişkin borçlarının bulunmaması veya altmış günden fazla prim ve
prime ilişkin borçları bulunmakla birlikte bu borçlarını ilgili kanunlara göre
taksitlendirmiş veya yapılandırmış olup ödeme yükümlülüklerini de yerine
getiriyor olmaları ve bu maddeye göre yapılandırılan borçlarının ilk taksitini
ödemeleri kaydıyla genel sağlık sigortasından yararlanmaya başlatılır.
(6) 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin
birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortası tescili yapılmış
olup da gelir testine hiç başvurmayanlardan bu maddenin yayımı tarihinden
31/7/2023 tarihine kadar gelir testine başvuran kişilerin genel sağlık
sigortası primleri, gelir testi sonucuna göre ilk tescil başlangıç tarihinden
itibaren tahakkuk ettirilir.
(7) 2022 yılı Aralık ayı ve önceki aylara
ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı
maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında tahakkuk ettiği hâlde
ödenmemiş olan prim borçlarının 31/8/2023 tarihine kadar ödenmesi hâlinde
gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden
vazgeçilir. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı
maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden
kaynaklanan prim borcu bulunanlar anılan Kanunun 67 nci maddesinde belirtilen
şartları taşımaları hâlinde, bu Kanunun yayımı tarihinden önceki döneme ait
prim borçları dikkate alınmaksızın Kanunun yayımı tarihinden itibaren 31/8/2023
tarihine kadar sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlandırılır. Bu
Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmiş olan 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı
maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası
primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı tutarları iade ve mahsup edilmez.
Ön değerlendirme, araştırma veya tespit
aşamasında olan eksik işçilik prim tutarları ile kesinleşmemiş idari para
cezaları
MADDE 8- (1) 31/12/2022 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş özel
nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin olup, bu Kanun
hükümlerinden yararlanmak için başvurulduğu hâlde, 9 uncu maddenin birinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen başvuru süresinin sonuna kadar işverene
tebliğ edilmiş olan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan
eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ile bu
alacaklara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanan sürenin başlangıç
tarihinden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre
ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme
zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(2) 31/12/2022 tarihinden önce (bu tarih
dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (a)
bendinde belirtilen başvuru tarihine kadar tebliğ edildiği hâlde yine bu tarihe
kadar ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının %50’si ile bu tutara ödeme
sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre
için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, idari para cezası
asıllarının kalan %50’si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve
gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(3) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen tarihe kadar başvuruda bulunmak kaydıyla bu
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki alacaklar
ile 10 uncu maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarında belirtilen alacaklardan
bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen ilk
taksit ödeme süresinin sonuna kadar tahakkuk edenler de bu Kanunun 7 nci
maddesine göre yapılandırılır.
(4) Bu madde ile 7 nci madde hükümlerinden
yararlanmak isteyen borçluların, bu maddelerde belirtilen şartların yanı sıra
dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına
başvurmamaları şarttır.
Ortak hükümler
MADDE 9- (1) Bu Kanunun ilgili maddelerindeki başvuru ve ödeme süresine
ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanmak
isteyen borçluların;
a) 31/5/2023 tarihine kadar (bu tarih
dâhil) ilgili idareye başvuruda bulunmaları,
b) Hazine ve Maliye Bakanlığına, Ticaret
Bakanlığına, Sosyal Güvenlik Kurumuna, il özel idarelerine, belediyelere ve
YİKOB’lara bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksitini 30/6/2023
tarihine kadar (bu tarih dâhil), diğer taksitlerini ise bu tarihi takip eden
aylık dönemler hâlinde azami kırk sekiz eşit taksitte ödemeleri,
şarttır.
(2) Başvuru ve taksit ödeme sürelerinin
son gününün resmî tatile rastlaması hâlinde süre, tatili izleyen ilk iş günü
mesai saati sonunda biter.
(3) Bu Kanun hükümlerine göre hesaplanan
tutarlar peşin veya taksitler hâlinde ödenebilir.
a) Hesaplanan tutarların tamamının ilk
taksit ödeme süresi içinde peşin olarak ödenmesi hâlinde katsayı uygulanmaz ve,
1) Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarların (bu Kanunun 4 üncü
maddesine göre hesaplanan gecikme faizi dâhil) %90’ının tahsilinden vazgeçilir.
2) Bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi ile (d) bendinin (1) numaralı
alt bendi kapsamında olan idari para cezalarından %25 indirim yapılır.
3) Yapılandırma sonucu ödenecek alacağın
sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan (bu Kanunun 7 nci
maddesinin dördüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar hariç) %50 indirim yapılır.
b) Hesaplanan tutarların taksitle ödenmek
istenmesi hâlinde, ilgili maddelerde yer alan hükümler saklı kalmak şartıyla
borçluların başvuru sırasında on iki, on sekiz, yirmi dört, otuz altı veya kırk
sekiz eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şarttır.
Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapılamaz.
c) Hesaplanan tutarların taksitle
yapılacak ödemelerinde ilgili maddelere göre belirlenen tutar;
1) On iki eşit taksit için (1,09),
2) On sekiz eşit taksit için (1,135),
3) Yirmi dört eşit taksit için (1,18),
4) Otuz altı eşit taksit için (1,27),
5) Kırk sekiz eşit taksit için (1,36),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar
taksit sayısına bölünmek suretiyle aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit
tutarı hesaplanır. Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan
borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilir. Ancak,
tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması hâlinde ödenecek tutar
ilgili katsayıya göre düzeltilir.
ç) Bu Kanun kapsamında ödenmesi gereken
tutarlar; Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu ve bağımsız
spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye’de sportif alanda
faaliyette bulunan spor kulüplerince aylık dönemler hâlinde azami yüz yirmi
eşit taksitte ödenebilir.
d) Bu Kanun kapsamında belediyeler ve
bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca ödenmesi gereken tutarlar
aylık dönemler hâlinde azami yüz yirmi eşit taksitte ödenebilir.
1) Bu bent ile (ç) bendi kapsamında
taksitle yapılacak ödemelerde ilgili maddelere göre belirlenen tutar;
(aa) On iki eşit taksit için (1,09),
(bb) On sekiz eşit taksit için (1,135),
(cc) Yirmi dört eşit taksit için (1,18),
(çç) Otuz altı eşit taksit için (1,27),
(dd) Kırk sekiz eşit taksit için (1,36),
(ee) Altmış eşit taksit için (1,45),
(ff) Yetmiş iki eşit taksit için (1,54),
(gg) Yüz yirmi eşit taksit için (1,9),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar
taksit sayısına bölünmek suretiyle aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit
tutarı hesaplanır.
2) 2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı İl Özel
İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi
Hakkında Kanunun 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında sayılan ve alacakları için
kesinti yapılan idareler ile YİKOB’a, belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel
kişiliğini haiz kuruluşlarca bu Kanun kapsamında ödenmesi gereken tutarlar,
belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan
paylarından, 5779 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasındaki %40
oranı dikkate alınmaksızın aylık dönemler hâlinde kesinti suretiyle tahsil
edilir. Ancak, bu kapsamda yapılacak kesinti tutarı her hâl ve takdirde bu
idareler adına genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan
payların aylık tutarının %50’sini aşamaz.
5779 sayılı Kanuna göre yapılacak
kesintilerin Cumhurbaşkanınca durdurulması hâlinde aylık taksitlerin ödeme
süreleri kesinti yapılmayan aylar için de durdurulur ve taksit ödemeleri
yönünden bu Kanun hükümlerine göre ihlal nedeni sayılmaz. Bu taksitler, taksit
ödeme süresinin sonundan itibaren ayrıca bir katsayı ve geç ödeme zammı
uygulanmaksızın aylık dönemler itibarıyla paylardan kesinti suretiyle tahsil
edilir. Taksit tutarlarının, bu bent kapsamındaki borçluların genel bütçe
paylarından daha yüksek olması hâlinde ise eksik tutarlar borçlularca taksit
ödeme süresini takip eden ayın sonuna kadar geç ödeme zammı uygulanmaksızın
ödenir.
(4) Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sosyal
Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine bu Kanun kapsamında ödenecek olan
alacakların 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre kredi kartı kullanılmak
suretiyle ödenmesi uygun görüldüğü takdirde, ödemeye aracılık yapan bankalarca,
kart kullanıcılarına kredi kartı işlemine konu borç tutarının, taksitler
hâlinde yansıtılması ve taksit ödeme aylarında hesaplarına borç kaydedilmesi
koşuluyla, bu ödemeler için ödeme tarihi olarak kredi kartının kullanıldığı gün
esas alınır ve borçluya tahsilatın yapıldığını gösteren makbuz verilir. Bu
şekilde tahsil edilen tutarların bankalarca Hazine veya Sosyal Güvenlik Kurumu
hesaplarına aktarılmasına ilişkin 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde
belirlenen süre, taksit aylarının son gününü izleyen günden itibaren
hesaplanır. Bu fıkra hükmüne göre taksitlerin kredi kartı kullanılmak suretiyle
ödenmesi, katsayı uygulanmasına engel teşkil etmez.
