T.C.
DANIŞTAY
YEDİNCİ DAİRE
Esas No :2024/2206
Karar No :2024/4870
DAVACI : Ev Dekor İthalat İhracat ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. Ergun
YAVAŞ - (E-Tebligat)
DAVALI : Ticaret Bakanlığı - (E-Tebligat)
VEKİLİ : Av. Yeliz ERDOĞAN YILMAZ - Aynı adreste
DAVANIN KONUSU : Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel
Müdürlüğünün 22/01/2019 tarih ve 2019/1 sayılı, "Kıymet Kriterli Gözetim
Hakkında" konulu Genelgesinin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Bu genelge ile vergilerin kanunla
konulması gerektiği ilkesinin ihlal edildiği, 2015 yılında tescilli
beyannameler için 2019 yılında çıkarılmış genelge ile geriye yönelik olarak
gözetim belgesi talep edilmesi suretiyle idari işlemlerin geriye yürütülmesinin
hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI : 29/05/2019 tarihli yazıyla 15 gün
içinde istenilen gözetim belgesinin ibraz edilmediği, 4458 Gümrük Kanunu`nun
235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca alınan ve 24/10/2019 tarihinde
tebliğ edilen ceza kararına itiraz edilmediği gibi ödeme de yapılmadığından,
22/01/2019 tarihinde yayımlanan 2019/1 sayılı genelge uyarınca yapılan işlemin
geriye yönelik bir işlem olmadığı, kaldı ki geri verme kararının 30/01/2019
tarihli olduğu, 2019/1 sayılı Genelgenin, 4458 sayılı Kanun`un 235. maddesine
dayandığı, “yurt dışı” gider kaleminde ödemeyi beyan edip beyanıyla bağlı
olmasına rağmen yükümlülüklerini yerine getirmeyerek belgesiz ithalat
yapıldıktan sonra ödediği vergiyi yargı yoluyla geri almanın; gerekli özeni
göstererek belge temin edip gümrük işlemlerini tamamlayan yükümlüler açısından
hakkaniyete aykırı olacağı değerlendirildiğinden davanın reddi gerektiği
savunulmaktadır.
DANIŞTAY SAVCISI AYTAÇ KURT`UN
DÜŞÜNCESİ : Dava
konusu Genelge ile Kanun`da olmayan cezanın düzenlendiği, bu durumun hukuka
aykırı olduğu ve geçmişteki işlemlere
uygulandığı, idari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesi gereğince sonradan
yapılan düzenleme ile geçmiş dönemlere ait mali yükümlülük getirilemeyeceği
veya artırılamayacağı, Kayseri Gümrük Müdürlüğü tarafından, geriye dönük 2015
yılına ait gümrük beyannameleri için gözetim belgesinin talep edildiği,
verilmediği takdirde 4458 Gümrük Kanunu`nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c)
bendi gereğince işlem yapılacağı ihbarında bulunulduğu, bunun sebebi olarak da
Kayseri Vergi Mahkemesinin 25/10/2018 tarih ve E:2018/435, K:2018/1007 sayılı
kararının gösterildiği ileri sürülerek Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel
Müdürlüğünün 22/01/2019 tarih ve 2019/1 sayılı, "Kıymet Kriterli Gözetim
Hakkında" konulu Genelgesinin iptali istenilmektedir.
