TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA VE 631 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE
KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun No. 7571 Kabul
Tarihi: 24/12/2025
25.12.2025
Tarih ve 33118 Sayılı R.G.
MADDE 1- 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı
İcra ve İflas Kanununun 134 üncü maddesinin ikinci fıkrasına birinci
cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle ve dördüncü fıkrasına aşağıdaki
cümleler eklenmiştir.
“Belirtilen
kişiler dışında kalan kişilerce ihalenin feshinin talep edilmesi halinde
mahkemece ihalenin feshi talebi dosya üzerinden ve kesin olarak reddedilir.”
“Teminatın
veya üçüncü fıkra uyarınca yatırılması gereken harcın yatırılmaması veya eksik
yatırılması suretiyle ihalenin feshinin talep edilmesi hâlinde mahkeme tebliğ
edeceği muhtırada, iki haftalık kesin süre içinde teminatın veya harcın ikmal
edilmesini, aksi hâlde ihalenin feshi talebinin dosya üzerinden kesin olarak
reddedileceğini bildirir. Mahkeme, süresi içinde teminat veya harç ikmal
edilmediği takdirde derhal ihalenin feshi talebini reddeder.”
MADDE 2- 2004 sayılı Kanunun 278 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE
278- Alışılmış hediyeler dışında, geçici veya kesin aciz belgesinin ya da aciz
belgesi niteliğinde olan haciz tutanağının düzenlendiği yahut iflasın açıldığı
tarihten önceki bir yıl içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız
tasarruflar iptale tabidir.
Aşağıdaki
tasarruflar bağışlama sayılır:
a) Gerçek
değerine uygun olarak ivazlı olduğu ispatlanmadıkça altsoy ve üstsoy, üçüncü
derece dâhil kan hısımları, son bir yıl içinde evlilik birliği sona ermiş olsa
bile eşi ve üçüncü derece dâhil kayın hısımları, evlat edinenle evlatlık, ortak
konutta yaşayan kişiler arasında yapılan tasarruflar.
b) Aksi
ispatlanmadıkça, sözleşmenin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin gerçek
değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyatla kabul ettiği
sözleşmeler.
c) Uygun
bir karşılığın sağlandığı ispatlanmadıkça, borçlunun kendisine veya üçüncü bir
kişi yararına ömür boyu gelir sözleşmesi ya da intifa hakkı tesis ettiği
sözleşmeler yahut ölünceye kadar bakma sözleşmeleri.”
MADDE 3- 2004 sayılı Kanunun ek 1 inci
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“363 ve
364 üncü maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında şikâyet başvurusunun
yapıldığı veya davanın açıldığı tarihteki miktar esas alınır.”
MADDE 4- 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı
Avukatlık Kanununun 59 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu durum
ve yargılama aşamalarında verilen nihai kararlar avukatın kayıtlı olduğu baroya
bildirilir.”
MADDE 5- 1136 sayılı Kanunun 134 üncü
maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Disiplin
cezalarının uygulanacağı haller:
MADDE
134- Avukatlara; avukatlık onur ve unvanına, savunma hakkının kutsallığının
gerektirdiği saygı ve güvene veya özen ve doğruluk yükümlülüklerine uymayan hâl
ve hareketlerinin tespit edilmesi üzerine, ihlalin niteliğine ve eylemin
ağırlık derecesine göre bu Kanunda yazılı disiplin cezalarından biri verilir.”
MADDE 6- 1136 sayılı Kanunun 135 inci
maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Disiplin
cezaları:
MADDE
135- Avukatlar hakkında uygulanacak disiplin cezaları uyarma, kınama, para
cezası, işten çıkarma ve meslekten çıkarmadır.
1.
Uyarma; avukata mesleğinde, görevinde veya davranışında daha dikkatli
davranması gerektiğinin yazılı olarak bildirilmesidir. Aşağıdaki hâllerde
uyarma cezası verilir:
a)
Mesleki çalışmalarında hukukla ve kanunlarla ilgisiz açıklamalarda bulunmak.
b)Bürosunu
mesleğin bağımsızlığına ve görevin vakarına uygun biçimde bulundurmamak.
c) Yargı
görevini yapanlar ile ilişkilerinde meslek onur ve vakarına aykırı davranmak.
d) Adliye
yazı işleri müdürlükleri ile icra dairelerinde veya diğer mercilerdeki
görevlilerle olan ilişkilerinde meslek onur ve vakarına aykırı davranmak.
e)
Meslektaşlarıyla ilişkilerinde meslek dayanışmasına ve onuruna uymayan
davranışlarda bulunmak.
f)
Meslektaşlarının mesleki tutum ve davranışlarına ilişkin eleştirilerini
kamuoyuyla paylaşmak veya herhangi bir meslektaşı hakkında küçük düşürücü
nitelikte ifadelerde bulunmak.
g) İddia
ve savunmanın hukuki çerçevesinin dışına çıkarak, anlaşmazlığın tarafı olduğu
intibaını uyandıracak şekilde davranmak.
h)
Bulunduğu başkaca mevki ve imkânlarla mesleki çalışmalarında avantaj sağlamaya
çalışmak veya mesleki çalışması dışında kişisel anlaşmazlıklarda avukatlık
sıfatının getirdiği imkânlardan yararlanmaya çalışmak.
i)
Stajyerin çalışma şeklini ve süresini zorunlu staj eğitim programına uygun
şekilde belirlememek, stajyerin iyi yetişmesi için gerekli dikkat, özen ve
ilgiyi göstermemek.