(5) Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı
tahsil dairelerine ödenmesi gereken amme alacaklarına uygulanmak üzere, bu
Kanun hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunan ve ödenecek tutarları
ilgili vergi mevzuatı gereği iade alacağından kendi borçlarına mahsuben ödemek
isteyen mükelleflerin, bu taleplerinin yerine getirilebilmesi için başvuru
ve/veya taksit süresi içinde ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgeleri tam
ve eksiksiz olarak ibraz etmeleri şarttır. Bu takdirde, ilgili mevzuatın
mükellefin mahsup talebine esas aldığı tarih itibarıyla bu Kanuna göre ödenecek
tutara mahsup işlemleri yapılır; mahsup talebine konu tutardan daha az tutarda
mahsubun yapılması hâlinde, mahsuben ödeme suretiyle tahsil edilemeyen tutar
için borçluya bildirimde bulunularak eksik ödenen bu tutarın bir ay içinde
ödenmesi istenir. Bu süre içinde eksik ödenen tutarın, ödenmesi gerektiği
tarihten ödendiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanacak geç ödeme zammı ile
birlikte ödenmesi hâlinde eksik ödenen tutar için bu Kanun hükümleri ihlal
edilmiş sayılmaz.
(6) Bu Kanuna göre ödenmesi gereken birinci
ve ikinci taksitlerin ödeme sürelerinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan
taksitlerden; bir takvim yılında üç veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi
veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının
son taksiti izleyen ayın sonuna kadar hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte
ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. Birinci ve ikinci
taksitlerin ödeme sürelerinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya
eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim
yılında üçten fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde
bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Şu kadar ki, 5 inci madde
kapsamında taksitli ödeme seçeneği tercih edilmiş olması ve birinciyle ikinci
taksitin ödeme sürelerinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan taksitlerden
süresinde ödenmeyen veya eksik ödenenlerin son taksiti izleyen ayın sonuna
kadar hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi hâlinde bu Kanun
hükümlerinden yararlanılır. Peşin veya taksitli ödeme seçeneğinin tercih
edilmesi ve ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi gereken tutarların
ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, hesaplanan tutarların tamamının ilk
taksiti izleyen ayın sonuna kadar geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi
şartıyla katsayı uygulanmaksızın Kanundan yararlanılır. İlk taksit ödeme süresi
içinde ödenmesi gereken tutarların süresinde ödenmesi ve kalan taksitlerin
tamamının ilk taksiti izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi hâlinde katsayı
uygulanmaz. Bu fıkra hükmü her bir madde ve alacaklı idareler açısından
taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.
(7) Bu Kanuna göre ödenecek taksit
tutarının %10’unu aşmamak şartıyla 20 Türk lirasına (bu tutar dâhil) kadar
yapılmış eksik ödemeler için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.
(8) Bu Kanun kapsamına giren alacakların
altıncı fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması hâlinde borçlular,
ödedikleri tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar. Kanun
kapsamında yapılandırıldığı hâlde bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde
ödenmeyen alacakların yapılandırma öncesi türü ve vadesi dikkate alınarak takip
işlemleri ilgili mevzuat kapsamında yapılır ve bu Kanunun yayımı tarihinden
önce başlamış olan takip işlemleri geçerliliğini koruyarak kaldığı yerden devam
eder.
(9) Bu Kanun kapsamına giren alacakların,
bu Kanunun yayımı tarihinden önce;
a) 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar
uyarınca tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından,
kalan taksit tutarları için borçlular, talep etmeleri hâlinde bu Kanun
hükümlerinden yararlanabilirler. Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak
ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılır. Bu şekilde
ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre
için sadece ilgili kanunda öngörülen faiz uygulanır. Kalan taksit tutarları
vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilir ve bu alacaklar hakkında bu Kanun
hükümleri uygulanır.
b) 11/11/2020 tarihli ve 7256 sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun ile 3/6/2021 tarihli ve 7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 2
nci ve 7 nci maddelerine göre yapılandırılan ve bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödemeleri devam eden alacaklar açısından, borçlular talep etmeleri
hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanabilir. Bu takdirde, 7256 ve 7326 sayılı
kanunlar kapsamında ödenen taksitler için yapılandırma hükümleri geçerli
sayılır, bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi
arasında geçen süre için anılan kanunlara göre tercih edilen taksit süresine
uygun katsayı uygulanır, kalan taksit tutarlarına konu alacaklar vadesinde
ödenmemiş alacak kabul edilerek bu Kanunun ilgili hükümlerine göre
yapılandırılır ve ödenmemiş taksitlere ilişkin kalan katsayı tutarlarının
tahsilinden vazgeçilir.
(10) Bu Kanun hükümleri;
a) 5393 sayılı Kanunun geçici 5 inci
maddesi, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun
geçici 3 üncü maddesi kapsamında uzlaşılan alacaklar ile 10/9/2014 tarihli ve
6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair
Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında yapılandırılan
alacaklar,
b) 3/8/2016 tarihli ve 6736 sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun, 18/5/2017 tarihli ve 7020
sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve 11/5/2018
tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun hükümlerine göre bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla taksit ödemeleri devam eden alacaklar,
hakkında uygulanmaz.
(11) Bu Kanundan yararlanılarak süresinde
ödenen alacaklara, bu Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanunun
yayımı tarihinden sonraki süreler için faiz, gecikme zammı, gecikme cezası gibi
fer’i amme alacağı hesaplanmaz.
(12) Bu Kanuna göre ödenecek alacaklarla
ilgili olarak tatbik edilen hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve
buna isabet eden teminatlar iade edilir. Bu Kanuna göre ödenecek alacaklar
nedeniyle tatbik edilen hacizlere konu mallar, borçlunun talebi hâlinde 6183
sayılı Kanun hükümlerine göre alacaklı tahsil dairesince satılabilir. Bu talep,
Kanun kapsamında ödenmesi gereken tutarların Kanun hükümlerine göre ödenmesine
engel teşkil etmez. Bu Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırılan
borçların, borç durumunu gösterir belgede yer almaması için bu borçların en az
%10’unun ödenmiş olması şarttır.
(13) a) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak
üzere başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan
davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gereken borçluların,
bu Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen
başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri şarttır.
Borçlularca, bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan vazgeçilmesi
hâlinde idarece de ihtilaflar sürdürülmez.
b) Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili
tahsil dairesine verilir ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih,
ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı
merciine gönderilir. Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince
tahsili gerektiği hâlde tahakkuku diğer kamu idarelerince yapılan alacaklara
ilişkin ilgili kamu idaresi aleyhine açılmış davalardan vazgeçme dilekçelerinin
verileceği idari mercii belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.
c) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak
üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu
ihtilaflarıyla ilgili olarak karar tarihine bakılmaksızın bu Kanunun yayımı
tarihinden sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmaz.
ç) Bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak
üzere vazgeçilen davalarda verilen kararlar ile hükmedilen yargılama gideri,
avukatlık ücreti ve fer’ileri talep edilmez ve bu alacaklar için icra takibi
yapılamaz. Vazgeçme tarihinden önce ödenmiş olan yargılama giderleri ve
avukatlık ücretleri geri alınmaz.
d) Bu Kanuna göre yapılandırılan
alacaklardan, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine
göre icra takibi yapılanlar ile ilgili takipler, bu Kanunda yer alan özel
hükümler saklı kalmak şartıyla, yapılandırılan alacağın tamamının bu Kanun
hükümlerine göre ödemesi tamamlanıncaya kadar durur. Bu alacakların tamamının
ödenmesi hâlinde icra takipleri alacaklı idarelerin başvurusu üzerine
sonlandırılır. Bu takiplerden kaynaklanan avukatlık ücreti, icra takip
giderleri ile bu takipler nedeniyle açılmış davalara ilişkin yargılama gideri,
avukatlık ücreti ve fer’ileri karşılıklı olarak talep edilmez, bu türden
alacaklara karşılık yapılmış tahsilatlar iade edilmez. Bu hüküm kapsamında icra
takibinden vazgeçilen alacaklar için 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar
Kanununun 23 üncü maddesi uyarınca alınması gereken harç ile 30/6/1934 tarihli
ve 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak
Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1 inci
maddesinde düzenlenen harç alınmaz.
e) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak
üzere başvuruda bulunulan borçlara ilişkin dava açılamaz ve hiçbir mercie
başvurulamaz.
(14) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin onuncu
fıkrasının (a) bendi kapsamında beyan edilen vergilere, ödeme yönünden
şartların ihlali hâlinde, kesilmesi gereken vergi cezaları için 213 sayılı
Kanunun 374 üncü maddesinde yer alan zamanaşımı süreleri ile bu Kanun
kapsamındaki alacaklarla ilgili olarak mevzuatlarında yer alan özel hükümler
saklı kalmak kaydıyla taksit ödeme süresince zamanaşımı süreleri işlemez.