Ticaret
Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünün 22/01/2019 tarih ve 2019/1 sayılı,
"Kıymet Kriterli Gözetim Hakkında" konulu Genelgesi`nde, 2004/7304
sayılı İthalatta Gözetim Uygulanması Hakkında Karar ve ilgili gözetim
tebliğleri kapsamında gümrük idarelerince yapılan işlemlerle ilgili olarak,
Genelgede belirlenen esaslara göre işlem yapılacağı düzenlenmiş; yükümlünün
gözetim belgesi ibraz etmediği hallerde, ithal ettiği eşyanın kıymetini ilgili
tebliğde belirtilen gözetim kıymetine yükseltilmesine yönelik beyannamede
düzeltme yaparak, farklılığa ilişkin vergilerin ödenmemesi ile bu şekilde
ödenen ithalat vergilerinin iadesi amacıyla yapılan başvurunun reddine ilişkin
işlemin iptali için açılan davada, davanın idare aleyhine sonuçlanarak geri verme
işleminin yapılması durumunda, gözetim belgesinin teminine yönelik Gümrük
Yönetmeliğinin 181. maddesi ve 2016/9 sayılı Genelgede belirtilen usuller takip
edilerek alınacak sonuca göre işlemlerin tekemmül ettirileceği belirtilmiş;
Gümrük Yönetmeliğinin 181. Maddesinin 10. fıkrasının (ç) bendinde, yapılan
yönlendirme veya bilgilendirme neticesinde, ilgili kurumca gerçekleştirilen
denetimin olumsuz sonuçlandığının bildirilmesi veya ithali ve ihracı lisansa,
şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya
yeterlilik belgesine tabi olan eşyanın denetlendiğine dair belge veya referans
numarası alınmadığı halde alınmış gibi gösterilmesi halinde 4458 sayılı Gümrük
Kanunu`nun 235.maddesi hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış; 20/06/2016 tarih
ve 2016/9 sayılı Genelgede ise 4458 sayılı Gümrük Kanunu`nun 235. maddesinin 1.
fıkrasının (c) bendinin uygulanmasına ilişkin esaslar yer almıştır.
4458
sayılı Gümrük Kanunu`nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin dava konusu
Genelgenin yürürlük tarihindeki şeklinde, eşyanın ithali, lisansa, şarta, izne,
kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik belgesine
tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi değilmiş veya belge
alınmış gibi beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde, eşyanın gümrük
vergilerinin yanı sıra, eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para
cezası verileceği hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın
incelenmesinden, Genelge hükümlerinin 4458 sayılı Gümrük Kanunu`nun 235.
maddesine dayandığı, gözetim belgesinin, Gümrük Kanunu`nun 235. maddesinin 1.
fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, söz konusu 2015 yılına ait mevzuat
hükümlerine bakıldığında dahi Kanun`un 235. madde hükümlerinin korunduğu,
gözetim tebliğlerinde, tebliğ kapsamında belirtilen eşyanın ancak gözetim
belgesi ile ithal edileceği, gözetim belgesinin gümrük beyannamesinin
tescilinde ilgili gümrük idaresince aranacağının hükme bağlandığı, iptali
istenilen Genelgeyle, ek beyanda bulunarak gümrük işlemlerini tamamlayan
yükümlülerin, ödemiş oldukları yurt dışı gider farkını dava etmeleri, söz
konusu davaların ise idare aleyhine sonuçlanmasından dolayı, hem vergileri geri
alan hem de gözetim uygulamasından kaçınmış olan yükümlülerden, gümrüğünce
gözetim belgesinin ibraz edilmesinin talep edildiği, sunamayan yükümlüler için
ise Kanun maddesinin uygulanması gerektiğinin hüküm altına alındığı, hem
gerekli özeni göstererek belge temin edip gümrük işlemlerini tamamlayan
yükümlüler açısından hakkaniyet kuralına ters düşmemesi, hem de, "yurt dışı
gider" kaleminde ödeme yapmayı beyan edip, belgesiz ithalat yapmasına
rağmen sonrasında idareyi mahkemeye vererek ödemiş olduğu vergileri geri alıp
aynı zamanda gözetim belgesi sunma yükümlülüğünden kurtulan yükümlülerin
beyanın doğruluğu/bağlayıcılığı ilkesini ihlal etmemeleri gerektiğinden
düzenlemede hukuka aykırılık saptanmamıştır.
