VERGİ KANUNLARI İLE BAZI KANUNLARDA VE
375 SAYILI
KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun No. 7524 Kabul Tarihi: 28/7/2024
02.08.2024 Tarih ve 32620 Sayılı R.G.
MADDE 1- 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunun 22/A maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer
alan “her türlü ödemelerde,” ibaresi “her türlü ödemelerde (mahkeme kararları
ve icra dairelerinin ödeme veya icra emirleri üzerine yapılacak ödemeler
dâhil),” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 2- 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Muaflık ve
İstisnalar” başlıklı ikinci kısmının üçüncü bölümünün başlığı “Diğer Muaflık ve
İstisnalar” şeklinde değiştirilmiş ve mülga 17 nci maddesi başlığıyla
birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Hizmet erbabına pay senedi verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerde ücret
istisnası:
MADDE 17- Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca
belirlenen kriterlere göre teknogirişim şirketi niteliğini
haiz işverenlerce hizmet erbabına bedelsiz veya indirimli olarak verilen ve
ücret niteliğinde kabul edilen pay senetlerinin, verildiği tarihteki rayiç
değerinin o yıldaki bir yıllık brüt ücret tutarını aşmayan kısmı gelir
vergisinden istisnadır.
Şu kadar ki, hizmet erbabı tarafından bu şekilde iktisap edilen pay
senetlerinin; iktisap tarihinden itibaren üç tam yıl içerisinde elden
çıkarılması halinde istisna edilen verginin tamamı, dört ila altı yıl
içerisinde elden çıkarılması halinde istisna edilen verginin %75’i, yedi ila on
iki yıl içerisinde elden çıkarılması halinde istisna edilen verginin %25’i,
vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faizi ile birlikte
işverenden tahsil edilir.
Bu şekilde istisna nedeniyle zamanında alınmayan vergilere ilişkin
zamanaşımı süresi, hizmet erbabına bedelsiz veya indirimli olarak verilen pay
senetlerinin hizmet erbabı tarafından elden çıkarıldığı tarihi takip eden
takvim yılı başından itibaren başlar.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve
Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
MADDE 3- 193 sayılı Kanunun mülga 69 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki
şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Ticari ve mesleki kazançlarda günlük hasılat tespiti ve gelir
vergisi matrahının belirlenmesi:
MADDE 69- Ticari veya mesleki faaliyetleri nedeniyle mükellef olanlara
yönelik, Vergi Usul Kanununun 127 nci maddesi kapsamında
günlük hasılat tutarlarını tespit etmek amacıyla bir ayda üçten, bir
takvim yılında on ikiden az olmamak kaydıyla bu madde hükümlerine göre işlem
tesis edilmek üzere yoklama yapılabilir.
Birinci fıkra kapsamında İdarece yapılan yoklamalar sonucu tespit edilen
günlük hasılat tutarları ortalamasından hareketle aylık hasılat
tutarı hesaplanır. Bu şekilde tespit edilen
aylık hasılat tutarlarının toplamı, tespit yapılan ay sayısına
bölünmek suretiyle aylık ortalama hasılat tutarı belirlenir. Aylık
ortalama hasılat tutarı, faaliyette bulunulan ay sayısı ile çarpılmak
suretiyle mükelleflerin ilgili takvim yılı hasılatları tespit edilir.
İkinci fıkra kapsamında tespit edilen hasılat tutarları ile;
a) Bilanço esasına göre defter tutanlar için ilgili takvim yılına ait gelir
tablosunda yer alan brüt satış tutarı,
b) İşletme hesabı esasına göre defter tutanlar için ilgili takvim yılına
ait işletme hesap özetinde yer alan dönem içinde elde
edilen hasılat tutarı,
c) Serbest meslek kazanç defteri tutanlar için ilgili takvim yılına ait
serbest meslek kazanç bildiriminde yer alan gayrisafi hasılat tutarı,
arasındaki fark %20’den fazla olan mükellefler Vergi Usul Kanununun
370 inci maddesi kapsamında izaha davet edilir ve izahın değerlendirilmesi
mezkûr madde hükmüne göre yapılır.
Bu madde hükümleri kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanır.
Hazine ve Maliye Bakanlığı maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 4- 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler
ve sekizinci fıkrasına “Farklı oranlar tespit edilmek suretiyle de
kullanılabilir.” ibaresinden önce gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
“19. 23/10/2014 tarihli ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin
Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre aracı hizmet sağlayıcılarının ve
elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, mezkûr Kanun kapsamındaki
faaliyetleri dolayısıyla hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet
sağlayıcılarına yaptıkları ödemelerden,
20. Cumhurbaşkanınca belirlenen sektörler veya faaliyet konularına ilişkin
mal ve hizmet alımlarına yönelik yapılan ödemelerden,”
“– (19) ve (20) numaralı bentler kapsamındaki vergi kesintisine tabi ödemeler
için faaliyet konuları, ödeme türleri, sektörler, iş grupları ve iş nevileri
itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte,”
MADDE 5- 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153/A maddesinin
birinci fıkrasında yer alan “ve düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan
toplam tutarın % 10’undan az olmamak üzere” ibaresi “az ve 10 milyon Türk
lirasından fazla olmamak üzere düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan
toplam tutarın % 10’u tutarında” şeklinde, üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde,
dördüncü fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “girdiği tarihten itibaren bir
ay içinde” ibaresi “girmesini müteakiben yazıyla” şeklinde, “ve
düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan toplam tutarın % 10’undan az olmamak
üzere yazıyla otuz” ibaresi “az ve 10 milyon Türk lirasından fazla olmamak
üzere düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan toplam tutarın % 10’u
tutarında, altmış” şeklinde, beşinci fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan “ve
düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan toplam tutarın % 10’undan az olmamak
üzere” ibaresi “az ve 10 milyon Türk lirasından fazla olmamak üzere düzenlenmiş
olan sahte belgelerde yer alan toplam tutarın % 10’u tutarında” şeklinde
değiştirilmiş, aynı fıkranın son cümlesi ve altıncı fıkrasının son cümlesi,
yedinci fıkrasının son cümlesi, dokuzuncu fıkrasının son cümlesi
ile onbirinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“Birinci fıkrada sayılanların, mükellefiyeti bulunan adi ortaklık, ticaret
şirketleri ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin kanuni temsilcisi, yönetim
kurulu üyesi, idarecisi, asgari % 10 ortağı olması, bunları devralması, kısmen
veya tamamen bunlara devrolunması halinde, keyfiyetin vergi dairesinin
ıttılaına girmesini müteakiben birinci fıkrada yer alan şartların altmış gün
içerisinde yerine getirilmesi veya aynı süre içerisinde sayılan kişilerin
statülerinin sonlandırılması koşullarından birinin sağlanması bu mükelleflerden
yazılı olarak istenir. Altmış günlük süre içinde, şartların yerine
getirilmemesi ve sayılan kişilerin statülerinin devam ettirilmesi halinde, birinci
fıkrada sayılan kişilerin teminat isteme tarihi itibarıyla tahakkuk etmiş tüm
vergi borçları, mükellef müşterek ve müteselsil sorumlu olmak üzere, bu
kişilerden 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsil edilir. Ancak, altmış
günlük süre içerisinde mezkûr kişilerin statülerinin sona erdirilmesine yönelik
yasal girişimleri başlatmış olan ve bu durumu muteber vesikalar ile ispat ve
tevsik eden mükellefler, bu yasal girişimler sonucunda birinci fıkra
kapsamındaki kişilerin statülerinin sona erdirilmesi şartıyla, söz konusu
borçların takip ve tahsilinde müşterek ve müteselsil sorumlu tutulmaz. Mezkûr
kişilerin statülerinin altmış günlük süreden sonra sona erdirilmesi durumunda,
alınmış teminat mükellefin talebi üzerine, maddenin yedinci fıkrasındaki süre ve
şartlar aranmaksızın, başkaca vergi borcu bulunmaması kaydıyla mükellefe iade
olunur.”
MADDE 6- 213 sayılı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının
(2) numaralı bendinde yer alan “Mükelleflere” ibaresinden sonra gelmek üzere
“ve mükellef olmayanlara,” ibaresi ve (7) numaralı bendinde yer alan
“Elektronik ticarette” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve internet dâhil olmak
üzere her türlü dijital ortamın alım, satım, kiralama, ilan ve reklam gibi
iktisadi ve ticari amaçlarla kullanıldığı hallerde” ibaresi, “amacıyla
elektronik ortamda” ibaresinden sonra gelmek üzere “iktisadi ve” ibaresi,
“ticari faaliyetlerine ilişkin” ibaresinden önce gelmek üzere “, elektronik
ticaret aracı hizmet sağlayıcılara, erişim sağlayıcılara, içerik sağlayıcılara,
yer sağlayıcılara ve sosyal ağ sağlayıcılara iktisadi ve”
ibaresi eklenmiş, “ve/veya” ibaresi “, elektronik ticaret hizmet
sağlayıcılara,” şeklinde, “elektronik ticaret ortamını” ibaresi “ortam”
şeklinde, “alım satıma” ibaresi “, alım, satım, kiralama, ilan ve reklama”
şeklinde, “bilgilerin aracı hizmet sağlayıcıları” ibaresi “bilgiler ile içerik
sağlayıcılar tarafından üretilen ya da sağlanan bilgilerin aracı hizmet
sağlayıcıları, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları, erişim
sağlayıcılar, yer sağlayıcılar ve/veya sosyal ağ sağlayıcılar” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 7- 213 sayılı Kanunun 263 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan
“ticaret” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve kıymetli madenler” ibaresi
eklenmiştir.
MADDE 8- 213 sayılı Kanunun 274 üncü maddesinden sonra gelmek üzere 274/A maddesi
eklenmiştir.
“Kıymetli madenler:
MADDE 274/A- Altın, gümüş, platin ve paladyum gibi kıymetli madenler borsa
rayici ile değerlenir. Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir
şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel olarak, bu rayiç yerine
maliyet bedeli esas alınır.
Bu madde hükmü kıymetli maden ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve
borçlar hakkında da caridir. Kıymetli maden ile olan mevduat veya kredi
sözleşmelerine müstenit alacaklar ve borçlar değerleme gününe kadar
hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır. Alacak ve borçların değerleme
günü kıymetine ircasına ilişkin olarak 280 inci, 281 inci ve 285 inci
maddelerde yer alan hükümler bu fıkra kapsamındaki alacak ve borçlar bakımından
da geçerlidir.”
MADDE 9- 213 sayılı Kanunun 344 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Vergi kanunlarına göre mükellefiyet tesis ettirilmesi gerektiği halde bu
zorunluluğa uyulmaksızın vergi dairesinin ıttılaı dışında ticari, zirai veya
mesleki faaliyette bulunmak suretiyle vergi ziyaına sebebiyet
verilmesi durumunda, birinci, ikinci ve üçüncü fıkralara göre kesilecek
vergi ziyaı cezası yüzde elli artırılarak uygulanır. Aynı vergi türü
ve dönemine ilişkin daha sonra yapılacak tarhiyatlar nedeniyle kesilecek
vergi ziyaı cezalarına da aynı artırım hükmü tatbik edilir.”
MADDE 10- 213 sayılı Kanunun 352 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci
cümlesinde yer alan “bağlı cetvele” ibaresi “bağlı 1 sayılı cetvele” şeklinde,
ikinci cümlesinde yer alan “bağlı cetvelde” ibaresi “bağlı 1 sayılı cetvelde”
şeklinde ve Kanuna bağlı “Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel” başlığı “1 Sayılı
Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel” şeklinde, mevcut Usulsüzlük Cezalarına Ait
Cetveldeki miktarlar aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
|
Birinci derece
usulsüzlükler için
|
İkinci derece
usulsüzlükler için
|
“Mükellef Grupları
|
(TL)
|
(TL)
|
1. Sermaye
şirketleri
|
20.000
|
10.000
|
2. Sermaye
şirketleri dışında kalan
|
|
|
birinci sınıf
tüccar ve serbest meslek erbabı
|
10.000
|
5.000
|
3. İkinci
sınıf tüccarlar
|
5.000
|
3.500
|
4.
Yukarıdakiler dışında kalıp beyanname
|
|
|
usulüyle gelir
vergisine tabi olanlar
|
3.500
|
2.250
|
5. Kazancı
basit usulde tespit edilenler
|
2.250
|
1.500
|
6. Gelir
Vergisinden muaf esnaf
|
1.500
|
1.000”
|
MADDE 11- 213 sayılı Kanunun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı
bendinde yer alan “1.000 Türk lirasından aşağı olmamak üzere” ibaresi “bir
takvim yılı içinde ilk tespitte 10.000 Türk lirasından, sonraki tespitlerde
Kanuna bağlı 2 sayılı cetvelde yer alan tutarlardan aşağı olmamak üzere”
şeklinde, “500.000” ibaresi “10 milyon” şeklinde değiştirilmiş, aynı bendin
birinci paragrafına aşağıdaki cümleler eklenmiş, (2) numaralı bendinde yer alan
“1.000 Türk lirası” ibaresi “bir takvim yılında ilk tespitte 10.000 Türk
lirası, sonraki tespitlerde Kanuna bağlı 2 sayılı cetvelde yer alan tutarlarda”
şeklinde, “50.000” ibaresi “1 milyon” şeklinde, “500.000” ibaresi “10 milyon”
şeklinde değiştirilmiş, aynı bendin birinci paragrafına aşağıdaki cümleler
eklenmiş, (3) numaralı bendi aşağıdaki şekilde, (6) numaralı bendinde yer alan
“250.000.000 lira” ibaresi “65.000 Türk lirası” şeklinde, (10) numaralı
bendinde yer alan “75.000.000 lira” ibaresi “15.000 Türk lirası” şeklinde
değiştirilmiş ve Kanuna aşağıdaki 2 sayılı cetvel eklenmiştir.
“Tek tespitte aynı neviden birden fazla belgenin düzenlenmediğinin tespit
edilmesi durumunda her bir belge için ayrı ayrı ceza kesilir ancak bu
tespit, bu bent uyarınca kesilecek ceza uygulamasında, Kanuna bağlı 2 sayılı
cetvelde yer alan tespit sayısının belirlenmesinde bir adet tespit olarak
değerlendirilir. Şu kadar ki, bu bentte yer alan özel usulsüzlük cezasına tabi
fiillerin, belgeleri almak zorunda olanlar tarafından, idarenin bilgisine
girmeden önce belgenin düzenlenmesi gereken süreyi takip eden beş iş günü
içerisinde idareye bildirilmesi durumunda, alıcı adına özel usulsüzlük cezası
kesilmez. Bu bent kapsamındaki belgelerin düzenlenmediğinin belgeyi almak
zorunda olanlar tarafından, idarenin bilgisine girmeden önce belgenin düzenlenmesi
gereken süreyi takip eden beş iş günü içerisinde idareye bildirildiği
durumlarda, belgeleri düzenlemek zorunda olanlar adına bu bentte yer alan özel
usulsüzlük cezası üç kat olarak uygulanır. Bu bent kapsamındaki belgeler yerine
bu Kanun kapsamında olmayan belgelerin düzenlenmesi halinde, belgeleri
düzenlemek zorunda olanlar adına bu bentte yer alan özel usulsüzlük cezası iki
kat olarak uygulanır. Bu bent kapsamındaki belgelerin yerine bu Kanun
kapsamında olmayan belgelerin düzenlendiğinin belgeyi almak zorunda olanlar
tarafından beş iş günü içerisinde idareye bildirildiği durumlarda, söz konusu
belgeleri düzenleyenler adına bu bentte yer alan cezalar altı kat olarak
uygulanır.”
“Tek tespitte aynı neviden birden fazla belgenin düzenlenmediğinin tespit
edilmesi durumunda her bir belge için ayrı ayrı ceza kesilir ancak bu
tespit, bu bent uyarınca kesilecek ceza uygulamasında, Kanuna bağlı 2 sayılı
cetvelde yer alan tespit sayısının belirlenmesinde bir adet tespit olarak
değerlendirilir. Bu bent kapsamındaki belgelerin düzenlenmediğinin belge
muhteviyatı işlemin muhatapları tarafından, idarenin bilgisine girmeden önce
belgenin düzenlenmesi gereken süreyi takip eden beş iş günü içerisinde idareye
bildirilmesi durumunda, belgeleri düzenlemek zorunda olanlar adına bu bentte
yer alan özel usulsüzlük cezası üç kat olarak uygulanır. Bu bent kapsamındaki
belgeler yerine bu Kanun kapsamında olmayan belgelerin düzenlenmesi halinde,
belgeleri düzenlemek zorunda olanlar adına bu bentte yer alan özel usulsüzlük
cezası iki kat olarak uygulanır. Bu bent kapsamındaki belgelerin yerine bu
Kanun kapsamında olmayan belgelerin düzenlendiğinin belge muhteviyatı işlemin
muhatapları tarafından beş iş günü içerisinde idareye bildirildiği durumlarda,
söz konusu belgeleri düzenleyenler adına bu bentte yer alan cezalar altı kat
olarak uygulanır.”
