BAZI
ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE BAZI
KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN
Kanun No. 7326 Kabul Tarihi: 3/6/2021
09.06.2021 tarihli ve 31506 sayılı R.G.
Kapsam ve tanımlar
MADDE 1 – (1) Bu Kanun hükümleri;
a) 4/1/1961 tarihli ve 213
sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren;
1) 30/4/2021 tarihinden (bu
tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar
verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları,
gecikme faizleri, gecikme zamları,
2) 2021 yılına ilişkin olarak 30/4/2021 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları,
gecikme faizleri, gecikme zamları (2021 yılı için tahakkuk eden motorlu
taşıtlar vergisi ikinci taksiti hariç),
3) 30/4/2021 tarihinden (bu
tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi aslına bağlı olmayan
vergi cezaları,
b) 30/4/2021 tarihinden (bu
tarih dâhil) önce verilen idari para cezaları (24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı
Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile 7/11/1996 tarihli ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin
Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanuna göre verilen idari para
cezaları ile 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol
Kanununa ekli (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici
kurumlarca verilen idari para cezaları hariç),
c) Yukarıdaki bentler dışında kalan ve Hazine ve Maliye
Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 21/7/1953 tarihli
ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında tahsil
dairesine takip için intikal etmiş olan asli ve fer’i amme alacakları (adli
para cezaları hariç),
ç) İşletmede mevcut olduğu hâlde kayıtlarda yer almayan ya da
kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede bulunmayan emtia, makine, teçhizat,
demirbaşlar ile kasa mevcudu ve ortaklardan alacakların beyanı,
d) 30/4/2021 tarihinden (bu
tarih dâhil) önce 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili
diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Ticaret Bakanlığına bağlı
tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilen
gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme faizleri, gecikme zammı
alacakları,
e) Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil daireleri tarafından 6183
sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve bu Kanunun yayım tarihine veya bu
Kanunun ilgili hükümlerinde belirtilen sürelerin sonuna kadar tahakkuk ettiği
hâlde ödenmemiş olan;
1) 31/5/2006 tarihli ve 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık
statülerinden kaynaklanan, 2021 yılı Nisan ayı ve önceki aylara ilişkin sigorta
primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal
güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı
alacakları,
2) 2021 yılı Nisan ayı ve önceki aylara ilişkin isteğe bağlı
sigorta primleri ve topluluk sigortası primi ile bunlara bağlı gecikme cezası
ve gecikme zammı alacakları,
3) 30/4/2021 tarihine kadar (bu
tarih dâhil) bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere
ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik
işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi ile bunlara bağlı gecikme
cezası ve gecikme zammı alacakları,
4) 30/4/2021 tarihine kadar (bu
tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup ilgili kanunları uyarınca uygulanan
idari para cezaları ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı
alacakları,
5) İlgili kanunları gereğince takip edilen 2021 yılı Nisan ayı ve
önceki aylara ilişkin damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı
ile bunlara bağlı gecikme zammı alacakları,
f) İl özel idarelerinin 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen
ve vadesi 30/4/2021 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan
asli ve fer’i amme alacakları,
g) Belediyelerin;
1) 213 sayılı Kanun kapsamına giren ve 30/4/2021 tarihinden
(bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar
verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları,
gecikme faizleri, gecikme zamları, 2021 yılına ilişkin olarak 30/4/2021
tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi (2021 yılına ilişkin tahakkuk
eden emlak vergisi ile iş yeri ve diğer şekillerde kullanılan binalara ait
çevre temizlik vergisi hariç) ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme
faizleri, gecikme zamları, bunların dışında kalan ve 6183 sayılı Kanun
kapsamında takip edilen ve bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş
bulunan asli ve fer’i amme alacakları,
2) 26/5/1981 tarihli ve 2464
sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 97 ve mükerrer 97 nci maddelerine
göre tahsili gereken ve vadesi 30/4/2021 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu
hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan ücret ve pay
alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacakları,
3) 3/7/2005 tarihli ve 5393
sayılı Belediye Kanunu kapsamındaki belediyelerin vadesi 30/4/2021 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
ödenmemiş bulunan su, atık su ve katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı
fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları,
4) Büyükşehir belediyelerinin, 9/8/1983 tarihli
ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 11 inci maddesine göre vadesi 30/4/2021
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş bulunan katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı
fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları,
ğ) 20/11/1981 tarihli ve 2560
sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon
idarelerinin, vadesi 30/4/2021 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan su ve atık su bedeli
alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı gibi
fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları,
h) Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının (YİKOB)
vadesi 30/4/2021 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan ve 6183
sayılı Kanun kapsamında takip edilen asli ve fer’i amme alacakları,
hakkında uygulanır.
(2) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Vergi: 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim ve
harçları,
b) Gümrük vergileri: İlgili mevzuat uyarınca eşyanın ithali veya
ihracında uygulanan ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından
takip ve tahsil edilen gümrük vergisi, diğer vergiler, eş etkili vergiler ve
mali yüklerin tümünü,
c) Beyanname: Vergi tarhına esas olan beyanname ve bildirimleri,
ç) Yİ-ÜFE aylık değişim oranları: Türkiye İstatistik Kurumunun her
ay için belirlediği 31/12/2004 tarihine
kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2005
tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını,
1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık
değişim oranlarını, 1/11/2016 tarihinden itibaren aylık %0,35 oranını (bu
Kanunun yayımlandığı ay dâhil),
ifade eder.
(3) Bu Kanun, bazı alacakların yapılandırılmasına ilişkin hükümler
ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ve yeni hükümler ihdasına ilişkin
hükümleri kapsar.
Kesinleşmiş alacaklar
MADDE 2 – (1) Hazine ve Maliye Bakanlığına, il özel idarelerine ve
belediyelere bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilen alacaklardan bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil);
a) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan vergilerin ödenmemiş kısmının tamamı ile
bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine
bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması
hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla vergilere bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları ile aslı bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olanlar dâhil olmak
üzere asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları ve bu cezalara bağlı gecikme
zamlarının tamamının,
b) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bir vergi aslına bağlı olmaksızın
kesilmiş vergi cezaları ile iştirak nedeniyle kesilmiş vergi cezalarının %50’si
ve bu tutara gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece
gecikme zammından ibaret olması hâlinde gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre
ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin ve bu cezalara
bağlı gecikme zamlarının tamamının,
c) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamında olan idari para cezalarının tamamı ile bunlara
bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu
Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması
hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla cezaya bağlı fer’ilerin tamamının,
ç) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve yukarıdaki bentlerin dışında kalan asli
amme alacaklarının ödenmemiş kısmının tamamı ile bu alacaklara bağlı faiz, cezai
faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun
yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i
alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın,
bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla uygulanan faiz,
cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının
tamamının,
d) 20/2/2008 tarihli ve 5736 sayılı
Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanunun 1 inci ve
2 nci maddeleri gereğince ödenmesi
gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş olan tutarların bu
madde kapsamında ödenmesi hâlinde 5736 sayılı Kanun gereğince hesaplanan binde
iki oranındaki faiz alacaklarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(2) Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından takip
edilen alacaklardan bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil);
a) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan gümrük vergilerinin ödenmemiş kısmının
tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i
alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve
şekilde tamamen ödenmesi şartıyla gümrük vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ve aslı bu Kanunun yayımı tarihinden
önce ödenmiş olanlar dâhil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen idari para
cezalarının tamamının,
b) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz
geçmemiş bulunan ve 4458 sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlar kapsamında
gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergileri asıllarına bağlı olmaksızın
kesilmiş idari para cezaları ile 30/3/2005 tarihli
ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun iştirak hükümleri nedeniyle kesilmiş idari
para cezalarının %50’sinin, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin,
c) Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı
olarak kesilmiş idari para cezalarının %30’u ve varsa gümrük vergileri aslının
tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda belirtilen süre ve
şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %70’i ile alacak asıllarına
bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının
tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(3) İhtirazi kayıtla verilen
beyannameler üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler hakkında birinci ve ikinci
fıkraların (a) bentleri hükümleri uygulanır.
(4) Bu Kanun kapsamında ödenecek olan motorlu taşıtlar
vergisi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı
Karayolları Trafik Kanununa göre verilen trafik idari para cezası, mülga
11/2/1950 tarihli ve 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun ile 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun uyarınca tahsili gereken geçiş ücreti ve
idari para cezası ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı
yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutar ile katsayı tutarının en az %10’unun ödenmiş olması
ve bu Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması koşuluyla bu Kanunda belirtilen
ödeme süresi sonuna kadar 18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar
Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin (d) fıkrası hükmü uygulanmaz. Bu hüküm her
bir taşıt için ayrı ayrı dikkate alınır.
(5) Tütün mamulleri, makaron,
yaprak sigara kâğıdı ve alkollü içkilerin üreticileri ve ithalatçılarının, 213
sayılı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin
birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin Hazine ve Maliye Bakanlığına verdiği
yetki kapsamında kullanılma zorunluluğu getirilen özel etiket ve işaretleri
kullanmalarına izin verilebilmesi için bu Kanun kapsamında yapılandırılan ve
vadesi 1/3/2016 tarihinden sonra gelen
6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı
listenin (A) ve (B) cetvellerinde yer alan ürünlere ilişkin özel tüketim
vergisi, vadesi 1/10/2020 tarihinden sonra gelen katma değer vergisi ve bu
vergilere ait beyannameden doğan damga vergisi ile bu vergilere bağlı gecikme
faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın tamamının ödenmesi şarttır.
(6) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olup bu Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği hâlde mükellefe ödemeye yönelik
tebligatın yapılmadığı alacaklar için mükelleflerce bu Kanunda öngörülen süre
ve şekilde başvuruda bulunulması koşuluyla bu alacaklar da bu madde kapsamında
yapılandırılır. Bu hüküm kapsamına giren alacaklar için ayrıca tebligat
yapılmaz ve alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayımı tarihi kabul edilir.
Bu kapsamda yapılandırılan tutarların bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde
ödenmemesi hâlinde de vade tarihinde değişiklik yapılmaz.
(7) 2464 sayılı Kanunun 97 nci ve
mükerrer 97 nci maddelerine göre tahsili
gereken ücret ve paylar ile su, atık su ve katı atık ücreti alacaklarından
vadesi 30/4/2021 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olanlar ile
bunlara bağlı fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil)
hakkında birinci fıkranın (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar
sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde
bu alacaklara bağlı cezaların ve fer’ilerin (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir.
(8) Büyükşehir belediyelerinin, 2872 sayılı Kanunun 11 inci
maddesine göre vadesi 30/4/2021 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
ödenmemiş bulunan katı atık ücreti alacak asıllarının tamamı ile bunlara bağlı
faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her
türlü zamlar dâhil) hakkında birinci fıkranın (ç) bendi hükümlerine göre
yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri
çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’ilerin (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir.
(9) 2560 sayılı Kanun kapsamında büyükşehir belediyeleri su ve
kanalizasyon idarelerinin, vadesi 30/4/2021 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
ödenmemiş bulunan; su ve atık su bedeli alacak asıllarının tamamı ile bunlara
bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’iler (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü zamlar dâhil) hakkında birinci fıkranın (ç) bendi
hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra
hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’ilerin (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir.