j)
Avukatlık bürosunda ücret karşılığı çalışan avukatlara karşı eşitlik ilkesine
veya avukatlık mesleğinin gerektirdiği saygı ve güvene aykırı davranmak ya da
avukatın bağımsızlığım gözetmemek yahut avukatın iş tanımını ve ücretini
mesleğin itibarına ve işin niteliğine göre belirlememek.
k) İşin
kabul edilmesinden önce, aynı işle ilgili olarak daha önce vekâlet verilen
avukata bilgi vermemek.
l) Dosya
tutmamak veya dosya saklama yükümlülüğünü ihlal etmek.
m)
Ücretsiz iş alınması hâlinde bu durumu baro yönetim kuruluna bildirmemek.
n) Haklı
sebep olmaksızın meslek kuruluşu tarafından verilen görevleri kabul etmemek.
o)
Mazeretsiz olarak duruşmaya katılmamak.
p)
Avukatla temsil edilen karşı taraf ile avukatı bulunmaksızın görüşmek veya
avukatla temsil edilmeyen karşı tarafla görüşmesi halinde müvekkilini bilgilendirmemek.
r)
Yapılan tahsilatı makul süre içinde icra dosyasına bildirmemek.
s)
Gerekmediği halde ilama bağlı alacağı birden çok kaleme ayırarak icra takibinde
bulunmak.
t) Büro
ve konut adresini veya adres değişikliklerini barosuna bildirmemek.
u)
Meslektaşının dilekçesini rızası dışında aynen kopyalamak suretiyle kullanmak.
v)
Duruşmalara Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenmiş cübbeyle çıkmamak
veya ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla uzaktan yapılan duruşmalara
yargılamanın saygınlığına ve mesleğin onuruna uygun olmayan ortamda katılmak.
y)
Nitelik ve ağırlığı itibarıyla yukarıda belirtilen eylemlere benzer eylemlerde
bulunmak.
2.
Kınama; avukata mesleğinde, görevinde veya davranışında kusurlu sayıldığının
yazılı olarak bildirilmesidir. Aşağıdaki hâllerde kınama cezası verilir:
a) Reklam
yasağını ihlal etmek.
b)
Avukatlık görevi veya Türkiye Barolar Birliği ya da baro organlarındaki
görevleri dolayısıyla öğrendiği hususları açığa vurmak.
c)
Kendisinin ve mesleğin itibarını veya toplumun mesleğe güvenini zedeleyecek
tutum ve davranışlarda bulunmak.
d)
Bürosunu avukatlık mesleğiyle bağdaşmayan iş ve amaçlara tahsis etmek.
e)
Avukatlıkla birleşmeyen veya mesleğin onuruyla bağdaşması mümkün olmayan
işlerle uğraşmak.
f) İşin
reddi zorunluluğunu veya işi sonuna kadar takip etme yükümlülüğünü ihlal etmek.
g)
Zorunlu müdafilik veya adli yardım kapsamındaki görevlerini yerine getirmemek
ya da gereken dikkat ve özeni göstermemek.
h) Görevi
kötüye kullanma suçundan mahkûm olmak.
ı) Kamu
kurum ve kuruluşlarındaki görevlerinden ayrılmalarından itibaren iki yıl
geçmeden ayrıldıkları kurum ve kuruluş aleyhine dava almak veya takipte
bulunmak.
j)
Çekişmeli hakları edinme yasağına aykırı davranmak.
k) Baro
levhasına yazılı olduğu yer dışında sürekli olarak avukatlık yapmak.
l)
Kanunun tanıdığı bir hakkın kullanımını bertaraf edecek şekilde davanın veya
işin safhaları hakkında müvekkiline bilgi vermemek.
m) Takip
ettiği işlerde özen yükümlülüğünü ihlal ederek hak kaybına sebebiyet vermek.
n)
Kanunla belirlenen azami ücretin üzerinde veya avukatlık asgari ücret
tarifesinin altında ücret belirlemek veya tahsil etmek ya da iş temin etmek
amacıyla yargılama veya icra giderlerini üstlenmek.
o)
Müvekkili tarafından verilen veya onun namına aldığı malları, parayı veya diğer
her türlü kıymetleri, hapis hakkı sınırlarını aşacak şekilde müvekkiline
vermemek.
p) Haklı
bir sebep olmaksızın takipten vazgeçtiği iş için ücret istemek veya peşin
aldığı ücreti iade etmemek.
r)
Üstlendiği işle ilgili masraf aldığı halde dava açmamak veya icra takibi
başlatmamak ya da dava açmadığı veya icra takibi başlatmadığı halde aldığı
masrafı iade etmemek.
s)
Mesleğiyle ilgili bir işten dolayı ısrarlı bir şekilde çevrim içi mecralar
dâhil olmak üzere kişilerle yazılı, sözlü veya görsel iletişim kurmak veya
kurmaya çalışmak.
t)
Avukata ait hak ve yetkileri veya avukatlık kimliğini hukuka aykırı olarak
başkalarına kullandırmak.
u) 5 inci
maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen suçlardan hakkında düşme
veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilenler bakımından kendisinin veya
mesleğin itibarını veya toplumun mesleğe güvenini zedeleyeceği disiplin
kovuşturması sonucu tespit edilmiş olmak.
v)
Nitelik ve ağırlığı itibarıyla yukarıda belirtilen eylemlere benzer eylemlerde
bulunmak.