“3. 232 nci maddenin birinci fıkrasının 1 ila 5 numaralı
bentlerinde sayılanlar dışında kalan kişilerin fatura, gider pusulası,
müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, perakende satış fişi, ödeme
kaydedici cihaz fişi ve giriş ve yolcu taşıma biletlerini almadıklarının tespit
edilmesi halinde bunlara her bir belge için 5.000 Türk lirası özel usulsüzlük
cezası kesilir. Ancak, bu bent uyarınca kesilecek özel usulsüzlük
cezasının toplamı bir takvim yılı için 50.000 Türk lirasını geçemez. Şu kadar
ki, bu bent kapsamındaki kişiler tarafından, idarenin bilgisine girmeden önce
belgenin düzenlenmesi gereken tarihi takip eden beş iş günü içerisinde belgenin
düzenlenmediğinin idareye bildirilmesi durumunda, bunlar adına özel usulsüzlük
cezası kesilmez.”
“2 Sayılı Cetvel
|
353 üncü Maddenin Birinci
Fıkrasının (1) Numaralı Bendi
Ceza Miktarı (Asgari-TL)
|
353 üncü Maddenin Birinci
Fıkrasının (2) Numaralı Bendi
Ceza Miktarı (TL)
|
2. Tespit
|
20.000
|
20.000
|
3. Tespit
|
30.000
|
30.000
|
4. Tespit
|
40.000
|
40.000
|
5. Tespit
|
50.000
|
50.000
|
6. ve Sonraki
|
100.000
|
100.000”
|
Tespitler
|
|
|
MADDE 12- 213 sayılı Kanunun 355 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “1 Yeni
Türk Lirasından” ibaresi “40 Türk lirasından” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 13- 213 sayılı Kanunun mükerrer 355 inci maddesinin başlığına “107/A,”
ibaresinden sonra gelmek üzere “152/A, 153/A,” ibaresi eklenmiş, aynı maddenin;
a) Birinci fıkrasının; (1) numaralı bendinde yer alan “1.000” ibaresi
“20.000” şeklinde, (2) numaralı bendinde yer alan “500” ibaresi “10.000”
şeklinde, (3) numaralı bendinde yer alan “250” ibaresi “5.000” şeklinde, üçüncü
cümlesi aşağıdaki şekilde, dördüncü cümlesinde yer alan “1 milyon” ibaresi “10
milyon” şeklinde, son cümlesinde yer alan “Mükerrer” ibaresi “152/A maddesi
veya mükerrer” şeklinde değiştirilmiştir.
“Mükerrer 257 nci maddenin birinci fıkrasının (7) numaralı bendi
ile getirilen zorunluluklara uymayanlar ile aynı bent kapsamında bildirilmesi
gereken alım, satım, kiralama, ilan ve reklama ilişkin bilgileri bildirmeyen,
eksik veya yanıltıcı bildirimde bulunanlara, bildirilmeyen, eksik veya
yanıltıcı bildirilen her bir alım, satım, kiralama, ilan ve reklama konu mal ve
hizmete ilişkin bilgi ve diğer yükümlülükler için (1), (2) ve (3) numaralı
bentler uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilir, bu şekilde kesilen özel
usulsüzlük cezası her bir bildirim için 10 milyon Türk lirasından fazla
olamaz.”
b) Dördüncü fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “uymayan mükelleflerden”
ibaresi “uymayanların” şeklinde, “% 5’i” ibaresi “% 10’u” şeklinde, ikinci
cümlesinde yer alan “kesilen mükellefler” ibaresi “kesilenler” şeklinde, üçüncü
cümlesinde yer alan “770.000 TL’yi” ibaresi “20 milyon Türk lirasını” şeklinde
değiştirilmiş, fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Tevsik zorunluluğuna aykırı bir şekilde ödeme yapanların, durumu ödemeyi
takip eden beş iş günü içerisinde kendiliğinden idareye bildirmesi halinde,
ödemede bulunan adına bu fıkra uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmez.”
c) Dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Mal teslimi veya hizmet ifalarına ilişkin tahsilatların, banka ve
benzeri finans kurumları, ödeme kuruluşları veya Posta ve Telgraf Teşkilatı
Anonim Şirketi aracılığıyla başkalarının adı ve/veya hesabı kullanılarak
yapılması durumunda, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az
olmamak üzere işleme konu tutarın % 10’u nispetinde, mal teslimi veya hizmet
ifasını yapanlar ile adına ve/veya hesabına ödeme yapılanlara
ayrı ayrı özel usulsüzlük cezası kesilir. Bu şekilde ceza kesilen
mükellefler hakkında üçüncü fıkra hükmü uygulanmaz. Ancak, bu fıkra uyarınca
bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon
Türk lirasını geçemez.
23/2/2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları
Kanunu uyarınca izin verilen durumlar hariç olmak üzere kredi kartı, banka
kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri ödeme
araçları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen tahsilatların, kendi
mükellefiyeti adına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri veya cihazları
aracılığıyla yapılması durumunda, tahsilatı yapan mükelleflere ve kendi adına
kayıtlı olan bu sistemleri veya cihazları kullandıranlara
ayrı ayrı her bir işlem için bu maddeye göre tatbik olunan özel
usulsüzlük cezasının üç katı uygulanır. Şu kadar ki, bu fıkra uyarınca bir
takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon Türk
lirasını geçemez.
153/A maddesinin üçüncü ve müteakip fıkraları uyarınca istenilen teminatın
süresinde verilmemesi veya tamamlanmaması halinde mezkûr fıkralar kapsamında
verilmesi veya tamamlanması gereken teminat tutarı kadar, teminatı vermeyenler
veya tamamlamayanlar adına özel usulsüzlük cezası kesilir. Bu ceza hakkında, Kanunun
376 ncı maddesi ile uzlaşma hükümleri uygulanmaz.”
ç) Maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Ödeme kaydedici cihaz üreticisi veya ithalatçıları ile bu cihazlara
ilişkin hizmet veren güvenli servis sağlayıcıları, bankalar, elektronik para
kuruluşları, ödeme kuruluşları, şarj ağı işletme lisansı sahipleri ve
elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulması, imzalanması, iletilmesi
ve saklanması hususlarından herhangi biri için hizmet verme konusunda
yetkilendirilenler ile sipariş, satış, muhasebe, stok takip ve benzeri
programları kullandıran, teslim eden veya satan mükelleflerden; bu Kanunun 149
uncu, mükerrer 242 nci ve mükerrer 257 nci maddeleri
uyarınca vergi güvenliğini sağlamak amacıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığınca
nitelikleri belirlenip onaylanan ve kullanma yükümlülüğü getirilen elektrikli,
elektronik, manyetik ve benzeri cihazlar ve sistemler haricindeki cihaz ve
sistemleri veya kullanmaması gereken elektrikli, elektronik, manyetik ve
benzeri cihazlar ve sistemleri mükelleflere kullandıran, teslim eden veya
satanlara, Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslara göre bu
cihaz ve sistemlerle entegre veya bağlantılı olarak çalışması gereken
program, cihaz veya sistemleri gerekli entegrasyonu veya bağlantıyı yapmadan kullandıran,
teslim eden veya satanlara, Hazine ve Maliye Bakanlığı veya diğer kamu kurum ve
kuruluşlarına bu cihaz ve sistemler tarafından aktarılması gereken belge, bilgi
ve verilerin aktarılmasını sağlayacak sistemleri kurmayan veya 359 uncu
maddenin (ç) ve (d) bendi kapsamına girenler hariç olmak üzere bu sistemlerin
gerçeğe uygun olmayan şekilde belge, bilgi ve veri aktarmasına sebebiyet
verenler ile elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulması, imzalanması,
iletilmesi ve saklanması ile bunlara ilişkin sistem ve yazılım gereksinimleri
hususlarında Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen usul ve esaslara
aykırı davrananlara her bir tespit için ayrı ayrı olmak üzere birinci
fıkranın (1) numaralı bendinde yer alan özel usulsüzlük cezasının on katı tutarında
özel usulsüzlük cezası kesilir. Ancak bu fıkra uyarınca bir takvim yılı içinde
kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon Türk lirasını geçemez. Bu
fıkraya göre ceza kesilmesini gerektiren fiillerin, aynı
zamanda 6/12/1984 tarihli ve 3100 sayılı Katma Değer Vergisi
Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında
Kanun uyarınca usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezası kesilmesini gerektirmesi
durumunda aynı fiillerden dolayı 3100 sayılı Kanun uyarınca ayrıca ceza kesilmez.
Tek bir fiilin bu maddede yer alan birden fazla özel usulsüzlük cezası
kesilmesini gerektirmesi halinde bu cezalardan en ağırı kesilir.”
MADDE 14- 213 sayılı Kanunun;
a) 112 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Uzlaşılan
vergilerde gecikme faizi; uzlaşılan vergi miktarına, (a) fıkrasında belirtilen
tarihten itibaren uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için
uygulanır.” cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır.
b) 376 ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi
yürürlükten kaldırılmıştır.
c) Ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan
“vergilerle bunlara” ibaresi “vergilere” şeklinde değiştirilmiş, “tarh edilen
vergi ve” ibaresi madde metninden çıkarılmış, ikinci cümlesi yürürlükten
kaldırılmış ve yedinci cümlesinde yer alan “vergi ve” ibaresi madde metninden
çıkarılmış, ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “harçların” ibaresi
“harçlara ilişkin cezaların” şeklinde ve üçüncü fıkrasında yer alan “tarh
edilecek vergilerde” ibaresi “kesilecek cezalarda” şeklinde değiştirilmiştir.
ç) Ek 7 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan
“vergi veya” ibareleri madde metninden çıkarılmış, üçüncü fıkrası yürürlükten
kaldırılmış ve dördüncü fıkrasında yer alan “tarhedilen vergiye veya”
ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
d) Ek 8 inci maddesinde yer alan “vergi ve” ibareleri madde metninden
çıkarılmış, “112 ve 368 inci maddeleri hükümleri” ibaresi “368 inci madde
hükmü” şeklinde, “8 numaralı bendi” ibaresi “dördüncü fıkrası” şeklinde
değiştirilmiştir.
e) Ek 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “uzlaşılan vergi ve
cezalar hakkında 376 ncı maddenin birinci fıkrasının (2) numaralı
bendi hükmü dışında indirim uygulanmaz.” ibaresi “uzlaşılan cezalar hakkında
başkaca bir indirim uygulanmaz.” şeklinde değiştirilmiş ve ikinci fıkrasında
yer alan “vergi ve” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
f) Ek 11 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan
“vergiler ve bunlara” ibaresi “vergilere” şeklinde değiştirilmiş, “tarh
edilecek vergi ve” ibaresi madde metninden çıkarılmış, ikinci fıkrasının son
cümlesi yürürlükten kaldırılmış ve üçüncü fıkrasında yer alan “verginin
tarhından ve” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
MADDE 15- 213 sayılı Kanunun ek 13 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki
şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Fazla çalışma ücreti:
EK MADDE 13- Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatı kadro veya
pozisyonlarında bulunan memur ve sözleşmeli personelden icra, tahsilat,
yoklama ile yaygın ve yoğun vergi denetimi işlemlerini fiilen daire dışında
yapmakla görevlendirilen ve bu görevleri nedeniyle normal mesai saatleri
dışında fiilen çalışanlara, bu şekilde çalıştıkları her bir saat için 160
gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda
fazla çalışma ücreti ödenir. Bu ödemeden Hazine ve Maliye Bakanlığı
kadrolarında olup aynı işlemler için görevlendirilenlerden; Gelir İdaresi
Başkanlığı taşra teşkilatında geçici görevli bulunan memurlar ile gelir servisi
bulunan malmüdürlüklerinde görevli memur ve sözleşmeli personel de aynı usul ve
esaslar çerçevesinde yararlanır. Bu ödeme damga vergisi hariç herhangi bir
vergi ve kesintiye tabi tutulmaz. Bu madde kapsamında ödeme yapılanlara,
ödemenin yapıldığı günler için diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde ayrıca
fazla çalışma ücreti ödenmez. Bu fıkraya göre her bir personel için
ödenebilecek fazla çalışma ücreti ayda 50 saati ve fazla çalışma ücreti
ödenebilecek personel sayısı ise Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatı kadro
ve pozisyonlarında bulunan toplam memur ve sözleşmeli personel sayısının
%20’sini geçemez. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye Gelir İdaresi Başkanlığı yetkilidir.”
MADDE 16- 213 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 35- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce uzlaşma talep
edildiği halde henüz uzlaşma günü verilmemiş, uzlaşma günü verilmiş ancak
uzlaşma görüşmesi yapılmamış ya da çeşitli nedenlerle uzlaşma günü ertelenmiş
veya uzlaşma talep süresi geçmemiş olan vergi ve cezalara ilişkin bu Kanunun
112 nci, 376 ncı, ek 1 inci, ek 7 nci, ek 8 inci, ek 9 uncu ve
ek 11 inci maddelerinin bu maddeyi ihdas eden Kanunla değiştirilmeden önceki
hükümleri uygulanır.”
MADDE 17- 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13
üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine aşağıdaki parantez içi hüküm
eklenmiştir.
“(Bu bendin uygulanmasında gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi
faaliyetlerde kullanılan araçlar, özel tekne ve yatlar, deniz taşıma aracı
olarak kabul edilmez.)”
MADDE 18- 3065 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b)
bendinde yer alan “167 nci maddesi [(5) numaralı fıkrasının (a) bendi
ile (7) numaralı fıkrası hariç]” ibaresi “167 nci maddesinin birinci
fıkrası [(3) numaralı bendi, (5) numaralı bendinin (a) alt bendi, (7) numaralı
bendi ile (12) numaralı bendinin (a) alt bendi hariç]” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 19- 3065 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (c)
bendinin parantez içi hükmünde yer alan “mükerrer indirime yol açmayacak
şekilde” ibaresinden sonra gelmek üzere “, Vergi Usul Kanununda düzenlenen
zamanaşımı süreleri ile bağlı olmaksızın yapılacak vergi incelemesi sonucuna
göre” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 20- 3065 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent
eklenmiştir.
“f) Beş takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilemeyen katma değer
vergisi.”
MADDE 21- 3065 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin ikinci fıkrasına birinci
cümlesinden önce gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiş ve mevcut birinci
cümlesinde yer alan “Maliye Bakanlığı” ibaresi “Şu kadar ki, Hazine ve Maliye
Bakanlığı” şeklinde değiştirilmiştir.
“Bu Kanun hükümleri uyarınca iade hakkı doğuran işlemlerden kaynaklanan
iade taleplerinin vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilmesi
esastır.”
MADDE 22- 3065 sayılı Kanunun 58 inci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Şu kadar ki, bu Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi
uyarınca indirilemeyecek katma değer vergisi, sonraki döneme devreden katma
değer vergisi hesabından çıkarılarak özel bir hesaba alınır. Özel hesaba alınan
sonraki döneme devreden katma değer vergisi, üç yıl içinde mükellefler
tarafından yapılacak talep üzerine, Vergi Usul Kanununda düzenlenen zamanaşımı
süreleri ile bağlı olmaksızın talep tarihinden itibaren bir yıl içerisinde
yapılacak vergi incelemesi sonucunda incelemenin tamamlandığı yıla ilişkin
gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak dikkate alınabilir. Bu
suretle talepte bulunulmayan katma değer vergisi gider yazılamaz.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasında vergi incelemesi
dışında farklı usuller tespit etmeye, maddenin uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 23- 3065 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 45- 6/2/2023 tarihinde meydana gelen depremler
nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, genel
bütçeli kamu idareleri ile yabancı devlet kurum ve kuruluşları arasında
imzalanan protokol kapsamında genel bütçeli kamu idarelerine bağışlanmak üzere,
konut, iş yeri, okul, öğrenci yurdu, hastane, ibadethane, kültür ve sanat
merkezi, kütüphane gibi taşınmazların inşasına ilişkin yabancı devlet kurum ve
kuruluşlarına 1/1/2024 tarihinden itibaren yapılan teslim ve hizmetler ile bu
yerlerde genel bütçeli kamu idareleri ile yabancı devlet kurum ve kuruluşları
arasında imzalanan protokol kapsamında genel bütçeli kamu idarelerine
bağışlanacak konutların yabancı devlet kurum ve kuruluşlarına teslimi
31/12/2025 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesnadır.
Bu kapsamda yapılan teslim ve hizmetler nedeniyle yüklenilen vergiler,
vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilir. İndirim yoluyla
telafi edilemeyen vergiler bu Kanunun 32 nci maddesi hükmü uyarınca
istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 24- 6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun geçici 3
üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin ilk cümlesinde yer alan “imal
ettikleri ürünlerin” ibaresi “imal ettikleri ürünlerin yurt dışına” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 25- 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun
7 nci maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan
“167 nci Maddesi [(5) numaralı fıkrasının (a) bendi ve (7) numaralı
fıkrası kapsamında ithal edilen eşya ile (12) numaralı fıkrasının (a) bendi”
ibaresi “167 nci maddesinin birinci fıkrası [(3) numaralı bendi, (5)
numaralı bendinin (a) alt bendi ve (7) numaralı bendi kapsamında ithal edilen
eşya ile (12) numaralı bendinin (a) alt bendi” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 26- 4760 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b)
bendinde yer alan “tutarın %20’sine tekabül eden” ibaresi madde metninden
çıkarılmıştır.