Açıklanan
nedenle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ TÜRKAN
ERMENEK`İN DÜŞÜNCESİ :
Dava konusu Genelge ile yargı kararına istinaden geri verilen alacakların
öngörülen usulde ödenmesi suretiyle iptal edileceği hususlarının düzenlenmesi,
yükümlülerin hak ve menfaatlerini etkileyen bir idari işlemi yargı mercileri
önünde uyuşmazlık konusu etme ve inceletme olanağından yoksun bırakılması
sonucunu doğuracak olup, bu durumun, hak arama özgürlüğüne, adil yargılanma
hakkına, hukuk devleti ve ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil ettiği sonucuna
ulaşıldığından Genelgenin iptal edilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar
veren Danıştay Yedinci Dairesince, Danıştay Savcısının düşüncesinin
alınmasından ve Tetkik Hâkiminin açıklamalarının dinlenilmesinden sonra gereği
görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
10/05/2004
tarih ve 2004/7304 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile İthalatta Gözetim
Uygulaması Hakkında Karar`ın 1. maddesinde, ``Bu Karar bir malın ithalatında
kaydedilecek gelişmelerin yakından izlenmesi amacıyla o malın ithalatında
gözetim uygulamasına ilişkin usul ve esasları kapsar.``, 4. maddesinde, ``Bir
malın ithalatında gözetim uygulanmasına ilişkin karar, başvuru üzerine veya
re`sen yapılacak bir değerlendirme sonucunda Müsteşarlık (İthalat Genel
Müdürlüğü) tarafından verilir. Yapılacak değerlendirmede ithalatın gelişimi,
ithal şartları ve ithalatın yerli üreticiler üzerindeki etkisi dikkate alınır.
Gözetim kararı gözetim belgesi düzenlenmesi yoluyla ileriye yönelik olarak veya
gerçekleşen ithalatı değerlendirmek üzere geçmişe dönük olarak
uygulanabilecektir. İleriye yönelik gözetime tabi bir malın ithalatında gümrük
mevzuatının gerektirdiği belgelerin yanı sıra "Gözetim Belgesi" de
aranır.`` düzenlemesine yer verilmiştir.
Ticaret
Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünün davaya konu 22/01/2019 tarih ve 2019/1
sayılı Genelgesinde, ``2004/7304 sayılı İthalatta Gözetim Uygulanması Hakkında
Karar’ın 4. maddesinde yer alan `İleriye yönelik gözetime tabi bir malın
ithalatında gümrük mevzuatının gerektirdiği belgelerin yanı sıra Gözetim
Belgesi de aranır.` hükmü gereğince yükümlüler, İthalat Genel Müdürlüğünden
ilgili eşya için alacakları gözetim belgesini gümrük idarelerine ibraz etmek
zorundadırlar. 2004/7304 sayılı Karar ve ilgili gözetim tebliğleri kapsamında
gümrük idarelerinde yapılan işlemlerle ilgili olarak gümrük idarelerince
aşağıda belirtilen esaslara göre işlem yapılması uygun bulunmuştur:
(1) Eşya
kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen kıymetten düşük olması durumunda, eşya
kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen düzeye çıkmasını sağlayacak şekilde
yurtdışı diğer gider beyan edilmesi halinde yükümlüden gözetim belgesi ibrazı
istenilmez. Gümrük Yönetmeliği’nin 180. maddesi kapsamında yapılan
kontrollerde, gözetim belgesinin beyan edilmediği ve beyan edilen kıymetin
ilgili tebliğde belirtilen kıymete ulaşmadığının tespit edilmesi halinde,
yükümlünün talebi üzerine beyan edilen kıymetin ilgili tebliğde belirtilen
gözetim kıymetine yükseltilmesine yönelik beyannamede düzeltme yapılmasına izin
verilir. Söz konusu ek beyan, 4458 sayılı Gümrük Kanunu`nun 61. maddesinin 3.
fıkrası ile Yönetmeliğin 113. maddeleri çerçevesinde yükümlüyü bağlayan esasları
kapsamakta olup; BİLGE programında usulüne uygun olarak "Yurt dışı diğer
giderler" altında yapılır. Yükümlünün ek kıymet beyanı sonucu oluşan
kıymet, eşyanın nihai kıymeti olarak değerlendirilerek, başka bir işleme gerek
kalmaksızın serbest dolaşıma giriş rejimi işlemleri tamamlanır. Yükümlünün bu
şekilde işlem yapılmasını talep etmemesi halinde, Gümrük Yönetmeliği’nin 181.
maddesi ve 2016/9 sayılı Genelge`de belirtilen usuller takip edilerek alınacak
sonuca göre işlemler tekemmül ettirilir.