3. Para
cezası; yirmibin Türk Lirası ila ikiyüzbin Türk Lirası arasında belirlenecek
bir paranın disiplin soruşturmasını yürüten baroya ödenmesidir. Bu cezalar her
yıl, bir önceki yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen
yeniden değerleme oranında takvim yılı başından, geçerli olmak üzere
artırılarak uygulanır. Aşağıdaki hâllerde para cezası verilir:
a)
Görevini savsaklayarak veya kötüye kullanarak müvekkilinin zararına kendisine
veya başkasına menfaat sağlamak.
b) Şube
açmak veya birden fazla büro edinmek ya da şube açmış yahut birden fazla büro
edinmiş gibi mesleki faaliyette bulunmak.
c)
Yabancı avukatlık ortaklıklarıyla ilgili bu Kanunda yer alan sınırlamalara uymamak.
d)
Kanunda yasaklanmış derecedeki yakınlarından olan hâkim veya Cumhuriyet
savcısının baktığı dava ve işlerde avukatlık yapmak.
e) 48
inci maddede düzenlenen suçtan dolayı hakkında hükmün açıklanmasının geri
bırakılmasına karar verilmiş olmak.
f) Meslektaşına
fiili saldırıda bulunmak.
g)
Nitelik ve ağırlığı itibarıyla yukarıda belirtilen eylemlere benzer eylemlerde
bulunmak.
4. İşten
çıkarma; avukatın veya avukatlık ortaklığının üç aydan az ve iki yıldan fazla
olmamak üzere meslekî faaliyetten yasaklanmasıdır. Aşağıdaki hâllerde işten
çıkarma cezası verilir:
a) 5 inci
maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen suçlardan dolayı hakkında
hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olmak.
b) 48
inci maddede düzenlenen suçtan mahkûm olmak.
c) Hâkim,
Cumhuriyet savcısı, hakem, arabulucu, uzlaştırmacı, bilirkişi veya başkaca bir
resmî sıfatla görev yaptığı bir işte avukatlık yapmak.
d) 155
inci maddede belirtilen yasağa aykırı davranmak.
5.
Meslekten çıkarma; avukatlık ruhsatnamesinin geri alınarak avukatın adının baro
levhasından silinmesi ve avukatlık unvanının kaldırılmasıdır. Bu ceza,
avukatlık ortaklığı bakımından baro avukatlık ortaklığı sicilinden
silinmesidir. Aşağıdaki hâllerde meslekten çıkarma cezası verilir:
a) 5 inci
maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen suçlardan veya 56 ncı
maddede düzenlenen suçtan mahkûm olmak.”
MADDE 7-1136 sayılı Kanunun 136 ncı maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE
136 Hakkında herhangi bir disiplin cezası verilen avukatın, bu cezanın
kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde disiplin cezası gerektiren yeni
bir fiil işlemesi halinde, bu fiil için Kanunda öngörülen disiplin cezasının
bir derece ağır olanı uygulanır. Ancak ilk defa verilen uyarma cezasının
kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde işten çıkarma cezası gerektiren
bir fiilin işlenmesi halinde meslekten çıkarma cezası yerine işten çıkarma
cezasının üst haddi uygulanır.
Bir defa
işten çıkarma cezası alan avukat, bu cezanın kesinleştiği tarihten itibaren beş
yıl içinde en az kınama cezasını gerektiren bir fiil işlerse meslekten
çıkarılır.
Meslekten
çıkarma cezasını gerektiren haller hariç olmak üzere, ilk defa disiplin cezası
verilmesini gerektiren bir fiil işleyen avukata, verilecek disiplin cezasından
bir derece hafif olanı uygulanabilir. Hakkında verilen bir disiplin cezasının
kesinleşmesinden itibaren beş yıl geçenler bakımından da bu hüküm geçerlidir.”
MADDE 8- 1136 sayılı Kanunun 155 inci
maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 9-1136 sayılı Kanunun 159 uncu
maddesinin üçüncü fıkrasına aşağıdaki cümle ve maddeye aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“Disiplin
Kurulu tarafından kovuşturma sonucunun beklenmesine karar verilmesi halinde,
kesinleşen mahkeme kararının ilgili baroya bildirilmesinden itibaren bir yıl
geçmekle ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar.”
“Disiplin
soruşturması veya kovuşturması sonucu tesis edilen idari işleme karşı dava
açılması halinde zamanaşımı süresi kesilir. Mahkemenin idari işlemin iptaline
ilişkin kararının ilgili baro veya Türkiye Barolar Birliğine bildirilmesinden
itibaren mahkeme kararı uyarınca en geç iki yıl içinde yeniden yapılacak
soruşturma veya kovuşturma sonucuna göre karar verilir. Mahkeme kararının
ilgili baro veya Türkiye Barolar Birliğine ulaşmasından itibaren iki yıl
geçtikten sonra disiplin cezası verilemez.”
MADDE 10- 1136 sayılı Kanunun 160 inci
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Meslekten
çıkarma cezasından başka bir disiplin cezası verilen avukatlar; uyarma, kınama,
para ve işten çıkarma cezalarının uygulanmasından itibaren beş yıl geçtikten
sonra disiplin kuruluna başvurarak bu disiplin cezalarının sicillerinden
silinmesini isteyebilirler. Tekerrür uygulanarak verilen işten çıkarma cezaları
bu hükmün dışındadır.”