MADDE 27- 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 30 uncu maddesinin dördüncü
fıkrasına (k) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiştir.
“l) Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri
ve bu sözleşmelerin 1977 tarihli ek protokolleri gereği, savaşta ve barışta
uluslararası yardımları yürütmekle mükellef özel hukuk tüzel kişiliğini haiz
kamuya yararlı dernek olan Türkiye Kızılay Derneği ile bu derneğe ait veya
bağlı işletmelerde çalışanlar,”
MADDE 28- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan
“%2’sidir.” ibaresi “%2,25’idir.” şeklinde değiştirilmiş ve üçüncü cümlesinde
yer alan “oranına” ibarelerinden sonra gelmek üzere “kadar” ibareleri
eklenmiştir.
MADDE 29- 5510 sayılı Kanunun ek 19 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan
“10.000” ibaresi “12.500” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 30- 5510 sayılı Kanunun geçici 95 inci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten
kaldırılmıştır.
MADDE 31- 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 104- Ek 19 uncu madde uyarınca yapılacak ödemeler kapsamında
ortaya çıkan ödenek ihtiyacını karşılamak amacıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı
bütçesinin ilgili tertibine 2024 yılında ödenek eklemeye Cumhurbaşkanı
yetkilidir.”
MADDE 32- 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin son cümlesinde yer alan “elde
edilen” ibaresi, “elde edilen, (d) bendindeki istisnadan yararlanamayan fon ve
ortaklıklardan elde edilenler hariç,” şeklinde değiştirilmiş ve (d) bendine
aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
“Bu istisnadan faydalanılabilmesi için fon ve ortaklıkların (emeklilik
yatırım fonları hariç) sahip oldukları taşınmazlardan elde ettikleri
kazançların en az %50’sinin, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar
vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı izleyen ikinci ayın sonuna kadar
kâr payı olarak dağıtılması şarttır. Bu süre içerisinde belirtilen orana kadar
kârın ortaklara dağıtılmaması durumunda, istisnadan faydalanılması nedeniyle
zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.”
MADDE 33- 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler
ve dördüncü fıkrasında yer alan “dar mükellef olmasına göre” ibaresinden sonra
gelmek üzere “, birinci fıkranın; (h) bendi kapsamındaki vergi kesintisine konu
ödemeleri faaliyet konuları ve ödeme türleri itibarıyla, (ı) bendi kapsamında
vergi kesintisine konu mal ve hizmetleri ise faaliyet konuları, sektörler, iş
grupları, iş nevileri itibarıyla” ibaresi eklenmiştir.
“h) 23/10/2014 tarihli ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin
Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre aracı hizmet sağlayıcılarının ve
elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, mezkûr Kanun kapsamındaki
faaliyetleri dolayısıyla hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet
sağlayıcılarına yaptıkları ödemelerden.
ı) Cumhurbaşkanınca belirlenen sektörler veya faaliyet konularına ilişkin
mal ve hizmet alımlarına yönelik yapılan ödemelerden.”
MADDE 34- 5520 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler
ve sekizinci fıkrasında yer alan “dar mükellef olmasına göre” ibaresinden sonra
gelmek üzere “, birinci fıkranın; (e) bendi kapsamındaki vergi kesintisine konu
ödemeleri faaliyet konuları ve ödeme türleri itibarıyla, (f) bendi kapsamında
vergi kesintisine konu mal ve hizmetleri ise faaliyet konuları, sektörler, iş
grupları, iş nevileri itibarıyla” ibaresi eklenmiştir.
“e) 6563 sayılı Kanun hükümlerine göre aracı hizmet sağlayıcılarının ve
elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, mezkûr Kanun kapsamındaki
faaliyetleri dolayısıyla Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilcisi bulunan
hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yaptıkları
ödemelerden.
f) Cumhurbaşkanınca belirlenen sektörler veya faaliyet konularına ilişkin
Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilcisi bulunanlardan mal ve hizmet alımlarına
yönelik yapılan ödemelerden.”
MADDE 35- 5520 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan
“ve emeklilik şirketlerinin” ibaresi “, emeklilik şirketleri
ve 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanuna göre
yap-işlet-devret modeli çerçevesinde gerçekleştirilen projeler ile 21/2/2013
tarihli ve 6428 sayılı Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İş Birliği Modeli ile
Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun hükümlerine göre
kamu özel iş birliği modeli çerçevesinde yürütülen projelerde sözleşmenin
tarafı olarak faaliyette bulunan şirketlerin” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 36- 5520 sayılı Kanuna 32/B maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde
eklenmiştir.
“Yurt içi asgari kurumlar vergisi
MADDE 32/C- (1) 32 nci ve 32/A maddeleri hükümleri dikkate
alınarak hesaplanan kurumlar vergisi, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki
kurum kazancının %10’undan az olamaz.
(2) Yurt içi asgari kurumlar vergisi hesaplanırken birinci fıkrada
belirtilen kurum kazancından aşağıdaki istisna ve indirimler düşülür:
a) 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (ç), (i), (j) ve (k) bentleri
ile sahip oldukları taşınmazlardan elde edilen kazançlar dışında (d) bendinde
sayılan istisna kazançlar,
b) 10 uncu maddenin birinci fıkrasının; (g) ve (h) bentleri kapsamındaki
indirimler,
c) 16/12/1999 tarihli ve 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi
Sicili Kanunu ile 491 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun ve 6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu
kapsamında vergiden istisna edilen kazançlar,
ç) 4691 sayılı Kanun kapsamındaki kazanç istisnası ile kurumlar vergisi
matrahından indirim konusu yapılabilen Ar-Ge ve tasarım indirimleri.
(3) Birinci fıkra kapsamında hesaplanan yurt içi asgari kurumlar
vergisinden, 32 nci maddenin altıncı, yedinci ve sekizinci fıkraları
uyarınca indirimli oran uygulaması nedeniyle alınmayan vergi ile bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önce Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından alınmış olan
teşvik belgelerindeki yatırıma katkı tutarlarının kullanılması nedeniyle 32/A
maddesi hükmüne istinaden ilgili hesap döneminde alınmayan vergi indirilir ve
ödenmesi gereken yurt içi asgari kurumlar vergisi belirlenir.
(4) Bu madde hükmü geçici vergi dönemleri için de uygulanır.
(5) İlk defa faaliyete başlayan kurumlar hakkında faaliyete başlanılan
hesap döneminden itibaren üç hesap dönemi boyunca bu madde hükümleri
uygulanmaz.
(6) Bu maddede yer alan indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum
kazancı ibaresi, hesap dönemi sonundaki ticari bilanço kârına kanunen kabul
edilmeyen giderlerin eklenmesiyle bulunan tutarı ifade eder.
(7) Birinci fıkrada yer alan oranı; sektörler, faaliyet konusu, iş kolları
ya da üretim alanları itibarıyla ayrı ayrı ya da birlikte sıfıra
kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmaya Cumhurbaşkanı, maddenin uygulamasına
ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
MADDE 37- 5520 sayılı Kanunun dördüncü kısım başlığı “Ortak Hükümler” şeklinde
değiştirilmiş, Kanuna 36 ncı maddesinden sonra gelmek üzere kısım ve
bölüm başlığı ile birlikte aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“BEŞİNCİ KISIM
Yerel ve Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi ve Geçici Maddeler
BİRİNCİ BÖLÜM
Verginin Konusu, Tanımlar, Muafiyet ve İstisnalar
Verginin konusu
EK MADDE 1- (1) Nihai ana işletmesinin konsolide finansal
tablosundaki yıllık konsolide hasılatı, gelirin raporlandığı hesap döneminden
önceki dört hesap döneminin en az ikisinde 750 milyon avro karşılığı Türk
lirası sınırını geçen çok uluslu işletme gruplarının bağlı işletmelerinin
ilgili hesap dönemindeki kazançları, yerel ve küresel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisine tabidir.
(2) Hesap döneminin on iki aydan farklı olması durumunda,
hesaplanan konsolide hasılatın bir yıla iblağ edilmesi ile tespit
olunan tutar, birinci fıkra kapsamındaki hasılat sınırının tespitinde dikkate
alınır.”
MADDE 38- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Tanımlar
EK MADDE 2- (1) Bu Kısmın uygulamasında;
a) Ana işletme: Bir nihai ana işletmeyi, bir ara ana işletmeyi ya da kısmen
sahip olunan ana işletmeyi,
b) Ana merkez: Bir iş yerinin finansal muhasebe net kazanç veya zararını
finansal tablolarına dahil eden işletmeyi,
c) Ara ana işletme: Aynı çok uluslu işletme grubuna bağlı başka bir bağlı
işletmede doğrudan veya dolaylı olarak mülkiyet payına sahip olan bir bağlı işletmeyi
(nihai ana işletme, kısmen sahip olunan ana işletme, iş yeri veya yatırım
işletmesi hariç),
ç) Bağlı işletme: Bir gruba dahil olan herhangi bir işletmeyi
veya bir ana merkeze bağlı iş yerini,
d) Çok uluslu işletme grubu: Nihai ana işletmenin bulunduğu ülke dışında en
az bir ülkede bir veya daha fazla işletmeye veya iş yerine sahip olan bir
işletme grubunu,
e) Gayrimenkul yatırım aracı: Ağırlıklı olarak taşınmazlara yatırım yapmak
suretiyle hak sahiplerine gelir sağlamayı amaçlayan ve işletme veya hak sahibi
bazında tek aşamalı vergilemenin yapıldığı işletmeleri,
f) Grup: Ortaklık ilişkisi ya da kontrol gücüyle birbirine bağlı olan ve
varlıkları, yükümlülükleri, gelir ve giderleri ve nakit akışlarına nihai ana
işletmenin konsolide finansal tablolarında yer verilen işletmeler
topluluğu (büyüklük veya önem derecesi kriterleri açısından nihai ana
işletmenin konsolide finansal tablolarında yer almayan ya da bu tablolara
birebir aktarılmayan veya satılmak için iktisap olunan ve bu yüzden nihai ana
işletmenin konsolide finansal tabloları dışında tutulan işletmeler dahil) ile
başka bir grubun parçası olmaması koşuluyla, bulunduğu ülke dışındaki diğer
ülkelerde bir veya daha fazla iş yerine sahip olan ana merkezleri,
g) Güvenli liman: Ek 6 ncı madde kapsamında hesaplanan küresel
asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin sıfır olarak kabul edildiği ve ek
6 ncı maddenin dokuzuncu fıkrasındaki yetki kapsamında belirlenen
yerleri,
ğ) İşletme bazlı kazanç veya zarar: Çok uluslu işletme grubu içerisindeki
her bir bağlı işletme tarafından uluslararası kabul görmüş finansal muhasebe
standartlarına uygun olarak hazırlanan ve nihai ana
işletmenin konsolide finansal tablolarında da yer verilen finansal
muhasebe net kazanç veya zararının (grup içi işlemlere ilişkin konsolidasyon
düzeltmeleri dikkate alınmadan önceki tutar) ek 5 inci madde kapsamındaki
düzeltilmiş tutarlarını,
h) İş ortaklığı: Nihai ana işletmenin doğrudan veya dolaylı olarak mülkiyet
payının en az %50’sine sahip olduğu ve faaliyet sonuçlarının uluslararası kabul
görmüş finansal muhasebe standartlarındaki öz kaynak yöntemine göre nihai ana
işletmenin finansal tablolarında raporlandığı işletmeyi,
ı) İş yeri: Bir ülkede bulunan ve ticari faaliyetlerin yürütülmesine tahsis
edilen ve yürürlükteki uluslararası vergi anlaşmaları uyarınca iş yeri olarak
kabul edilen işe ilişkin yerleri, yürürlükte uluslararası bir vergi anlaşması
bulunmaması durumunda iç mevzuatta yer alan düzenlemeler kapsamında iş yeri
olarak kabul edilen yerleri, kazancın elde edildiği ülkede kurumlar vergisi
benzeri vergilerin bulunmadığı durumlarda ise Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma
Örgütü Model Vergi Anlaşmasının 7 nci maddesinde iş yeri olarak kabul
edilen yerleri ve bunların dışında kalmakla birlikte işletmenin bulunduğu ülke
dışında icra edilen faaliyetlere atfedilen kazançların işletmenin bulunduğu
ülkede istisna tutulması şartıyla, işletme faaliyetlerinin icrasına tahsis
edilen yerleri,
i) Kapsanan vergi: Bir bağlı işletmenin faaliyette bulunduğu ülkede
tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi ile benzeri nitelikteki vergileri, kâr
dağıtımına dayalı vergileme sistemi kapsamında dağıtılan veya dağıtılmış
sayılan kârlar üzerinden hesaplanan vergileri, dağıtılsın veya dağıtılmasın
kurum kazancı üzerinden kâr dağıtımına bağlı olarak hesaplanan vergileri,
dağıtılmamış kazançlar ve öz sermaye üzerinden hesaplanan benzer nitelikteki
diğer vergileri (nitelikli küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi,
nitelikli yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi, sigorta şirketi tarafından
poliçe sahiplerine yapılan prim iadeleri dolayısıyla ödenen vergiler ile
nitelikli olmayan iade edilebilir isnat vergisi hariç),
j) Kısmen sahip olunan ana işletme: Aynı çok uluslu işletme grubuna bağlı
başka bir bağlı işletmede doğrudan veya dolaylı olarak mülkiyet payına sahip
olan ve doğrudan veya dolaylı olarak mülkiyet payının %20’den fazlası çok
uluslu işletme grubunun bağlı işletmesi olmayan kişiler tarafından elde tutulan
bağlı işletmeyi (nihai ana işletme, iş yeri veya yatırım işletmesi hariç),
k) Konsolide hasılat: Nihai ana işletmenin ve o işletmeye bağlı
işletmelerin bir hesap dönemindeki gelirlerinin ve nakit akışlarının nihai ana
işletme bünyesinde tek bir birimmiş gibi sunulduğu, uluslararası kabul görmüş
finansal muhasebe standartlarına uygun olarak hazırlanan finansal tablolardaki
hasılatı,
l) Kontrol gücü: Pay sahibinin işletmenin varlıklarını, yükümlülüklerini,
gelirlerini, giderlerini ve nakit akışlarını kabul edilebilir finansal muhasebe
standardına uygun olarak birebir konsolide etmek zorunda olduğu bir
işletmedeki mülkiyet payını veya konsolide finansal tabloları hazırlamayan pay
sahibinin söz konusu tabloları hazırlaması durumunda; işletmenin varlıklarını,
yükümlülüklerini, gelir ve giderlerini ve nakit akışlarını birebir konsolide
etmesinin gerekli olduğu bir işletmedeki mülkiyet payını,
m) Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi: Ek 6 ncı madde
kapsamında hesaplanan vergiyi,
n) Net ülkesel bazlı kazanç: Bir ülkedeki bağlı işletmelerin
ülkesel bazlı kazancının sıfırdan büyük olmasını,
o) Net vergi gideri: Uluslararası kabul görmüş finansal muhasebe
standartlarına göre gider olarak dikkate alınan kapsanan vergiler, vergi
giderine dahil edilen cari dönem ve ertelenmiş kapsanan vergiler
(işletme bazlı kazanç veya zararın hesaplamasına dahil edilmeyen gelir üzerinden
hesaplanan kapsanan vergiler dahil), zararla sonuçlanan hesap dönemine ilişkin
hesaplanan ertelenmiş vergi varlığı, gider olarak dikkate alınan nitelikli
yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergileri (mahiyeti itibarıyla
benzer nitelikte olan vergiler dahil) ve nitelikli olmayan iade edilebilir
isnat vergisi toplamını,
ö) Nihai ana işletme: Başka bir işletme üzerinde doğrudan veya dolaylı
olarak kontrol gücüne sahip olan ve başka bir işletme tarafından doğrudan veya
dolaylı olarak kontrol gücüne sahip olunmayan bir işletmeyi ya da başka bir
grubun parçası olmaması koşuluyla bulunduğu ülke dışındaki diğer ülkelerde bir
veya daha fazla iş yerine sahip olan ana merkezi (Şu kadar ki kamu kurum ve
kuruluşu niteliğinde olan varlık fonları bu bent kapsamında nihai ana işletme
sayılmaz.),
p) Nitelikli iade edilebilir vergi kredisi: Vergi kanunları uyarınca
ödenmesi gereken vergi üzerinden indirim olarak dikkate alınan ve dördüncü
hesap dönemi sonuna kadar mahsup suretiyle indirilemeyen bakiye tutarın nakit
veya nakit benzeri varlıklar yoluyla iadesini öngören vergi teşvikini,
r) Pazarlanabilir (devredilebilir) vergi kredisi: Vergi kanunları uyarınca
ödenmesi gereken vergi üzerinden indirim olarak dikkate alınmakla birlikte, söz
konusu vergi kredilerinin üçüncü kişilere devrine imkân veren vergi teşvikini,
s) Sigorta yatırım işletmesi: Sigorta sözleşmeleri yükümlülüklerine
dayanılarak kurulan ve ilgili ülke mevzuatı uyarınca tamamına sigorta
şirketleri tarafından sahip olunan sigorta yatırım işletmelerini,
ş) Ülkesel bazlı kazanç veya zarar: Bir ülkede faaliyette bulunan
çok uluslu işletme grubuna bağlı işletmelerin işletme bazlı kazanç veya
zararlarının toplamını,
t) Ülkesel bazlı zarara ilişkin ertelenmiş vergi varlığı: Ek 4
üncü maddenin altıncı fıkrası kapsamında ülkesel bazlı zararın oluştuğu hesap
dönemlerinde, net ülkesel bazlı zararın asgari kurumlar vergisi oranıyla
çarpılması suretiyle bulunan ve finansal hesaplarda ülkesel bazlı zarara
ilişkin ertelenmiş vergi varlığı hesaplarında izlenen tutarı,
u) Yatırım fonu: Yatırım maliyetlerinin azaltılması ve riskin dağıtılması
amacıyla inançlı mülkiyet esasına göre kurulan ve tasarruf sahiplerinden
toplanan para veya diğer varlıklardan oluşan portföyleri tasarruf
sahipleri namına değerlendiren, ilgili ülke mevzuatına göre yetkilendirilmiş
kişi ya da kurumlar tarafından yönetilen işletmeleri,
ü) Yatırım işletmesi: Yatırım fonları ile gayrimenkul yatırım araçlarını,
münhasıran yatırım fonları ve gayrimenkul yatırım araçları yararına varlık
bulundurmak veya bunların yararına yatırım yapmak için faaliyet gösteren ve en
az %95’ine bu fon veya yatırım araçlarının sahip olduğu işletmeleri veya
işletme değerinin en az %85’i bu fon veya yatırım araçlarınca sahip olunmakla
beraber gelirlerinin en az %51’i ek 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a)
bendinin (2) numaralı alt bendi veya (b) bendinin (2) ve (3) numaralı alt
bentleri kapsamındaki kazançlardan oluşan işletmeleri,
v) Yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi: Ek 10 uncu madde kapsamında
hesaplanan vergiyi,
ifade eder.”