(10) YİKOB’ların, vadesi 30/4/2021 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde
bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan ve 6183 sayılı Kanun
kapsamında takip edilen alacak asılları ile buna bağlı fer’i alacakları
hakkında birinci fıkranın (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar
sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde
bu alacaklara bağlı fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.
(11) Bu madde hükmünden yararlananlar, ayrıca 213 sayılı Kanunun
379 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen indirimlerden yararlanamazlar.
(12) Bu madde hükmünden yararlanmak isteyen borçluların maddede
belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri
ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacaklar
MADDE 3 – (1) Bu Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da
dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, resen veya idarece yapılmış vergi
tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük
vergilerinin %50’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı
yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si, faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları
ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden
vazgeçilir. Bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla gümrük vergilerine ilişkin gümrük yükümlülüğü
doğmuş ve idari itiraz süresi geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal
etmiş bulunan tahakkuklar hakkında da bu fıkra hükmü uygulanır.
(2) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
ilgisine göre istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da istinaf/itiraz veya
temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar
düzeltme yoluna başvurulmuş olan ikmalen, resen veya idarece yapılmış vergi
tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda, bu maddeye göre ödenecek
alacak asıllarının tespitinde, bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınır. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce verilmiş
en son kararın;
a) Terkine ilişkin karar olması hâlinde,
ilk tarhiyata/tahakkuka esas alınan vergilerin/gümrük vergilerinin %10’u ile bu
tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı
tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla
vergilerin/gümrük vergilerinin kalan %90’ının, faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları
ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,
b) Tasdik veya tadilen tasdike ilişkin
karar olması hâlinde, tasdik edilen vergilerin/gümrük vergilerinin tamamı,
terkin edilen vergilerin/gümrük vergilerinin %10’u ile bu tutarlara ilişkin
faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla terkin edilen
vergilerin/gümrük vergilerinin kalan %90’ı, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı
ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu
cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir. Ancak, verilen en son
kararın bozma kararı olması hâlinde birinci fıkra hükmü, kısmen onama kısmen
bozma kararı olması hâlinde ise onanan kısım için bu fıkranın (b) bendi,
bozulan kısım için birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla sadece vergi
cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin dava
açılmış olması hâlinde;
a) Asla bağlı cezaların, vergilerin/gümrük vergilerinin bu Kanunun
yayımı tarihinden önce ödenmiş olması veya 2 nci maddeye
ilişkin olarak bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla
tamamının ve bunlara bağlı gecikme zamlarının,
b) Asla bağlı olmaksızın kesilen vergi
cezalarından/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarından bu maddenin
birinci fıkrasında belirtilen safhada olanlarda cezanın %25’inin, ikinci
fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın %10’unun, (b)
bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza tutarının
%50’sinin, terkin edilen cezanın %10’unun bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,
c) Asla bağlı olmaksızın kesilen vergi cezalarına/gümrük
yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin verilen en son kararın
bozma kararı olması hâlinde cezanın %25’inin, kısmen onama kısmen bozma kararı
olması hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin
karar olması hâlinde tasdik edilen cezanın %50’sinin, terkin edilen cezanın
%10’unun, bozulan kısmın %25’inin bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla kalan cezaların,
tahsilinden vazgeçilir.
ç) Bu fıkranın (b) ve (c) bendi hükümleri, tarh edilen vergi ile
birlikte dava konusu edilen asla bağlı olmaksızın kesilen vergi cezaları için
de uygulanır.
d) Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı
olarak kesilmiş olan idari para cezaları ile ilgili olarak bu maddenin birinci
fıkrasında belirtilen safhada olanlarda cezanın %15’inin, ikinci fıkrasının;
(a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın %5’inin, (b) bendinde
belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza tutarının %30’unun, terkin
edilen cezanın %5’inin, verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde
cezanın %15’inin, kısmen onama kısmen bozma kararı olması hâlinde; onanan
kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde
tasdik edilen cezanın %30’unun, terkin edilen cezanın %5’inin, bozulan kısmın
%15’inin, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan
cezaların tahsilinden vazgeçilir.
(4) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla,
üçüncü fıkra kapsamı dışında kalan ve bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamına giren idari para cezalarına ilişkin idari
yaptırım kararlarına karşı dava açma süresi geçmemiş veya dava açılmış olması
hâlinde, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen safhada olanlarda cezanın
%50’si, ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın
%10’u, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen cezanın
tamamı, terkin edilen cezanın %10’u, verilen en son kararın bozma kararı olması
hâlinde cezanın %50’si, kısmen onama kısmen bozma kararı olması hâlinde; onanan
kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde
tasdik edilen cezanın tamamı, terkin edilen cezanın %10’u, bozulan kısmın
%50’si ile bu cezalara uygulanan fer’i alacaklar yerine bu Kanunun yayımı
tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın
bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezalar
ile bu alacağa ilişkin fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(5) Bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamında olan ecrimisillere ilişkin ecrimisil ihbarnamesi
veya ecrimisil düzeltme ihbarnamesine karşı dava açma süresi
geçmemiş veya dava açılmış olması hâlinde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla,
bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen safhada olanlarda ecrimisilin %50’si, ikinci
fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda ecrimisilin %10’u, (b)
bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ecrimisilin tamamı, terkin
edilen ecrimisilin %10’u, verilen en son kararın bozma kararı olması
hâlinde ecrimisilin %50’si, kısmen onama kısmen bozma kararı olması
hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde
tasdik edilen ecrimisilin tamamı, terkin edilen ecrimisilin %10’u, bozulan
kısmın %50’si ile bu ecrimisillere uygulanan fer’i
alacaklar yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla kalan ecrimisil ile bu alacağa ilişkin fer’i
alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(6) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun
yayımı tarihinden önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların
ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen
ve bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla dava açma süresi geçmemiş olan vergi
cezaları için üçüncü fıkra hükmü uygulanır.
(7) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak
nedeniyle kesilen vergi cezalarında, cezaya muhatap olanlar bu madde hükmünden
üçüncü fıkranın (b) ve (c) bentlerinde açıklandığı şekilde yararlanır. Bu
takdirde, vergi cezasına uygulanan gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı
tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın
da bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şarttır.
(8) Bu maddeye göre ödenecek alacakların tespitinde esas alınacak
olan en son karar, tarhiyata/tahakkuka/idari yaptırım kararına/ecrimisile ilişkin ihbarname/düzeltme ihbarnamesine
yönelik verilen ve bu Kanunun yayımı tarihinden (bu tarih dâhil) önce taraflardan
birine tebliğ edilmiş olan karardır.
(9) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla; uzlaşma hükümlerinden
yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma
günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış, ancak dava açma süresi geçmemiş
alacaklar da bu madde hükmünden yararlanır.
(10) Bu madde hükmünden yararlanılması için madde kapsamına giren
alacaklara karşı dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun
yollarına başvurulmaması şarttır.
(11) Bu madde hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunan ancak
bu Kanunda belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan, ilk
tarhiyata/tahakkuka/idari yaptırım kararına/ecrimisile ilişkin
ihbarname/düzeltme ihbarnamesine göre belirlenen alacaklar başka bir işleme
gerek olmaksızın takip edilir. Şu kadar ki, bu Kanunun yayımı tarihinden önce
verilmiş olan en son yargı kararının, tarhiyatın/tahakkukun/idari yaptırım
kararının/ecrimisile ilişkin ihbarname/düzeltme
ihbarnamesinin tasdikine ilişkin olması hâlinde bu karar üzerine tahakkuk eden
alacaklar takip edilir.
İnceleme ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler
MADDE 4 – (1) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu
Kanunun yayımı tarihinden önce başlanıldığı hâlde, tamamlanamamış olan vergi
incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah ve
vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin %50’si
ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra
ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine
kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan
cezalarda cezanın %25’inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün
içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini
izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde altı eşit taksitte
ödenmesi şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda
cezanın %75’inin, vergilere bu Kanunun yayımı tarihine kadar uygulanan gecikme
faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Şu
kadar ki bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde
belirtilen süre içinde tebliğ edilen ihbarnameler için bu madde hükmünden
yararlanmak isteyen mükelleflerin anılan bentte belirtilen süre içerisinde,
başvuru süresi otuz günden az kalmış ise otuz gün içinde başvuruda bulunmaları
ve madde kapsamında ödenecek tutarların ilk taksitini 9 uncu maddenin birinci
fıkrasının (b) bendinde belirtilen sürede, izleyen taksitleri ikişer aylık
dönemler halinde altı eşit taksitte ödemeleri şartıyla maddeden yararlanılır.
(2) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak
nedeniyle kesilecek vergi ziyaı cezalarında,
cezaya muhatap olanların, cezanın %25’ini birinci fıkrada belirtilen süre ve
şekilde ödemeleri hâlinde cezanın kalan %75’inin tahsilinden vazgeçilir.
(3) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun
yayımı tarihinden önce pişmanlık talebi ile verilip ödeme yönünden şartların
ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen
ve bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları
hakkında bu madde hükümleri uygulanır. Şu kadar ki asla bağlı vergi cezalarının
bu madde kapsamında tahsilinden vazgeçilebilmesi için verginin bu Kanunun
yayımı tarihinden önce ödenmiş olması veya bu Kanunun 2 nci maddesine göre ödenmesi şarttır.
(4) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun
yayımı tarihinden önce tamamlandığı hâlde, bu tarihte ya da bu tarihten sonra
vergi dairesi kayıtlarına intikal eden takdir komisyonu kararları ve vergi
inceleme raporları üzerine gerekli tarh ve tebliğ işlemleri yapılır. Yapılan
tarhiyat üzerine bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen şekilde
belirlenen tutarın, birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır.
(5) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla, 213 sayılı Kanunun
tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerine göre uzlaşma talebinde bulunulmuş, ancak uzlaşma
günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte vergi ve ceza
ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar için de bu madde hükmü
uygulanır.
(6) Bu Kanunun 3 üncü maddesi ile bu madde hükmünden
yararlananlar, ayrıca 213 sayılı Kanunun uzlaşma, tarhiyat öncesi uzlaşma,
vergi cezalarında indirim, 4458 sayılı Kanunun uzlaşma, 5326 sayılı Kanunun
peşin ödeme indirimi ile 8/9/1983 tarihli ve 2886
sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesindeki indirim hükümlerinden
yararlanamazlar.
(7) Bu madde uygulamasında incelemeye başlama tarihi, 213 sayılı
Kanunun 140 ıncı maddesine göre tayin
olunur.