(2)
Teslimden sonra yapılan kontroller sonucunda, eşyanın gözetime tabi olduğunun
ve bu şartın karşılanmadığının anlaşılması halinde, gümrük idaresince yükümlüye
bu hususun bildirilmesi üzerine otuz gün içinde farklılığa ilişkin vergilerin
ödenmesi durumunda, ilave herhangi bir işlem tesis edilmez. Aksi takdirde
Gümrük Yönetmeliği’nin 181. maddesi ve 2016/9 sayılı Genelge`de belirtilen
usullerin takip edilerek alınacak sonuca göre işlemler tekemmül ettirilir.
(3)
Beyanın tescili aşamasında gözetim tebliğinde yer alan kıymete ulaşılmasını
sağlayacak şekilde veyahut eşyanın tesliminden önce ya da sonra
gerçekleştirilen kontroller sonucunda yurtdışı gider beyan edilerek buna
tekabül eden ithalat vergilerinin ödenmesi sonrasında, Gümrük Kanunu uyarınca
geri verme başvurusunda bulunulması, bu başvurunun idarece reddi işlemine karşı
dava açılması ve davanın idare aleyhine sonuçlanması sebebiyle yargı kararı
mucibince geri verme işleminin yapılması durumunda, yükümlünün gözetim belgesi
sunulmaksızın işlem yapmasına izin verilmesini temin eden ek beyanın ortadan
kalktığı ve beyanın başlangıcındaki duruma dönüldüğü izahten vareste bir
husustur. Bu durumda, gözetim belgesinin teminine yönelik olarak Gümrük
Yönetmeliğinin 181. maddesi ve 2016/9 sayılı Genelge`de belirtilen usuller takip
edilerek alınacak sonuca göre işlemler tekemmül ettirilir.``
(4)
Serbest dolaşıma giriş rejimi, kısmi muafiyet suretiyle geçici ithalat rejimi,
dahilde işleme rejimi kapsamı geri ödeme sistemi ile şartlı muafiyet sistemi
kapsamı işletme malzemesi ithali hariç olmak üzere, sair gümrük rejimlerinin
kullanımına yönelik tescil edilen gümrük beyannamelerinde beyan edilen eşya
kıymetinin ilgili gözetim tebliğinde belirtilen kıymete ulaşmaması durumunda,
gözetim belgesi ve ilave yurt dışı gider şartı aranmaksızın işlemler tamamlanır
düzenlemelerine yer verilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
``Hak
arama hürriyeti`` doktrinde, idari, siyasal ve yargısal başvuru olmak üzere üçe
ayrılmaktadır. İdari ve siyasal başvuru yöntemleri Anayasamızın 40 ve 74. maddelerinde
yerini bulmuşken, yargısal başvuruya ilişkin 36. maddesinde, herkesin, meşru
vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya
davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu
yolundaki düzenlemeyle, hak arama özgürlüğü; kişilerin yargı organları önünde
davacı veya davalı olarak haklarını savunabilmek için başvurabilmesi ve bu
organlar önünde adil ve hakkaniyete uygun bir şekilde yargılanma hakkının
bulunması olarak tanımlanmıştır.
Uluslararası
mevzuat bakımından ise ülkemiz açısından bağlayıcılığı bulunan Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesinde (AİHS), hak aramada yargısal başvuru yönteminin
karşılığı, Sözleşmenin 6. maddesinde, "adil yargılanma hakkı" başlığı
altında düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre herkes medeni hak ve yükümlülükleri
ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar
konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme
tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak
görülmesini isteme hakkına sahiptir.
T.C.
Anayasası`nın 13. maddesinde; temel hak ve hürriyetlerin, özlerine
dokunulmaksızın yalnızca Anayasa`nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere
bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların, Anayasanın
sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine
ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı, 38. maddesinin ilk fıkrasında;
kimsenin, kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı, aynı
maddenin üçüncü fıkrasında; ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirlerinin
ancak kanunla konulacağı kurala bağlanmıştır.