MADDE 39- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Muafiyet ve istisnalar
EK MADDE 3- (1) Aşağıda sayılan işletmeler ile bunların iş yerleri yerel ve
küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinden muaftır:
a) Kamu kurum ve kuruluşları ile uluslararası kuruluşlar,
b) Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar,
c) Emeklilik yatırım fonları,
ç) Nihai ana işletme niteliğinde olup yatırım fonu kapsamında
değerlendirilen fonlar,
d) Nihai ana işletme niteliğinde olup gayrimenkul yatırım fonları başta olmak
üzere gayrimenkul yatırım araçları kapsamında değerlendirilenler.
(2) Birinci fıkra kapsamında olmamakla beraber aşağıda sayılan işletmeler
ve bunların iş yerleri de yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisinden ayrıca muaftır:
a) Münhasıran birinci fıkra kapsamındaki muaf işletmeler yararına varlık
bulundurmak veya fona yatırım yapmak için faaliyet gösteren ya da muaf
işletmelerin faaliyetlerine yardımcı olmak amacıyla kurulan ve işletme
değerinin en az %95’ine söz konusu muaf işletmeler (emeklilik hizmetleri veren
kuruluşlar hariç) tarafından sahip olunanlar,
b) İşletme değerinin en az %85’ine birinci fıkra kapsamındaki muaf
işletmeler (emeklilik hizmetleri veren kuruluşlar hariç) tarafından sahip
olunan ve kazançlarının en az %5l’i ek 5 inci maddenin birinci fıkrasının
(a) bendinin (2) numaralı alt bendi veya (b) bendinin (2) ve (3) numaralı alt
bentlerinde belirtilen kazançlardan oluşanlar.
(3) Birinci ve ikinci fıkra kapsamında yerel ve küresel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisinden muaf olanların hasılatları, ek 1 inci madde kapsamındaki
yıllık konsolide hasılatın hesabında dikkate alınır.
(4) Yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinden muaf olanlar
diledikleri takdirde bu madde kapsamındaki muafiyet hükümlerinden vazgeçebilirler.
Şu kadar ki, isteğe bağlı muafiyet hükümlerinden küresel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisi bilgi beyannamesini veren bağlı işletmelerin talebiyle
vazgeçilebilir ve bu durumda en az beş hesap dönemi boyunca muafiyetten
vazgeçilmiş sayılır.
(5) Çok uluslu işletme gruplarının bağlı işletmelerinin uluslararası deniz
taşımacılığı faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları yerel ve küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisinden istisnadır.
(6) Uluslararası deniz trafiğinde gerçekleştirilmesi şartıyla beşinci fıkra
kapsamındaki faaliyetler aşağıdakilerden oluşur:
a) Bağlı işletmenin mülkiyetinde olan veya kiralama, kısmi kiralama ya da
çeşitli şekillerde tasarrufunda bulunan yük ve yolcu gemilerinin işletilmesi
faaliyetleri,
b) Yük ve yolcu taşımacılığında kullanılan gemilerin mürettebatlı ve tam
donanımlı kiralanması ile başka bir bağlı işletmeye yüksüz gemi kiralama
esasına göre yapılan kiralama faaliyetleri,
c) Yük ve yolcu taşımacılığı kapsamında faaliyet gösteren bir ortaklığa,
bir ortak girişime veya uluslararası işletilen bir acenteye iştirak
faaliyetleri,
ç) Yük ve yolcu taşımacılığı faaliyetinde kullanılan ve en az bir yıl
süreyle elde tutulan gemilerin satışına ilişkin faaliyetler.
(7) Bir ülkede bulunan bağlı işletmelerin uluslararası deniz taşımacılığı
faaliyetiyle bağlantılı olarak gerçekleştirdiği aşağıdaki faaliyetlerden elde
ettikleri kazançlar da bu kazançlar toplamının, bu bağlı işletmelerin
uluslararası deniz taşımacılığından elde ettikleri kazançların toplamının
%50’sini geçmemesi şartıyla, yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisinden ayrıca istisnadır:
a) Aynı çok uluslu işletme grubuna bağlı olmayan denizcilik işletmelerine
yüksüz gemi kiralama esasına göre yapılan ve üç yılı geçmeyen gemi
kiralamalarından elde edilen kazançlar,
b) Diğer deniz taşımacılığı işletmeleri tarafından uluslararası deniz
taşımacılığı kapsamında yurt içi parkur için düzenlenen biletlerin satışından
elde edilen kazançlar,
c) Konteynerlerin; kiralanmasından, üç aydan kısa süreli
depolanmasından veya geç iadesi kapsamında alınan ödemelerden elde edilen
kazançlar,
ç) Mühendis, bakım personeli, kargo operatörü, yiyecek içecek hizmeti veren
personel ve müşteri hizmetleri personeli tarafından diğer deniz taşımacılığı
işletmelerine verilen hizmetlerden elde edilen kazançlar,
d) Uluslararası gemi işletmeciliği işinin ayrılmaz bir parçası olarak
gerçekleştirilen yatırımlardan elde edilen kazançlar.
(8) Yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinden istisna edilen
kazançlara ilişkin giderler veya istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan
zararlar, istisna dışı kazançlardan indirim konusu yapılamaz.”
MADDE 40- 5520 sayılı Kanuna bölüm başlığı ile birlikte aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
“İKİNCİ BÖLÜM
Vergi Yükünün Hesaplanması, Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi Matrahı,
Oranı ve Hesabı
Vergi yükünün tespitinde düzeltilmiş kapsanan vergilerin hesaplanması
EK MADDE 4- (1) Net ülkesel bazlı kazanca sahip bir çok uluslu
işletme grubunun vergi yükü, her hesap dönemi için ülkesel bazda
ayrı ayrı hesaplanır.
(2) Çok uluslu işletme grubunun ülkesel bazlı vergi yükü
hesaplamasında, o ülkede bulunan bağlı işletmelerin üçüncü fıkra uyarınca
hesaplanan düzeltilmiş kapsanan vergileri dikkate alınır.
(3) Bir bağlı işletmenin bir hesap dönemi için düzeltilmiş kapsanan vergileri;
kapsanan vergilere ilişkin olarak tahakkuk eden cari dönem vergi giderinin,
aşağıdaki bentler uyarınca düzeltilmiş tutarı ile toplam ertelenmiş vergi
düzeltme tutarı, finansal tablolarındaki öz kaynak değişim tablosu veya diğer
kapsamlı gelir tablosunda gösterilen ve ek 5 inci madde kapsamına giren kazanç
veya zararlarla ilgili kapsanan vergilerdeki herhangi bir artış veya azalış
tutarlarının toplamına eşittir.
a) Bu fıkra uyarınca, kapsanan vergiye;
1) Finansal hesaplarda vergi öncesi kârda gider olarak tahakkuk eden
herhangi bir kapsanan vergi,
2) Altıncı fıkra kapsamında tespit olunan ülkesel bazlı zarara
ilişkin ertelenmiş vergi varlığı,
3) Cari hesap döneminde ödenen, belirsiz bir vergi pozisyonuyla ilgili olan
ve önceki bir hesap dönemi için kapsanan vergilerde indirim olarak ele alınmış
olan herhangi bir tutar,
4) Cari dönem vergi giderinde indirim olarak kaydedilen nitelikli iade
edilebilir vergi kredisi ve pazarlanabilir (devredilebilir) vergi kredisi ile
ilgili herhangi bir indirim veya iade tutarı,
ilave edilir.
b) Bu fıkra uyarınca, kapsanan vergiden;
1) Ülkesel bazlı kazanç veya zararın hesaplamasına dâhil
edilmeyen gelirlere ilişkin cari dönem vergi gideri,
2) Cari dönem vergi giderinde indirim olarak kaydedilmemiş olan ve
nitelikli iade edilebilir vergi kredisi ile pazarlanabilir (devredilebilir)
vergi kredisi niteliğinde olmayan bir vergi kredisine ilişkin bir kredi veya
iade tutarı,
3) Finansal hesaplardaki cari dönem vergi giderinde bir düzeltme olarak
değerlendirilmeyen ve bir bağlı işletmeye iade edilen veya kredilendirilen
kapsanan vergi (nitelikli iade edilebilir vergi kredisi ve pazarlanabilir
(devredilebilir) vergi kredisi hariç),
4) Belirsiz bir vergi pozisyonuyla ilgili cari dönem vergi gideri,
5) Hesap döneminin son gününden itibaren üç yıl içinde ödenmesi beklenmeyen
her türlü cari dönem vergi gideri,
indirilir.
(4) Üçüncü fıkra kapsamındaki toplam ertelenmiş vergi düzeltme tutarı
ibaresi, bir hesap dönemi içerisinde bir bağlı işletmenin ertelenmiş vergi
giderine aşağıdaki düzeltmeler yapıldıktan sonra tespit olunan tutarı ifade
eder. Şu kadar ki, ilgili ülke mevzuatı uyarınca kurumlar vergisi oranı asgari
kurumlar vergisi oranının üzerindeyse, ertelenmiş vergi gideri asgari kurumlar
vergisi oranı dikkate alınmak suretiyle yeniden hesaplanır.
a) Bu fıkra uyarınca ertelenmiş vergi giderinden;
1) Ülkesel bazlı kazanç veya zararın hesaplamasına dâhil
edilmeyen gelirlere ilişkin ertelenmiş vergi gideri,
2) Belirsiz bir vergi pozisyonuyla ilgili ertelenmiş vergi gideri,
3) Ertelenmiş vergi varlığına ilişkin hesap düzeltmesinden veya değer
düzeltmesinden kaynaklanan tutarlar,
4) Cari hesap dönemindeki vergi oranlarının değişiminden kaynaklanan
ertelenmiş vergi gideri,
5) Vergi kredilerine ilişkin ertelenmiş vergi gideri,
6) Finansal raporlama standartları kapsamına girmediğinden cari dönem vergi
zararına ilişkin ertelenmiş vergi varlığı olarak muhasebeleştirilemeyen
tutarlar,
indirilir.
b) Bu fıkra uyarınca ertelenmiş vergi giderine;
1) İlgili hesap dönemi içerisinde bu fıkranın (a) bendinin (2) numaralı alt
bendi uyarınca hesaplanan tutarlara ilişkin yapılan ödemeler,
2) Önceki hesap dönemlerindeki ertelenmiş vergi yükümlülüklerine ilişkin ek
6 ncı maddenin altıncı fıkrasının (b) bendi kapsamında oluşturulan
hesaplarda izlenmekle birlikte cari hesap dönemi içerisinde bu hesapların ters
kayıtla kapatılan kısmı,
ilave edilir.
(5) İşletme bazlı kazancın tespitinde dikkate alınması gereken
faaliyetlerden kaynaklanan ve finansal hesaplarda asgari kurumlar vergisi
oranından daha düşük bir oran uygulanmak suretiyle ertelenmiş vergi varlığı
hesaplarına alınan tutarlar, zarara ilişkin ertelenmiş vergi varlığının
oluştuğu ilgili hesap döneminde asgari kurumlar vergisi oranı uygulanmak
suretiyle yeniden tespit olunabilir.
(6) Dördüncü fıkra kapsamındaki düzeltmelere alternatif olarak dileyen
mükellefler, ilgili hesap dönemindeki net ülkesel bazlı zararın
asgari kurumlar vergisi oranıyla çarpılması suretiyle tespit olunan ve ülkesel
bazlı zarara ilişkin ertelenmiş vergi varlığı olarak dikkate alınan tutarları,
sonraki hesap dönemlerinde bu madde kapsamındaki vergi yükünün tespitinde
kapsanan vergi olarak dikkate alabilirler.
(7) Çok uluslu işletme gruplarına bağlı yatırım işletmelerinin, azınlık
payına sahip olunan bağlı işletmelerin, azınlık payına sahip olunan alt
grupların, devletsiz bağlı işletmelerin ve sigorta yatırım işletmelerinin
düzeltilmiş kapsanan vergileri birinci fıkra kapsamında tespit edilecek vergi
yükünün hesabında dikkate alınmaz. Bunların vergi yükü ayrı hesaplanır.
(8) Net ülkesel bazlı kazancın oluşmadığı bir ülkede, düzeltilmiş
kapsanan vergiler; sıfırdan küçükse ve beklenen düzeltilmiş kapsanan
vergilerden az ise o ülkedeki bağlı işletmeler tarafından, beklenen düzeltilmiş
kapsanan vergiler ile düzeltilmiş kapsanan vergiler arasındaki fark üzerinden
ilgili hesap dönemi için ek cari dönem asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi
hesaplanır. Hesaplanan verginin ilgili dönemde ödenmesi ihtiyaridir. Bu vergiyi
hesaplandığı dönemde ödememeyi tercih eden mükellefler söz konusu vergi tutarını
vergi gideri fazlası hesabında izlerler. Ülkesel bazlı kazancın
oluştuğu izleyen hesap dönemlerinde bu hesapta izlenen tutarlar bu madde
kapsamındaki vergi yükünün tespitinde indirim konusu yapılır. Bu fıkrada geçen
beklenen düzeltilmiş kapsanan vergi, ülkesel bazlı kazanç veya zarar
tutarının asgari kurumlar vergisi oranı ile çarpımına eşittir.
(9) Kapsanan vergiler, bir bağlı işletmeden diğer bir bağlı işletmeye
aşağıdaki şekilde tahsis edilir:
a) Bir bağlı işletmenin finansal hesaplarına bir iş yerinin işletme bazlı
kazanç veya zararı ile ilgili olarak dahil edilen kapsanan vergiler,
ilgili ülkedeki o iş yerine,
b) Ek 5 inci maddenin dokuzuncu fıkrası kapsamında bir bağlı işletme
sahibine tahsis edilen işletme bazlı kazanç veya zarar ile ilgili olarak bir
vergi şeffaf işletmenin finansal hesaplarına dahil edilen kapsanan
vergileri, mülkiyet payları ile orantılı olarak söz konusu bağlı işletme
sahiplerine,
c) Bir bağlı işletmenin sahiplerinin kontrol edilen yabancı kurum kazancı
uygulamasına tabi olmaları durumunda, bağlı işletme sahiplerinin kontrol edilen
yabancı kurumun kazancındaki payları üzerinden hesaplanan kapsanan vergi, o
bağlı işletmeye,
ç) Bir bağlı işletmenin hibrit işletme olması
durumunda, hibrit işletmenin kazancı üzerinden hesaplanan ve bir
bağlı işletme sahibi adına tahakkuk eden kapsanan vergiler,
o hibrit işletmeye,
d) Bir bağlı işletme tarafından ilgili hesap dönemi içerisinde bağlı
işletme sahiplerine mülkiyet paylarına ilişkin olarak yapılan dağıtımlar veya
kâr dağıtımı sayılan durumlarda bu tutarlar üzerinden kesilen vergiler ile
diğer vergiler, dağıtımı yapan bağlı işletmeye,
e) Ek 5 inci maddenin sekizinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, bir iş
yerinin işletme bazlı kazancının ana merkezin işletme bazlı kazancı
olarak kabul edildiği durumda, iş yerinin bulunduğu ülkede elde edilen kazanca
ilişkin o ülkede hesaplanan kapsanan vergiler, (Bu vergi söz konusu kazanca ana
merkezin bulunduğu ülkedeki kurumlar vergisi oranı uygulanmak suretiyle bulunan
tutardan fazla olamaz.) ana merkeze,
tahsis edilir.