MADDE 11- 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı
Kamu İhale Kanununun 53 üncü maddesinin (j) fıkrasının dördüncü ve beşinci
paragrafları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İtirazen
şikayet başvuru bedelinin, itirazen şikayet başvuru dilekçesinde yer verilen
iddialar dikkate alınarak belirlenecek haklılık oranına karşılık gelen kısmının
Kurul kararı ile başvuru sahibine iadesine karar verilir. Ancak Kurum
tarafından 54 üncü maddenin onbirinci fıkrasının (c) bendi uyarınca başvurunun
reddine veya eşit muamele ilkesi yönünden yapılan inceleme sonucunda 54 üncü
maddenin onbirinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri uyarınca ihalenin iptaline
veya düzeltici işlem belirlenmesine karar verilmesi halinde başvuru bedeli iade
edilmez. Başvuru dilekçesinde aynı iddia kapsamında birden fazla hususa yer
verilmesi halinde bu hususlar Kurum tarafından ayrı birer iddia olarak
değerlendirilir. Kurul kararının başvuru sahibine bildirimini izleyen otuz gün
içinde başvuru sahibinin Kuruma yazılı talebi üzerine, bu talep tarihini
izleyen onbeş gün içinde Kurum tarafından bedel iadesi yapılır. Bu süre içinde ödeme
yapılamaması halinde, sürenin bitiminden itibaren ödeme tarihine kadar geçen
süre için kanuni faiz işletilir.
İtirazen
şikayet başvurusu üzerine alınan Kurul kararlarına karşı açılan davalar
sonucunda veya 5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri
Kanununun 10 uncu maddesi uyarınca sözleşmenin feshedilmesi hallerinde, bu
fıkranın birinci paragrafının (1) numaralı bendi uyarınca tahsil edilen bedelin
ilk sözleşme bedelinin tamamlanmayan oranına karşılık gelen kısmının Kurul
kararı ile yükleniciye iade edilmesine karar verilir. Bedel iadesinin
yapılabilmesi için yüklenicinin, fesih ve tasfiye işlemlerinin tamamlandığının
kendisine bildirimini izleyen otuz gün içinde iade talebiyle idareye başvurması
gerekir. Başvuruyu izleyen onbeş gün içinde idarece, ilk sözleşme bedelinin
tamamlanmayan oranı dahil gerekli bilgi ve belgeler Kuruma iletilir. Bilgi ve
belgelerin Kurum kayıtlarına alındığı tarihi izleyen onbeş gün içinde, Kurum
tarafından bedel iadesi yapılır. Bu süre içinde ödeme yapılamaması halinde,
sürenin bitiminden itibaren ödeme tarihine kadar geçen süre için kanuni faiz
işletilir.”
MADDE 12- 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı
Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş,
Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasında yer
alan “nitelikli dolandırıcılık (m. 158),” ibaresi madde metninden
çıkarılmıştır.
MADDE 13- 5235 sayılı Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ
MADDE 7- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte ağır ceza mahkemelerinde
görülmekte olan davalarda veya istinaf ya da temyiz kanun yolu incelemesinde
bulunan dosyalarda nitelikli dolandırıcılık (m. 158) suçlarına bakan mahkemenin
görevinin bu maddeyi ihdas eden Kanunla değiştiği gerekçesiyle görevsizlik veya
bozma kararı verilemez. Bu davalara kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki göreve ilişkin kurallara göre
bakılmaya devam olunur.”
MADDE 14- 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı
Türk Ceza Kanununun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kişi
hakkında ayrıca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmolunur.”
MADDE 15- 5237 sayılı Kanunun 57 nci
maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiş ve altıncı fıkrası
yürürlükten kaldırılmıştır.
“Ancak,
hakkında 32 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca güvenlik tedbirine hükmedilen
akıl hastaları için kurumda geçirilecek süre, ağırlaştırılmış müebbet hapis ve
müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda bir yıldan, üst sınırı on yıldan
fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda ise altı aydan az olamaz.”
MADDE 16- 5237 sayılı Kanunun 75 inci
maddesinin altıncı fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“2.
Hakaret (üçüncü fıkranın (a) bendi hariç, madde 125),”
MADDE 17- 5237 sayılı Kanunun 89 uncu
maddesinin birinci fıkrasında yer alan “üç aydan bir yıla” ibaresi “dört aydan
iki yıla” ve dördüncü fıkrasında yer alan “altı aydan üç yıla” ibaresi “dokuz
aydan beş yıla” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 18- 5237 sayılı Kanunun 155 inci
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(3)
Suçun konusunun motorlu kara, deniz veya hava taşıtı olması halinde yukarıdaki
fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.”
MADDE 19- 5237 sayılı Kanunun 170 inci
maddesinin birinci fıkrasında yer alan “altı aydan üç yıla” ibaresi “bir yıldan
beş yıla” şeklinde değiştirilmiş, fıkraya aşağıdaki cümle ile maddeye birinci
fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve diğer fıkra buna
göre teselsül ettirilmiştir.
“Suçun
ses ve gaz fişeği atabilen silahla ateş etmek suretiyle işlenmesi halinde kişi,
altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
“(2)
Birinci fıkrada tanımlanan suçun kişilerin toplu olarak bulundukları yerlerde
işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
MADDE 20- 5237 sayılı Kanunun 220 nci
maddesinin birinci fıkrasında yer alan “dört yıldan sekiz yıla” ibaresi “beş
yıldan on yıla”, ikinci fıkrasında yer alan “dört yıla” ibaresi “beş yıla”,
üçüncü fıkrasında yer alan “dörtte birinden yarısına kadar” ibaresi “yarısı
oranında” şeklinde değiştirilmiş ve beşinci fıkrasına birinci cümlesinden önce
gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Örgütün
faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda çocukların araç olarak kullanılması
halinde, örgüt yöneticilerine yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza
yarısından bir katına kadar artırılır.”