4458
sayılı Gümrük Kanunu`nun 211. maddesinde, kanunen ödenmemeleri gerektiği halde
ödenmiş olduğu belirlenen gümrük vergilerinin geri verileceği, kanunen tahakkuk
ettirilmemeleri gerektiği halde tahakkuk ettirilen gümrük vergilerinin
kaldırılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Mezkur
Kanun`un 24. maddesinde, ithal eşyasının kıymetinin, eşyanın satış bedeli
olduğu; satış bedelinin, Türkiye`ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28.
maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek
fiyat olduğu; 25. maddesinin 1. fıkrasında, 24. madde hükümlerine göre
belirlenemeyen gümrük kıymetinin, bu maddenin 2. fıkrasının (a), (b), (c) ve
(d) bendlerinin sıra halinde uygulanmasıyla belirleneceği; eşyanın gümrük
kıymetinin bir üst bent hükümlerine göre belirlenebildiği sürece bir alt bent hükümlerinin
uygulanmayacağı hükümlerine yer verilmiş; 26. maddesinde ise, 24 ve 25. madde
hükümlerine göre belirlenemeyen ithal eşyasının gümrük kıymetinin, Gümrük
Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII. Maddesinin Uygulanmasına Dair
Anlaşmanın, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının (GATT) VII.
maddesinin ve bu bölüm hükümlerinin prensip ve genel hükümlerine uygun
yöntemlerle ve Türkiye`de mevcut veriler esas alınarak belirleneceği
öngörülmüş; GATT`ın VII. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşmanın 17.
maddesinde de, bu Anlaşmada yer alan hiçbir hükmün, gümrük idaresinin, gümrük
kıymetinin belirlenmesi ile ilgili olarak ibraz edilen tutanak, belge veya
beyannamenin gerçeklik veya doğruluğunu araştırma hakkını sınırlamayacağı ve bu
hakkı tartışma konusu haline getirecek şekilde yorumlanamayacağı hükme
bağlanmıştır.
İthalatta
uygulanacak gözetim ve korunma önlemleri ise, Türk Mevzuatında, 29/01/1995
tarih ve 22186 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanan, 26/01/1995 tarih ve 4067
sayılı Kanun`la onaylanması uygun bulunan ve 25/02/1995 tarih ve 22213 sayılı
Resmi Gazete`de yayımlanan 03/02/1995 tarih ve 1995/6525 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararıyla onaylanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasının ekinde yer alan
ve bu anlaşmanın ayrılmaz parçasını teşkil eden Korunma Tedbirleri Anlaşması
ile yerini almıştır.
4458
sayılı Gümrük Kanunu`nun ``Cezalar``ın düzenlendiği Onbirinci Kısmında yer alan
235. maddesinin 1. fıkrasının yürürlükteki şekliyle (c) bendinde, serbest
dolaşıma giriş rejimine tabi tutulan eşyaya ilişkin olarak, yapılan beyan ile
muayene ve denetleme veya teslimden sonra kontrol sonucunda; eşyanın ithali,
belli kuruluşların vereceği ve gümrük idaresine ibrazı veya beyanı zorunlu olan
lisans, izin, uygunluk belgesi veya bu belgeler yerine geçen bilgiye bağlı
olmasına rağmen, eşya belge veya bilgiye tabi değilmiş ya da belge veya bilgi
alınmış gibi beyanda bulunulduğunun tespit edilmesi halinde, varsa eşyanın fark
gümrük vergilerinin alınmasının yanı sıra, gümrüklenmiş değerinin iki katı
idari para cezası verileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Hukuk
devleti, Anayasa Mahkemesi kararlarında, her eylem ve işlemi hukuka uygun,
insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her
alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa`ya
aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen
kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayıp yargı
denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa koyucunun da bozamayacağı temel
hukuk ilkeleri ve Anayasa bulunduğu bilincinde olan devlet olarak tanımlanmış
olup, bireyin temel hak ve hürriyetine dokunmamayı onları korumayı taahhüt eden
bir ilkedir. ``Hak arama özgürlüğü`` nün hukuk devletinin gerçekleşmesinde
önemli bir yeri bulunmaktadır.
Hukuk
devletinin en önemli unsurlarından biri de ölçülülük ilkesi olup, bu ilke, amaç
ve araç arasında hakkaniyete uygun âdil bir dengenin bulunması gereğini ifade
eder. İdarelerce tesis edilen işlemlerin, kamu yararının sağlanması amacına
yönelik, objektif, âdil ve ölçülü olması hukuk devleti olmanın gereğidir.