(15) Bu Kanun kapsamına giren alacaklara
karşılık bu Kanunun yayımı tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarlar, bu
Kanun kapsamında tahsil edilen tutarlar ile bu maddenin dokuzuncu fıkrası
kapsamındaki tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar
uyarınca ödenen faizlerin bu Kanun hükümlerine dayanılarak iadesi yapılmaz.
Ancak, bu Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında olup dava konusu
edilen tarhiyatlar ile ilk derece yargı merciinde dava konusu edilen idari para
cezası ve ecrimisillere karşılık bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödeme
yapılmış olması hâlinde, ödenen bu tutarlar, ilk derece mahkemesinde esasa
ilişkin olarak hiç karar verilmemiş veya verilen kararın bozulması nedeniyle
yeniden karar verilmek üzere mahkemesine iade edilmiş davalara konu alacaklar
için bu Kanundan yararlanılmak üzere yapılan başvurular ile verilmiş terkin
kararları üzerine iade edilebilir.
(16) Cumhurbaşkanı, bu Kanunda öngörülen
başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini bir aya kadar uzatmaya yetkilidir.
(17) 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine
göre Hazine ve Maliye Bakanlığınca mücbir sebep hâli ilan edilen yerlerdeki
dairelere (alacaklı idarelere) mücbir sebep hâlinin vukuu tarihinden itibaren
ödenmesi gereken taksitler; mücbir sebep hâlinin sona erdiği tarihi takip eden
aydan başlamak üzere aylık dönemler hâlinde ödenir. Bu fıkra hükmü, yabancı
ülkelerde de faaliyette bulunan vergi mükelleflerinden, Ticaret Bakanlığı
tarafından olağanüstü politik riskin gerçekleştiği tespit edilen ülkede
faaliyette bulunan ve bu ülkedeki faaliyetleri nedeniyle durumları Hazine ve
Maliye Bakanlığınca, 213 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine göre mücbir sebep
hâli kabul edilenlerin, bu Kanun kapsamında alacakları yapılandırılan alacaklı
idarelere mücbir sebep hâllerinin devam ettiği süre içinde ödemeleri gereken
taksitlere de uygulanır.
(18) Onyedinci fıkra hükümlerine göre
mücbir sebep nedeniyle ödeme süresi uzatılan taksitler için altıncı fıkrada yer
alan, taksitlerden ilk ikisinin süresinde ödenmesi şartı aranmaz.
(19) 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine göre, Hazine ve Maliye
Bakanlığınca mücbir sebep hâli ilan edilen yerlerde bu hâlin, bu maddenin
birinci fıkrasının (a) bendinde belirlenen başvuru süresince devam etmesi
durumunda, bu yerlerdeki dairelere (alacaklı idarelere) yapılacak başvurunun
süresi mücbir sebep hâlinin sona erdiği tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna
kadar (bu tarih dâhil) uzar, bu takdirde Kanun kapsamında ödenmesi gereken
tutarların ilk taksiti; başvuru süresinin sona erdiği tarihi takip eden ayın sonuna
kadar (bu tarih dâhil), diğer taksitler ise bu taksiti takip eden aylık
dönemler hâlinde bu Kanun hükümlerine göre ödenir. Şu kadar ki, bu Kanunun 6
ncı maddesi kapsamında ödenmesi gereken tutarlar beyanname verme süresi içinde,
taksitle yapılacak ödemelerde ise ilk taksit beyanname verme süresi içinde,
diğer taksitler izleyen aylarda ödenir.
(20) Bu Kanunun uygulamasına ilişkin usul
ve esasları belirlemeye ilgili idareler yetkilidir. İl özel idareleri,
belediyeler ile YİKOB’lara ait amme alacaklarına ilişkin hükümlerin
uygulamasına dair usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.
Diğer hükümler
MADDE 10- (1) Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı
Kanuna göre takip edilen alacaklardan, vadesi 31/12/2022 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce olduğu hâlde 1/1/2023 tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan ve bir
amme borçlusu adına tahakkuk etmiş asli ve fer’i alacakların toplamı tüm tahsil
daireleri itibarıyla 2.000 Türk lirasını aşmayanların tahsilinden vazgeçilir.
Bu tutarın tespitinde 1/1/2023 tarihi itibarıyla tahsil dairesi kayıtları esas
alınır. Bu fıkra kapsamında tahsilinden vazgeçilen alacaklar ile ilgili açılmış
davalar, alacaklı tahsil dairesinin alacağın terkin edildiğine ilişkin
bildirimi üzerine mahkemesince sonlandırılır, bu davalar ile ilgili yargılama
gideri, avukatlık ücreti ve fer’ileri karşılıklı olarak talep edilmez. Bu
Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olan tutarlar iade edilmez.
(2) Bu Kanunun 3 üncü ve 4 üncü
maddelerine göre yapılandırılarak kesinleşen tarhiyatlar, yapılandırmanın ihlal
edilmemesi şartıyla 193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci maddesinin ikinci
fıkrasının (2) numaralı bendi kapsamında değerlendirilmez. Şu kadar ki, anılan
bent kapsamında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce söz konusu
tarhiyatlar nedeniyle 193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci maddesi kapsamında
yararlanılamayan indirim tutarları için bir düzeltme yapılamaz.
(3) İşverenlerin ve üçüncü şahısların,
5510 sayılı Kanunun 14 üncü, 21 inci, 23 üncü, 39 uncu ve 76 ncı maddeleri,
17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 10 uncu, 26
ncı, 27 nci ve 28 inci maddeleri, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve
Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun
mülga 63 üncü maddesi ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanununun mülga 129 uncu maddesi gereğince iş kazası ve meslek
hastalığı, malullük, adi malullük ve ölüm hâlleri ile genel sağlık
sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yönelik fiiller
nedeniyle ödemekle yükümlü bulundukları her türlü borçları ile bu borçlara
kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu Kanunun yayımı tarihine kadar
geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde bu borçlara
uygulanan kanuni faizin tahsilinden vazgeçilir.
(4) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından
fazla veya yersiz olarak ödendiği tespit edilen ve 506 sayılı Kanunun, 1479
sayılı Kanunun, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal
Sigortalar Kanununun, 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve
Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun, 5434 sayılı Kanunun mülga
hükümleri ve 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesi gereğince tahsil edilmesi
gereken gelir ve aylıklara ilişkin borç asılları ile bu borçlara kanuni faiz
uygulanan sürenin başlangıcından bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre
için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde bu borçlara uygulanan
kanuni faizin tahsilinden vazgeçilir.
(5) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamında sigortalı
sayılanların prim borçları sebebiyle aynı Kanunun 88 inci maddesinin onikinci
fıkrası uyarınca sattıkları tarımsal ürün bedellerinden, tarımsal kesinti
sorumlularınca kesinti yapıldığı hâlde Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenmesi
gereken prim tutarlarından 2022 yılı Aralık ayı ve önceki dönemlere ilişkin
borçları ile bu borçlara gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanan sürenin
başlangıcından bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre
ve şekilde ödenmesi hâlinde bu borçlara uygulanan gecikme cezası ve gecikme
zammı tahsilinden vazgeçilir.
(6) 5510 sayılı Kanun kapsamından
çıkarılan iş yerlerine ilişkin olup iş yerine ait borcun tamamının ödeme süresi
31/12/2020 veya önceki bir tarihe ilişkin olduğu hâlde ödenmemiş sigorta primi,
işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ve idari para cezası
asılları toplamı 500 Türk lirasını aşmayan alacaklar ile tutarına bakılmaksızın
bu alacaklara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’ilerinin ve aslı
ödenmiş olan fer’i alacaklardan tutarı 10.000 Türk lirasını aşmayanların
tahsilinden vazgeçilir.
(7) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
(bu tarih dâhil) 2918 sayılı Kanun uyarınca araç muayenesi yaptırmaları
gerektiği hâlde muayenelerini süresinde yaptırmamış olanların, 30/9/2023
tarihine kadar (bu tarih dâhil) araç muayenelerini yaptırmaları ve anılan
Kanunun 35 inci maddesi uyarınca muayene süresi geçirilen her ay ve kesri için
tahsili gereken %5 fazla yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları, bu Kanunun yayımı tarihinden (yayımlandığı ay dâhil) araç
muayenelerinin yapıldığı tarihe kadar her ay ve kesri için aylık %0,75 oranı
esas alınarak hesaplanacak tutarı ödemeleri şartıyla anılan madde uyarınca
alınması gereken %5 fazlaların tahsilinden vazgeçilir ve yetkili kuruluş
tarafından tahsil edilen bu tutarlar anılan maddede belirtilen süre ve şekilde
Hazine hesaplarına aktarılır. Bu fıkra kapsamına giren alacaklara karşılık bu
Kanunun yayımı tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarların bu fıkra
hükümlerine dayanılarak iadesi yapılmaz. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul
ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir. 22/3/2020 ile
3/7/2020 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) geçen süre için 2918 sayılı
Kanunun 35 inci maddesinde yer alan %5 fazlaya ilişkin hüküm ve Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları uygulanmaz, tahsil edilmiş tutarlar iade edilmez.