(8) a) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun
yayımı tarihinden önce başlanıldığı halde, tamamlanamamış olan 4458 sayılı
Kanun kapsamında yapılan gümrük incelemeleri ile ek tahakkuk işlemlerine devam
edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tahakkuk
eden vergilerin %50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımı
tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar
ile bu tarihten sonra kararın tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin
bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına
bağlı olmayan cezalarda cezanın %25’inin, eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı
olarak kesilmiş cezalarda cezanın %15’inin ve varsa gümrük vergileri aslının
%50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten
sonra kararın tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine
kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının; kararın tebliğ tarihinden
itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksitin tebliği
izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte
ödenmesi şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda
cezanın %75’inin, eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş
cezalarının %85’inin, gümrük vergilerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar uygulanan
gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden
vazgeçilir. Şu kadar ki bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen süre içinde tebliğ edilen kararlar için bu
maddenin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi uygulanır.
b) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımı
tarihinden önce tamamlandığı halde, bu tarihte ya da bu tarihten sonra gümrük
idaresine intikal eden müfettiş raporları üzerine gerekli ek tahakkuk ve tebliğ
işlemleri yapılır. Yapılan tahakkuk üzerine bu fıkranın (a) bendinde belirtilen
şekilde belirlenen tutarın, aynı bentte belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır.
(9) Bu madde hükümlerinden yararlanılabilmesi için madde kapsamında
ödeme başvurusunda bulunulan alacağa ilişkin dava açılmaması şarttır.
(10) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak;
a) 213 sayılı Kanunun;
1) 371 inci maddesine göre beyan edilen matrahlar üzerinden tarh
ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak pişmanlık zammı yerine
bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla pişmanlık zammı ve vergi cezalarının tamamının,
2) 30 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına
göre kendiliğinden verilen beyannameler üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen
vergilerin tamamı ile hesaplanacak gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımı
tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın;
bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla gecikme faizi
ve vergi cezalarının tamamının,
b) 30/4/2021 tarihinden (bu
tarih dâhil) önce verilmesi gerektiği halde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
emlak vergisi bildiriminde bulunmayan veya bildirimde bulunduğu hâlde vergisi
eksik tahakkuk eden mükelleflerce bildirimde bulunulması ve tahakkuk eden vergi
ve taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının tamamı ile bunlara
bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu alacaklara bağlı
gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi cezalarının tamamının,
c) 4458 sayılı Kanuna ve ilgili diğer
kanunlara göre tahakkuku ve tahsili gerektiği halde yükümlü tarafından beyan
edilmeyen aykırılıkların gümrük idaresinin tespitinden önce kendiliğinden
bildirilmesi durumunda, gümrük vergilerinin tamamı ile hesaplanacak faiz yerine
bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla faizlerin ve idari para cezalarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(11) 31/12/1960 tarihli ve 193
sayılı Gelir Vergisi Kanununun 64 üncü maddesinde sayılan diğer ücret
mükelleflerinin, 31/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) vergi dairelerine
başvurarak 2021 takvim yılına ilişkin gelir vergilerini tarh ettirmeleri ve
karnelerine işletmeleri kaydıyla önceki dönemlere ilişkin olarak herhangi bir
vergi ve ceza aranmaz. Bu mükelleflerden daha önce mükellefiyet kaydını
yaptırmamış olanların işe başlama tarihi olarak bu Kanuna göre yaptıkları
müracaat tarihi esas alınır.
Matrah ve vergi artırımı
MADDE 5 – (1) Mükellefler,
bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde gelir ve kurumlar vergisi matrahlarını
artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde, kendileri
hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi
ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir
tarhiyat yapılmaz.
a) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri vermiş oldukları yıllık
beyannamelerinde (ihtirazi kayıtla verilenler
dâhil) vergiye esas alınan matrahlarını, 31/8/2021 tarihine
kadar (bu tarih dâhil), 2016 takvim yılı için %35, 2017 takvim yılı için %30,
2018 takvim yılı için %25, 2019 takvim yılı için %20, 2020 takvim yılı için %15
oranından az olmamak üzere artırırlar.
b) Gelir vergisi mükelleflerinin,
artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları gelir
vergisi beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar
nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda
faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve
gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar dâhil) olması hâlinde,
vergilendirmeye esas alınacak matrah ile bu fıkranın (a) bendine göre
artırdıkları matrahlar, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler
için 2016 takvim yılı için 31.900 Türk lirasından, 2017 takvim yılı için 33.200
Türk lirasından, 2018 takvim yılı için 35.250 Türk lirasından, 2019 takvim yılı
için 37.500 Türk lirasından, 2020 takvim yılı için 42.500 Türk lirasından;
bilanço esasına göre defter tutan mükellefler ile serbest meslek erbabı için
2016 takvim yılı için 47.000 Türk lirasından, 2017 takvim yılı için 49.800 Türk
lirasından, 2018 takvim yılı için 52.900 Türk lirasından, 2019 takvim yılı için
56.200 Türk lirasından, 2020 takvim yılı için 63.700 Türk lirasından az olamaz.
Geliri sadece basit usulde tespit edilen ticari kazançtan oluşan mükellefler
için vergilendirmeye esas alınacak asgari matrah, bilanço esasına göre defter
tutan mükellefler için belirlenmiş tutarların ilgili yıllar itibarıyla
1/10’undan, geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşanlar için
1/5’inden, geliri bunlar dışında kalan diğer gelir vergisi mükellefleri için
ise işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş
tutardan az olamaz. Bu bendin uygulanmasında ilgili yıllar itibarıyla gayrimenkul
sermaye iratları için belirlenen istisna tutarları dikkate alınmaz. Birden
fazla gelir unsuru elde eden mükelleflerce, vergi incelemesi ve tarhiyata
muhatap olunmaması için, bu fıkrada belirtilen ilgili gelir unsuru itibarıyla
matrah artırımı yapılması şarttır.
c) Kurumlar vergisi mükelleflerinin
artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları
beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar
nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda faaliyette
bulunmuş veya kazanç elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve kazançlarını vergi
dairesinin bilgisi dışında bırakanlar dâhil) olması hâlinde, vergilendirmeye
esas alınacak matrahlar ile bu fıkranın (a) bendine göre artırdıkları
matrahlar, 2016 takvim yılı için 94.000 Türk lirasından, 2017 takvim yılı için
99.600 Türk lirasından, 2018 takvim yılı için 105.800 Türk lirasından, 2019
takvim yılı için 112.400 Türk lirasından, 2020 takvim yılı için 127.500 Türk
lirasından az olamaz.
ç) Bu fıkra hükmüne göre artırılan matrahlar, %20 oranında
vergilendirilir ve üzerinden ayrıca herhangi bir vergi alınmaz. Ancak, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda
bulunmak istedikleri yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş,
bu vergi türlerinden tahakkuk eden vergilerini süresinde ödemiş ve bu vergi
türleri için bu Kanunun 2 nci ve 3 üncü madde hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla
bu fıkra hükmüne göre artırılan matrahları %15 oranında vergilendirilir. İstisna,
indirim ve mahsuplar nedeniyle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken
verginin bulunmaması hâlinde de bu hüküm uygulanır.
d) Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 193
sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesine göre vergi tevkifatına tabi tutulmuş olan
kazanç ve iratlarının bulunması hâlinde, bu fıkrada belirtilen vergi
incelemesine ve tarhiyata muhatap olmamaları için bu kazanç ve iratlar
üzerinden tevkif edilen vergilerin, ait olduğu yıla ilişkin olarak bu fıkranın
(a) bendinde belirtilen şekilde artırılması şarttır.
e) Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun geçici 61
inci maddesinde yer alan vergi tevkifatına tabi
kazanç ve iratları muhtasar beyanname ile beyan etmemiş olmaları hâlinde, bu
yıllara ilişkin olarak bu fıkrada belirtilen vergi incelemesine ve tarhiyata
muhatap olmamaları için bu kazanç ve iratlara ait tevkifat matrahlarını, 31/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil), bu fıkranın
(c) bendinde belirtilen asgari matrahın %50’sinden az olmamak kaydıyla beyan
etmeleri şarttır. Bu bent hükmüne göre artırılan matrahlar üzerinden %15
oranında vergi hesaplanır.
f) Bu fıkranın (d) ve (e) bentlerinde yer
alan hükümlerden yararlanarak artırımda veya beyanda bulunan mükelleflerin, bu
yıllara ilişkin olarak bu fıkrada belirtilen vergi incelemesi ve tarhiyata
muhatap olmamaları için ilgili yıllarda vergiye esas alınan kurumlar vergisi
matrahlarını da bu fıkranın (c) bendinde belirtilen tutarlardan az olmamak
üzere (a) bendinde belirtilen şekilde artırmaları şarttır.
g) Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu fıkra hükmünden
yararlanarak beyan ettikleri matrahları artırmaları hâlinde, daha önce tevkif
yoluyla ödemiş oldukları vergiler, artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan
vergilerden mahsup edilmez.
ğ) Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında
bulundukları yıllara ait zararların %50’si, 2021 ve izleyen yıllar kârlarından
mahsup edilmez.
h) İstisna ve indirimler nedeniyle gelecek yıllarda matrahtan
indirim konusu yapılabilecek tutarlar ile geçmiş yıl zararları bu fıkra hükmüne
göre artırılan matrahlardan indirilemez.
ı) Matrah artırımında bulunan mükelleflerin yıllık gelir ve
kurumlar vergisine mahsuben daha önce ödemiş oldukları vergilerin iadesi ile
ilgili taleplerine ilişkin inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır.
i) İşe başlama ve işi bırakma gibi nedenlerle kıst dönemde faaliyette bulunmuş mükellefler hakkında
ilgili yıllar için belirlenen asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay sayısı
(ay kesirleri tam ay olarak) dikkate alınarak hesaplanır.
j) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında matrah artırımında bulunulan
vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun yayımı tarihinden önce
yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
(2) Mükellefler, bu fıkrada belirtilen
şartlar dâhilinde gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisini artırarak bu
maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde, kendileri nezdinde söz
konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile
ilgili olarak artırıma konu ödemeler nedeniyle gelir (stopaj) veya kurumlar
(stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.
a) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1)
numaralı bendi uyarınca hizmet erbabına ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar, her bir
vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi kayıtla
verilenler dâhil) muhtasar beyannamelerinde yer alan ücret ödemelerine ilişkin
gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden 2016 yılı için %6, 2017 yılı için
%5, 2018 yılı için %4, 2019 yılı için %3 ve 2020 yılı için %2 oranından az
olmamak üzere hesaplanacak gelir vergisini, 31/8/2021 tarihine
kadar (bu tarih dâhil) artırırlar.
b) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında vergi artırımında bulunulan
yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak;
1) Verilmesi gereken muhtasar
beyannamelerden, en az bir döneme ilişkin beyanname verilmiş olması hâlinde,
beyan edilmiş ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutar ortalaması alınmak
suretiyle bir yıla iblağ edilerek, artırıma esas olmak üzere yıllık ücretler
üzerinden gelir (stopaj) vergisi matrahı bulunur ve bu tutar üzerinden bu
fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlarda gelir vergisi hesaplanır.