Bu
nedenle, idareler, takdir yetkisine sahip oldukları ya da bir değerlendirme
yapma durumunda bulundukları her bir somut olayın özelliklerini göz önüne
alarak konuyu değerlendirmeli, yaptıkları düzenlemelerde ve tesis ettikleri
işlemlerde, kendilerine tanınan takdir yetkisini, kanunların sınırları içinde
adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak ve ulaşılmak
istenen kamu yararı ile bireyin menfaatleri arasında adil bir dengenin
sağlanması amacına yönelik olarak ölçülülük ilkesini dikkate almak suretiyle
kullanmalıdır.
İdarenin
her türlü işlem ve eylemine karşı yargı yolunun açık olduğu yönündeki
Anayasa`nın 125. maddesi hükmünün etkisiz kılınması sonucuna yol açabilecek
nitelikte tasarruflardan kaçınılması hukuk devleti olmanın bir gereğidir.
Bu
kapsamda, davacının, hukuki durumu üzerinde bir takım etki ve sonuçlar doğuran,
dolayısıyla hak ve menfaatlerini etkilediği çok açık olan bir idari işlemi
yargı mercileri önünde uyuşmazlık konusu etme ve inceletme olanağından yoksun
bırakılması, dava hakkının varlığını anlamsız kılabileceğinden ölçülülük
ilkesini zedeler.
Öte
yandan, Anayasa ile güvence altına alınan suç ve cezada kanunilik ilkesi ortaya
çıkan sonuca ceza uygulanabilmesini, fiilin kanunlarda açık bir şekilde kabahat
veya suç olarak tanımlanması şartına bağlamaktadır. Kanunîlik ilkesi gereği de,
ancak kanun ile izin verilirse ceza kesilmesinden veya cezanın tahsilinden
vazgeçilebilir.
Dava
konusu Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünün ``Kıymet Kriterli Gözetim
Hakkında`` konulu 2019/1 sayılı Genelgesinde, gözetime tabi bir malın
ithalatında gümrük mevzuatının gerektirdiği belgelerin yanı sıra aranılan
``gözetim belgesinin`` yükümlülerce gümrük idarelerine ibraz edilmesinin
zorunlu olduğu belirtildikten sonra, 2004/7304 sayılı İthalatta Gözetim
Uygulanması Hakkında Karar ve ilgili gözetim Tebliğleri kapsamında gümrük
idarelerince yapılacak işlemler sıralanmış, gözetime tabi eşyanın ithalinde
``gözetim belgesi`` ibraz edemeyen yükümlülere gözetim tebliğinde belirtilen
kıymete ulaşılmasını sağlayacak şekilde veyahut eşyanın tesliminden önce ya da
sonra gerçekleştirilen kontroller sonucunda yurt dışı gider olarak beyan
edilerek gözetim kıymeti üzerinden ithalat vergilerini ödeyebilmesi ve
ithalatın bu şekilde gerçekleştirilmesi imkanı verilmiş, bu süreç
tamamlandıktan sonra ise gözetim kıymetine isabet eden vergilerin 4458 sayılı
Gümrük Kanunu uyarınca geri verilmesi başvurusunda bulunulması, bu başvurunun
idarece reddine ilişkin işleme karşı dava açılması ve davanın idare aleyhine
sonuçlanması sebebiyle yargı kararı uyarınca geri verme işleminin yapılması
durumunda, yükümlüye ``gözetim belgesi`` sunulmaksızın işlem yapılmasına izin
verilmesini sağlayan gözetim kıymetine ilişkin ek beyanın ortadan kalktığı ve
bu nedenle Gümrük Yönetmeliği`nin 181. maddesi ve 2016/9 sayılı Genelge’ye göre
yapılan işlemlere ilişkin idari yaptırımların uygulanacağı belirtilmiş sözü
edilen düzenlemelere göre yapılan işlemlere devam edilerek 4458 sayılı Kanun`un
235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen para cezasının
uygulanacağı, yargı kararına istinaden geri verilen vergi ve fer`i alacakların
6183 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanan gecikme zammı oranında faiz ile
birlikte Genelge`de belirtilen sürede ödenmesi koşuluyla para cezası kararının
iptal edileceği dolaylı olarak düzenlenmiştir.