(10) Bağlı işletmelere tahsis edilen vergilerin kaynağı olan kazançlardan;
faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış gelirleri gibi pasif
nitelikteki kazançlara tekabül eden ve tahsise konu edilen kapsanan vergiler
ile söz konusu kazançlara tamamlayıcı vergi oranının uygulanması suretiyle
hesaplanan tutardan düşük olanı, dokuzuncu fıkranın (c) ve (ç) bentlerine
istinaden yapılacak tahsise konu edilir.”
MADDE 41- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“İşletme bazlı kazanç veya zararın hesaplanması ile vergi yükünün
tespiti
EK MADDE 5- (1) Bir bağlı işletmenin ilgili hesap dönemine ilişkin
işletme bazlı kazanç veya zararı, finansal muhasebe net kazanç veya
zararına aşağıdaki düzeltmeler yapılarak tespit olunur:
a) Bu fıkra uyarınca, aşağıdaki kalemler finansal muhasebe net kazanç veya
zararına ilave edilir:
1) Ek 2 nci maddenin birinci fıkrasının (o) bendi kapsamında
tespit olunan sıfırdan büyük net vergi gideri,
2) İşletme bazlı kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen öz
sermaye zararları,
3) Yeniden değerleme yöntemi kazançları,
4) Ek 11 inci maddenin altıncı ve yedinci fıkraları kapsamındaki varlık ve
borçların elden çıkarılmasından kaynaklanan zararlar,
5) Asimetrik kur kazanç veya zararları,
6) Kanunen yasaklanmış fiiller kapsamında yapılan ödemeler ile 50.000 avro
karşılığı Türk lirasını aşan ceza mahiyetindeki ödemeler,
7) Önceki dönem muhasebe hataları veya ilke değişiklikleri dolayısıyla
oluşan tutarlar,
8) Uluslararası kabul görmüş finansal muhasebe standartlarına göre dönem
kârının tespitinde gider olarak tahakkuk ettirilen emeklilik giderleri ile cari
hesap döneminde fiilen ödenen emeklilik giderleri arasındaki fark.
b) Bu fıkra uyarınca, aşağıdaki kalemler finansal muhasebe net kazanç veya
zararından indirilir:
1) Ek 2 nci maddenin birinci fıkrasının (o) bendi kapsamında
tespit olunan sıfırdan küçük net vergi gideri,
2) İstisna tutulan kâr payları,
3) İşletme bazlı kazancın tespitinde kabul edilmeyen öz sermaye
kazançları,
4) Yeniden değerleme yöntemi zararları,
5) Ek 11 inci maddenin altıncı ve yedinci fıkraları kapsamındaki varlık ve
borçların elden çıkarılmasından kaynaklanan kazançlar,
6) Asimetrik kur kazanç veya zararları,
7) Önceki dönem muhasebe hataları veya ilke değişiklikleri dolayısıyla
oluşan tutarlar,
8) Cari hesap döneminde fiilen ödenen emeklilik giderleri ile uluslararası
kabul görmüş finansal muhasebe standartlarına göre dönem kârının tespitinde
gider olarak tahakkuk ettirilen emeklilik giderleri arasındaki fark.
(2) Birinci fıkranın (a) bendinin (2) numaralı alt bendi ile (b) bendinin
(3) numaralı alt bendine alternatif olarak dileyen mükellefler, öz sermaye
kazanç veya zararlarını ülkesel bazlı kazancın tespitinde dikkate
alabilirler. Şu kadar ki, öz sermaye kazanç veya zararlarını
ülkesel bazlı kazancın tespitinde dikkate alan mükellefler, takip
eden dört hesap dönemi boyunca bu tercihlerinden vazgeçemezler.
(3) Aynı grup içerisindeki bağlı işletmeler tarafından gerçekleştirilen
finansman işlemlerinde, borç alan bağlı işletmenin bulunduğu ülkedeki vergi
yükünün asgari kurumlar vergisi oranının altında olması, borç veren bağlı
işletmenin bulunduğu ülkede ise vergi yükünün asgari kurumlar vergisi oranının
üstünde olması veya grup içi finansman nedeniyle oluşan faiz gelir ve giderleri
dikkate alınmaksızın hesaplanan vergi yükünün asgari kurumlar vergisi oranının
üstünde olması durumunda, borç alan bağlı işletme nezdinde katlanılacak ve
işletme bazlı kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınacak faiz
gideri, borç veren bağlı işletmenin gelir olarak dikkate aldığı tutarla sınırlı
olacaktır.
(4) Alacaklının alacağından vazgeçmesi nedeniyle finansal muhasebe net
kazancı veya zararının tespitinde vazgeçilen tutarı gelir olarak kayıtlarına
alan borçlu durumundaki bağlı işletmeler, aşağıdaki şartların herhangi birinin
sağlanması durumunda, söz konusu tutarı isteğe bağlı olarak
işletme bazlı kazanç veya zararın tespitinde dikkate almayabilirler.
a) Mahkeme kararına istinaden borcun silinmesi, borçlu ile alacaklının
ilişkili kişi olmaması ve borçlunun on iki ay içerisinde iflas etmesinin
beklenmesi,
b) Borcun silinmesinden önce borçlunun rayiç bedele göre tespit olunan
varlıklarının değerinin yükümlülüklerinden az olması.
(5) Nitelikli iade edilebilir vergi kredileri ile pazarlanabilir
(devredilebilir) vergi kredileri bir bağlı işletmenin
işletme bazlı kazanç veya zararının hesaplanmasında gelir olarak
dikkate alınır. Nitelikli olmayan iade edilebilir vergi kredileri ise bu
hesaplamada gelir olarak dikkate alınmaz.
(6) Farklı ülkelerde bulunan bağlı işletmeler arasında yapılan ve her iki
bağlı işletmenin finansal hesaplarında aynı tutarda izlenmeyen veya emsallere
uygunluk ilkesine uygun olmayan işlemler, emsallere uygun şekilde yeniden
düzenlenir. Aynı ülkede bulunan iki bağlı işletme arasında varlıkların satışı
veya diğer şekillerde elden çıkarılmasına ilişkin işlemlerin emsallere uygunluk
ilkesine aykırı şekilde kayıtlara alınması nedeniyle hesaplanan yerel veya
küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinde azalmaya sebebiyet verilmesi
halinde söz konusu işlemler, ülkesel bazlı kazanç veya zararın
hesaplanmasında emsallere uygun şekilde yeniden düzenlenerek dikkate alınır. Bu
fıkrada geçen emsallere uygunluk ilkesi, bağlı işletmeler arasındaki işlemlerin,
bağımsız işletmeler arasında gerçekleşen karşılaştırılabilir işlemlerde ve
karşılaştırılabilir koşullar altında elde edilecek sonuçlara göre
kaydedilmesini ifade eder.
(7) Bir ülkedeki bağlı işletmelerin işletme bazlı kazanç veya
zararlarının toplamı ülkesel bazlı kazanç veya zararı ifade eder. Şu kadar ki,
çok uluslu işletme gruplarına bağlı yatırım işletmelerinin, azınlık payına
sahip olunan bağlı işletmelerin, azınlık payına sahip olunan alt grupların,
devletsiz bağlı işletmelerin ve sigorta yatırım işletmelerinin
işletme bazlı kazanç veya zararları bu toplamın hesabında dikkate
alınmaz. Bunların işletme bazlı kazanç veya zararları ayrı
hesaplanır.
(8) Bir ana merkez ile ona bağlı iş yeri arasındaki kazanç veya zararın
tahsisi aşağıdaki şekilde uygulanır:
a) Bir iş yerinin finansal muhasebe net kazancı veya zararı, yalnızca iş
yerine atfedilebilen gelir ve giderleri kapsar. İş yeri tarafından ayrı şekilde
finansal muhasebe net kazanç veya zararına yönelik muhasebe kaydının
tutulmadığı durumda, nihai ana işletmenin konsolide finansal
hesaplarının hazırlanmasında kullanılan muhasebe standardına göre hazırlanan
tablolarda iş yerine atfedilen gelir veya giderler, iş yerinin finansal
muhasebe net kazanç veya zararının tespitinde dikkate alınır.
b) Bir iş yerinin finansal muhasebe net kazancı veya zararı, (c) bendindeki
durum haricinde, iş yerinin bağlı bulunduğu ana merkezin
işletme bazlı kazanç veya zararının belirlenmesinde dikkate alınmaz.
c) Bir iş yerinin işletme bazlı zararı, söz konusu zararın ana
merkezin yurt içi vergiye tabi gelirinin hesaplanmasında gider olarak dikkate
alınması ve hem ana merkezin hem de iş yerinin bulunduğu ülkede vergiye tabi
olan bir gelir unsurundan mahsup edilmemesi şartıyla, iş yerinin bağlı
bulunduğu ana merkezin gideri olarak dikkate alınır. İzleyen dönemde iş yerinde
oluşan işletme bazlı kazanç, daha önce iş yerinin bağlı bulunduğu ana
merkezin gideri olarak dikkate alınan işletme bazlı zararı kadar, iş yerinin
bağlı bulunduğu ana merkezin işletme bazlı kazancı olarak kabul edilir.
(9) Bir bağlı işletme olan şeffaf bir işletmenin finansal muhasebe net
kazancı veya zararı, faaliyetlerin yürütüldüğü iş yerine tahsis edilir. İş
yerine atfedilen finansal muhasebe net kazanç veya zararından sonra kalan
tutar; nihai ana işletme olmayan vergi şeffaf işletme olması durumunda mülkiyet
paylarıyla orantılı olmak üzere bu işletme sahiplerine, nihai ana işletme veya
ters hibrit işletme olan bir vergi şeffaf işletme olması durumunda
ise bağlı işletmenin kendisine tahsis edilir. Bu takdirde tahsis edilen tutar,
şeffaf işletmenin finansal muhasebe net kazancı veya zararında dikkate alınmaz
ve şeffaf işletmedeki mülkiyet paylarıyla orantılı olarak tahsise konu edilen
söz konusu tutarlar, vergi şeffaf işletmenin veya ters hibrit işletmenin
bulunduğu ülkedeki düzenlemelere göre kazancın tespitinde dikkate alınır.
(10) Bir şeffaf işletmenin mülkiyet payına sahip aynı gruba bağlı
işletmelerin dışında başka işletmelerin bulunması ve bu işletmelerin şeffaf
işletmenin mülkiyet payına doğrudan ya da vergi şeffaf yapı aracılığıyla sahip
olması durumunda, dokuzuncu fıkra hükümleri uygulanmadan önce bu işletmelere
tahsis edilmesi gereken tutarlar, şeffaf işletmenin finansal muhasebe net
kazanç veya zarar tutarından indirilir. Şu kadar ki, bir şeffaf işletmenin
nihai ana işletme olması veya nihai ana işletme niteliğindeki bir şeffaf
işletmenin doğrudan ya da vergi şeffaf yapı aracılığıyla bir şeffaf işletmeye
sahip olması durumunda bu fıkra hükümleri uygulanmaz.
(11) Bir çok uluslu işletme grubunun her bir hesap dönemi için
ülkesel bazlı vergi yükü; o ülkede bulunan bağlı işletmelerinin düzeltilmiş
kapsanan vergilerinin toplamının, o ülkede bulunan bağlı işletmelerinin ülkesel
bazlı kazanç toplamına bölünmesi suretiyle bulunur. Çok uluslu işletme
gruplarına bağlı yatırım işletmelerinin, azınlık payına sahip olunan bağlı
işletmelerin, azınlık payına sahip olunan alt grupların, devletsiz bağlı
işletmelerin ve sigorta yatırım işletmelerinin her bir hesap dönemi için
ülkesel bazlı vergi yükü ayrı hesaplanır.”
MADDE 42- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin matrahı, oranı ve hesabı
EK MADDE 6- (1) Asgari kurumlar vergisi oranı %15’tir.
(2) Asgari kurumlar vergisi oranı ile ek 5 inci
maddenin onbirinci fıkrasına göre tespit edilen oran arasındaki fark,
küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi oranıdır.
Ülkesel bazlı vergi yükünün asgari kurumlar vergisi oranını aşması
halinde ise küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi hesaplanmaz.
(3) Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi, küresel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisi matrahı üzerinden hesaplanır. Küresel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisi matrahı ise net ülkesel bazlı kazanç toplamından; o
ülkede bulunan bağlı işletmelerin çalışanlarının yıllık toplam brüt
ücretlerinin %5’i ile maddi duran varlıklarının net defter değerinin %5’inin
indirilmesi suretiyle tespit olunur.
(4) Bir ülke için küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi, küresel
asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi oranının, küresel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisi matrahına uygulanması suretiyle tespit edilir. Şu kadar ki,
ilgili ülkeye ilişkin hesaplanan küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisine
varsa; ek cari dönem asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi ilave edilir,
nitelikli yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi ise bu vergiden indirilir.
(5) Bir bağlı işletmenin, işletme bazlı kazancının ülkesel bazlı
kazanca bölünmesiyle bulunan oranın, ilgili ülke için dördüncü fıkra kapsamında
hesaplanan küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisiyle çarpılması sonucunda
bu bağlı işletmenin küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi tespit olunur.
(6) Ülkesel bazlı vergi yüküne ilişkin geçmiş hesap dönemlerine
yönelik aşağıdaki düzeltmelerin yapılmasının gerektiği durumlarda, yeniden
hesaplama sonucu önceki hesap dönemlerinde eksik tahakkuk ettirilen küresel
asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi, yeniden hesaplamanın yapıldığı cari hesap
döneminde ek cari dönem asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi olarak tarh edilir.
a) Bir bağlı işletmenin aktifinde yer alan maddi duran varlıklarının
satışından doğan kazançlar, satışın gerçekleştiği hesap döneminden önceki dört
hesap dönemi içerisinde öncelikle maddi duran varlık satışından kaynaklı
zararlardan mahsup edilebilir. Mahsup sonrası kalan bakiye, cari hesap dönemi
ile önceki dört hesap döneminin kazançlarına eşit şekilde dağıtılır.
b) Ertelenmiş vergi yükümlülüğü hesaplarına alınan tutarların, takip eden
beş hesap dönemi boyunca ilgili dönemlerin kapsanan vergilerinde indirim konusu
yapılmaması durumunda, ertelenmiş vergi yükümlülüğü hesabına alındığı dönemin
kapsanan vergilerinde dikkate alınan ancak sonraki dönemlerde kapsanan
vergilerden indirilmeyen vergiler, hesaba alınan ilgili dönemin düzeltilmesi
suretiyle dikkate alınır.
c) Bir bağlı işletmenin geçmiş hesap dönemlerine yönelik kapsanan
vergilerinde düzeltme yapılması gerektiği durumlarda, bağlı işletmenin önceki
bir hesap dönemine ilişkin kapsanan vergilerinde artış olarak dikkate alınması
gereken tutarlar, cari hesap döneminin kapsanan vergilerine dahil edilir.
Geçmiş dönemlerin kapsanan vergilerinde azalış şeklinde düzeltmelerin yapılması
gerektiği durumlarda ise ilgili dönemin kapsanan vergileri düzeltilir. Şu kadar
ki, ilgili hesap döneminde, söz konusu kapsanan vergilerdeki azalış tutarının 1
milyon avro karşılığı Türk lirasını aşmaması halinde cari dönem kapsanan
vergileri düzeltilebilir.
ç) İlgili ülkenin iç mevzuatında yapılan değişiklik sonrası kurumlar
vergisi oranının asgari kurumlar vergisi oranından daha düşük bir orana düşmesi
nedeniyle oluşan ertelenmiş vergi gideri, ek 4 üncü madde uyarınca tespit
olunan kapsanan vergilerde düzeltme olarak dikkate alınır. Asgari kurumlar
vergisi oranının altında kurumlar vergisi oranının uygulandığı bir ülkede,
mevzuat değişikliği sonrası, kurumlar vergisi oranının artırılması nedeniyle
ilgili hesap dönemindeki ertelenmiş vergi yükümlülüğündeki değişikliğe bağlı
tahakkuk eden ertelenmiş vergi gideri tutarı, ödemenin yapıldığı ilgili dönem
kapsanan vergilerinde dikkate alınır.
d) Ek 12 nci madde kapsamında bağlı işletme tarafından
oluşturulan takip hesabının, cari yılı takip eden dördüncü hesap döneminin
sonuna kadar kullanılmayan kısmı, takip hesabının oluşturulduğu hesap döneminin
düzeltilmiş kapsanan vergilerinden indirilir.
e) Bir bağlı işletme tarafından ilgili hesap döneminin düzeltilmiş kapsanan
vergilerine dahil edilen ve 1 milyon avro karşılığı Türk lirasından
fazla olan vergi giderinin, verginin hesaplandığı ve kapsanan vergi olarak
dikkate alındığı dönemi izleyen üçüncü hesap döneminin sonuna kadar ödenmemesi
durumunda, bu vergiler ilgili hesap döneminin düzeltilmiş kapsanan
vergilerinden indirilir.