(8) 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı
Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 25 inci, geçici 26 ncı
ve geçici 28 inci maddeleri kapsamında ertelenen bedeller hariç olmak üzere,
ilgili kanunları uyarınca orman sayılan yerler, Hazinenin özel mülkiyetinde
veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlar hakkında yapılan
kesin izin, kesin tahsis, kullandırma kararı, irtifak hakkı, kullanma izni ve
kiralama işlemlerinden kaynaklanan ve vadesi 31/12/2022 tarihi itibarıyla
geldiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan kullanım
bedelleri ve hasılat/ticari kâr payları asıllarının tamamı ile bu alacaklara
ilişkin gecikme zammı, faiz gibi fer’ileri yerine bu Kanunun yayımı tarihine
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde başvurulması ve ödenmesi şartıyla, bu
alacaklara hesaplanan gecikme zammı, faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.
Bu fıkra kapsamında olan ve bu Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu
edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için borçluların bu fıkra
hükümlerinden yararlanmak üzere bu Kanunda belirtilen sürede başvurmaları ve
Kanunda öngörülen süre ve şekilde alacakların ödenmesi hâlinde bunlar için
açılan davalar sonlandırılır ve icra takipleri durdurulur. Bu takdirde
borçluların mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı
ile birlikte ödemeleri şarttır. Bu fıkrada belirtilen borçların süresi içinde
ödenmemesi sebebiyle kesin izin, kesin tahsis, kullandırma kararı, irtifak
hakkı, kullanma izni ve kiralama işlemleri iptal edilenler tarafından borçlar
bu fıkrada belirtilen şekilde ödense dahi, iptal işlemi ihya edilmez ve geçerliliğini
korur. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Çevre,
Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilidir.
(9) İl özel idareleri, YİKOB’lar,
belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile sermayesinin %50’sinden fazlası
bunlara ait şirketlerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar hakkında yaptıkları
satış, irtifak hakkı ve kiralama işlemlerinden kaynaklanan (tasarrufunda
bulunan taşınmazların kira ve irtifak hakkı bedelleri ile kaynak sularının kira
bedeli dâhil) ve vadesi 31/12/2022 tarihi itibarıyla geldiği hâlde bu Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan kullanım bedelleri ve hasılat payları
asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin gecikme zammı, faiz gibi fer’ileri
yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
başvurulması ve tamamen ödenmesi şartıyla, bu alacaklara hesaplanan gecikme
zammı, faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu takdirde mahkeme
ve icra masrafları ile vekâlet ücreti ilk taksit tutarı ile birlikte tahsil
edilir. Bu fıkra hükümlerinden yararlanılabilmesi için dava açılmaması ve
açılmış davalardan vazgeçilmesi şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken
tutarların Kanunda öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi
hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil
edilir. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Çevre,
Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilidir.
(10) Büyükşehir belediyeleri, belediyeler
ve büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerince 6183 sayılı Kanuna
göre takip edilmekte olan ve vadesi 31/12/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan ve her bir
alacağın türü, dönemi, asılları ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle tutarı 250
Türk lirasını aşmayan asli alacakların ve tutarına bakılmaksızın bu asıllara
bağlı fer’i alacakların, aslı ödenmiş fer’i alacaklardan tutarı 500 Türk
lirasını aşmayanların tahsilinden vazgeçilir.
(11) 18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu hükümlerine
göre, 31/12/2022 tarihine kadar ödenmesi gerekmesine rağmen ödenmemiş olan,
üyelerin oda ve borsalara olan aidat, navlun hasılatından alınacak oda payları
ve borsa tescil ücreti ile oda ve borsaların Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliğine olan aidat borçları asılları ile 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı
Sigortacılık Kanununun 26 ncı maddesinin yirmiüçüncü fıkrası ile 27 nci
maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine
ödenmesi gereken sigorta eksperleri ve sigorta acenteleri levha aidat borç
asıllarının tamamının birinci taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi takip eden
üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam dokuz
eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i alacakların, alacak asıllarının bu Kanunun yayımı
tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde ödenmiş borç
asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için
bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı birime
başvurulması şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken ilk taksitin
süresinde tam ödenmemesi ya da bir takvim yılında birden fazla taksitin
süresinde ödenmemesi veya süresinde ödenmeyen ya da eksik ödenen herhangi bir
taksitin vade sonuna kadar ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile
bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili
mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen
borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava
açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları
şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya
mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi
başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunması hâlinde davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu
kapsamda, tamamı ödenen alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra
masrafları ve vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez. Vergi
mükellefiyeti sona erdiği hâlde oda/borsa kayıtları devam eden üyelerin, vergi
mükellefiyetinin sona erdiği tarihe kadar ödenmeyen borçları için bu fıkra
hükümleri uygulanır. Vergi mükellefiyetinin sona erdiği tarihten sonra,
tahakkuk etmiş aidat borçlarının asılları ile birlikte fer’i borçlarının
tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği yetkilidir.
(12) 31/12/2022 tarihi (bu tarih dâhil)
itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş
olan; 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve
Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi
oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların Türkiye Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğine olan birlik payı
borçlarının asıllarının tamamının birinci taksiti bu Kanunun yayımı tarihini
takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami
toplam dokuz eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların, alacak asıllarının bu Kanunun
yayımı tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde ödenmiş borç
asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için
bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı birime
başvurulması şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada
öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş
alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Bu fıkra
hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine
getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve
kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce dava
konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil
olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra
hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde davalar ve/veya
icra takipleri sonlandırılır. Bu kapsamda, tamamı ödenen alacaklara ilişkin
yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri karşılıklı olarak
talep edilmez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları
Birliği yetkilidir.
(13) 31/12/2022 tarihi (bu tarih dâhil)
itibarıyla, ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş
olan; 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları
Kanunu hükümlerine göre esnaf ve sanatkârların üyesi oldukları odalara olan
aidat borçları ile odaların birlik ve üyesi oldukları federasyonlara, birlik ve
federasyonların Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonuna olan katılma
payı, esnaf ve sanatkârların meslek eğitimini geliştirme ve destekleme fonu
borç asıllarının ödenmemiş kısmının birinci taksiti bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler
hâlinde ve azami toplam dokuz eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara
uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden
vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımı
tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı birime başvurulması şarttır.
Fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde
kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara
ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat
hükümlerine göre tahsil edilir. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen
borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava
açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları
şarttır. Bu kapsamda tamamı ödenen alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile
icra masrafları ve vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez. Bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla üyelerin odalara, odaların birlik ve
federasyonlara, birlik ve federasyonların da Konfederasyona kısmen veya tamamen
ödemiş olduğu aidat ve katılma payı asıllarına isabet eden ve ödenmemiş olan
faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden
vazgeçilir. Vergi mükellefiyeti sona erdiği hâlde oda kayıtları devam eden
üyelerin, vergi mükellefiyetinin sona erdiği tarihe kadar ödenmeyen borçları
için bu fıkra hükümleri uygulanır. Vergi mükellefiyetinin sona erdiği tarihten
sonra, tahakkuk etmiş aidat borçlarının asılları ile birlikte fer’i borçlarının
tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu
yetkilidir. 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler
nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesi
kapsamında mücbir sebep hâli ilan edilen yerlerde; ödenmesi gerektiği hâlde
ödenmemiş olan, 5362 sayılı Kanun hükümlerine göre faaliyet gösteren ve
depremden zarar gören esnaf ve sanatkârların aidat borçları ve gecikme zamları
ile odaların birlik ve üyesi oldukları federasyonlara, birliklerin Türkiye
Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonuna olan katılma payı ve mesleki eğitim fonu
borçları ve gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçmeye 31/12/2023 tarihine kadar
ilgili yönetim kurulu yetkilidir.
(14) 31/12/2022 tarihi (bu tarih dâhil)
itibarıyla, ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş
olan; 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümlerine göre
avukatların ve stajyer avukatların baro kesenekleri ile staj kredisi
borçlarının asıllarının tamamının birinci taksiti bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve
azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların, alacak asıllarının bu
Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde
ödenmiş borç asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi
için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar baro
kesenekleri için ilgili baroya, staj kredisi alacakları için Türkiye Barolar
Birliğine başvurulması şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların
fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde,
ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Ancak
bu fıkradan yararlananlardan aylık taksitini süresinde ödemeyenler bakımından
bir kereye mahsus olmak üzere ödenmeyen taksitin bir sonraki ay taksiti ile
birlikte ödenmesi durumu saklıdır. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen
borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava
açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları
şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya
mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi
başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunması hâlinde davalar ve/veya icra takipleri bu fıkra kapsamında
ödenmesi gereken tutarlar fıkrada öngörülen süre ve şekilde tamamen ödeninceye
kadar durdurulur ve alacağın tamamı ödendiğinde sonlandırılır. Bu kapsamda,
tamamı ödenen alacaklara ilişkin dosyanın kapatılması için gerekli tahsil harcı
borçlu tarafından ödenir, bundan başka yargılama giderleri ile icra masrafları
ve vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez. Bu fıkranın uygulamasına
ilişkin usul ve esasları belirlemeye Türkiye Barolar Birliği yetkilidir.