2) Hiç beyanname verilmemiş olması hâlinde, her ay için
hesaplanacak asgari gelir (stopaj) vergisine esas olmak üzere en az;
(aa) Bu Kanunun yayımı tarihinden önce
ilgili yılda verilmiş olan aylık prim ve hizmet belgelerinde bildirilen
ortalama işçi sayısı kadar işçi,
(bb) İlgili yılda aylık prim ve hizmet
belgelerinin hiç verilmemiş olması hâlinde, bu Kanunun yayımı tarihine kadar
verilmiş olmak şartıyla izleyen vergilendirme dönemlerinde verilen ilk aylık
prim ve hizmet belgesindeki işçi sayısı kadar işçi,
(cc) Bu Kanunun yayımı tarihine kadar
aylık prim ve hizmet belgesinin hiç verilmemiş olması hâlinde en az iki işçi,
çalıştırıldığı kabul edilmek ve ilgili yılın son
vergilendirme döneminde geçerli olan asgari ücretin brüt tutarı esas alınarak
hesaplanan gelir (stopaj) vergisi matrahı üzerinden bu fıkranın (a) bendinde
belirtilen oranlarda gelir vergisini ödemek suretiyle bu fıkradan yararlanılır.
c) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2),
(3), (5), (11) ve (13) numaralı bentleri ile 13/6/2006 tarihli
ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının
(a) ve (b) bentleri ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca
vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların,
ilgili yıl içinde verdikleri (ihtirazi kayıtla
verilenler dâhil) muhtasar beyannamelerinde (ilgili yıl içinde verilen muhtasar
beyannamelerde beyan edilen tutarlar bir yıla iblağ edilmeksizin) yer alan söz
konusu ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden;
1) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (2) ve (5) numaralı bentleri ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere 2016
yılı için %6, 2017 yılı için %5, 2018 yılı için %4, 2019 yılı için %3 ve 2020
yılı için %2 oranından az olmamak üzere hesaplanacak vergiyi,
2) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci
maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a)
bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere 2016 ila 2020 yılları
için her bir yıl itibarıyla %1, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (11) ve (13) numaralı bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere ilgili
yıllarda geçerli olan tevkifat oranının %25’i oranında hesaplanan
vergiyi,
31/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) artırırlar.
ç) Bu fıkranın (c) bendi kapsamında matrah veya vergi artırımında
bulunulan yıl içinde hiç muhtasar beyanname verilmemiş olması veya muhtasar
beyanname verilmekle birlikte artırılması istenen ödeme türünün beyannamede
bulunmaması hâlinde;
1) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2)
numaralı bendinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için bilanço
esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri için belirlenmiş asgari
gelir vergisi matrah tutarının %50’si esas alınarak belirlenen gelir (stopaj)
vergisi matrahı üzerinden %15 oranında hesaplanan vergiyi,
2) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (5) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili
yıllar için beyana tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşan
gelir vergisi mükellefleri için belirlenen asgari gelir vergisi matrah tutarı
esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi matrahı
üzerinden %15 oranında hesaplanan vergiyi,
3) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci
maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a)
bentlerinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için bilanço esasına göre
defter tutan mükellefler için belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarı
esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi matrahı
üzerinden %3, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (11)
numaralı bendinde yer alan ödemeler için %2, (13) numaralı bendinde yer alan
ödemeler için de %5 oranında hesaplanan vergiyi,
ödemek suretiyle, bu maddeden yararlanılır.
d) Bu fıkra uyarınca artırımda bulunulması durumunda ayrıca gelir
veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartı aranmaz.
e) Gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi artırımında
bulunmak isteyenlerin, yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları hâlinde
faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için (ay kesirleri tam ay olarak
dikkate alınmak suretiyle) bu fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde artırımda
bulunulur.
f) Gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi artırımında
bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu
Kanunun yayımı tarihinden önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem
beyanı ile birlikte dikkate alınır.
g) Bu fıkra hükmüne göre artırıma esas ücret tutarı ile matrahlar,
gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru
olarak dikkate alınmaz.
ğ) Bu fıkra kapsamında artırımdan yararlanılarak hesaplanan gelir
vergisine herhangi bir istisna ve indirim uygulanmaz.
(3) Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde katma
değer vergisini artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri
halinde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara
ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve
tarhiyatı yapılmaz.
a) Katma değer vergisi mükellefleri, her bir vergilendirme
dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki (ihtirazi kayıtla
verilenler dâhil) hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden
2016 yılı için %3, 2017 yılı için %3, 2018 yılı için %2,5, 2019 yılı için %2 ve
2020 yılı için %2 oranından az olmamak üzere belirlenecek katma değer
vergisini, vergi artırımı olarak 31/8/2021 tarihine
kadar (bu tarih dâhil) beyan ederler. 25/10/1984 tarihli
ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (c) bendi ve geçici 17 nci maddesine
göre tecil-terkin uygulamasından faydalanan mükellefler için artırıma esas
tutarın belirlenmesinde, tecil edilen vergiler hesaplanan vergiden düşülür.
b) Bir aylık vergilendirme dönemine tabi olan katma değer vergisi
mükelleflerince, artırımda bulunulmak istenilen yıl içindeki vergilendirme
dönemleri ile ilgili olarak;
1) Verilmesi gereken katma değer vergisi
beyannamelerinden, en az üç döneme ait beyannamenin verilmiş olması hâlinde, bu
yıla ait dönemlerden verilmiş olan beyannamelerdeki hesaplanan katma değer
vergisi tutarlarının ortalaması bir yıla iblağ edilerek, artırıma esas olmak
üzere yıllık hesaplanan katma değer vergisi tutarı bulunur ve bu tutar
üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlara göre artırım tutarı
hesaplanır.
2) Hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin
beyanname verilmiş olması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi
matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18
oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan
yararlanılır. Bu durumda olan adi ortaklık, kollektif ve
adi komandit ortaklıklarda ortakların tamamının gelir veya kurumlar vergisi
yönünden matrah artırımında bulunmaları şarttır.
3) İlgili takvim yılı içindeki işlemlerin
tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması, tecil-terkin
uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması veya diğer nedenlerle takvim
yılının bütün dönemlerinde hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması hâlinde,
ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş
olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi
artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanılır. Şu kadar ki, ilgili
takvim yılı içinde bu alt bentte belirtilen durumların yanı sıra vergiye tabi
diğer işlemlerin de mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükellefler
ile yıl içinde beyannamelerinin tamamını vermekle birlikte beyannamelerinin
bazılarında hesaplanan katma değer vergisi bulunmayan mükelleflerin bu fıkra
hükmüne göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda
belirtildiği şekilde hesaplanacak %18 oranındaki katma değer vergisi tutarından
aşağı olmamak kaydıyla, hesaplanan katma değer vergisi bulunan beyannamelerdeki
vergiler toplamına bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlar uygulanmak
suretiyle hesaplanır. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için
matrah artırımında bulunmamaları hâlinde bu fıkra hükmünden yararlanamaz.
c) Vergilendirme dönemi üç aylık olan
katma değer vergisi mükelleflerinin, yıllık asgari artırım tutarı, hiç
beyanname vermemiş olmaları hâlinde bu fıkranın (b) bendinin (2) numaralı alt
bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde, en az bir dönem için beyanname vermiş
olmaları hâlinde ise aynı bendin (1) numaralı alt bendinde belirtilen esaslar
çerçevesinde belirlenir.
ç) Katma değer vergisi mükelleflerinin, artırıma esas alınan
ilgili yılın vergilendirme dönemlerinin tamamı için artırımda bulunmaları
zorunludur. Şu kadar ki, mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl
içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları hâlinde, faaliyette bulunulan
vergilendirme dönemleri için bu fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde
artırımda bulunulur.
d) Mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl içindeki
vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun yayımı tarihinden önce
yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
e) Artırım talebinde bulunulan yılları
izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak artırım
talebinde bulunulan dönemler için, sonraki dönemlere devreden katma değer
vergisi yönünden ve artırım talebinde bulunulan dönemler için ihraç kaydıyla
teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan terkin ve iade işlemleri
ile ilgili inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır. Sonraki dönemlere devreden katma değer
vergisi yönünden yapılan incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler
için tarhiyat önerilemez.
f) Bu fıkra hükmüne göre ödenen katma değer vergisi, gelir veya
kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak
nazara alınmaz, ödenmesi gereken katma değer vergilerinden indirilmez veya
herhangi bir şekilde iade konusu yapılmaz.
(4) Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarına göre;
a) Matrah ve vergi artırımının 31/8/2021 tarihine
kadar (bu tarih dâhil) bu maddede öngörülen şekilde yapılması, hesaplanan veya
artırılan gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin, peşin veya ilk taksiti
bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sürede
başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami altı eşit taksitte bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şarttır. Bu vergilerin bu Kanunda
belirtilen şekilde ödenmemesi hâlinde, ödenmeyen vergi tutarları ilk taksit
ödeme süresinin son günü vade kabul edilerek 6183 sayılı Kanunun 51 inci
maddesine göre gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsil edilir, ancak bu madde
hükmünden yararlanılamaz.
b) Hesaplanarak veya artırılarak ödenen vergiler, gelir veya kurumlar
vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak kabul
edilmez; indirim, mahsup ve iade konusu yapılmaz.
c) Artırılan matrahlar nedeniyle geçici vergi hesaplanmaz ve
tahsil olunmaz.
ç) Matrah veya vergi artırımında bulunulması, 213 sayılı Kanunun
defter ve belgelerin muhafaza ve ibrazına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına
engel teşkil etmez.
d) Matrah veya vergi artırımı sonucunda tahakkuk eden vergilerin
tamamının ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenmesi hâlinde, bu
vergilerden %10 indirim yapılır ve katsayı uygulanmaz.
(5) Daha önce nezdinde vergi incelemesi yapılmış olan mükellefler,
vergi incelemesi yapılan yıllar için de artırımda bulunabilirler.
(6) İdarenin, artırımda bulunulmayan yıllar veya dönemler için
vergi incelemesi yapma hakkı saklıdır.
(7) Bu maddeye göre matrah veya vergi artırımında bulunulması, bu
Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir
işlemlerine engel teşkil etmez. Ancak, artırımda bulunan mükellefler hakkında
başlanılan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin, bu maddenin birinci
fıkrasının (ı) bendi ve üçüncü fıkrasının (e) bendi hükümleri saklı kalmak
kaydıyla, 2/8/2021 tarihine kadar (bu tarih
dâhil) sonuçlandırılamaması hâlinde, bu işlemlere devam edilmez. Bu süre
içerisinde sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat öncesi
uzlaşma talepleri dikkate alınmaz. İnceleme veya takdir sonucu tarhiyata konu
matrah veya vergi farkı tespit edilmesi hâlinde, inceleme raporları ile takdir
komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce
artırımda bulunulmuş olması şartıyla inceleme ve takdir sonucu bulunan fark, bu
maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilir.
İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme
raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal
ettirilmesidir.
(8) Matrah veya vergi artırımı dolayısıyla mükelleflerce verilen
yıllık, muhtasar ve katma değer vergisi beyannameleri ve diğer beyannameler
için damga vergisi alınmaz.