MADDE 21- 5237 sayılı Kanunun 223 üncü
maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Ulaşım
araçlarının hareketinin engellenmesi, kaçırılması veya alıkonulması
MADDE
223- (1) Hukuka aykırı bir davranışla kara ulaşım aracının hareket etmesini
engelleyen veya bu aracı hareket halinde iken durduran kişi, bir yıldan üç yıla
kadar, bu aracı gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, iki yıldan beş
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun
konusunun deniz veya demiryolu ulaşım aracı olması halinde, üç yıldan yedi yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3)
Hukuka aykırı bir davranışla hava ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen
kişi, beş yıldan on yıla kadar, bu aracı gitmekte olduğu yerden başka yere
götüren kişi, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4)
Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların işlenmesi amacıyla veya sırasında
başka bir suçun işlenmesi halinde ayrıca bu suçtan dolayı ceza verilir.
(5)
Kanunda öngörülen şekil, şart ve usullere uygun olarak düzenlenen toplantı ve
gösteri yürüyüşleri esnasında birinci ve ikinci fıkrada belirtilen fillerin
işlenmesi halinde bu fıkralardaki suç oluşmaz.”
MADDE 22- 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununa 128 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
madde eklenmiştir.
“Bilişim
suçlarının işlenmesi suretiyle elde edilen menfaatin bulunduğu hesabın askıya
alınması ve elkoyma
MADDE
128/A- (1) Türk Ceza Kanununda yer alan;
a)
Nitelikli hırsızlık (madde 142, fıkra iki, bent e),
b)
Nitelikli dolandırıcılık (madde 158, fıkra bir, bent f ve l),
c) Banka
veya kredi kartlarının kötüye kullanılması (madde 245),
suçlarının
işlendiği hususunda makul şüphe bulunması halinde banka, ödeme hizmeti
sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı nezdinde veya bunlar
aracılığıyla yapılan ya da yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu suçta
kullanılan her türlü hesabın kırksekiz saate kadar askıya alınmasına ilgili
banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı
tarafından karar verilebilir.
(2)
Askıya alma işlemi ve hesap hareketleri, ilgili malî kurum tarafından tüm bilgi
ve belgelerle birlikte derhal Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir. Askıya alma
işlemi ayrıca hesap sahibine de bildirilir. Hesap sahibi, askıya alma işleminin
kaldırılması için Cumhuriyet başsavcılığına başvurabilir. Cumhuriyet savcısı,
başvuru hakkında yirmidört saat içinde karar verir.
(3)
Askıya alma işlemi tamamlanmadan suça konu menfaatin başka bir malî kuruma
transfer edildiğinin tespit edilmesi halinde bu durum, askıya alma işleminin
yapılabilmesi için banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet
sağlayıcısı tarafından ilgili malî kuruma gecikmeksizin bildirilir.
(4)
Birinci fıkra uyarınca malî kurum tarafından askıya alınan veya Cumhuriyet
savcısının yazılı emri üzerine askıya alınan hesapta bulunan suça konu menfaate
hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet
savcısının yazılı emriyle askıya alma süresi içinde elkonulabilir. Hâkim kararı
olmaksızın yapılan elkoyma işlemi yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına
sunulur. Hâkim, kararını elkoymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar;
aksi halde elkoyma kendiliğinden kalkar. Bu madde hükümlerine göre elkoyma
işlemi yapılabilmesi bakımından 128 inci maddede belirtilen rapor alma şartı
aranmaz.
(5)
Elkonulan suça konu menfaat, suçtan zarar gören mağdura ait olduğunun
anlaşılması halinde soruşturma veya kovuşturma evresinde sahibine iade edilir.
(6) Bu
madde uyarınca askıya alma işlemine karar veren gerçek ve tüzel kişiler, hukukî
bakımdan sorumlu tutulmaz.
(7)
Yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında Cumhuriyet savcısı, hâkim
veya mahkeme tarafından banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık
hizmet sağlayıcısından istenen bilgi veya belgenin on gün içinde fiziki veya
elektronik ortamda gönderilmesi zorunludur. İstenen bilgi veya belgenin
gönderilmemesi ya da eksik gönderilmesi halinde Cumhuriyet savcısı tarafından
ilgili banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısına
elli bin Türk Lirasından üç yüz bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.”
MADDE 23- 5271 sayılı Kanunun 250 nci
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan “(madde
170)” ibaresi “(madde 170, birinci ve üçüncü fıkra)” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 24- 5271 sayılı Kanunun 253 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendinin (7) numaralı alt bendinde yer alan “(madde 155)”
ibaresi “(üçüncü fıkra hariç, madde 155)” şeklinde, üçüncü fıkrasında yer alan “(125
inci maddenin ikinci fıkrası),” ibaresi “(madde 125)” şeklinde değiştirilmiş ve
fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Ancak
önödeme kapsamına giren bir suç ile uzlaştırma kapsamına giren bir suçun
birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde uzlaştırma kapsamındaki suç
bakımından uzlaşma hükümleri uygulanır.”
MADDE 25- 5271 sayılı Kanunun 280 inci
maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan “maddenin birinci
fıkrasının (g) ve (h) bentleri hariç diğer bentlerinde” ibaresi “maddede”
şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 26- 5271 sayılı Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ
MADDE 8- (1) Soruşturma veya kovuşturma evresinde olup da bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla uzlaşmanın sağlanmış olduğu dosyalar bakımından bu
maddeyi ihdas eden Kanunla 253 üncü maddenin üçüncü fıkrasında yapılan
değişiklik ve 5237 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin altıncı fıkrasında yapılan
değişiklik uygulanmaz. Bu dosyalar, 253 üncü maddenin üçüncü fıkrasının
değişiklikten önceki hükümlerine göre sonuçlandırılır.”