Yukarıda
yer verilen açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde, dava konusu Genelge ile
yargı kararına istinaden geri verilen alacakların öngörülen usulde ödenmesi
suretiyle iptal edileceği hususlarının düzenlenmesi, yükümlülerin hak ve
menfaatlerini etkileyen bir idari işlemi yargı mercileri önünde uyuşmazlık
konusu etme ve inceletme olanağından yoksun bırakılması sonucunu doğuracak
olup, bu durumun, hak arama özgürlüğüne, adil yargılanma hakkına, hukuk devleti
ve ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil ettiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Nitekim,
uyuşmazlık konusu Genelgedeki düzenlemeler ile benzer nitelikteki kıymet
artırımına ilişkin usulü düzenleyen 07/02/2012 tarih ve 2012/3 sayılı
Genelgenin 3. maddesinde değişiklik getirerek, kıymet artırımına karşı dava
açtığı tespit edilen yükümlülerin, tekrar bu uygulamadan faydalanamayacağını
kurala bağlayan 29/11/2016 tarih ve 2016/18 sayılı Genelgenin ilgili bölümü
Danıştay Onuncu Dairesinin 16/05/2022 tarih ve E:2017/370, K:2022/2543 sayılı
kararıyla hak arama özgürlüğünü kısıtladığı gerekçesiyle iptal edilmiştir.
Ayrıca,
İdarece, kanuni sebep bulunduğunda ceza kararı alınacak ve ancak kanun ile izin
verilirse ceza kesilmesinden veya cezanın tahsilinden vazgeçilebilecek olup,
dava konusu Genelge ile getirilen kanuni sebep olmaksızın ceza kararının
kaldırılacağı yolundaki düzenleme Anayasa ile güvence altına alınan suç ve
cezaların kanuniliği ilkesine de aykırılık oluşturmaktadır.
Kaldı ki,
gözetim kıymet üzerinden fazladan ödenen vergilerin yargı kararı uyarınca
yükümlülere iadesi halinde ``gözetim belgesi`` ibraz edilmesi zorunlu
tutulurken, sözü edilen vergilerin idareye ödenmesi halinde ``gözetim belgesi``
aranılmayarak idari yaptırımın uygulanmayacağının veya uygulanan idari
yaptırımın iptal edileceğinin öngörülmesi Anayasa`nın 10. maddesinde yer alan
``Eşitlik ilkesi`` nin ihlaline yol açacak şekilde yükümlüler arasında
eşitsizlik oluşturacaktır.
Diğer
yandan, yukarıda yer verilen ithal edilen eşyanın gümrük kıymetine ilişkin
düzenleme uyarınca gümrük kıymetinin belirlenmesinde, öncelikle, satış
bedelinin esas alınması; satış bedelinin esas alınması için gerekli koşulların
mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde sırasıyla diğer yöntemlere
başvurulması gerekmektedir.
İthalatta
uygulanacak gözetim ve korunma önlemleri ise, Türk Mevzuatında, 29/01/1995
tarih ve 22186 sayılı Resmi Gazete` de yayımlanan, 26/01/1995 tarih ve 4067
sayılı Kanun`la onaylanması uygun bulunan ve 25/02/1995 tarih ve 22213 sayılı
Resmi Gazete` de yayımlanan 03/02/1995 tarih ve 1995/6525 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararıyla onaylanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasının ekinde yer
alan ve bu Anlaşmanın ayrılmaz parçasını teşkil eden Korunma Tedbirleri
Anlaşması ile yerini almıştır.
Gözetim
uygulamasında, Dış Ticaret Müsteşarlığınca, yerli üreticilerin talebi üzerine
veya re` sen, belli bir malın ithalatının, o malın yerli üreticileri ve ülke
ekonomisi üzerinde olumsuz sonuçlar yaratıp yaratmadığının tespit edilmesi
amacıyla incelemeye başlanılarak, inceleme sonucunda gözetim uygulaması öngörülebilmektedir. Gözetim uygulaması başlatılması durumunda,
herhangi bir korunma tedbirinden söz edilemez. Yani bu aşamada, o malın
ithalatında herhangi bir kısıtlama, vergi oranında artış, eşik kıymet
belirlenmesi veya ek mali yükümlülük uygulaması söz konusu olmamaktadır.