(9) Matrah ve vergi artırımıyla ilgili aşağıdaki hükümler de
uygulanır:
a) Aşağıda sayılan mükellefler bu maddenin birinci, ikinci ve
üçüncü fıkra hükümlerinden yararlanamazlar:
1) 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan
“defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek
yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin
asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler”,
2) Terör suçundan hüküm giyenler,
3) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla haklarında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin
milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya
gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu
gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma
Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında
vergi incelemesi yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında
inceleme ve araştırma yapılması talep edilenler.
b) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla haklarında, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında
yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok
ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin
asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden
hareketle yapılan vergi incelemesi devam edenlerin bu maddede belirtilen süre
ve öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunmaları durumunda, söz
konusu vergi incelemesinin tamamlanmasına kadar bu artırımlara ilişkin olarak
tahakkuk işlemleri bekletilir. Şu kadar ki, bu maddede belirtilen süre ve öngörülen şekilde
matrah veya vergi artırımında bulunmayanlar madde hükümlerinden
faydalandırılmaz.
c) Bu fıkranın (b) bendi kapsamında
artırımda bulunanlar hakkında, artırımda bulundukları dönem ve vergi türlerine
ilişkin olarak bu Kanunun yayımı tarihinden (bu tarih dâhil) önce veya yayımı
tarihini izleyen günden itibaren on iki ay içerisinde başlanılan vergi
incelemeleri ((b) bendinde belirtilen inceleme dâhil) ile takdir işlemlerinin,
bu maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi ve üçüncü fıkrasının (e) bendi
hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın
başından itibaren on iki ay içerisinde sonuçlandırılamaması hâlinde, bu
işlemlere devam edilmez. Söz konusu vergi incelemelerinden bu süre içerisinde
sonuçlandırılanlarla ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmaz.
İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme
raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal
ettirilmesidir.
ç) Bu fıkranın (b) bendi uyarınca yapılan vergi incelemesi
kapsamında bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından itibaren on iki ay
içerisinde bu fiillerin varlığının tespit edilmemesi durumunda, bu durumun
tespitine ilişkin rapor veya yazı, aynı bentte öngörülen süre ve şekilde matrah
veya vergi artırımında bulunan mükelleflere tebliğ edilir. Matrah ve vergi artırımı
sonucu hesaplanan vergileri, tebligatı izleyen aydan başlamak üzere matrah ve
vergi artırımı sırasındaki tercihlerine göre ödemeleri ve maddede öngörülen
diğer şartları yerine getirmeleri koşuluyla söz konusu mükellefler bu madde
hükümlerinden yararlanırlar.
d) Bu fıkranın (ç) bendi kapsamında kendisine rapor veya yazı
tebliğ edilen mükellefler hakkında düzenlenen;
1) Bu fıkranın (c) bendi kapsamındaki inceleme raporu veya takdir
komisyonu kararından önce tarhiyata konu matrah veya vergi farkı tespiti içeren
(b) bendi kapsamındaki inceleme raporunun vergi dairesi kayıtlarına intikal
ettirilmesi halinde, matrah veya vergi artırımının ihlal edilmemesi koşuluyla,
(c) bendi kapsamındaki incelemeye veya tarh işlemlerine devam edilmez.
2) Bu fıkranın (b) bendi kapsamındaki
inceleme raporundan önce (c) bendi kapsamındaki inceleme raporu veya takdir
komisyonu kararının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesi halinde, bu
rapor veya karar, Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından itibaren on iki
ayı aşmamak üzere bu fıkranın (b) bendinde bahsedilen vergi incelemesi
neticesinde düzenlenen raporların vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği
tarihe kadar bekletilir.
3) Bu fıkranın (b) bendi kapsamında
yapılan vergi incelemesi sonucunda bulunan matrah veya vergi farkı bu maddenin
birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilir, matrah
veya vergi artırımına ilişkin taksitlerin tamamen ödenmesi şartıyla (c) bendi
kapsamındaki rapor veya kararlar (vergi ziyaına 213 sayılı Kanunun 359 uncu
maddesinde yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi hali hariç) için tarhiyat
yapılmaz ve vergi cezası kesilmez. Bu fıkranın (c) bendi kapsamındaki
raporlarda vergi ziyaına 213 sayılı Kanunun 359 uncu
maddesinde yazılı fiillerle sebebiyet verildiğinin tespiti halinde, söz konusu
raporlarda tespit edilen matrah veya vergi farkı ve bu fıkranın (b) bendi
kapsamında yapılan vergi incelemesi sonucunda bulunan matrah veya vergi farkı,
bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilir.
e) Bu fıkranın (b) bendi uyarınca yapılan vergi incelemesinin
tamamlanması sonucunda söz konusu fiillerin varlığının tespit edilmesi halinde,
bu mükellefler tarafından yapılan matrah veya vergi artırımları dikkate
alınmaz. Bu fıkranın (c) bendi kapsamındaki inceleme
raporu veya takdir komisyonu kararlarının ilgili olduğu dönemlere ilişkin vergi
ve cezalara yönelik zamanaşımı süresi, bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın
başından itibaren on iki ay aşılmamak kaydıyla, mezkûr rapor veya kararın vergi
dairesi kayıtlarına intikal ettirildiği tarihten bu fıkranın (b) bendi
kapsamındaki raporların vergi dairesine intikal ettiği tarihe kadar işlemez.
f) Bu fıkranın (c) bendi kapsamındaki
inceleme raporu veya takdir komisyonu kararından önce (b) bendi uyarınca
yapılan vergi incelemesinin sonuçlanması ve inceleme sonucunda bahse konu
fıkrada belirtilen fiillerin varlığının tespit edilmesi halinde, bu fıkranın
(c) bendinde belirtilen inceleme ve takdir işlemlerinin tamamlanmasına ilişkin
süreler açısından 213 sayılı Kanunun genel hükümleri uygulanır.
(10) Mükelleflerin bu maddeye göre matrah veya vergi artırımı
yaptıkları dönemlere ilişkin olarak kanuni süresinde vermedikleri anlaşılan
beyannameler nedeniyle 213 sayılı Kanunun usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına
ilişkin hükümleri uygulanmaz.
(11) Bu madde hükümlerine göre matrah veya vergi artırımı ile
ilgili olarak doğru beyan yapılmaması veya vergi hataları nedeniyle eksik
tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş
sayılır ve bu Kanunda açıklandığı şekilde tahsil edilir.
(12) Birinci fıkranın (ç) bendi kapsamında yapılacak
değerlendirmede, her bir dönem için ayrı ayrı 10
Türk lirasına (bu tutar dâhil) kadar yapılan eksik ödemeler dikkate alınmaz.
(13) Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinden
yararlananlar hakkında 213 sayılı Kanunun 367 nci maddesi
kapsamında yapılacak incelemeler saklıdır. Ancak, bu incelemeler sonucunda
matrah veya vergi artırımında bulunulan dönemler ve vergiler için tarhiyat
yapılmaz.
İşletme kayıtlarının düzeltilmesi
MADDE 6 – (1) İşletmede mevcut olduğu hâlde kayıtlarda yer almayan
emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil),
işletmelerinde mevcut olduğu hâlde kayıtlarında yer almayan emtia, makine,
teçhizat ve demirbaşları kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca
tespit edilecek rayiç bedel ile 31/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bir envanter listesi ile vergi dairelerine bildirmek
suretiyle defterlerine kaydedebilirler. Bildirime dâhil edilen kıymetler
için amortisman ayrılmaz.
b) Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu fıkranın (a)
bendi hükümleri uyarınca aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine,
teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere özel karşılık hesabı açarlar.
Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye
edilmesi hâlinde sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez. Makine, teçhizat
ve demirbaşlar envantere kaydedilir ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman addolunur. İşletme hesabı esasına göre
defter tutan mükellefler ise söz konusu emtiayı defterlerinin gider kısmına
satın alınan mal olarak kaydederler.
c) Bu fıkranın (a) bendi uyarınca beyan edilen; makine, teçhizat,
demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden tabi olduğu oranların yarısı esas
alınarak katma değer vergisi hesaplanır ve ayrı bir beyanname ile sorumlu
sıfatıyla beyan edilerek, beyanname verme süresi içinde ödenir. Makine,
teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen bu vergi, hesaplanan katma değer
vergisinden indirilemez. Emtia üzerinden ödenen vergi genel esaslara göre
indirilir. Bu emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar için 3065 sayılı Kanunun 9
uncu maddesinin (2) numaralı fıkrası hükmü uygulanmaz.
ç) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında bildirilen kıymetlerin
satılması hâlinde satış bedeli, bunların deftere kaydedilen değerinden düşük
olamaz.
d) Mükellefler işletmelerinde bulunduğu halde kayıtlarında yer
almayan basılı kitap ve süreli yayınları, kendilerince veya bağlı oldukları
meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedel üzerinden %4 oranında katma
değer vergisi hesaplamak ve bu fıkranın (a) bendindeki sürede ayrı bir
beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan ederek ödemek suretiyle defterlerine
kaydedebilirler. Ödenen bu vergi hesaplanan katma değer vergisinden
indirilebilir, ancak iadeye konu edilemez. Bu emtia için 3065 sayılı Kanunun 9
uncu maddesinin (2) numaralı fıkrası hükmü uygulanmaz.
e) Özel tüketim vergisi konusuna giren
malları bu fıkranın (a) bendi kapsamında beyan eden ve alış belgelerini ibraz
edemeyen mükelleflerin, bu malların beyan tarihindeki miktarı ve emsal bedeli
üzerinden geçerli olan özel tüketim vergisini, bu fıkranın (c) bendinde
belirtilen beyanname verme süresi içinde ayrı bir beyanname ile beyan ederek
aynı süre içinde ödemeleri hâlinde bu mallar bakımından 4760 sayılı Kanunun 4
üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası hükmü uygulanmaz. Bu şekilde beyan edilerek ödenen özel
tüketim vergisi için vergi cezası kesilmez.
f) Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak geçmişe yönelik
vergi cezası uygulanmaz.
(2) Kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede bulunmayan emtia,
makine, teçhizat ve demirbaşlar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil),
kayıtlarında yer aldığı hâlde işletmelerinde mevcut olmayan emtia, makine,
teçhizat ve demirbaşlarını, 31/8/2021 tarihine
kadar (bu tarih dâhil), emtialar bakımından aynı nev’iden emtialara
ilişkin cari yıl kayıtlarına göre tespit edilen gayrisafi kâr oranını, makine,
teçhizat ve demirbaşlar bakımından kendilerince veya bağlı oldukları meslek
kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedellerini dikkate alarak fatura düzenlemek
ve her türlü vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle kayıt ve
beyanlarına intikal ettirebilirler. Gayrisafi kâr oranının cari yıl kayıtlarına
göre tespit edilemediği hallerde, mükellefin bağlı olduğu meslek odalarının
belirleyeceği oranlar esas alınır. Bu hükme göre ödenmesi gereken katma değer
vergisi, ilk taksiti beyanname verme süresi içinde, izleyen taksitler beyanname
verme süresini takip eden ikinci ve dördüncü ayda olmak üzere üç eşit taksitte
ödenir.
b) Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak geçmişe yönelik
vergi cezası ve gecikme faizi uygulanmaz.