MADDE 27- 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun geçici 10 uncu
maddesinin altıncı fıkrasına “Türk Ceza Kanununun” ibaresinden sonra gelmek
üzere “kasten öldürme suçları (82 nci maddenin birinci fıkrasının (d), (e) ve
(f) bentleri), deprem nedeniyle bina veya diğer yapıların yıkılması, çökmesi ya
da hasar alması sonucu meydana gelen öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa
karşı işlenen suçlar (102 nci ve 103 üncü maddeler ile 104 üncü maddenin ikinci
ve üçüncü fıkraları),” ibaresi eklenmiş, fıkrada yer alan “tarihi itibarıyla” ibaresi
“tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle” ve “tarihinde geçici 9 uncu
maddenin altıncı fıkrası kapsamında açık ceza infaz kurumunda bulunan
hükümlüler,” ibaresi “tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle açık ceza
infaz kuramlarında bulunan hükümlüler,” şeklinde değiştirilmiş, yedinci ve
sekizinci fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 28- 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı
Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 62 nci maddesinin birinci,
ikinci, üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye üçüncü
fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Bu
Kanuna tabi esnaf ve sanatkârlarca üretilen mal ve hizmetlerin fiyat
tarifeleri, bağlı bulundukları odalarca hazırlanır ve odanın mensubu olduğu
birlik yönetim kurulu tarafından fiyat tarifesinin sunulmasından sonra otuz gün
içinde onaylanır veya reddedilir. Bakanlığın görüşüne tabi fiyat tarifelerinde
otuz günlük süre Bakanlığa görüş talebinin iletildiği gün durur ve görüşün
birliğe iletildiği günden itibaren devam eder. Onaylanan fiyat tarifesi mülki
idare amirliği, belediye ve ilgili odaya yedi gün içerisinde bildirilir ve
itiraz edilmezse on beş gün sonra yürürlüğe girer. Fiyat tarifeleri,
uygulanacak azami hadleri gösterir.
Belediyeler
veya o yerin en büyük mülki idare amiri tarafından itiraz edilen ya da
Bakanlığın görüşüne tabi olan fiyat tarifelerinde Bakanlığın olumsuz görüş
verdiği fiyat tarifeleri on beş gün içerisinde uzlaşma komisyonunca
değerlendirilerek nihai karar verilir.
Uzlaşma
komisyonu o yerin mülki idare amirinin ya da görevlendireceği yardımcısının
başkanlığında, ticaret il müdürlüğü, defterdarlık, belediye, ticaret ve sanayi
veya ticaret odası ile esnaf ve sanatkârlar odaları birliği temsilcilerinden
oluşur. Komisyon kararları salt çoğunlukla alınır. Komisyon değerlendirmesini
mevcut maliyetler ve ortalama kar marjları ile Orta Vadeli Programda yer alan
enflasyon hedeflerini de dikkate alarak yapar. Talep edilen tarife, komisyonun
nihai kararından sonra yürürlüğe girer.”
“Bakanlığın
görüşüne tabi olacak fiyat tarifeleri ile komisyonun değerlendirme sürecine
ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 29- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
“GEÇİCİ
MADDE 111- Bu Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi
kapsamında 1/1/2016 tarihinden önceye ait olup ödenmemiş genel sağlık sigortası
primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı gibi ferî alacaklarının tamamının
tahsilinden vazgeçilir. Bu maddenin yayımlandığı tarihe kadar söz konusu
süreler için ödenmiş olan primler iade ve mahsup edilmez.”
MADDE 30- 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı
Elektronik Haberleşme Kanununun 50 nci maddesine yedinci fıkrasından sonra
gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş, maddenin mevcut sekizinci fıkrası
buna göre teselsül ettirilmiş ve aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(8)
İşletmeci;
a) İlgili
kanunlarında resmi kimlik belgesi hükmünde olsa bile, elektronik kimlik
doğrulama kabiliyetini haiz olmayan kimlik belgeleriyle abonelik kaydı yapamaz.
b)
Abonelik kaydı için kişinin kimliğini, kimlik belgesi ve yüz veya parmak izi
özetine ilişkin biyometrik veriler ya da kimliği doğrulayıcı şifre vasıtasıyla
teyit eder.
c)
Abonelik kaydı yapılan kişinin elektronik kimlik doğrulama kabiliyetini haiz
belgeye sahip olmadığını teyit etmesi halinde, kayıt işlemini aşağıdaki
usullere göre yapar.
(1)
Abonelik kaydı yapılan yabancı kişinin kimliği, yüz veya parmak izine ilişkin
biyometrik verileriyle Göç İdaresi Başkanlığı üzerinden Kurum vasıtasıyla teyit
edilir. Bu teyidin uzaktan yapılması halinde abonelik kaydı yapılan kişinin
resmi makam sunucularına erişimini sağlayan mobil elektronik haberleşme
işletmecisi, abonelik kaydı yapılan kişinin konum verisini Kurum vasıtasıyla
Göç İdaresi Başkanlığına iletir. Ancak, Ülkemizde görevli diplomasi ve
konsolosluk memurları ile aileleri ve uluslararası kuruluşların Ülkemizdeki
temsilciliklerinde çalışan ve statüleri anlaşmalarla belirlenmiş olanlar ile bu
kişilerin aileleri için yabancı misyon veya temsilciliğinin mensubu olduğunun
Dışişleri Bakanlığınca teyit edilmesi halinde bu alt bentteki şartlar
aranmaksızın abonelik kaydı yapılabilir.
(2)
Geçici kimlik belgesi bulunan vatandaşların yüz veya parmak izi özetine ilişkin
biyometrik verileri alımr.