Sadece, bir malın ithalatında, yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet
verebilecek miktarda artış olup olmadığının belirlenebilmesi için o malın ithal
seyrinin izlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için,
sadece o malın ithalatında, Dış Ticaret Müsteşarlığınca düzenlenen bir
``gözetim belgesi``nin ibrazı zorunluluğu getirilir. Gözetim belgesinin ibrazı
zorunluluğu ise, o malın, belli bir değerin altında kıymetle ithal edilmek
istenmesi durumuna münhasır olmaktadır.
Gözetim
uygulaması öngörülmesi aşamasında, gözetim önlemi uygulanmasına karar verilen
eşyanın, belirlenen bir kıymetin altında ithal edilmek istenilmesi halinde,
sadece, ``gözetim belgesi`` ibrazı zorunluluğu getirildiğinden, bu zorunluluğa
uyulmaması hali, Gümrük Kanunu hükümlerine göre ek tahakkuk yapılmasını
gerektirir bir durum değildir.
Öte
yandan, 26/06/2020 tarih ve 31167 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanan Vergi Dava
Daireleri Kurulu`nun 19/02/2020 tarih ve E:2020/1, K:2020/1 sayılı Bölge İdare
Mahkemesi Kararları Arasındaki Aykırılığın Giderilmesi İstemi Hakkında
Karar`da; gözetim uygulamasının başlatılması durumunda herhangi bir koruma
tedbirinden söz edilemeyeceği, bu aşamada, o malın ithalinin herhangi bir
kısıtlama, vergi oranında artış, eşik kıymet belirlenmesi veya ek mali
yükümlülük uygulamasının söz konusu olmayacağı, sadece bir malın ithalinde
yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet verilebilecek miktarda artış olup
olmadığının belirlenmesi için o malın ithal seyrinin izlenmesinin amaçlandığı
ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için gözetim belgesinin ibrazının
istendiği, bu zorunluluğa uyulmamasının ise Gümrük Kanunu hükümlerine göre ek
tahakkuk yapılmasını gerektirir bir durum olmadığı belirtilmiştir.
Dava
konusu Genelge`de idari yaptırım olarak söz edilen 4458 sayılı Gümrük
Kanunu`nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca ithal edilen eşya
nedeniyle para cezası uygulanabilmesi için; 1) ithale konu eşyanın lisansa,
şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya
yeterlilik belgesine tabi olması, 2) ithal edilen eşyanın uygunluk veya
yeterlilik belgesine tabi değilmiş gibi beyan edildiğinin yahut ithalata
ilişkin herhangi bir uygunluk veya yeterlilik belgesi alınmadan söz konusu
belgelerin alındığı izlenimi uyandırılmak suretiyle beyanda bulunduğunun
saptanması, 3) eşyanın serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulması ve
kuralda belirtilen hukuka aykırılıkların idarece yapılan muayene, denetleme ve
kontrol sonucunda ortaya çıkarılmasına bağlı olup, ithali serbest olan eşyanın
ithalat seyrinin izlenmesi ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına gerek olup
olmadığının belirlenmesi amacıyla getirilen ancak anılan maddede sayılanlar
dışında kalan gözetim belgesinin ibraz edilmemesi madde uyarınca ceza
kesilmesini gerektiren neden olarak kabul edilemez.
Bu
durumda, yukarıda aktarılan hususlar göz önüne alındığında uyuşmazlık konusu
Genelge ile ihdas edilen düzenlemelerde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan
nedenlerle;
1.
Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünün 22/01/2019 tarih ve 2019/1
sayılı "Kıymet Kriterli Gözetim Hakkında" konulu Genelgenin İPTALİNE,
2.
Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam 470,40 Türk Lirası yargılama giderinin
davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. Karar
tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 17.100,00
Türk Lirası vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Bu
kararın tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay Vergi Dava
Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 26/11/2024 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Hamit Ümit Nurdane Abdullah Adil Munise
AKSOY TOPUZ ARTUNÇ MEMİŞ KABAKULAK
YARGILAMA GİDERLERİ
İLK DERECE :
Başvuru Harcı : 92,50 TL
Karar Harcı : 92,50 TL
YD Harcı : 92,50 TL
Vekalet Harcı : 6,40 TL
Posta Giderleri : 186,50 TL
Toplam : 470,40 TL
E.E.