(3) Kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede bulunmayan kasa mevcudu
ve ortaklardan alacaklar ile bunlarla ilgili diğer işlemler hakkında aşağıdaki
hükümler uygulanır:
a) Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi
mükellefleri, 31/12/2020 tarihi itibarıyla
düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan
kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri
dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından
alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki
net alacak tutarları ile bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer alan işlemlerini
31/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) vergi dairelerine beyan etmek
suretiyle kayıtlarını düzeltebilirler.
b) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında beyan edilen tutarlar
üzerinden %3 oranında hesaplanan vergi, beyanname verme süresi içinde ödenir.
c) Bu fıkra kapsamında ödenen vergiler, gelir veya kurumlar
vergisinden mahsup edilmez; beyan edilen tutarlar ve ödenen vergiler, kurumlar
vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmez. Bu fıkra uyarınca
beyan edilen tutarlar nedeniyle ilave bir tarhiyat yapılmaz. Bu fıkra
kapsamında beyanda bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin bu beyanları
nedeniyle 2021 yılı geçici vergi beyannamelerinde düzeltme gerektiği takdirde,
düzeltme işlemleri bu fıkrada öngörülen beyanname verme süresi içinde yapılır
ve düzeltme işlemleri nedeniyle herhangi bir ceza veya faiz aranmaz.
(4) Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanması ile ilgili
olarak yılı içerisinde ödenmesi gereken vergilerin ödeme sürelerinde değişiklik
yapmaya, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre bildirimde bulunma zorunluluğu
getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Kesinleşmiş Sosyal Güvenlik Kurumu alacakları
MADDE 7 – (1) 2021 yılı Nisan ayı ve önceki aylara ilişkin olup bu
Kanunun yayımı tarihinden önce tahakkuk ettiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş olan;
a) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a),
(b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan;
sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi,
sosyal güvenlik destek primi,
b) Bu Kanuna göre yapılan başvuru tarihi itibarıyla ilgili
mevzuatına göre ödenmesi imkânı ortadan kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi ve
topluluk sigortası primi,
c) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili kanunları gereğince
takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı,
asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin
bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme
cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(2) 30/4/2021 tarihine kadar
(bu tarih dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere
ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce tebliğ edildiği hâlde bu Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan; özel nitelikteki inşaatlar ile ihale
konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespitler
sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi
asılları ile bu alacaklara gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanan sürenin
başlangıç tarihinden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme
cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(3) 30/4/2021 tarihinden önce
(bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihinden
önce kesinleştiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan
idari para cezası asıllarının %50’si ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği
tarihlerden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre
ve şekilde ödenmesi hâlinde, idari para cezası asıllarının kalan %50’si ile
idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i
alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(4) Bu madde kapsamına giren alacakların; asıllarının bu Kanunun
yayımı tarihinden önce ödenmiş olmasına rağmen, fer’ilerinin bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olduğu durumlarda, aslı ödenmiş
fer’i alacağın %40’ının bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde,
kalan %60’ının tahsilinden vazgeçilir.
(5) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar ile ek 5 inci ve ek
6 ncı maddeleri kapsamında sigortalı olanların, bu madde
kapsamındaki borçlarını yapılandırmaları hâlinde, yapılandırılan borç haricinde
altmış günden fazla prim ve prime ilişkin borçlarının bulunmaması veya altmış
günden fazla prim ve prime ilişkin borçları bulunmakla birlikte bu borçlarını
ilgili kanunlara göre taksitlendirmiş veya yapılandırmış olup ödeme
yükümlülüklerini de yerine getiriyor olmaları ve bu maddeye göre yapılandırılan
borçlarının ilk taksitini ödemeleri kaydıyla genel sağlık sigortasından
yararlanmaya başlatılır.
(6) 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin
birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortası tescili yapılmış
olup da gelir testine hiç başvurmayanlardan bu maddenin yayımı tarihinden 30/11/2021 tarihine kadar gelir testine başvuran
kişilerin genel sağlık sigortası primleri, gelir testi sonucuna göre ilk tescil
başlangıç tarihinden itibaren tahakkuk ettirilir.
(7) 2021 yılı Nisan ayı ve önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun
yayımı tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin
birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan
prim borçlarının 31/12/2021 tarihine kadar
ödenmesi halinde gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların
tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce 5510 sayılı
Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci
fıkrasının (g) bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim
borcu bulunanlar anılan Kanunun 67 nci maddesinde
belirtilen şartları taşımaları halinde, bu Kanunun yayımı tarihinden önceki
döneme ait prim borçları dikkate alınmaksızın Kanunun yayımı tarihinden
itibaren 31/12/2021 tarihine kadar sağlık
hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlandırılır. Bu Kanunun yayımı tarihine
kadar ödenmiş olan 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin
birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası primleri ile
gecikme cezası ve gecikme zammı tutarları iade ve mahsup edilmez.
(8) Köy ve mahalle muhtarları, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar
ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 5510 sayılı
Kanuna, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı
Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu
Kanunu mülga hükümlerine ve mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda
Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre tescilleri
yapıldığı hâlde prim borçları nedeniyle daha önceki ilgili kanunları uyarınca
sigortalılık süreleri durdurulmuş olanlardan bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ihya edilmemiş olanların kendileri veya hak sahipleri, bu Kanunun
yayımı tarihini takip eden ay başından itibaren dört ay içinde Kuruma müracaat
ederek, durdurulan sigortalılık süreleri için ödeyecekleri prim tutarının,
sigortalılık süreleri durdurulmamış gibi değerlendirilerek bu maddenin birinci
fıkrası hükümlerine göre hesaplanmasını talep edebilirler. Hesaplanan borcun
tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde durdurulan süreler
sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Hesaplanan borcun tamamının ilk
taksit ödeme süresi içinde ödenmemesi hâlinde ihya işlemi geçerli sayılmaz ve
bu fıkra kapsamında ödenmiş olan tutarlar ilgilinin başkaca prim borcunun
bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilir. Bu fıkra hükümlerinin
uygulanmasında bu Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (a) ve (b)
bentleri hükümleri uygulanmaz.
Ön değerlendirme, araştırma veya tespit aşamasında olan
eksik işçilik prim tutarları ile kesinleşmemiş idari para cezaları
MADDE 8 – (1) 30/4/2021 tarihine
kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu
işlere ilişkin olup, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için başvurulduğu
hâlde, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen başvuru
süresinin sonuna kadar işverene tebliğ edilmiş olan ön değerlendirme, araştırma
veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta
primi asılları ile bu alacaklara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı
hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen
süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan
gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden
vazgeçilir.
(2) 30/4/2021 tarihinden önce
(bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup 9 uncu maddenin birinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen başvuru tarihine kadar tebliğ edildiği halde
yine bu tarihe kadar ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının %50’si ile bu
tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımı tarihine kadar
geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, idari para
cezası asıllarının kalan %50’si ile idari para cezasına uygulanan gecikme
cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(3) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen tarihe kadar başvuruda bulunmak kaydıyla bu
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamındaki alacaklar
ile 10 uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen alacaklardan bu
Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen ilk taksit
ödeme süresinin sonuna kadar tahakkuk edenler de bu Kanunun 7 nci maddesine göre
yapılandırılır.
(4) Bu madde ile 7 nci madde
hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu maddelerde belirtilen
şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun
yollarına başvurmamaları şarttır.
Ortak hükümler
MADDE 9 – (1) Bu Kanunun ilgili maddelerindeki başvuru ve ödeme
süresine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden
yararlanmak isteyen borçluların;
a) 31/8/2021 tarihine kadar (bu
tarih dâhil) ilgili idareye başvuruda bulunmaları,
b) Hazine ve Maliye Bakanlığına, Ticaret Bakanlığına, il özel
idarelerine, belediyelere ve YİKOB’lara bağlı
tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksitini 30/9/2021 tarihine
kadar (bu tarih dâhil), Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine
ödenecek tutarların ise ilk taksitini 31/10/2021 tarihine kadar (bu tarih
dâhil), diğer taksitlerini ise bu tarihleri takip eden ikişer aylık dönemler hâlinde
azami on sekiz eşit taksitte ödemeleri,
şarttır.
(2) Başvuru ve taksit ödeme sürelerinin son gününün resmî tatile
rastlaması hâlinde süre, tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonunda biter.
(3) Bu Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarlar peşin veya
taksitler hâlinde ödenebilir.
a) Hesaplanan tutarların tamamının ilk taksit ödeme süresi
içerisinde peşin olarak ödenmesi hâlinde katsayı uygulanmaz ve,
1) Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarların (Bu Kanunun 4 üncü maddesine göre fer’i
alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar
ile birlikte hesaplanan gecikme faizi dâhil) %90’ının tahsilinden vazgeçilir.
2) Bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile
(g) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında olan ve bu Kanuna göre
yapılandırılan idari para cezalarından %25 indirim yapılır.
3) Yapılandırma sonucu ödenecek alacağın sadece fer’i alacaktan
ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutardan (bu Kanunun 7 nci maddesinin
dördüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar hariç) %50 indirim yapılır.
b) Hesaplanan tutarların tamamının ilk iki taksit ödeme süresi
içinde ödenmesi hâlinde katsayı uygulanmaz ve,
1) Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarlar (Bu Kanunun 4 üncü maddesine göre fer’i
alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar
ile birlikte hesaplanan gecikme faizi dâhil) üzerinden %50 indirim yapılır.
2) Bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile
(g) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında olan ve bu Kanuna göre
yapılandırılan idari para cezalarından %12,5 indirim yapılır.
3) Yapılandırma sonucu ödenecek alacağın sadece fer’i alacaktan
ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutardan (bu Kanunun 7 nci maddesinin
dördüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar hariç) %25 indirim yapılır.
c) Hesaplanan tutarların taksitle ödenmek istenmesi hâlinde,
ilgili maddelerde yer alan hükümler saklı kalmak şartıyla borçluların başvuru
sırasında altı, dokuz, on iki veya on sekiz eşit taksitte ödeme seçeneklerinden
birini tercih etmeleri şarttır. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir
sürede ödeme yapılamaz.
ç) Hesaplanan tutarların taksitle yapılacak ödemelerinde ilgili
maddelere göre belirlenen tutar;
1) Altı eşit taksit için (1,09),
2) Dokuz eşit taksit için (1,135),
3) On iki eşit taksit için (1,18),
4) On sekiz eşit taksit için (1,27),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit
sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit
tutarı hesaplanır. Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan
borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilir. Ancak,
tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması hâlinde ödenecek tutar
ilgili katsayıya göre düzeltilir.
d) Bu Kanun kapsamında ödenmesi gereken
tutarlar; il özel idareleri ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz
kuruluşlar ile Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu ve
bağımsız spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye’de sportif alanda
faaliyette bulunan spor kulüplerince ikişer aylık dönemler hâlinde azami otuz
altı eşit taksitte ödenebilir. Bu takdirde bu fıkra hükmüne göre hesaplanacak katsayı yirmi dört
eşit taksit için (1,36), otuz eşit taksit için (1,45), otuz altı eşit taksit
için (1,54) olarak uygulanır.
e) Bu Kanun kapsamında belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel
kişiliğini haiz kuruluşlarca ödenmesi gereken tutarlar aylık dönemler halinde
azami yüz yirmi eşit taksitte ödenebilir.
1) Taksitle yapılacak ödemelerde belirlenen tutar;
(aa) Altı eşit taksit için (1,045),
(bb) Dokuz eşit taksit için (1,0675),
(cc) On iki eşit taksit için (1,09),
(çç) On sekiz eşit taksit için (1,135),
(dd) Yirmi dört eşit taksit için (1,18),
(ee) Otuz altı eşit taksit için (1,27),
(ff) Kırk sekiz eşit taksit için (1,36),
(gg) Altmış eşit taksit için (1,45),
(ğğ) Yetmiş iki eşit taksit için (1,54),
(hh) Yüz yirmi eşit taksit için (1,9),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit
sayısına bölünmek suretiyle aylık dönemler hâlinde tahsil edilecek taksit
tutarı hesaplanır.