(9)
İşletmeci, üç ayda bir tüm abonelerin ölüm veya tüzel kişiliğin sona ermesi
gibi hallerle aktifliğinin sona erip ermediğini ilgili resmi makamlardan teyit
eder. Teyit edemediği abonelere ait hatların elektronik haberleşme şebekesiyle
bağlantısını keser.
(10)
İşletmeci, gerçek veya tüzel bir kişi adına açılabilecek hat sayısına ilişkin
Kurum tarafından belirlenen sınırdan fazla abonelik kaydı yapamaz.
(11)
İşletmeci, Kurum tarafından belirlenen usul ve sürelere aykırı olarak Kurum
tarafından belirlenen sayıdan fazla abone numarası kullandığı tespit edilen
cihazlara elektronik haberleşme hizmeti veremez.
(12)
Yabancı uyruklu gerçek kişilere ait mobil haberleşme hatlarına özgü numara
tahsis ve kullanımına ilişkin usul ve esaslar, Kurum tarafından belirlenir.”
“(13)
Kurum bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları, ilgili bakanlıkların
görüşünü almak suretiyle belirler.”
MADDE 31- 5809 sayılı Kanunun 60 ıncı
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “halinde,” ibaresi “veya ilgili takvim
yılına ilişkin net satışlarının belli olmaması hallerinde,” şeklinde
değiştirilmiş, fıkraya aşağıdaki cümle, yedinci fıkrasına “Bu Kanunun”
ibaresinden sonra gelmek üzere “50 nci maddesinin sekizinci ve dokuzuncu
fıkralarına aykırı hareket eden işletmecilere hat başına yetmişbeşbin Türk
Lirası; onuncu fıkrasına aykırı hareket eden işletmecilere hat başına kırkbin
Türk Lirası; onbirinci fıkrasına aykırı hareket eden işletmecilere cihaz başına
ikiyüzbin Türk Lirasından beşyüzbin Türk Lirasına kadar;” ibaresi ile aşağıdaki
cümle, dokuzuncu fıkrasına “bu tutarları” ibaresinden sonra gelmek üzere “tahsilat
tarihinden iade edildiği tarihe kadar 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine
göre hesaplanacak tutarla birlikte” ibaresi ve maddeye aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
“Birinci
fıkra kapsamında belirlenecek idari para cezası tutarı, bu fıkrada yer alan
idari para cezasının alt sınırından az olamaz.”
“Ancak,
50 nci maddenin sekizinci, dokuzuncu, onuncu ve onbirinci fıkralarının her biri
için bir takvim yılı içinde verilebilecek toplam idari para cezası, bir milyon
Türk Lirasından az olmamak üzere işletmecinin bir önceki takvim yılındaki net
satışlarının binde yedibuçuğunu geçemez.”
“(18)
5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
1.
Nitelikli hırsızlık (madde 142, fıkra iki, bent e),
2.
Dolandırıcılık (madde 157 ve 158),
3. Banka
veya kredi kartlarının kötüye kullanılması (madde 245),
suçlarında
kullanıldığı tespit edilen mobil haberleşme hattının bağlantısı, yürütülen
soruşturma kapsamında hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde
Cumhuriyet savcısının yazılı emri üzerine mobil haberleşme hizmeti sunan
işletmeci tarafından kesilir. Hâkim kararı olmaksızın yapılan işlem, yirmidört
saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını bağlantının
kesilmesinden itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi hâlde bağlantının
kesilmesi tedbiri kendiliğinden kalkar. Bu fıkra uyarınca verilen karara veya
yazılı emre rağmen ilgili hattın haberleşmesinin kesilmemesi halinde Cumhuriyet
savcısı tarafından işletmeciye ellibin Türk Lirasından üçyüzbin Türk Lirasına
kadar idari para cezası verilir.
(19)
Yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında Cumhuriyet savcısı, hâkim
veya mahkeme tarafından işletmecilerden istenen bilgi veya belgenin on gün
içinde fiziki veya elektronik ortamda gönderilmesi zorunludur. İstenen bilgi
veya belgenin gönderilmemesi ya da eksik gönderilmesi halinde Cumhuriyet
savcısı tarafından işletmeciye ellibin Türk Lirasından üçyüzbin Türk Lirasına
kadar idari para cezası verilir.”
MADDE 32- 5809 sayılı Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
“Abonelik
kayıtlarının güncellenmesi
GEÇİCİ
MADDE 8- (1) Mobil haberleşme hizmeti sunan işletmeciler nezdinde tutulan
yabancı uyruklu gerçek kişilere ait abonelik kayıtlarının bu maddeyi ihdas eden
Kanunla 50 nci maddede yapılan değişikliklere uygun hale getirilmesi amacıyla,
bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yabancı uyruklu
gerçek kişiler, abonelik kayıtlarını güncellemek için ilgili işletmeciye başvurmak
zorundadır. Kurum tarafından bu süre altı ay daha uzatılabilir. Başvuru üzerine
ilgili işletmecilerce abonelik kayıtları, yapılan değişikliklere uygun hale
getirilir.
(2)
Abonelik kayıtlarını güncellemek için ilgili işletmeciye başvurmayan veya
kimliği teyit edilemeyen yabancı uyruklu gerçek kişilere ait mobil haberleşme
hatlarının elektronik haberleşme şebekesiyle bağlantısı, birinci fıkraya göre
abonelere verilen başvuru süresinin bitiminden itibaren bir ay içinde ilgili
işletmeci tarafından kesilir.
(3) Bu
maddenin birinci fıkrası ve bu maddeyi ihdas eden Kanunla 50 nci maddeye
eklenen sekizinci, dokuzuncu, onuncu, onbirinci ve onikinci fıkra hükümleri, bu
maddeyi ihdas eden Kanunun yayımından itibaren altı ay sonra yürürlüğe girer.