(15) 31/12/2022 tarihi (bu tarih dâhil)
itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş
olan; 27/1/1954 tarihli ve 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
Kanunu hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat
borçları asıllarının tamamının birinci taksiti bu Kanunun yayımı tarihini takip
eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam
altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların, alacak asıllarının bu Kanunun
yayımı tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde ödenmiş borç
asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için
bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı birime
başvurulması şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada
öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş
alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Bu fıkra
hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine
getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve
kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce dava
konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil
olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra
hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde davalar ve/veya
icra takipleri sonlandırılır. Bu takdirde, borçluların mahkeme ve icra
masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri
şarttır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Türk
Mühendis ve Mimar Odaları Birliği yetkilidir.
(16) 31/12/2022 tarihi (bu tarih dâhil)
itibarıyla, ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş
olan; 23/1/1953 tarihli ve 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu
hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat
borçları ile odaların Merkez Konseyine olan birlik payı borçlarının asıllarının
ödenmemiş kısmının birinci taksiti bu Kanunun yayımı tarihini takip eden üçüncü
ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam altı eşit
taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden
yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna
kadar alacaklı birime başvurulması şarttır. Fıkra kapsamında ödenmesi gereken
tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi
hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil
edilir. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen
şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı
tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve
kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için,
borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde
davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu takdirde, borçluların mahkeme
ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte
ödemeleri şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla üyelerin odalara,
odaların da Merkez Konseyine kısmen veya tamamen ödemiş olduğu aidat asıllarına
isabet eden ve ödenmemiş olan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Türk Tabipleri Birliği yetkilidir.
(17) 31/12/2022 tarihi (bu tarih dâhil)
itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş
olan; 7/6/1985 tarihli ve 3224 sayılı Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu
hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat
borçları ile odaların Türk Diş Hekimleri Birliğine olan birlik payı borçlarının
asıllarının ödenmemiş kısmının birinci taksiti bu Kanunun yayımı tarihini takip
eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam
altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra
hükmünden yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci
ayın sonuna kadar alacaklı birime başvurulması veya bu fıkrada belirtilen ödeme
zamanında ilk taksitin ödenmesi şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken
tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi
hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil
edilir. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen
şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı
tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve
kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için,
borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde
davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu takdirde, borçluların mahkeme
ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte
ödemeleri şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla üyelerin odalara,
odaların da Türk Diş Hekimleri Birliğine kısmen veya tamamen ödemiş olduğu
aidat asıllarına isabet eden ve ödenmemiş olan faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkranın uygulamasına
ilişkin usul ve esasları belirlemeye Türk Diş Hekimleri Birliği yetkilidir.
(18) 31/12/2022 tarihi (bu tarih dâhil)
itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş
olan; 9/3/1954 tarihli ve 6343 sayılı Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına,
Türk Veteriner Hekimleri Birliği ile Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği
İşlere Dair Kanun hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara
olan aidat borçları ile odaların Türk Veteriner Hekimleri Birliğine olan birlik
payı borçlarının asıllarının tamamının birinci taksiti bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve
azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların, alacak asıllarının bu
Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde
ödenmiş borç asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi
için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili
odaya/birliğe başvurulması şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken
tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi
hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Bu
fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları
yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı
tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve
kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için,
borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde
davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu kapsamda, tamamı ödenen
alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri
karşılıklı olarak talep edilmez. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Türk Veteriner Hekimleri Birliği yetkilidir.
(19) 31/12/2022 tarihi (bu tarih dâhil)
itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş
olan; 15/5/1957 tarihli ve 6964 sayılı Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği
Kanunu hükümlerine göre üyelerin odalara olan aidat borçları ile odaların
Türkiye Ziraat Odaları Birliğine olan birlik payı borçlarının asıllarının
tamamının birinci taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi takip eden üçüncü ayın
sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam dokuz eşit taksitte
ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı
gibi fer’i alacakların, alacak asıllarının bu Kanunun yayımı tarihinden önce
kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde ödenmiş borç asıllarına isabet eden
faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden
vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımı
tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı birime başvurulması şarttır.
Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken ilk taksitin süresinde tam ödenmemesi ya
da bir takvim yılında birden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya süresinde
ödenmeyen ya da eksik ödenen herhangi bir taksitin vade sonuna kadar ödenmemesi
hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil
edilir. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen
şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu kapsamda, tamamı
ödenen alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet
ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin
usul ve esasları belirlemeye Türkiye Ziraat Odaları Birliği yetkilidir.
(20) 8/3/2011 tarihli ve 6172 sayılı
Sulama Birlikleri Kanunu hükümleri kapsamında olan ve vadesi 31/12/2022 tarihi
itibarıyla geldiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan
su kullanım hizmet bedellerinin tamamı ile bu alacaklara ilişkin faiz gibi
fer’i alacaklar yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen ikinci ayın sonuna kadar borçlu bulunulan birliğe başvuruda bulunulması
ve ödenmesi gereken tutarın, birinci taksiti bu Kanunun yayımı tarihini takip
eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam
dokuz eşit taksitte ödenmesi hâlinde bu alacakların ödenen kısmına isabet eden
fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Yapılandırılan tutarın tamamının ilk
taksit ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde fer’i alacaklar yerine hesaplanan
Yİ-ÜFE tutarının %90’ının tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra kapsamında ödenmesi
gereken tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen
ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz gibi
fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Ancak bu
fıkradan yararlananlardan aylık taksitini süresinde ödemeyenler bakımından bir
kereye mahsus olmak üzere ödenmeyen taksitin bir sonraki ay taksiti ile
birlikte ödenmesi durumu saklıdır. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen
borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava
açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları
şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya
mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi
başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunması hâlinde davalar ve/veya icra takipleri bu fıkra kapsamında
ödenmesi gereken tutarlar fıkrada öngörülen süre ve şekilde tamamen ödeninceye
kadar durdurulur ve alacağın tamamı ödendiğinde sonlandırılır. Bu kapsamda,
tamamı ödenen alacaklara ilişkin dosyanın kapatılması için gerekli tahsil harcı
borçlu tarafından ödenir, bundan başka yargılama giderleri ile icra masrafları
ve vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez. Bu fıkranın uygulamasına
ilişkin usul ve esasları belirlemeye Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilidir.
(21) 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen
depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesi
kapsamında mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde;
a) Depremden, kendisi, eşi, çocuğu veya anne ve babası etkilenen
hizmet erbabına, işverenler tarafından 6/2/2023 ila 31/7/2023 tarihleri
arasında (bu tarihler dâhil) mevcut ücret, prim, ikramiye gibi ödemelerine
ilave olarak yapılan ayni yardımlar ile toplam tutarı 50.000 Türk lirasını
geçmeyen nakdi yardımlar 5510 sayılı Kanuna göre prime esas kazanca dâhil
edilmez, bu yardımlar üzerinden 193 sayılı Kanun uyarınca gelir vergisi
ve 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi
Kanunu uyarınca damga vergisi alınmaz.
b) 6/2/2023 tarihi itibarıyla yerleşim yeri bulunan gerçek
kişilerin, ikamet etmeleri amacıyla bedelsiz kullanımına bırakılan konutlara
ilişkin olarak 2023 yılı gelirlerine uygulanmak üzere 193 sayılı Kanunun 73
üncü maddesinde belirtilen emsal kira bedeli esası uygulanmaz.
c) Depremlerde veya bu depremlerdeki yaralanmalara bağlı olarak
daha sonraki tarihlerde vefat edenlerin mirasçılarına, tüzel kişiliği haiz
emekli sandıkları, yardım sandıkları ile sigorta ve emeklilik şirketleri
tarafından ve bireysel emeklilik sisteminden, 6/2/2023 tarihinden itibaren
yapılan ve 193 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (15) ve (16)
numaralı bentlerinde sayılan menkul sermaye iradı kapsamındaki ödemeler
üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmaz.
ç) Depremlerde veya bu depremlerdeki yaralanmalara bağlı olarak
daha sonraki tarihlerde vefat edenlerin mirasçılarına veraset yoluyla intikal
eden mallar ile vefat eden hizmet erbabının eş, çocuk, anne ve babasına
işverenler tarafından 6/2/2023 ila 31/7/2023 tarihleri arasında (bu tarihler
dâhil) yapılan yardımlar veraset ve intikal vergisinden müstesnadır. Bu
intikaller nedeniyle veraset ve intikal vergisi beyannamesi verilmez, ilişik
kesme belgesi aranmaz.
Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye
Bakanlığınca belirlenir.