(7) Geçmiş hesap dönemlerindeki küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisinde artış gerektiren düzeltmelerde, cari hesap döneminde net
ülkesel bazlı kazancın oluşmaması koşuluyla, düzeltmenin yapılacağı
geçmiş hesap dönemindeki beşinci fıkraya göre tespit olunan oranlar dikkate
alınır ve bağlı işletmelerin ek cari dönem asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi
bu oranlara göre hesaplanır.
(8) Çok uluslu işletme grubunun; ülkesel bazlı yıllık
ortalama hasılatı 10 milyon avro karşılığı Türk lirasından ve ülkesel
bazlı yıllık ortalama kazancı 1 milyon avro karşılığı Türk lirasından az ise bu
ülkede bulunan bağlı işletmelerin küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi,
ilgili hesap dönemi için sıfır olarak kabul edilebilir. Bu fıkra kapsamında
ortalama hasılat veya ortalama kazanç, bir ülkeye ilişkin finansal
hesapların raporlandığı hesap dönemi ve önceki iki hesap dönemindeki hasılat
veya kazanç toplamının ortalamasını ifade eder. Devletsiz bağlı işletmeler veya
yatırım işletmesi olan bağlı işletmeler için bu fıkra hükümleri uygulanmaz ve
bunların hasılatı, kazancı veya zararı, ortalama kazanç veya ortalama
hasılatın tespitinde dikkate alınmaz.
(9) Çok uluslu işletme grubunun faaliyette bulunduğu ülke güvenli liman
olarak belirlenmiş ise bu ülkede bulunan bağlı işletmelerin küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisi, ilgili hesap dönemi için sıfır olarak kabul
edilebilir. Cumhurbaşkanı, bu madde kapsamında güvenli liman olarak ilan
edilecek yerleri belirlemeye ve bu yerlerin belirlenmesine ilişkin şartları
tespit etmeye; Hazine ve Maliye Bakanlığı bu fıkranın uygulanmasına yönelik
usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
(10) Azami altı farklı ülkede bağlı işletmesi bulunan ve maddi duran
varlıklarının toplam değeri en yüksek olan ülke dışındaki diğer ülkelerde
toplam maddi duran varlıklarının net defter değeri 50 milyon avro karşılığı
Türk lirasını aşmayan çok uluslu işletme grupları için yetersiz vergilendirilen
ödemeler esası kapsamında küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi beş hesap
dönemi boyunca sıfır olarak kabul edilir.”
MADDE 43- 5520 sayılı Kanuna bölüm başlığı ile birlikte aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
“ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisinin Mükellefi, Vergilendirme
Dönemi,
Beyanı, Tarhı ve Ödenmesi
Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin mükellefi
EK MADDE 7- (1) Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi,
gelirin dahil edilmesi esası ve yetersiz vergilendirilmiş ödemeler
esasına göre belirlenir.
(2) Gelirin dahil edilmesi esası kapsamında küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisinin mükellefi, bu Kısmın ek 1 inci maddesi
kapsamındaki çok uluslu işletme gruplarına bağlı ve diğer ülkelerde yerleşik
olan işletmelerin; Türkiye’de yerleşik nihai ana işletmesi, ara ana işletmesi
veya kısmen sahip olunan ana işletmesidir.
(3) İkinci fıkra kapsamında sayılanlar arasında verginin mükellefi
aşağıdaki şekilde belirlenir:
a) Nihai ana işletmesi Türkiye’de, ara ana işletmesi Türkiye’de veya başka
ülkelerde yerleşik bağlı işletmelerde verginin mükellefi Türkiye’de yerleşik
nihai ana işletmedir. Kısmen sahip olunan ana işletmesi Türkiye’de yerleşik
olmakla birlikte nihai ana işletmesi veya ara ana işletmesi Türkiye’de veya
başka ülkelerde yerleşik olan bağlı işletmelerde
gelirin dahil edilmesi esası kapsamında Türkiye’de yerleşik kısmen
sahip olunan ana işletme de verginin mükellefidir.
b) Kısmen sahip olunan ana işletmesi Türkiye’de bulunmakla birlikte söz
konusu işletmeye tamamen sahip başka ülkelerde yerleşik kısmen sahip olunan ana
işletmenin bulunması ve bu ülkelerde nitelikli gelirin dahil edilmesi
esası kapsamında küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin uygulanmaması
durumunda gelirin dahil edilmesi esasına göre verginin mükellefi Türkiye’de
yerleşik kısmen sahip olunan ana işletmedir.
c) Ara ana işletmesi Türkiye’de yerleşik olup nihai ana işletmesinin veya
kısmen sahip olunan ana işletmesinin bulunduğu ülkeler tarafından ilgili ülke
mevzuatı uyarınca nitelikli gelirin dahil edilmesi esası kapsamında
küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin uygulanmadığı durumlarda,
gelirin dahil edilmesi esası kapsamında verginin mükellefi Türkiye’de yerleşik
ara ana işletmedir. Şu kadar ki, ara ana işletmesi Türkiye’de bulunmakla
birlikte söz konusu işletmede kontrol gücüne sahip başka ülkelerde yerleşik ara
ana işletmelerin bulunması ve bu ülkelerde nitelikli
gelirin dahil edilmesi esası kapsamında küresel asgari kurumlar
vergisinin uygulanması durumunda bu bent hükümleri uygulanmaz.
(4) İkinci ve üçüncü fıkralar kapsamında sayılan mükellefler, mülkiyet
payına sahip olunan bağlı işletmedeki dahil olma oranıyla sınırlı
olmak üzere verginin ödenmesinden sorumludurlar. Dahil olma oranı,
bir bağlı işletmenin bir hesap dönemindeki işletme bazlı kazancından ana
işletme dışındaki üçüncü kişilere atfedilen kısmın çıkarılması suretiyle
bulunan tutarın, bu bağlı işletmenin işletme bazlı kazancına bölünmesi
suretiyle elde edilen orandır. Mülkiyet payına sahip olunan bağlı işletmenin
şeffaf bir işletme olması durumunda, aynı gruba bağlı işletmelerin dışındaki
kişilere atfedilen kazanç tutarları bağlı işletmenin
işletme bazlı kazancının tespitinde dikkate alınmaz. Şu kadar ki,
üçüncü fıkra kapsamındaki mükellefler tarafından gelirin dahil edilmesi
esasına göre hesaplanan vergi, nitelikli gelirin dahil edilmesi esası
kapsamında küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisini uygulayan bir ülkede
yerleşik ara ana işletme veya kısmen sahip olunan ana işletme aracılığıyla
doğan vergi yükümlülüğü tutarı kadar azaltılır.
(5) Yetersiz vergilendirilen ödemeler esası kapsamında küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisinin mükellefi; nihai ana işletmesi, ara ana
işletmesi veya kısmen sahip olunan ana işletmesi Türkiye’de yerleşik olmayan ve
ilgili mevzuatı uyarınca nitelikli gelirin dahil edilmesi esasına
göre küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin uygulanmadığı veya kısmen
uygulandığı çok uluslu işletme gruplarına bağlı Türkiye’de yerleşik, yatırım
işletmeleri hariç, bağlı işletmelerdir.
(6) Beşinci fıkra kapsamında belirtilen mükellefler, yetersiz
vergilendirilen ödemeler esası kapsamında, bu verginin yetersiz vergilendirilen
ödemeler esası yüzdesine göre hesaplanan kısmını ödemekle sorumludurlar.
(7) Yetersiz vergilendirilen ödemeler esası kapsamında hesaplanan vergi,
çok uluslu işletme grubuna bağlı işletmeler için hesaplanan küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisi toplamına eşittir.
Gelirin dahil edilmesi esası kapsamında çok uluslu işletme gruplarına
bağlı işletmeler nezdinde vergi hesaplanması durumunda, yetersiz
vergilendirilen ödemeler esasına göre hesaplanan vergi, küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisi ile gelirin dahil edilmesi esası kapsamında alınan
verginin farkına eşit olur.
(8) Yetersiz vergilendirilen ödemeler esası yüzdesi; Türkiye’de yerleşik
bağlı işletmelerin toplam işçi sayısının, nitelikli yetersiz vergilendirilen
ödemeler esasının uygulandığı tüm ülkelerdeki yerleşik bağlı işletmelerin
toplam işçi sayısına bölünmesiyle bulunan tutarın %50’si ile Türkiye’de
yerleşik bağlı işletmelerin toplam maddi duran varlık değerinin, nitelikli
yetersiz vergilendirilen ödemeler esasının uygulandığı tüm ülkelerdeki yerleşik
bağlı işletmelerin toplam maddi duran varlık değerine bölünmesiyle bulunan
tutarın %50’sinin toplamıdır. Yetersiz vergilendirilen ödemeler esası
yüzdesinin hesabında; yatırım işletmeleri ve şeffaf işletmelerin toplam işçi
sayısı ve bunların toplam maddi duran varlık değeri dikkate alınmaz. İlgili
hesap döneminde bu fıkra kapsamında tahsis edilen verginin nitelikli yetersiz
vergilendirilen ödemeler esasının uygulandığı bir ülkede tahakkuk ettirilmemesi
(tüm ülkelerde tahakkuk ettirilmemesi durumu hariç) durumunda, hesaplanması
gereken vergi tahakkuk ettirilinceye kadar, söz konusu ülke sonraki hesap
dönemlerinde bu fıkra kapsamındaki verginin tahsisatına ilişkin hesaplamalarda
dikkate alınmaz.”
MADDE 44- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin vergilendirme dönemi,
beyanı, tarhı ve ödenmesi
EK MADDE 8- (1) Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin
vergilendirme dönemi hesap dönemidir. Kendilerine özel hesap dönemi tayin
edilenlerin vergilendirme dönemi ise özel hesap dönemidir.
(2) Hesap dönemi, nihai ana işletmenin konsolide finansal
tablolarının hazırlanmasına esas teşkil eden vergilendirme dönemidir.
(3) Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi, mükelleflerin beyanı
üzerine tarh olunur.
(4) Hesaplanan vergi, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen on beşinci ayın
son gününe kadar beyan edilir ve ödenir.
(5) Mükellefler, üçüncü fıkra kapsamında verilen beyannamelerinin ekinde
küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi bilgi beyannamelerine de yer vermek
zorundadırlar. Şu kadar ki, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi bilgi
beyannamesinin nitelikli yetkili makam anlaşmasının uygulandığı başka ülkede
verilmesi ve söz konusu bilgi beyannamesinin hangi ülkede, hangi bağlı işletme
tarafından verildiğinin üçüncü fıkra kapsamındaki beyanname ekinde bildirilmesi
durumunda, mükelleflerin küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi bilgi
beyannamelerini verme yükümlülüğü ortadan kalkar.
(6) Cumhurbaşkanı, nitelikli gelirin dahil edilmesi esası ile
nitelikli yetersiz vergilendirilen ödemeler esası kapsamında küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisinin uygulandığı yerler ile nitelikli yerel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisinin uygulandığı yerleri belirlemeye; Hazine ve
Maliye Bakanlığı, üçüncü fıkra kapsamında verilen beyanname ile küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisi bilgi beyannamesinin ve eklerinin şekil ve
muhtevasını tespit etmeye, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi bilgi
beyannamesindeki bilgilerin diğer ülkelerle paylaşılmasındaki sınırları
belirlemeye, faaliyetin gereğini göz önünde tutarak mükellefin müracaatı
üzerine veya re’sen tarh yerini tayin etmeye, verginin beyan ve ödeme
zamanı ile tahsiline ilişkin usul ve esasları belirlemeye, bildirim ve
belgelendirme yükümlülüğü getirmeye ve buna ilişkin usul ve esasları
belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 45- 5520 sayılı Kanuna bölüm başlığı ile birlikte aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
“DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Yerel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisinin Mükellefi, Vergilendirme
Dönemi,
Beyanı, Tarhı ve Ödenmesi
Yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin mükellefi
EK MADDE 9- (1) Yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin mükellefi, ek
1 inci madde kapsamındaki çok uluslu işletme gruplarına bağlı ve Türkiye’de
yerleşik olan; bağlı işletmeler ve iş ortaklıklarıdır.”
MADDE 46- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin vergilendirme dönemi, beyanı,
tarhı ve ödenmesi
EK MADDE 10- (1) Yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin vergilendirme
dönemi hesap dönemidir. Kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerin
vergilendirme dönemi ise, özel hesap dönemidir.
(2) Ek 6 ncı maddenin dördüncü fıkrası kapsamında, asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisi oranının, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisi matrahına uygulanması suretiyle tespit olunan yerel asgari tamamlayıcı
kurumlar vergisi, mükelleflerin beyanı üzerine tarh olunur ve bu vergiye varsa
ek cari dönem yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi ilave edilir. Şu kadar
ki, ek 4 üncü maddenin dokuzuncu fıkrasının (a), (c) ve (ç) bentleri ile bağlı
işletme sahiplerine mülkiyet paylarına ilişkin olarak yapılan dağıtımlar veya
kâr dağıtımı sayılan durumlarda bu tutarlar üzerinden kesilen vergiler hariç
(d) bendi hükümleri bu hesaplamada dikkate alınmaz.
(3) Hesaplanan vergi, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen on ikinci ayın
birinci gününden son gününe kadar beyan edilir ve ödenir.
(4) Ek 6 ncı maddenin sekizinci fıkrası hükümleri yerel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisinin tespitinde de dikkate alınır.
(5) Ek 9 uncu maddenin birinci fıkrası kapsamında, Türkiye’de yerleşik ve
aynı çok uluslu işletme gruplarına bağlı mükelleflerden herhangi birinin, yerel
asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin tamamını kendi adına beyan edip ödemesi
durumunda, diğer mükelleflerin bu verginin beyanı ve ödemesindeki
sorumlulukları ortadan kalkar. Şu kadar ki, verginin tamamının ödenmemesi
durumunda aynı çok uluslu işletme grubuna bağlı mükelleflerin verginin
ödenmesine ilişkin müştereken ve müteselsilen sorumlulukları devam
eder.
(6) Hazine ve Maliye Bakanlığı, üçüncü fıkra kapsamında verilen
beyannamenin ve eklerinin şekil ve muhtevasını belirlemeye, faaliyetin gereğini
göz önünde tutarak mükellefin müracaatı üzerine veya re’sen tarh
yerini tayin etmeye, verginin beyan ve ödeme zamanı ile tahsiline ilişkin usul
ve esasları belirlemeye, bildirim ve belgelendirme yükümlülüğü getirmeye ve
buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 47- 5520 sayılı Kanuna bölüm başlığı ile birlikte aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
“BEŞİNCİ BÖLÜM
Diğer Hükümler
Birleşme, bölünme ve pay devirleri
EK MADDE 11- (1) İki veya daha fazla grubun, gelirin raporlandığı hesap
döneminden önceki dört hesap döneminin herhangi birinde, tek bir grup
oluşturmak üzere birleşmeleri ve birleşen grupların, birleşmeden önceki dört
hesap döneminden en az birinde konsolide finansal tablolarında yer
alan hasılatları toplamının 750 milyon avro karşılığı Türk lirasını aşması
durumunda, birleşme sonucu ortaya çıkan yeni çok uluslu işletme grubunun o
hesap dönemi için ek 1 inci madde kapsamındaki hasılat sınırını aştığı kabul
edilir.
(2) Herhangi bir gruba bağlı olmayan bir işletmenin, gelirin raporlandığı
hesap döneminde bir işletme veya grupla birleşmesi durumunda, birleşen
veya birleşilen işletme veya birleşilen grubun, birleşmeden
önceki dört hesap döneminden en az birindeki finansal veya konsolide finansal
tablolarında yer alan hasılatları toplamının 750 milyon avro karşılığı Türk
lirasını aşması durumunda, birleşilen veya ortaya çıkan çok uluslu
işletme grubunun ilgili hesap dönemi için ek 1 inci maddedeki hasılat sınırını
aştığı kabul edilir.
(3) Yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisine tabi bir
çok uluslu işletme grubunun iki veya daha fazla gruba bölünmesi ve
a) Bölünme sonrası oluşan grup veya grupların yıllık hasılatlarının,
bölünmenin gerçekleştiği hesap dönemini izleyen hesap döneminde 750 milyon avro
karşılığı Türk lirasını aşması,
b) Bölünme sonrası oluşan grup veya grupların yıllık hasılatlarının,
bölünmenin gerçekleştiği hesap döneminden sonraki ikinci ila dördüncü hesap
dönemlerinin en az ikisinde 750 milyon avro karşılığı Türk lirasını aşması,
durumunda söz konusu grup veya grupların ek 1 inci maddedeki hasılat
sınırını aştığı kabul edilir.