2) 2/7/2008 tarihli ve 5779
sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay
Verilmesi Hakkında Kanunun 7 nci maddesinin
ikinci fıkrasında sayılan ve alacakları için kesinti yapılan idarelere,
belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca bu Kanun
kapsamında ödenmesi gereken tutarlar, belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri
tahsilat toplamı üzerinden ayrılan paylarından, 5779 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasındaki %40 oranı dikkate
alınmaksızın aylık dönemler halinde kesinti suretiyle tahsil edilir. Ancak, bu
kapsamda yapılacak kesinti tutarı her hâl ve takdirde bu idareler adına genel
bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı
üzerinden ayrılan payların aylık tutarının %50’sini aşamaz.
5779 sayılı Kanuna göre yapılacak kesintilerin Cumhurbaşkanınca
durdurulması hâlinde aylık taksitlerin ödeme süreleri kesinti yapılmayan aylar
için de durdurulur ve taksit ödemeleri yönünden bu Kanun hükümlerine göre ihlal
nedeni sayılmaz. Bu taksitler, taksit ödeme süresinin sonundan itibaren ayrıca
bir katsayı ve geç ödeme zammı uygulanmaksızın aylık dönemler itibarıyla
paylardan kesinti suretiyle tahsil edilir. Taksit tutarlarının, bu bent
kapsamındaki borçluların genel bütçe paylarından daha yüksek olması hâlinde ise
eksik tutarlar borçlularca taksit ödeme süresini takip eden ay sonuna kadar geç
ödeme zammı uygulanmaksızın ödenir.
(4) Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı
tahsil dairelerine bu Kanun kapsamında ödenecek olan alacakların 6183 sayılı Kanunun
41 inci maddesine göre kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi uygun
görüldüğü takdirde, ödemeye aracılık yapan bankalarca, kart kullanıcılarına
kredi kartı işlemine konu borç tutarının, taksitler hâlinde yansıtılması ve
taksit ödeme aylarında hesaplarına borç kaydedilmesi koşuluyla, bu ödemeler
için ödeme tarihi olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas alınır ve
borçluya tahsilatın yapıldığını gösteren
makbuz verilir. Bu şekilde tahsil edilen tutarların bankalarca Hazine veya
Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplarına aktarılmasına ilişkin 6183 sayılı Kanunun 41
inci maddesinde belirlenen süre, taksit aylarının son gününü izleyen günden
itibaren hesaplanır. Bu fıkra hükmüne göre taksitlerin kredi kartı kullanılmak
suretiyle ödenmesi, katsayı uygulanmasına engel teşkil etmez.
(5) Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı
tahsil dairelerine ödenmesi gereken amme alacaklarına uygulanmak üzere, bu
Kanun hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunan ve ödenecek tutarları
ilgili vergi mevzuatı gereği iade alacağından kendi borçlarına mahsuben ödemek
isteyen mükelleflerin, bu taleplerinin yerine getirilebilmesi için başvuru
ve/veya taksit süresi içinde ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgeleri tam
ve eksiksiz olarak ibraz etmeleri şarttır. Bu takdirde, ilgili mevzuatın mükellefin
mahsup talebine esas aldığı tarih itibarıyla bu Kanuna göre ödenecek tutara
mahsup işlemleri yapılır; mahsup talebine konu tutardan daha az tutarda
mahsubun yapılması hâlinde, mahsuben ödeme suretiyle tahsil edilemeyen tutar
için borçluya bildirimde bulunularak eksik ödenen bu tutarın bir ay içerisinde
ödenmesi istenir. Bu süre içerisinde eksik ödenen tutarın, ödenmesi gerektiği
tarihten ödendiği tarihe kadar gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı
Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak
geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi hâlinde eksik ödenen tutar için bu Kanun
hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.
(6) Bu Kanuna göre ödenmesi gereken
taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan
taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde
ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit
tutarlarının son taksiti (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi hâlinde ilk
taksiti) izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı
Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak
geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden
yararlanılır. İlk
iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik
ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim
yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde
bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm her bir madde ve
alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.
(7) Bu Kanuna göre ödenecek taksit tutarının %10’unu aşmamak
şartıyla 10 Türk lirasına (bu tutar dâhil) kadar yapılmış eksik ödemeler için
bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.
(8) Bu Kanun kapsamına giren alacakların altıncı fıkrada
belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması hâlinde borçlular, ödedikleri
tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar. Kanun kapsamında
yapılandırıldığı hâlde bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmeyen
alacakların yapılandırma öncesi türü ve vadesi dikkate alınarak takip işlemleri
ilgili mevzuat kapsamında yapılır ve bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlamış
olan takip işlemleri geçerliliğini koruyarak kaldığı yerden devam eder.
(9) Bu Kanun kapsamına giren alacakların, bu Kanunun yayımı
tarihinden önce;
a) 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca tecil edilip de
tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları
için borçlular, talep etmeleri hâlinde bu Kanun hükümlerinden
yararlanabilirler. Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit
tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılır. Bu şekilde ödenmiş taksit
tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için sadece ilgili
kanunda öngörülen faiz uygulanır. Kalan taksit tutarları vadesinde ödenmemiş
alacak kabul edilir ve bu alacaklar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.
b) 11/11/2020 tarihli ve 7256
sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanuna göre yapılandırılan ve bu Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla anılan Kanun kapsamında ödemeleri devam eden alacaklar açısından,
borçlular talep etmeleri hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanabilir. Bu takdirde, 7256 sayılı Kanun kapsamında ödenen taksitler için
yapılandırma hükümleri geçerli sayılır, bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına
tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için anılan Kanuna göre
tercih edilen taksit süresine uygun katsayı uygulanır, kalan taksit tutarlarına
konu alacaklar vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilerek bu Kanunun ilgili
hükümlerine göre yapılandırılır ve ödenmemiş taksitlere ilişkin kalan katsayı
tutarlarının tahsilinden vazgeçilir.
(10) Bu Kanun hükümleri;
a) 5393 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi
Kanununun geçici 3 üncü maddesi kapsamında uzlaşılan alacaklar ile 10/9/2014
tarihli ve 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılmasına Dair Kanunun geçici 2 nci maddesinin
birinci fıkrası kapsamında yapılandırılan alacaklar,
b) 3/8/2016 tarihli ve 6736
sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun, 18/5/2017
tarihli ve 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı
Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
ve 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
hükümlerine göre bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla taksit ödemeleri devam
eden alacaklar ile 6736 sayılı Kanuna göre tahakkuk eden alacaklar,
hakkında uygulanmaz.
(11) Bu Kanundan yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara, bu
Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanunun yayımı tarihinden
sonraki süreler için faiz, gecikme zammı, gecikme cezası gibi fer’i amme
alacağı hesaplanmaz.
(12) Bu Kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak, tatbik
edilen hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden
teminatlar iade edilir. Bu Kanuna göre ödenecek alacaklar nedeniyle tatbik
edilen hacizlere konu mallar, borçlunun talebi hâlinde 6183 sayılı Kanun
hükümlerine göre alacaklı tahsil dairesince satılabilir. Bu talep, Kanun
kapsamında ödenmesi gereken tutarların Kanun hükümlerine göre ödenmesine engel
teşkil etmez. Kanunun 2 nci maddesi
kapsamında yapılandırılan borçların, borç durumunu gösterir belgede yer
almaması için bu borçların en az %10’unun ödenmiş olması şarttır.
(13) a) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan
ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan vazgeçmeleri
ve kanun yollarına başvurmamaları gereken borçluların, bu Kanun hükümlerinden
yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde,
yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri şarttır. Borçlularca, Kanun
hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan vazgeçilmesi hâlinde idarece de
ihtilaflar sürdürülmez.
b) Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairesine verilir ve
bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine
verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilir. Hazine
ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince tahsili gerektiği hâlde
tahakkuku diğer kamu idarelerince yapılan alacaklara ilişkin ilgili kamu
idaresi aleyhine açılmış davalardan vazgeçme dilekçelerinin verileceği idari
mercii belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.
c) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve
açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak karar
tarihine bakılmaksızın bu Kanunun yayımı tarihinden sonra tebliğ edilen
kararlar uyarınca işlem yapılmaz.
ç) Bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere vazgeçilen davalarda
verilen kararlar ile hükmedilen yargılama gideri, avukatlık ücreti ve fer’ileri talep edilmez ve bu alacaklar için icra
takibi yapılamaz. Vazgeçme tarihinden önce ödenmiş olan yargılama giderleri ve
avukatlık ücretleri geri alınmaz.
d) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunulan
borçlara ilişkin dava açılamaz ve hiçbir mercie başvurulamaz.
(14) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin onuncu
fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında beyan edilen
vergilere, ödeme yönünden şartların ihlali hâlinde, kesilmesi gereken vergi
cezaları için 213 sayılı Kanunun 374 üncü maddesinde yer alan zamanaşımı
süreleri ile bu Kanun kapsamındaki alacaklarla ilgili olarak mevzuatlarında yer
alan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla taksit ödeme süresince zamanaşımı
süreleri işlemez.
(15) Bu Kanun kapsamına giren alacaklara karşılık bu Kanunun
yayımı tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarlar, bu Kanun kapsamında tahsil
edilen tutarlar ile bu maddenin dokuzuncu fıkrası kapsamındaki tecile ilişkin
olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizlerin bu Kanun
hükümlerine dayanılarak red ve iadesi
yapılmaz. Ancak, bu Kanunun 3 üncü maddesinin birinci
fıkrası kapsamında olup dava konusu edilen tarhiyatlar ile ilk derece yargı
merciinde dava konusu edilen idari para cezası ve ecrimisillere karşılık bu Kanunun
yayımı tarihinden önce ödeme yapılmış olması hâlinde, ödenen bu tutarlar, ilk
derece mahkemesinde esasa ilişkin olarak hiç karar verilmemiş veya verilen
kararın bozulması nedeniyle yeniden karar verilmek üzere mahkemesine iade
edilmiş davalara konu alacaklar için bu maddeden yararlanılmak üzere yapılan
başvurular ile verilmiş terkin kararları üzerine red ve iade edilebilir.
(16) Cumhurbaşkanı, bu Kanunda öngörülen
başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini bir aya kadar, yabancı ülkelerde de
faaliyette bulunan vergi mükelleflerinden, Ticaret Bakanlığı tarafından
olağanüstü politik riskin gerçekleştiği tespit edilen ülkede faaliyette bulunan
ve bu ülkedeki faaliyetleri nedeniyle durumları 213 sayılı Kanunun 13 üncü
maddesine göre mücbir sebep hâli kabul edilenlerin, bu Kanun kapsamında
alacakları yapılandırılan alacaklı idarelere mücbir sebep hâllerinin devam
ettiği süre içinde ödemeleri gereken taksitlerin ödeme süreleri ile 213 sayılı
Kanunun 15 inci maddesine göre mücbir sebep hâli ilan edilen yerlerdeki
dairelere (alacaklı idarelere) mücbir sebep hâlinin vukuu tarihinden itibaren
ödenmesi gereken taksitlerin ödeme süreleri, mücbir sebep hâlinin bitim
tarihini takip eden aydan başlamak üzere topluca veya ayrı ayrı bir yıla kadar
uzatmaya yetkilidir.