(22) 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa ve 213
sayılı Kanuna göre tutulması ve tasdiki zorunlu defterleri ile kullanmak
mecburiyetinde bulunduğu belgeleri 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana
gelen depremler nedeniyle zayi olan mükellefler, durumu öğrendiği tarihten
itibaren 31/7/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) yetkili mahkemeden kendisine
bir belge verilmesini isteyebilir. Mahkeme bu talebi ivedilikle görüşür ve
gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Ancak bu yerlerde
bulunan mükellefin il veya ilçe idare kurullarından defter ve belgelerinin zayi
olduğuna ilişkin olarak alacağı belge de yetkili mahkemeden alınmış belge
hükmündedir. Böyle bir belge almamış olan mükellef, defterlerini ve belgelerini
ibrazdan kaçınmış sayılır. Defter veya belgelerinin iş yerinde veya 3568 sayılı
Kanun uyarınca yetkili meslek mensubunun faaliyetlerini yürüttüğü yerde zayi
olduğunu beyan eden mükellef, ilgili mahkemeye veya il/ilçe idare kuruluna
başvurduğunu gösteren belge ile yeni defterlerin açılış onayını notere
yaptırabilir. Şu kadar ki ilgili mahkeme veya kurullarca defter ve belgelerin
zayi olmadığına karar verilmesi halinde mükellef, defter ve belgelerini
ibrazdan kaçınmış sayılır. Bu fıkra kapsamında yapılan yeni defterlerin tasdiki
işleminden 492 sayılı Kanun hükümlerine göre noter harcı, 18/1/1972 tarihli ve
1512 sayılı Noterlik Kanununa göre her ne adla olursa olsun noterlik ücreti
alınmaz. 6102 sayılı Kanun ve 213 sayılı Kanun kapsamında tutulması ve tasdiki
zorunlu olup elektronik ortamda tutulan defterlerden, Hazine ve Maliye
Bakanlığı tarafından muhafaza edilen ya da muhafaza edilmek üzere anılan
Bakanlığa elektronik ortamda iletilen defterler bakımından bu madde hükümleri uygulanmaz.
Mükelleflerin talebine istinaden bu defterlerin teslimine ilişkin usul ve
esaslar, Ticaret Bakanlığının görüşü alınarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca
belirlenir.
(23) 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen
depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca 213 sayılı Kanunun 15 inci
maddesi kapsamında mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde bulunan ticaret
sicili müdürlüklerine kayıtlı ticari işletme, ticaret şirketleri ve şubelere
ilişkin olarak;
a) Adres değişikliği, aynı il sınırları içindeki ticaret sicili
müdürlükleri arasında yapılacak merkez nakli, tasfiye ve terkin işlemlerinden,
b) Deprem nedeniyle vefat edenlerin işletmenin sahibi, yönetim
organı üyesi veya işletmeyi temsile yetkili olduğu hallerde, ticaret sicilinde
bu kişilere ilişkin yapılacak değişikliklerden ve vefat eden kişilerin sahibi
olduğu payların miras nedeniyle geçişine ilişkin yapılacak tescil
işlemlerinden,
c) (a) ve (b) bentlerinde sayılan işlemler sonucunda düzenlenecek
ticaret sicili kayıtlarına ilişkin belgelerden,
31/7/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) 492 sayılı Kanuna göre
ticaret sicil harçları ile 5174 sayılı Kanunda öngörülen herhangi bir ücret ve
gerçekleştirilen tescil, değişiklik ve terkin işlemlerine ilişkin Türkiye
Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanacak ilanlardan ilan ücreti alınmaz.
(24) 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen
depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca 213 sayılı Kanunun 15 inci
maddesi kapsamında mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde 5362 sayılı Kanun hükümlerine
göre faaliyet gösteren ve depremden zarar gören esnaf ve sanatkârlara ilişkin
olarak; aynı il sınırları içindeki tescil, tadil ve terkin işlemleri ile sicil
tasdiknamesinden 31/7/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) anılan Kanunda
öngörülen harç, herhangi bir ücret ve gerçekleştirilen tescil, tadil ve terkin
işlemlerine ilişkin Esnaf ve Sanatkârlar Sicil Gazetesinde yayımlanacak
ilanlardan ilan ücreti alınmaz.
(25) 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen
depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca mücbir sebep hali ilan edilen
yerlerde; gelir ve kurumlar vergisi yönünden mükellefiyet kaydı bulunan
kişilerden veya gelir vergisi mükellefiyeti bulunmayan ancak yerleşim yeri bu
yerlerde olan gerçek kişilerden ya da kuruluş ve faaliyet yeri bu yerlerde
bulunan kurumlar vergisi mükellefiyeti olmayan teşekküllerden alacağı bulunan
mükellefler, açılan tespit davası üzerine mahkeme tarafından borçlunun mal
varlığının en az üçte birini kaybettiğine yönelik verilmiş bir karar bulunması şartıyla,
deprem tarihinden önce doğmuş olan ve varlığı 213 sayılı Kanunda sayılan
belgeler ile tevsik edilen alacaklarını aynı Kanunun 323 üncü maddesinde yer
alan hükümlere göre dava veya icra safhasında bulunan alacak kabul ederek, bu
alacakları için pasifte karşılık ayırabilir. İşletme hesabı esasında defter
tutan mükellefler, bu fıkra kapsamında tespit edilen şüpheli alacaklarını
defterlerinin gider kısmına kaydederler. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul
ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.
(26) 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen
depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca 213 sayılı Kanunun 15 inci
maddesi kapsamında mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde, depremlerde yıkılan
veya ağır ya da orta hasarlı binalara ve ağır hasar görerek kullanılamaz duruma
gelen taşıtlara ilişkin olup 6/2/2023 tarihinden önce tahakkuk eden ve bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan emlâk vergisi, taşınmaz
kültür varlıklarının korunmasına katkı payı, çevre temizlik vergisi ve motorlu
taşıtlar vergisi ile bu alacaklara ilişkin vergi cezası, gecikme faizi, gecikme
zammı terkin edilir ve taşıtlar üzerinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre
vergi dairelerince tatbik edilmiş hacizler kaldırılır. Bu hüküm, fıkra
kapsamına giren taşıtlara 6/2/2023 tarihinden önce 2918 sayılı Kanunun 116 ncı
maddesine göre verilen trafik idari para cezası ile 6001 sayılı Kanunun 30 uncu
maddesine göre verilen idari para cezaları ve bu cezanın verilmesine ilişkin
geçiş ücreti ile gecikme zammı alacakları için de uygulanır. Bu fıkranın
uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca
belirlenir.
(27) Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, 2022 yılına ilişkin
kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmek suretiyle, 5520 sayılı Kanun ile
diğer kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca kurum kazancından indirim
konusu yapılan istisna ve indirim tutarları ile aynı Kanunun 32/A maddesi
kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi matrahları üzerinden, dönem
kazancı ile ilişkilendirilmeksizin %10 oranında, 5520 sayılı Kanunun 5 inci
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen istisna ile yurt dışından
elde edilen ve en az %15 oranında vergi yükü taşıdığı tevsik edilen istisna
kazançlar üzerinden ise %5 oranında ek vergi hesaplanır ve bu verginin ilk
taksiti kurumlar vergisinin ödeme süresi içinde, ikinci taksiti bu süreyi takip
eden dördüncü ayda ödenir. Özel hesap dönemi tayin edilen mükelleflerde bu
vergi, 2023 yılı içinde sona eren hesap dönemi için verilmesi gereken beyannamelerde
gösterilmek suretiyle uygulanır. Bu vergi gider ve indirim olarak dikkate
alınamaz ve hiçbir vergiden mahsup edilemez. Şu kadar ki 5520 sayılı Kanunun 5
inci maddesinin birinci fıkrasının; (d), (i), (j) ve (k) bentleri ile geçici 14
üncü maddesi kapsamındaki istisnalar, aynı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasının; (b), (c), (ç), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentleri kapsamındaki
indirimler, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesi kapsamında tevkifata tabi
yatırım indirimi istisnası, ilgili kanunları uyarınca kurum kazancından
indirilebilen bağış ve yardımlar ile 10/7/2018 tarihli ve 1 sayılı
Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 407 nci
maddesi kapsamında tanımlanan mikro ve küçük işletmelerin teknoloji geliştirme
bölgeleri ile Ar-ge ve tasarım merkezlerinden elde ettikleri istisnaya ve
indirime konu kazançları üzerinden bu vergi hesaplanmaz. 6/2/2023 tarihi
itibarıyla, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay,
Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illeri ile Sivas İlinin
Gürün İlçesinde kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunanlar ek vergiden muaftır.
Tahsil edilen ek vergi, genel bütçe geliri olarak kaydedilir ve 5779 sayılı
Kanun ile diğer kanunlara göre mahalli idarelere verilecek payların hesabında
dikkate alınmaz. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve
Maliye Bakanlığınca belirlenir.