(4)
Kurum, gerçek veya tüzel bir kişi adına açılabilecek hat sayısı ile aynı
cihazla belirli süre içinde kullanılabilecek hat sayısını ve yabancı uyruklu
kişilere özgü numara tahsisi ve kullanımına ilişkin usul ve esasları bu maddeyi
ihdas eden Kanunun yayımından itibaren altı ay içinde belirler.
(5) Adına
Kurumun belirlediği sayıdan fazla abonelik kaydı bulunan gerçek veya tüzel
kişilere, fazla olan mobil haberleşme hattını kullanıma kapatması veya
devretmesi için dördüncü fıkra uyarınca Kurum tarafından yapılacak belirleme
tarihinden itibaren altı ay süre tanınır. Kurum tarafından bu süre altı ay daha
uzatılabilir. Bu süre içinde yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişilere ait fazla
hatların elektronik haberleşme şebekesiyle bağlantısı, en eski tarihli
abonelikler korunmak suretiyle ilgili işletmeci tarafından kesilir.
(6)
Birinci, ikinci ve beşinci fıkralarda yer alan yükümlülükleri yerine getirmeyen
mobil haberleşme hizmeti sunan işletmecilere, her bir mobil hat aboneliği
başına Kurum tarafından yirmibin Türk Lirası idari para cezası verilir.
(7) Bu
maddenin beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanması nedeniyle mobil haberleşme
hatlarının devri veya kapatılması halinde vergi, resim, harç, cezai şart, cayma
bedeli ve benzeri yükümlülükler uygulanmaz. Bu fıkra hükmü aynı hat bakımından
bir kez uygulanır.
(8) Bu
maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.”
MADDE 33- 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı
Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik
Para Kuruluşları Hakkında Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasına “müşteri
kimliğinin” ibaresinden sonra gelmek üzere “biyometrik yöntemlerle veya
elektronik kimlik doğrulama kabiliyetini haiz kimlik belgeleriyle” ibaresi
eklenmiştir.
MADDE 34- 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı
Vergi Usul Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ
MADDE 37- 2025 hesap dönemi ile geçici vergi dönemleri de dahil olmak üzere
2026 ve 2027 hesap dönemlerinde (kendilerine özel hesap dönemi tayin
edilenlerde 2026, 2027 ve 2028 yılında biten hesap dönemleri itibarıyla)
mükerrer 298 inci madde kapsamındaki enflasyon düzeltmesine ilişkin şartların
oluşup oluşmadığına bakılmaksızın mali tablolar enflasyon düzeltmesine tabi
tutulmaz. Bu fıkra kapsamında belirlenen dönemleri geçici vergi dönemleri de dahil
olmak üzere üç hesap dönemine kadar uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.
Mükerrer
298 inci maddenin (Ç) fıkrası uygulaması açısından, birinci fıkrada enflasyon
düzeltmesi yapılmayacağı belirtilen dönemler (yetki kapsamında uzatılan
dönemler dahil) enflasyon düzeltmesi şartlarının gerçekleşmediği dönem olarak
değerlendirilir.
Bu madde
hükümleri, geçici 33 üncü maddenin dördüncü fıkrası kapsamında olan mükellefler
hakkında da uygulanır.
Bu
maddenin birinci ve ikinci fıkrası hükümleri, mükerrer 298 inci maddenin (A)
fıkrasının (9) numaralı bendi kapsamında olan mükellefler bakımından geçerli
değildir.
Bu
maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye
Bakanlığı yetkilidir.”
MADDE 35- 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı
Türk Medeni Kanununun 733 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde ve
dördüncü fıkrasında yer alan “iki yıl” ibaresi “bir yıl” şeklinde
değiştirilmiştir.
“8/9/1983
tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında yapılan satışlar ile
cebrî artırmayla satışlarda önalım hakkı kullanılamaz.”
MADDE 36- 4721 sayılı Kanunun 734 üncü
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Dava
konusu payın rayiç bedeli hâkim tarafından gecikmeksizin belirlenir. Önalım
hakkı sahibi, belirlenen rayiç bedel ile alıcıya düşen tapu giderlerini
nemalandırılmak üzere hâkim tarafından belirlenen yere verilen kesin süre
içinde nakden yatırmakla yükümlüdür. Bu yükümlülük, verilen kesin süre içinde
yerine getirilmezse önalım hakkı sahibi adına payın tesciline karar verilemez.
Yatırılan bedel, hükmün kesinleşmesi üzerine nemalarıyla birlikte ilgilisine
ödenir.”
MADDE 37- 4721 sayılı Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ
MADDE 1- (1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla 4721 sayılı Kanunun 733 üncü
maddesinde yapılan değişiklikler, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten
önce yapılmış olan satışlar bakımından uygulanmaz. Bu satışlar bakımından
değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam olunur.
(2) Bu
maddeyi ihdas eden Kanunla 4721 sayılı Kanunun 734 üncü maddesinde yapılan
değişiklikler, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan
davalar hakkında da uygulanır.”
MADDE 38- 4/7/2001 tarihli ve 631 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ
MADDE 4- 4/12/2025 tarihli ve 7566 sayılı Kanunla bu Kanun Hükmünde
Kararnamenin 12 nci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümleler 1/1/2025
tarihinden itibaren geçerli olmak üzere uygulanır.”
MADDE 39- Bu Kanunun;
a) 11
inci maddesi 26/12/2025 tarihinde,
b) Diğer
maddeleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe
girer.
MADDE 40- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı
yürütür.
E.E.