(4) Bir işletmenin doğrudan veya dolaylı mülkiyet paylarının devri
sonucunda; çok uluslu işletme grubunun bağlı işletmesi haline gelmesi veya bir
çok uluslu işletme grubunun bağlı işletmesi vasfını kaybederek başka bir çok
uluslu işletme grubunun bağlı işletmesi olması ya da yeni bir çok uluslu
işletme grubunun nihai ana işletmesi olması ve varlıklarının,
yükümlülüklerinin, gelirlerinin, giderlerinin veya nakit akışlarının herhangi
bir kısmının, nihai ana işletmenin konsolide finansal tablolarında
yer alması halinde, bu işletme devrin gerçekleştirildiği tarihin içinde
bulunduğu hesap döneminde çok uluslu işletme grubunun üyesi olarak dikkate
alınır.
(5) Bir bağlı işletmenin varlıklarının ve borçlarının devredilmesi
durumunda, devreden bağlı işletmenin bu işlemlerden doğan kazanç veya zararı,
işletme bazlı kazanç veya zararının hesaplanmasında dikkate alınır.
Bu durumda, devralan bağlı işletmenin işletme bazlı kazanç veya zararı, devre
konu söz konusu varlık ve borçların, devralan bağlı işletmenin nihai ana
işletmesinin konsolide finansal tablolarının hazırlanmasında
kullanılan muhasebe standardı uyarınca defterindeki kayıtlı değerleri dikkate
alınmak suretiyle hesaplanır.
(6) İşletmelerin yeniden yapılandırılması kapsamında, varlıkların ve
borçların devredilmesi sonucu oluşan kazanç veya zararlar, devreden bağlı
işletmenin işletme bazlı kazanç veya zararının tespitinde dikkate
alınmaz. Bu durumda, devralan bağlı işletmenin işletme bazlı kazanç
veya zararı, söz konusu varlık veya borçları devreden bağlı işletmenin
defterindeki kayıtlı değerler dikkate alınmak suretiyle hesaplanır.
(7) İşletmelerin yeniden yapılandırılması kapsamında, devredilen varlık ve
borçlar nedeniyle oluşan kazanç veya zararın devreden bağlı işletme tarafından
nitelikli olmayan kazanç veya zarar esasına göre muhasebeleştirildiği durumda,
devreden bağlı işletmenin bu işlemlerden doğan kazanç veya zararı, nitelikli
olmayan kazanç veya zarar tutarı ile sınırlı olmak üzere dikkate alınır. Bu
durumda, devralan bağlı işletme tarafından devre konu varlık ve borçlara
yönelik işletme bazlı kazanç veya zararın tespitinde, devreden bağlı
işletmedeki söz konusu varlık ve borçların defter değerlerinin ilgili ülke
mevzuatı kapsamında nitelikli olmayan kazanç veya zarar esasına göre
düzeltilmiş tutarları dikkate alınır.
(8) Altı ve yedinci fıkralarda geçen işletmelerin yeniden yapılandırılması
ibaresi, birleşme, devir ve bölünme gibi işlemler kapsamında varlık ve
borçların devre konu edilmesini veya bağlı işletmenin tür değiştirmesini;
nitelikli olmayan kazanç veya zarar ibaresi, işletmelerin yeniden
yapılandırılması kapsamında varlık veya borçların devri sonucu ortaya çıkan
kazanç veya zararın ilgili ülke mevzuatı kapsamında hesaplanması sonucu bulunan
tutar ile bunların finansal muhasebe esaslarına göre hesaplanan kazanç veya
zararından düşük olanını ifade eder.
(9) İş ortaklığı ve bu iş ortaklığının uluslararası kabul görmüş finansal
muhasebe standartlarına uygun olarak hazırladığı konsolide finansal
tablosunda yer alan işletmelerin küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin
hesaplanmasında, bu işletmeler ayrı bir çok uluslu işletme grubunun bağlı
işletmeleri; iş ortaklığı ise bu grubun nihai ana işletmesi olarak kabul
edilir. Bu fıkra kapsamında bağlı işletme veya nihai ana işletme olarak kabul
edilen işletmelerde, doğrudan veya dolaylı olarak mülkiyet payına sahip olan
bir ana işletme; iş ortaklığının gelirin dahil edilmesi esası kapsamındaki
küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisini, ek 7 nci maddenin
dördüncü fıkrası kapsamındaki dahil olma oranını dikkate almak suretiyle
hesaplar. Hesaplanan tutarın nitelikli gelirin dahil edilmesi esasına
göre tahsil edilemeyen kısmı yetersiz vergilendirilen ödemeler esası kapsamında
küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin tespitinde dikkate alınır.
(10) Birden fazla ana işletmeli çok uluslu işletmeler grubu, en az bir
işletmesi veya iş yerinin grubun diğer işletmelerinden farklı bir ülkede
yerleşik olan, nihai ana işletmeleri kancalı bir yapı veya çift listeli bir
düzenleme ile bir araya gelen iki veya daha fazla grubu ifade eder ve bu
gruplara aşağıdaki hükümler uygulanır.
a) Her bir grubun işletmeleri ve bağlı işletmeleri, küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisi uygulaması kapsamında tek bir çok uluslu
işletme grubunun üyeleri olarak kabul edilir.
b) Muafiyet kapsamında olmayan bir işletme, birden fazla ana işletmeli çok
uluslu işletmeler grubu tarafından tam konsolidasyona tabi
tutuluyorsa veya bu işletme üzerinde birden fazla ana işletmeli çok uluslu
işletmeler grubu kontrol gücüne sahipse, bu işletme bağlı işletme olarak kabul
edilir.
c) Birden fazla ana işletmeli çok uluslu işletmeler
grubunun konsolide finansal tabloları, kabul edilebilir finansal
muhasebe standardı uyarınca kancalı yapı veya çift listeli düzenleme kapsamında
nihai ana işletmelerden birinin tek bir ekonomik birim gibi hazırladığı
konsolide finansal tablolardır.
ç) Birden fazla ana işletmeli çok uluslu işletmeler grubunu oluşturan ayrı
grupların nihai ana işletmeleri, bu grubun nihai ana işletmeleri olarak kabul
edilir. (Birden fazla ana işletmeli çok uluslu işletmeler grubu ile ilgili
olarak küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi uygulaması kapsamında bir
nihai ana işletmeye yapılan atıflar birden fazla nihai ana işletmeye yapılmış
sayılır.)
d) Birden fazla ana işletmeli çok uluslu işletmeler grubunun Türkiye’de
bulunan ana işletmeleri (her bir nihai ana işletme dahil olmak
üzere), mülkiyet payına sahip olunan bağlı işletmedeki dahil olma oranı ile
sınırlı olmak üzere gelirin dahil edilmesi esasında dikkate alınır.
e) Birden fazla ana işletmeli çok uluslu işletmeler grubunun Türkiye’de
bulunan bağlı işletmelerinin tümüne, her bir düşük vergilendirilen bağlı
işletmenin küresel asgari tamamlayıcı vergisi dikkate alınarak yetersiz
vergilendirilen ödemeler kuralı uygulanır.
f) Nihai ana işletmeler, birden fazla ana işletmeli çok uluslu işletmeler
grubunu oluşturan grupların her birine ilişkin bilgileri içerecek küresel
asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi bilgi beyannamesini sunmak için tek bir
işletme belirlememiş ise, söz konusu nihai ana işletmelerin her biri bu
beyannameyi vermek zorundadırlar.”
MADDE 48- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Özel vergileme halleri
EK MADDE 12- (1) Çok uluslu işletme grubunun nihai ana işletmesi olan
şeffaf işletmenin işletme bazlı kazancı, aşağıdaki durumlarda bu
işletmenin mülkiyet payına isabet eden miktarda azaltılır.
a) Çok uluslu işletme grubunun hesap döneminin kapandığı ayı takip eden on
ikinci ayın sonuna kadar, nihai ana işletmenin mülkiyet payı sahibinin söz
konusu payına isabet eden kazancın tamamı üzerinden en az asgari kurumlar
vergisi oranı kadar vergi hesaplanması veya nihai ana işletme ve vergi şeffaf
yapının parçası olan diğer işletmeler tarafından ödenen kapsanan vergiler ile
mülkiyet payı sahibinin bu paya isabet eden kazançları üzerinden hesaplanan
vergilerin toplamının, bu vergilerin hesaplandığı kazanca en az asgari kurumlar
vergisi oranı uygulanmak suretiyle tespit olunan tutardan fazla olması veya
b) Nihai ana işletmenin %5’i veya daha azı üzerinde mülkiyet payına sahip
olan bir gerçek kişinin, nihai ana işletmenin bulunduğu ülkede yerleşik olması
ve sahip olduğu mülkiyet payı üzerinden elde edilen gelirlerin bu ülkede
vergiye tabi olması veya
c) Nihai ana işletmenin %5’i veya daha azı üzerinde mülkiyet payına sahip
olan ve ek 3 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde
sayılanların nihai ana işletmenin bulunduğu ülkede yerleşik olması.
(2) Nihai ana işletmenin mülkiyet payına sahip olanların söz konusu
işletmenin zararını vergiye tabi kazançlarının tespitinde indirim konusu
yapabilmeleri durumunda, çok uluslu işletme grubunun şeffaf işletme
niteliğindeki nihai ana işletmesinin işletme bazlı zararı, bu
işletmenin mülkiyet payına isabet eden miktarda azaltılır.
(3) Vergilemede indirilebilir kâr payı uygulamasına tabi olan nihai ana
işletme, aşağıdaki durumlarda ilgili hesap dönemi için hesap döneminin
kapandığı ayı takip eden on ikinci ayın sonuna kadar
işletme bazlı kazancını, zarar durumuna düşmemek kaydıyla, söz konusu
uygulama kapsamında indirilebilir kâr payı miktarı kadar azaltır.
a) Nihai ana işletmesinin hesap döneminin kapandığı ayı takip eden on
ikinci ayın sonuna kadar kâr payı geliri üzerinden vergi hesaplanması
durumunda;
1) Kâr payı geliri üzerinden hesaplanan verginin en az asgari kurumlar
vergisi oranı uygulanmak suretiyle tespit edilmesi veya
2) Nihai ana işletmenin ödenen kapsanan vergileri ile kâr payı gelirini
elde edenin bu geliri üzerinden ödenen vergileri toplamının, bu vergilerin
hesaplandığı kazanca en az asgari kurumlar vergisi oranı uygulanmak suretiyle
tespit olunan tutardan fazla olmasına ilişkin beklentinin bulunması veya
3) Kâr payı gelirini elde edenin gerçek kişi olması ve söz konusu kâr
payının kooperatiften elde edilen risturn geliri niteliğinde olması,
b) Nihai ana işletmenin %5’i veya daha azı üzerinde mülkiyet payına sahip
olan ve kâr payı geliri elde eden gerçek kişinin, bu işletmenin bulunduğu
ülkede yerleşik olması ve söz konusu gelirin bu ülkede vergiye tabi olması,
c) Nihai ana işletmenin bulunduğu ülkede yerleşik olup bu işletmeden kâr
payı geliri elde edenlerin ek 3 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b)
bentlerinde sayılanlar ile emeklilik hizmeti işletmeleri dışındaki emeklilik
yatırım fonlarından olması.
(4) Üçüncü fıkrada geçen vergilemede indirilebilir kâr payı uygulaması
ibaresi, ilgili hesap döneminin kapandığı ayı takip eden on ikinci ayın sonuna
kadar dağıtılan kâr payları üzerinden hesaplanan vergilerin tek aşamalı
vergileme olarak dikkate alındığı ve dağıtılan kâr paylarının işletmenin
kazancından indirim konusu yapıldığı durumu ifade eder.
(5) Kâr dağıtımına dayalı vergileme sisteminin uygulandığı ülkelerde
faaliyette bulunan bağlı işletmeler, ilgili hesap dönemi için ek 5 inci maddesi
kapsamında tespit olunan vergi yükünün asgari kurumlar vergisi oranına
eşitlenmesi için gerekli olan tutar ile bu hesap dönemindeki kazançların
tamamının kâr dağıtımına konu edilmesi durumunda dağıtım üzerinden hesaplanması
gereken vergi tutarından düşük olanını, dağıtılmış sayılan kâr payı vergisi
olarak düzeltilmiş kapsanan vergilere ekleyebilir. İlgili ülkede
faaliyette bulunan çok uluslu işletme grubuna bağlı işletmelerden herhangi biri
için bu fıkra kapsamında yapılan hesaplama yönteminin tercih edilmesi halinde,
diğer bağlı işletmeler için de aynı yöntemle düzeltilmiş kapsanan vergilerin
hesaplanması gerekir. Bu tercih her hesap dönemi için
ayrı ayrı dikkate alınır. Şu kadar ki, bağlı işletmeler açısından, 1/7/2021
tarihinden (bu tarih dahil) önce kâr dağıtımına dayalı vergileme
sisteminin yürürlükte olduğu ülkelerde bu yöntem uygulanabilir.
(6) Beşinci fıkra kapsamındaki uygulamanın geçerli olduğu ülkelerde, bu
yöntemi kullanan bağlı işletmeler açısından her bir hesap dönemi için
düzeltilmiş kapsanan vergi olarak dikkate alınan tutarların izlendiği takip
hesabı oluşturulur. İzleyen hesap dönemlerinde bu hesaptan sırasıyla;
a) Kâr dağıtımına bağlı olarak ödenen vergiler,
b) Ülkesel bazlı zarara asgari kurumlar vergisi oranının
uygulanması sonucu tespit olunan tutar,
c) Yedinci fıkra kapsamında sonraki hesap dönemlerine aktarılan tutarın
cari hesap döneminde kullanılan kısmı,
indirilir. Bu hesap bakiyesi hiçbir zaman eksi bakiye vermez.
(7) Altıncı fıkranın (b) bendi kapsamında, ülkesel bazlı zarara
asgari kurumlar vergisi oranının uygulanması suretiyle bulunan tutarın takip
hesabındaki bakiye tutardan fazla olması durumunda, fazla kısım takip hesabı
zarar aktarımı uygulaması kapsamında sonraki hesap dönemlerine aktarılır.
Aktarıma konu edilen bu tutarlar sonraki hesap dönemlerinde takip hesabına
aktarılan tutarlardan indirim konusu yapılır.
(8) Bir ülkedeki bağlı işletme olan yatırım işletmelerine (vergi şeffaf
işletmeler hariç) ilişkin küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin
tespitinde, vergi yükü ile asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi oranı gibi bu
Kısımda yapılan hesaplamalar, o ülkedeki yatırım işletmesi olmayan diğer bağlı
işletmelerden ayrı ayrı dikkate alınır.
(9) Sekizinci fıkraya alternatif olarak, bağlı işletme konumunda olan bir
yatırım işletmesi vergi şeffaf işletme olarak kabul edilebilir. Bu durumda,
yatırım işletmesine ilişkin mülkiyet paylarının rayiç bedelle değerlenmesi
suretiyle bağlı işletmeler nezdinde en az asgari kurumlar vergisi oranı
üzerinden vergilendirilmesi şarttır. Sigorta yatırım işletmeleri açısından da
bu fıkra hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar
vergisinin tespitinde bu fıkra hükümleri, cari dönem ve takip eden dört hesap
dönemi için tercih edilir. Bu tercihin iptal edilmesi halinde, yatırım
işletmesi tarafından elde tutulan bir varlık veya yükümlülüğün elden
çıkarılmasından doğan kazanç veya zarar, söz konusu varlık veya yükümlülüklerin
iptal yılının ilk günündeki gerçeğe uygun değeri üzerinden belirlenir.
(10) Sekizinci ve dokuzuncu fıkralara alternatif olarak, bağlı işletme olan
bir yatırım işletmesinin mülkiyet payına sahip ve yatırım işletmesi olmayan
başka bir bağlı işletmenin, yatırım işletmesine iştirakinden elde edilen
kazançların en az asgari kurumlar vergisi oranında vergilendirilebilir olmasına
yönelik beklentinin bulunması durumunda, bağlı işletme yatırım işletmesindeki
mülkiyet payına ilişkin olarak vergilendirilebilir dağıtım yöntemini
uygulayabilir. Şu kadar ki, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin
tespitinde bu fıkra hükümleri, cari dönem ve takip eden dört hesap dönemi için
tercih edilir. Bu fıkranın uygulamasında vergilendirilebilir dağıtım yöntemi,
yatırım işletmesinin işletme bazlı kazançlarının takip eden üç hesap
dönemi içerisinde mülkiyet payına sahip bağlı işletmelere dağıtılmasının
taahhüt edildiği, bu dönemin sonuna kadar dağıtılmayan işletme bazlı
kazançların ise üçüncü hesap dönemi içerisinde yatırım işletmesinin kazancı
olarak dikkate alınarak küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin
hesabında dikkate alınan yöntemdir. Bu tercihin iptal edilmesi halinde, yatırım
işletmesinin dağıtılmamış işletme bazlı kazancı, iptal edilen hesap
döneminde yatırım işletmesinin küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin
hesabında dikkate alınır.”