(28) 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere
Gönderilecek Talebe Hakkında Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrası
kapsamına girenler ile söz konusu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten bu
fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süre içinde anılan maddede
belirtilen nedenlerle haklarında borç takibi yapılanlar veya yapılması
gerekenlerin, kendilerine döviz olarak yapılmış olan her türlü masrafa ilişkin
borç tutarları, (daha önce bu borçları ile ilgili olarak yapılandırma
düzenlemelerinden yararlanmış ve ödemeleri devam edenler dâhil) bu Kanunun
yayımını izleyen üçüncü ayın sonuna kadar Millî Eğitim Bakanlığına başvurmaları
hâlinde, imzaladıkları yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil kefalet
senedi hükümleri dikkate alınmaksızın ve ilgililere önceden ödedikleri faizleri
iade etme sonucu doğurmaksızın bu fıkra hükümlerine göre yeniden hesaplanır ve
başvuru süresi içinde tahsilat işlemi durdurulur. 5/8/1996 tarihinden sonra
yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil kefalet senedi alınanlar hakkında
14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ek 34 üncü
maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre bu fıkranın yürürlüğe girdiği
tarihten önceki süreler için herhangi bir fer’i alacak hesaplanmaz. Bunların
daha önce ödemiş oldukları tutar ile mecburi hizmetlerinde değerlendirilen
sürelere isabet eden tutar, anapara borç tutarından mahsup edilir. Bu fıkra
uyarınca vazgeçilen borç tutarına isabet eden vekâlet ücreti de dâhil yargılama
giderleri tahsil edilmez. Hesaplanan borç tutarı, ilgilinin durumu ve ödenmesi
gereken meblağ dikkate alınarak yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil
kefalet senedi alınması kaydıyla azami beş yıla kadar taksitlendirilebilir. Bu
fıkra kapsamında düzenlenen yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil
kefalet senedi damga vergisi ve noter harcından müstesnadır. Ancak terör
örgütlerine veya Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar
verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu
gerekçesi ile öğrencilikle veya mecburi hizmetle yükümlü bulundukları süre
içerisinde kadrolarıyla ilişiği kesilenler hakkında bu fıkra hükümleri
uygulanmaz.
MADDE 11- 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20 nci
maddesinin birinci fıkrasında yer alan “75.000 Türk lirasına” ibaresi “103 üncü
maddede yazılı tarifenin ikinci diliminde yer alan tutara” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 12- 16/8/1961 tarihli ve 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt
Hizmetleri Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 8- Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla, geri ödemesi başlamış veya takip için vergi dairesine
bildirilmiş olan öğrenim ve katkı kredilerinden vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
bulunanların asıllarına vade tarihleri ile 9/11/2022 tarihi (bu tarih dâhil)
arasında gecikme zammı, Yİ-ÜFE tutarı, katsayı tutarı gibi alacaklar
hesaplanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilmiş olan
tutarlar iade edilmez. Bu maddenin uygulamasına dair usul ve esasları belirlemeye
ilgisine göre Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
MADDE 13- 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 4- Toplu Konut İdaresi
Başkanlığınca; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31/12/2023
tarihine kadar (bu tarih dâhil), daha önce ihale ilanı verilmiş olmakla
birlikte son teklif verme tarihi geçmemiş olanlar dâhil olmak üzere konut ve
konut ile birlikte ihaleye çıkılan yapım işlerine ilişkin ihalelerde, alınan
ihale kararları ve Başkanlık ile işi yüklenenler arasında düzenlenen
sözleşmeler damga vergisinden müstesnadır.”
MADDE 14- 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı
tarifenin mülga son fıkrasından önceki fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Şu kadar ki, I/20-a fıkrası kapsamında
şüyuun izalesi yoluyla satışa konu edilen her bir taşınmaza ilişkin devir ve
iktisaplarda, bu fıkraya göre alınması gereken en az maktu harç miktarı, devir
ve iktisap sayısı ile ilişkilendirilmeksizin, devir eden ve devir alanın her birinden
bir kez alınır.”
MADDE 15- 13/10/1983
tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 26- Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten önce bu Kanun kapsamında sürücülere uygulanan trafik idari
para cezalarına istinaden verilen ve aktif durumda olan ceza puanları pasif
duruma getirilerek ceza puanı hesaplamasında dikkate alınmaz.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
önce 47 nci maddenin üçüncü fıkrası, 51 inci maddenin üçüncü fıkrası ve 118
inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkraları kapsamında geçici olarak geri alınan
ve ilgilisine teslim edilmemiş olan sürücü belgelerinin geçici geri almaları
pasif duruma getirilir ve aynı maddelerde belirtilen süre ve şartlar
aranmaksızın ilgilinin müracaatı üzerine iade edilir ve daha sonraki geri alma
işlemi hesaplamalarında dikkate alınmaz.
Pasif duruma getirilen geçici geri alma
süreleri ve ceza puanları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki tüm
adli ve idari işler bakımından ilgilisine herhangi bir hak veya istisna
sağlamaz ve uygulanmış olan trafik idari para cezalarını ortadan kaldırmaz.”
MADDE 16- 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29
uncu maddesinin üçüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Şu kadar ki, boru hatları veya elektrik
telleri ile taşınan ve sürekli akış hâlinde olan malların ithaline ilişkin
olarak ithalatın yapıldığı vergilendirme dönemine ait katma değer vergisi
beyannamesinin verilme süresi sonuna kadar ödenen katma değer vergisi,
ithalatın yapıldığı dönemde indirim konusu yapılabilir.”
MADDE 17- 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri
Kanununun ek 12 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Amatör sporun ve altyapı spor eğitim
tesislerinin desteklenmesi
EK MADDE 12- Gençlik ve Spor Bakanlığınca
tescil edilmiş olan spor kulüpleri ve spor anonim şirketleri tarafından
sporculara ödenen ücretlerden tevkif edilerek ilgili vergi dairesine kanuni
süresinde beyan edilen ve vadesinde ödenen gelir vergisi, ödemeyi takip eden
beş iş günü içinde ilgili vergi dairesi tarafından, ilgili işverence Türkiye’de
kurulu bankalarda açılmış olan özel hesaplara, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, bu maddenin dördüncü fıkrası kapsamındaki
alacaklar hariç, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanunun 23 üncü maddesi hükmü uygulanmaksızın iade edilir.
Özel hesaba aktarılan tutarlar aşağıdaki
harcamalar dışında kullanılamaz:
a) Amatör spor faaliyetleri ile altyapı
spor eğitim tesislerinde sportif faaliyet gösteren sporculara, bunların
çalıştırıcılarına ve diğer spor elemanlarına yapılan ücret ve ücret sayılan
ödemeler (Her bir sporcu, çalıştırıcı ve diğer spor elemanları için yıllık
olarak yapılacak ödeme, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun
103 üncü maddesinde yazılı tarifenin üçüncü gelir diliminde yer alan ve ilgili
yılda ücretler için geçerli olan tutarın üç katını aşamaz.),
b) Bu fıkranın (a) bendi kapsamındaki
sporcular, çalıştırıcılar ve diğer spor elemanlarının, sportif faaliyetlerine
ilişkin iaşe, ibate, seyahat, sağlık, eğitim-öğretim harcamaları ile amatör ve
altyapı faaliyetlerine ilişkin hazırlık kampları, müsabaka, malzeme ve ekipman,
federasyon vize, lisans, tescil ve katılım harcamaları,
c) Amatör spor faaliyetlerinin gelişimi ile
sporcuların yetiştirilmesi ve eğitimi için spor kulüpleri ve spor anonim
şirketleri tarafından kurulan veya kurulacak altyapı spor eğitim tesislerinin
inşası ile bu tesislerin işletilmesi ve idamesi için yapılan harcamalar.
Spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerine
iade edilerek özel hesaba alınan ve harcanamayan tutarlardan spor kulübü ve bu
spor kulübünün bağlı ortaklığı veya iştiraki olarak kurulan spor anonim
şirketleri, kendi aralarında aynı amaçla harcanmak üzere aktarım yapabilir.
Yukarıda belirtilen harcamalar kapsamında olmak kaydıyla, spor kulüpleri ile
spor anonim şirketlerince iade alınmadan önce yapılan harcamalar daha sonra
özel hesaba aktarılan tutarlardan karşılanabilir.
Özel hesaba aktarılan tutarlar ile bu
tutarlardan yapılan harcamalar, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında
gelir, gider, indirim veya maliyet olarak dikkate alınamaz.
Özel hesaptan amaç dışı kullanılan vergi
iadeleri, amaç dışı kullanıldığı vergilendirme dönemine ilişkin gelir (stopaj)
vergisi olarak özel hesap açılan mükellef adına 213 sayılı Kanundaki esaslara
göre vergi ziyaı cezası kesilerek tarh edilir ve gecikme faizi hesaplanır.
Özel hesapta yer alan tutarlar, bu
maddenin beşinci fıkrası kapsamındaki alacaklar hariç, rehnedilemez ve
haczedilemez.
Hazine ve Maliye Bakanı, birinci fıkra
kapsamında iade edilecek tutarı %50’sine kadar azaltmaya veya kanuni seviyesine
getirmeye yetkilidir.
Özel hesabın oluşturulması, idaresi, bu
hesaba aktarılan tutarların kullanılması ve denetlenmesi ile bu maddenin
uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Gençlik
ve Spor Bakanlığınca müştereken hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 18- 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri
Kanununun geçici 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “bölgesel ve/veya
sektörel alanlarda yüzde yetmiş beşe” ibaresi “bölgesel ve/veya sektörel
alanlarda ya da meslek gruplarına göre yüzde yüze” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 19- 6/6/2002
tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 9- 8/2/2023 tarihli ve 6785 sayılı Cumhurbaşkanı
Kararı ile olağanüstü hal ilan edilen illerde faaliyette bulunan ve Tarım ve
Orman Bakanlığınca belirlenen merkezlerdeki tütün üreticilerinin bir araya
gelerek kurduğu tütün kooperatiflerince Türkiye’de üretilen, bu Kanuna ekli
(III) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan 2403.19.10.00.19 ve
2403.19.90.00.19 G.T.İ.P. numaralı mallardan, 3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı
Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanuna göre tek
başına kıyılıp içilebilme vasfına sahip bulunan ve Türk Standardları
Enstitüsünün TS 13599 Sarmalık Kıyılmış Tütün Mamulü Standardında yer alan “Tek
tütün çeşidinden üretilen sarmalık kıyılmış tütün mamulü” tanımı ve standardına
uygun nitelikteki malların tesliminde 31/12/2024 tarihine kadar (bu tarih
dâhil) özel tüketim vergisi oranı %50 indirimli uygulanır.
Birinci fıkrada yer alan tütün mamulünün tek başına kıyılıp
içilebilme vasfına sahip bulunduğunu ve Türk Standardları Enstitüsünün TS 13599
Sarmalık Kıyılmış Tütün Mamulü Standardında yer alan “Tek tütün çeşidinden
üretilen sarmalık kıyılmış tütün mamulü” olduğunu belirlemeye, bu ürünlerin
denetim ve kontrolünü sağlamaya Tarım ve Orman Bakanlığı; bu maddenin
uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı
yetkilidir.”
MADDE 20- 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci
maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(3) Kurumların kurumlar vergisinden
istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki
faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi
kabul edilmez. Şu kadar ki iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman
giderleri, Kanunun 19 uncu maddesi kapsamında yapılan devir işlemleri sonrasına
isabet edenler de dâhil olmak üzere, kurum kazancından indirilebilir.”
MADDE 21- 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 11 inci
maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(6) Hasarın giderilmesine ve tazminatın
ödenmesine yönelik olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından usul ve
esasları belirlenen sertifikasyon, takip ve denetim esaslarına uygun şekilde
orijinale eşdeğerliği belgelendirilmiş parçalar ile Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığı tarafından usul ve esasları belirlenen yeniden
kullanılabilir parçaların kullanımına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve
Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir. Motorlu
taşıtlarda garantinin korunmasına ilişkin ilgili mevzuat hükümleri saklıdır.”
MADDE 22- 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım
Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan “bölgesel ve/veya sektörel alanlarda yüzde yetmiş beşe”
ibaresi “bölgesel ve/veya sektörel alanlarda ya da meslek gruplarına göre yüzde
yüze” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 23- 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve
Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1 inci maddesinin onbeşinci ve
yirmidokuzuncu fıkralarında yer alan “31/12/2022” ibareleri “31/12/2025”
şeklinde değiştirilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 1- (1) Bu Kanunun 5 inci maddesi hükümleri 2022 yılı için aşağıdaki
şartlarla uygulanır.
a) Mükellefler, Kanunun 5 inci maddesinde
belirtilen şartlar dâhilinde 2022 takvim yılı gelir ve kurumlar vergisi
matrahlarını %25 oranından az olmamak üzere artırmaları halinde madde hükmünden
yararlanır.
b) Kanunun 5 inci maddesinin birinci
fıkrasının; (b) ve (c) bentlerinde belirtilen asgari tutarlar; 2022 yılı için
matrah artırımında bulunan gelir vergisi mükelleflerinden işletme hesabı
esasına göre defter tutanlar için 105.000 Türk lirasından; bilanço esasına göre
defter tutanlar ile serbest meslek erbabı için 200.000 Türk lirasından,
kurumlar vergisi mükellefleri için 500.000 Türk lirasından az olamaz.
c) Bu madde hükmüne göre 2022 takvim
yılına yönelik matrah artırımında bulunulabilmesi için bu yıla ilişkin gelir
veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmiş olması ve bu beyannamelerde beyan
edilen vergiye esas matrahların, 2021 takvim yılında beyan edilen matrahın
%122,93 oranında artırılması suretiyle bulunan tutar ile 2022 takvim yılı
üçüncü geçici vergilendirme döneminde beyan edilen matrahın %40 oranında
artırılması suretiyle bulunan tutarın yüksek olanından az olmaması şarttır.
2022 takvim yılına yönelik matrah artırımında bulunmak isteyen mükellefler
tarafından 1/1/2023 tarihinden sonra matrah azaltıcı nitelikte düzeltme
beyannamesi verilmesi durumunda, bu bent hükmüne istinaden yapılacak
kıyaslamada düzeltme öncesi beyan edilen matrahlar esas alınır. 2022 takvim
yılına ilişkin olarak; üçüncü geçici vergilendirme dönemi gelir veya kurumlar
vergisi beyannamesinin verilmemiş olması halinde; ikinci geçici vergilendirme
dönemi beyannamesinde beyan edilen matrahın %100 oranında artırılması suretiyle
bulunan tutar, sadece birinci geçici vergilendirme dönemi beyannamesinin
verilmiş olması halinde bu beyannamede beyan edilen matrahın %300 oranında
artırılması suretiyle bulunan tutar bu bent kapsamında yapılacak kıyaslamada
dikkate alınır. Şu kadar ki, 2021 takvim yılı ve 2022 yılının üçüncü geçici
vergilendirme dönemine ilişkin gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinde
zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah
oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş
veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin
bilgisi dışında bırakanlar dâhil) olması durumunda, 2022 yılı gelir ve kurumlar
vergisi beyannameleri için bu şart aranmaz. 2022 yılı gelir ve kurumlar vergisi
matrah artırımına esas tutarların belirlenmesinde, (b) bendinde belirlenen
asgari tutarlardan az olmamak üzere bu bent hükmüne göre belirlenen tutarların
%25’i dikkate alınır.
ç) Gelir ve kurumlar vergisi
mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları 2022 yılına ait zararlarının
tamamı 2023 yılından itibaren izleyen yıl kârlarından mahsup edilmez. 2022
yılına yönelik matrah artırımında bulunan gelir veya kurumlar vergisi
mükelleflerinin, bu yıla ilişkin yıllık beyannamelerinde hesaplanan vergilerinden
mahsup edilemeyen geçici vergiler iade edilmez.
d) Mükellefler, Kanunun 5 inci maddesinde
belirtilen şartlar dâhilinde 2022 yılı gelir ve kurumlar vergisi stopajları
için; 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının; (1) numaralı
bendi uyarınca tevkifata tabi ödemelerde %2, 193 sayılı Kanunun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasının; (2), (5) ve (6) numaralı bentleri, 5520 sayılı
Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve ikinci fıkrası ile
30 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak
üzere %2, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı
bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30
uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı
ayrı olmak üzere %1, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(11) ve (13) numaralı bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere
2022 yılında geçerli olan tevkifat oranının %25’i oranından az olmamak üzere artırmaları
halinde anılan madde hükümlerinden yararlanır.
e) Mükellefler, Kanunun 5 inci maddesinde
belirtilen şartlar dâhilinde 2022 yılı her bir vergilendirme dönemine ilişkin
olarak verdikleri katma değer vergisi beyannamelerindeki (ihtirazi kayıtla verilenler
dâhil) hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden 2022 yılı
için %2 oranından az olmamak üzere belirlenecek katma değer vergisini, vergi
artırımı olarak artırmaları halinde anılan madde hükümlerinden yararlanır.
(2) 2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi
matrah artırımında bulunulması, bu Kanunun 10 uncu maddesinin yirmiyedinci
fıkrası uyarınca alınacak ek vergi için bu döneme ilişkin inceleme ve tarhiyat
yapılmasına engel teşkil etmez.
(3) Bu maddede hüküm bulunmayan hallerde
Kanunun 5 inci maddesi hükümleri uygulanır.
(4) Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul
ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.
Yürürlük
MADDE 24- (1) Bu Kanunun;
a) 11 inci ve 20 nci maddeleri 1/1/2023
tarihinden itibaren elde edilen gelir ve kazançlara uygulanmak üzere yayımı
tarihinde,
b) 17 nci maddesi Kanunun yayımı tarihini
izleyen ayın başında,
c) 23 üncü maddesi 1/1/2023 tarihinden
geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
ç) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 25- (1) Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.