MADDE 49- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Yetki
EK MADDE 13- (1) Hazine ve Maliye Bakanlığı bu Kısmın uygulanmasına yönelik
usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 50- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 17- (1) Beşinci Kısmın uygulamasında bentlerde belirtilen
süreler için aşağıdaki hükümler dikkate alınır.
a) Ek 6 ncı maddenin üçüncü fıkrasının uygulamasında, 2024 hesap
dönemi için maddi duran varlıkların net defter değerinin %7,8’i, bağlı
işletmelerin çalışanlarının brüt ücretlerinin %9,8’i dikkate alınır. Bu
oranlar; takip eden dört hesap dönemi boyunca %0,2, 2029 hesap döneminden
itibaren dört hesap dönemi boyunca da her hesap dönemi için bağlı
işletmelerinin çalışanlarının brüt ücretleri için %0,8, maddi duran varlıklar
için ise %0,4 azaltılarak uygulanır.
b) Ek 8 inci maddenin dördüncü fıkrası kapsamında verilecek beyannameler
2024 hesap dönemi için hesap döneminin kapandığı ayı izleyen on sekizinci ayın
son gününe kadar beyan edilir ve tahakkuk eden vergiler beyan süresinin son
gününe kadar ödenir. Şu kadar ki, ek 1 inci madde kapsamında küresel asgari
tamamlayıcı kurumlar vergisi mükellefi olup ek 8 inci maddeye göre ilk defa
beyanname verecek mükellefler açısından da bu madde hükümleri uygulanır.
c) 1/1/2024 tarihinden önceki işlemler nedeniyle finansal
tablolarda ertelenmiş vergi varlığı veya yükümlülüğü olarak kayıtlara alınan
tutarlar, ek 5 inci madde kapsamındaki vergi yükünün hesabında dikkate alınır.
Ertelenmiş vergi varlığı veya yükümlülüğü olarak vergi yükünün tespitinde
dikkate alınacak tutar, asgari kurumlar vergisi oranı veya ilgili ülkede
uygulanan kurumlar vergisi oranının düşük olanı üzerinden hesaplanır. Şu kadar
ki, ülkesel bazlı kazancın tespitine yönelik yapılan hesaplamada,
zarardan kaynaklanan ertelenmiş vergi varlığı tutarı, asgari kurumlar vergisi
oranı uygulanmak suretiyle tespit olunur.
ç) Ülkesel bazlı kazanç veya zararın
hesaplanmasına dahil edilmeyen işlemlerden kaynaklanan ve 30/11/2021
tarihinden sonra ertelenmiş vergi varlığı olarak dikkate alınan tutarlar, ek 5
inci madde kapsamındaki vergi yükünün tespitinde dikkate alınmaz.
d) Ek 7 nci maddenin beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci fıkra
hükümleri 1/1/2025 tarihinden itibaren (özel hesap dönemine tabi olan
mükelleflerde ise 2025 yılında başlayan özel hesap döneminden itibaren) elde
edilen kazançlara uygulanır.
e) 2026 hesap dönemi sonuna kadar (hesap döneminin son
günü 30/6/2028 tarihini geçenler hariç) bir ülkedeki yerel ve küresel
asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi aşağıdaki şartların herhangi birinin
sağlanması durumunda sıfır olarak kabul edilir.
1) 24/2/2020 tarihli ve 2151 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı
kapsamında düzenlenen ülke bazlı rapor ile ilgili ülke mevzuatı uyarınca hazırlanan
benzer nitelikteki ülke bazlı raporlarda toplam hasılatın 10 milyon avro
karşılığı Türk lirasından ve vergi öncesi kârın 1 milyon avro karşılığı Türk
lirasından az olması,
2) Çok uluslu işletme grubunun uluslararası kabul görmüş finansal muhasebe
standartlarına göre hesaplanan ülke bazlı kurumlar vergisi ve benzer
nitelikteki vergilerinin toplamının, (e) bendinin (1) numaralı alt bendi
kapsamında düzenlenen ülke bazlı raporlardaki vergi öncesi kârlara bölünmesi
suretiyle hesaplanan vergi yükünün; 2024 hesap dönemi için %15, 2025 hesap
dönemi için %16 ve 2026 hesap dönemi için %17 oranlarına eşit veya daha fazla
olması,
3) Çok uluslu işletme grubunun, (1) numaralı alt bent kapsamında düzenlenen
ülke bazlı raporlarındaki vergi öncesi kârının; bunların çalışanlarının
brüt ücretleri ile maddi duran varlıklarının net defter değerinin, (a) bendi
kapsamında ilgili yıl için hesaplanacak oranla çarpılan tutarların toplamına
eşit veya bu tutardan daha az olması.
f) Bir çok uluslu işletme grubunun nihai ana işletmesinin
bulunduğu ülkede en az %20 oranında bir kurumlar vergisi uygulanması durumunda,
o ülke için yetersiz vergilendirilen ödemeler esası kapsamında hesaplanan
tamamlayıcı vergi, geçiş dönemi boyunca her bir hesap dönemi için sıfır olarak
kabul edilir. Bu bentte geçen geçiş dönemi ibaresi, 31/12/2025 tarihinden önce
başlayan (bu tarih dahil) ve 31/12/2026 tarihi itibarıyla sona eren hesap
dönemlerini ifade eder.
g) (e) ve (f) bentlerinde belirtilen şartları birlikte sağlayan bir
çok uluslu işletme grubu, ilgili ülke için bahsi geçen bentlerde yer alan
uygulamalardan herhangi birini tercih edebilir.”
MADDE 51- 8/3/2007 tarihli ve 5597 sayılı Yurt Dışına Çıkış Harcı Hakkında Kanun
ile Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan “50 Türk lirası” ibaresi “500 Türk lirası” şeklinde
değiştirilmiş, birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümleler eklenmiş
ve mevcut ikinci cümlesinde yer alan “bu miktarı” ibaresi “bu fıkrada yer alan
harcı veya bu harcın yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle belirlenmiş
olan tutarını” şeklinde değiştirilmiştir.
“Bu harç, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli
ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca
belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Bu
suretle hesaplanan harç tutarının 10 Türk lirasına kadarki kesirleri dikkate
alınmaz. Şu kadar ki, bu kapsamda hesaplanan harcın uygulandığı yılın ocak
ayının onuncu günü sonuna kadar yapılan yurt dışına çıkışlarda, bir önceki
yılın sonu itibarıyla geçerli tutar üzerinden yapılmış harç ödemeleri için fark
ikmal edilmez.”
MADDE 52- 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
45 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Ancak, konusu otuz bir bin Türk lirasını geçmeyen; vergi davaları, tam
yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve
vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna
başvurulamaz.”
“Bölge idare mahkemesinin 48 inci maddenin yedinci fıkrası uyarınca verdiği
kararlara karşı tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz
yoluna başvurulabilir.”
MADDE 53- 2577 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinin birinci fıkrasının Anayasa
Mahkemesi tarafından iptal edilen (b) bendi aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiş, fıkraya (b) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş
ve diğer bentler buna göre teselsül ettirilmiştir.
“b) Konusu dokuz yüz yirmi bin Türk lirasını aşan; vergi davaları, tam
yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.”
“c) Konusu iki yüz yetmiş bin Türk lirasını aşıp dokuz yüz yirmi bin Türk
lirasını aşmayan; vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında
açılan ve istinaf kanun yolu incelemesinde kaldırma kararı üzerine yeniden
karar verilen davalar.”
MADDE 54- 2577 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesine “Parasal sınırların artırılması:”
başlığı eklenmiş ve madde aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“EK MADDE 1- 1. Bu Kanunda öngörülen parasal sınırlar; her yıl, bir önceki
yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen
yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılmak
suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların bin Türk lirasını aşmayan
kısımları dikkate alınmaz.
2. 17 nci madde uyarınca duruşma yapılmasının zorunlu olduğu
davaların belirlenmesinde davanın açıldığı; 45 inci ve
46 ncı maddeler uyarınca istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilecek
kararların belirlenmesinde ise ilk derece mahkemesi veya bölge idare
mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır. Ancak
nihai karar tarihinden sonra parasal sınırlarda meydana gelen artış, bölge
idare mahkemesinin kaldırma veya Danıştayın bozma kararı üzerine
yeniden bakılan davalarda uygulanmaz.”
MADDE 55- 9/7/1982 tarihli ve 2690 sayılı Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun Muafiyetleri
ve Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanunun mülga 14 üncü maddesi
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumunun gelirleri
MADDE 14- Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumunun gelirleri
şunlardır:
a) Genel bütçeden yapılacak Hazine yardımları
b) Kurum faaliyetlerinden elde edilecek gelirler
c) Yayın gelirleri
ç) Kuruma ait taşınır veya taşınmaz malların gelirleri
d) İşletme ve şirketler ile diğer birimlerden aktarılan gelirler
e) Radyoaktif atık yönetimi için Kuruma ödenen bedeller
f) Fikrî ve sınai mülkiyet haklarından elde edilen gelirler
g) Kuruma yapılacak her türlü yardımlar, bağışlar ve vasiyetler
ğ) Diğer gelirler
Bu gelirlerden hesap yılı sonuna kadar harcanmayanlar bir sonraki yıla
aktarılır.”
MADDE 56- 2690 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ek 4
üncü maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“EK MADDE 4- Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumunda geçici
olarak görevlendirilen mesleğe özel yarışma sınavıyla alınanlar ile teknik
hizmetler sınıfına dâhil personele ve 4/11/1981 tarihli ve 2547
sayılı Yükseköğretim Kanununun 38 inci maddesinin dördüncü fıkrasındaki
sınırlamalara tabi olmaksızın öğretim üyelerine ödenecek ilave ücret, asgari
ücretin üç katını aşmamak üzere Cumhurbaşkanınca belirlenir. Bu kapsamda
ödenecek ilave ücretlerden damga vergisi hariç hiçbir kesinti yapılmaz.
Kurum, görev alanı ile ilgili konularda insan kaynağı yetiştirilmesi ve
geliştirilmesini sağlamak amacıyla Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen üst
limitler dâhilinde, diğer mevzuatta yer alan sınırlamalara tabi olmaksızın
Kurum tarafından çıkarılan yönetmeliğe göre ödül ve burslar verebilir.
Kurum tarafından desteklenen projelerde, proje süresiyle sınırlı olmak
kaydıyla proje kapsamında ve projeye ilişkin hizmetlerde görev alan proje
yürütücüsü, araştırmacı ve diğer personele ödenebilecek proje teşvik
ikramiyesinin üst limiti asgari ücretin net tutarının dört katını geçmemek
üzere Cumhurbaşkanınca belirlenir. Bu kapsamda yılda en fazla üç defa proje
teşvik ikramiyesi ödenebilir. Bu ödemelerden damga vergisi hariç herhangi bir
kesinti yapılmaz. Kurum tarafından desteklenen projeler ile Kurum tarafından
yürütülen dış destekli proje harcamaları için Kurumun uygun bulması durumunda
ön ödeme yapılabilir. Desteklenen proje ve faaliyetler için öngörülen yılları
bütçe ödeneklerinin ilgili tertiplerinde yer alan ödenekten harcanmayan
kısımları ertesi yıl bütçesinin ilgili tertiplerine devren ödenek kaydedilir.
Kurumda görevlendirilecek hakem, kurul ve komite üyeleri ile benzeri kişilere
yapılacak ödemelerin üst limiti asgari ücretin net tutarının üç katını geçmemek
üzere Cumhurbaşkanınca belirlenir ve ilgililerine ödenir. Bu fıkraya göre
aktarılacak tutarların harcanması, muhasebeleştirilmesi ve bu fıkra kapsamında
yapılacak ön ödemelere ilişkin usul ve esaslar ile Kurumun bütçe ödeneklerinin
kullanılması, tertipler arasında aktarma yapılması ve diğer bütçe işlemlerinin
gerçekleştirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile desteklenecek projelerin
ilanı, değerlendirilmesi, seçimi ve diğer hususlar Hazine ve Maliye
Bakanlığının görüşü alınarak Kurum tarafından yönetmelikle belirlenir.
Kurumun görevlerini yerine getirmesi için yürüteceği faaliyetler sırasında
mevzuatı uyarınca proje bütçesi kapsamında ödenecek ücretler ile üçüncü fıkra
uyarınca belirlenen üst limit dâhilindeki ücret ve proje teşvik ikramiyesi
tutarları Kurum Yürütme Kurulunca belirlenir.”
MADDE 57- 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 9/A
maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde yer alan “idarî yargılama usulü ve
idare hukuku,” ibaresi “idarî yargılama usulü, idare hukuku ve milletlerarası
hukuk-milletlerarası özel hukuk,” şeklinde, (b) bendinde yer alan “vergi usul
hukuku ve maliye-ekonomi,” ibaresi “vergi usul hukuku, maliye-ekonomi, ticari
işletme-şirketler hukuku ve milletlerarası hukuk-milletlerarası özel hukuk,”
şeklinde ve beşinci fıkrasında yer alan “iki katı” ibareleri “bir katı”
şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 58- 2802 sayılı Kanunun 106 ncı maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Yargıtay Birinci Başkanı, Danıştay Başkanı, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı, Danıştay Başsavcısı, Yargıtay Birinci başkanvekilleri, Danıştay
başkanvekilleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili, Yargıtay ve Danıştay
daire başkanları, Yargıtay ve Danıştay üyeleri ile Adalet Bakanlığı Müsteşarına
(40.000); birinci sınıf hâkim ve savcılardan 103 üncü maddedeki aylık ödeme
oranı % 86 olanlara ve Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu ile Hâkimler ve Savcılar
Kurulu Teftiş Kurulunda fiilen görev yapan müfettişlere (35.000); diğer birinci
sınıf hâkim ve savcılara (30.000); birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve savcılara
(26.000); diğer hâkim ve savcılara ise (22.500) gösterge rakamının memur
aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık ek
tazminat ödenir. Bu Kanuna tabi olan hâkim ve savcılardan Anayasa
Mahkemesinde görev yapanlara ödenen aylık ek ödenek ve Uyuşmazlık Mahkemesinde
görev yapanlara ödenen ödenek ile bu fıkrada belirlenen ek tazminattan yalnızca
biri ve yüksek olanı ödenir.”
MADDE 59- 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 4 üncü
maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve
Toplu Sözleşme Kanunu hükümleri uyarınca kamu görevlileri sendikalarına üye
olup, aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine her ay
aylık veya ücretleri ile birlikte toplu sözleşmeyle belirlenen tutarda toplu
sözleşme ikramiyesi ödenir.”
GEÇİCİ MADDE 1- (1) Bu Kanunla 2577 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi ile ek 1 inci maddesinde yapılan
değişiklikler, 13/7/2024 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihe kadar bölge idare mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır.
Bu kararların temyiz süresi; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tebliğ
edilenler bakımından maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten sonra tebliğ edilenler bakımından ise tebliğ
tarihinden itibaren otuz gündür.
(2) Bu Kanunla 2577 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinin birinci
fıkrasına eklenen (c) bendi, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra
verilen kararlar hakkında uygulanır.
(3) 2802 sayılı Kanunun 106 ncı maddesinin altıncı
fıkrasının 30/3/2023 tarihli ve 7447 sayılı Kanunla değiştirilen
birinci cümlesi ile fıkranın mevcut ikinci ve üçüncü cümlelerinin uygulanmasına
15/8/2024 tarihine kadar devam olunur. Bu Kanunla 2802 sayılı Kanunun 106 ncı maddesinde
yapılan değişiklik, 15/8/2024 tarihinden itibaren uygulanır.
MADDE 60- Bu Kanunun;
a) 3 üncü, 4 üncü, 33 üncü ve 34 üncü
maddeleri 1/1/2025 tarihinde,
b) 17 nci, 21 inci, 28 inci ve 30 uncu maddeleri yayımını izleyen ayın
başında,
c) 18 inci ve 25 inci maddeleri 1/11/2024 tarihinde,
ç) 20 nci ve
22 nci maddeleri 1/1/2030 tarihinde,
d) 24 üncü ve 32 nci maddeleri 1/1/2025 tarihinden
itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
e) 29 uncu maddesi 2024 yılı Temmuz ayı ödeme döneminden itibaren
uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
f) 35 inci ve 36 ncı maddeleri, 2025 yılı ve izleyen
vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlara, özel hesap dönemine tabi
olan kurumların ise 2025 takvim yılında başlayan özel hesap dönemi ve izleyen
vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlarına uygulanmak üzere yayımı
tarihinde,
g) 37 nci ila 49 uncu maddeleri, 2024 yılı ve izleyen
vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlara, özel hesap dönemine tabi
olan kurumların ise 2024 takvim yılında başlayan özel hesap dönemi ve izleyen
vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlarına uygulanmak üzere yayımı
tarihinde,
ğ) 51 inci maddesi yayımını izleyen onuncu günde,
h) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
MADDE 61- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.