(17) Onaltıncı fıkra
hükümlerine göre mücbir sebep nedeniyle ödeme süresi uzatılan taksitler için
altıncı fıkrada yer alan, taksitlerden ilk ikisinin süresinde ödenmesi şartı
aranmaz.
(18) Bu Kanunun uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
ilgili idareler yetkilidir. İl özel idareleri, belediyeler ile YİKOB’lara ait amme alacaklarına ilişkin hükümlerin
uygulamasına dair usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.
Diğer hükümler
MADDE 10 – (1) İşverenlerin ve üçüncü şahısların, 5510 sayılı Kanunun
14 üncü, 21 inci, 23 üncü, 39 uncu ve 76 ncı maddeleri, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar
Kanununun mülga 10 uncu, 26 ncı, 27 nci ve 28 inci maddeleri, 1479 sayılı Kanunun mülga 63
üncü maddesi ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununun mülga 129 uncu maddesi gereğince iş kazası ve meslek
hastalığı, malullük, adi malullük ve ölüm halleri ile genel sağlık
sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yönelik fiiller
nedeniyle ödemekle yükümlü bulundukları her türlü borçları ile bu borçlara
kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu Kanunun yayımı tarihine kadar
geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde bu borçlara
uygulanan kanuni faizin tahsilinden vazgeçilir.
(2) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından fazla veya yersiz olarak
ödendiği tespit edilen ve 506 sayılı Kanunun, 1479 sayılı Kanunun, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal
Sigortalar Kanununun, 2926 sayılı Kanunun, 5434 sayılı Kanunun mülga hükümleri
ve 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesi gereğince
tahsil edilmesi gereken gelir ve aylıklara ilişkin borç asılları ile bu
borçlara kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu Kanunun yayımı
tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde bu
borçlara uygulanan kanuni faizin tahsilinden vazgeçilir.
(3) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamında sigortalı
sayılanların prim borçları sebebiyle aynı Kanunun 88 inci maddesinin onikinci fıkrası uyarınca
sattıkları tarımsal ürün bedellerinden, tarımsal kesinti sorumlularınca kesinti
yapıldığı halde Kuruma ödenmesi gereken prim tutarlarından 2021 yılı Nisan ayı
ve önceki dönemlere ilişkin borçları ile bu borçlara gecikme cezası ve gecikme
zammı uygulanan sürenin başlangıcından bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen
süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde bu borçlara uygulanan
gecikme cezası ve gecikme zammı tahsilinden vazgeçilir.
(4) 18/5/2004 tarihli ve 5174
sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu
hükümlerine göre, 30/4/2021 tarihine kadar ödenmesi gerekmesine rağmen ödenmemiş
olan, üyelerin oda ve borsalara olan aidat, navlun hasılatından alınacak oda
payları ve borsa tescil ücreti ile oda ve borsaların Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliğine olan aidat borçları asılları tamamının, birinci taksiti bu Kanunun
yayımlandığı tarihi takip eden dördüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık
dönemler hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu
alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların,
alacak asıllarının bu Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen veya tamamen
ödenmiş olması hâlinde ödenmiş borç asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.
Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımı
tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar alacaklı birime başvurulması şarttır.
Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada öngörülen
süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak
asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada
belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış
davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun
yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve
kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için,
borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde
davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu kapsamda, tamamı ödenen
alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri
karşılıklı olarak talep edilmez.
Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği yetkilidir.
(5) 30/4/2021 tarihi (bu tarih
dâhil) itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar
ödenmemiş olan; 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali
Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu hükümlerine göre meslek
mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların Türkiye
Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğine
olan birlik payı borçlarının asıllarının tamamının birinci taksiti bu Kanunun
yayımı tarihini takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler
hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara
uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların, alacak
asıllarının bu Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş
olması hâlinde ödenmiş borç asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.
Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımı
tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı birime başvurulması şarttır.
Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada öngörülen
süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak
asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada
belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış
davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun
yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve
kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için,
borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde
davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu kapsamda, tamamı ödenen
alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri
karşılıklı olarak talep edilmez.
Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları
Birliği yetkilidir.
(6) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih dâhil) 2918
sayılı Kanun uyarınca araç muayenesi yaptırmaları gerektiği hâlde muayenelerini
süresinde yaptırmamış olanların, 31/12/2021 tarihine
kadar (bu tarih dâhil) araç muayenelerini yaptırmaları ve anılan Kanunun 35
inci maddesi uyarınca muayene süresi geçirilen her ay ve kesri için tahsili
gereken %5 fazla yerine Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları, bu Kanunun yayımlandığı tarihten (yayımlandığı ay dâhil) araç
muayenelerinin yapıldığı tarihe kadar her ay ve kesri için aylık %0,75 oranı
esas alınarak hesaplanacak tutarı ödemeleri şartıyla anılan madde uyarınca
alınması gereken %5 fazlaların tahsilinden vazgeçilir ve yetkili kuruluş
tarafından tahsil edilen bu tutarlar anılan maddede belirtilen süre ve şekilde
Hazine hesaplarına aktarılır. Bu fıkra kapsamına giren alacaklara karşılık bu
Kanunun yayımlandığı tarihten önce tahsil edilmiş olan tutarların bu fıkra
hükümlerine dayanılarak red ve iadesi
yapılmaz. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine
ve Maliye Bakanlığı yetkilidir. 22/3/2020 ila
3/7/2020 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) geçen süre için 2918 sayılı
Kanunun 35 inci maddesinde yer alan %5 fazlaya ilişkin hüküm ve Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları uygulanmaz, tahsil edilmiş tutarlar red ve
iade edilmez.
(7) 193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci
maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait
olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yılda herhangi bir vergiye ilişkin
beyanların gerçek durumu yansıtmadığının indirimden yararlanıldıktan sonra
tespiti üzerine yapılan tarhiyatların, bu Kanunun 3 ve 4 üncü maddelerine göre
yapılandırılarak kesinleşmesi ve yapılandırmanın ihlal edilmemesi şartıyla,
ilgili vergilendirme döneminde indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen
vergilerin vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarh
edileceği hükmü uygulanmaz. Bu Kanunun 3 ve 4 üncü maddelerine göre yapılandırılarak
kesinleşen tarhiyatlar, yapılandırmanın ihlal edilmemesi şartıyla 193 sayılı
Kanunun mükerrer 121 inci maddesinin ikinci fıkrasının (2) numaralı bendi
kapsamında değerlendirilmez. Şu kadar ki, anılan bent kapsamında, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önce söz konusu tarhiyatlar nedeniyle 193 sayılı
Kanunun mükerrer 121 inci maddesi kapsamında yararlanılamayan indirim tutarları
için bir düzeltme yapılamaz.
(8) 30/4/2021 tarihi (bu tarih
dâhil) itibarıyla, ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımlandığı tarihe
kadar ödenmemiş olan; 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar
Meslek Kuruluşları Kanunu hükümlerine göre esnaf ve sanatkârların üyesi
oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların birlik ve üyesi oldukları
federasyonlara, birlik ve federasyonların Türkiye Esnaf ve Sanatkârları
Konfederasyonuna olan katılma payı, esnaf ve sanatkârların meslek eğitimini
geliştirme ve destekleme fonu borç asıllarının ödenmemiş kısmının birinci
taksiti bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna
kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte
ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı
gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden
yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın
sonuna kadar alacaklı birime başvurulması şarttır. Fıkra kapsamında ödenmesi
gereken tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen
ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre
tahsil edilir. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada
belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu kapsamda tamamı
ödenen alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet
ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez. Bu Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla üyelerin odalara, odaların birlik ve federasyonlara, birlik ve
federasyonların da Konfederasyona kısmen veya tamamen ödemiş olduğu aidat ve
katılma payı asıllarına isabet eden ve ödenmemiş olan faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Vergi
mükellefiyeti sona erdiği halde oda kayıtları devam eden üyelerin, vergi
mükellefiyetinin sona erdiği tarihe kadar ödenmeyen borçları için bu fıkra
hükümleri uygulanır. Vergi mükellefiyetinin sona erdiği tarihten sonra,
tahakkuk etmiş aidat borçlarının asılları ile birlikte fer’i borçlarının
tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu yetkilidir.
(9) 30/4/2021 tarihi (bu tarih
dâhil) itibarıyla, ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımlandığı tarihe
kadar ödenmemiş olan; 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu
hükümlerine göre avukatların ve stajyer avukatların baro kesenekleri ile staj
kredisi borçlarının asıllarının tamamının birinci taksiti bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler
hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara
uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların, alacak
asıllarının bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce kısmen veya tamamen ödenmiş
olması hâlinde ödenmiş borç asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden
yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın
sonuna kadar baro kesenekleri için ilgili baroya, staj kredisi alacakları için
Türkiye Barolar Birliğine başvurulması şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi
gereken tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen
ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre
tahsil edilir. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada
belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış
davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun
yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve
kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için,
borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması halinde
davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu kapsamda, tamamı ödenen
alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri
karşılıklı olarak talep edilmez. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Türkiye Barolar Birliği yetkilidir.
(10) 30/4/2021 tarihi (bu tarih
dâhil) itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar
ödenmemiş olan; 27/1/1954 tarihli ve 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları
Birliği Kanunu hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara
olan aidat borçları asıllarının tamamının birinci taksiti bu Kanunun yayımı
tarihini takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve
azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların, alacak asıllarının bu Kanunun
yayımı tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde ödenmiş borç
asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için
bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı birime
başvurulması şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada
öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş
alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Bu fıkra
hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine
getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun
yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu
edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil olmak
üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden
yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde davalar ve/veya icra takipleri
sonlandırılır. Bu kapsamda, tamamı ödenen alacaklara ilişkin yargılama
giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep
edilmez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Türk
Mühendis ve Mimar Odaları Birliği yetkilidir.
(11) 30/4/2021 tarihi (bu tarih
dâhil) itibarıyla, ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımlandığı tarihe
kadar ödenmemiş olan; 23/1/1953 tarihli ve 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği
Kanunu hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat
borçları ile odaların Merkez Konseyine olan birlik payı borçlarının asıllarının
ödenmemiş kısmının birinci taksiti bu Kanunun yayımı tarihini takip eden üçüncü
ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam altı eşit
taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden
yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna
kadar alacaklı birime başvurulması şarttır. Fıkra kapsamında ödenmesi gereken
tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi
hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil
edilir. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen
şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı
tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve
kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için,
borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması halinde
davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu takdirde, borçluların mahkeme
ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte
ödemeleri şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla üyelerin odalara, odaların
da Merkez Konseyine kısmen veya tamamen ödemiş olduğu aidat asıllarına isabet
eden ve ödenmemiş olan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Türk Tabipleri Birliği yetkilidir.
(12) 30/4/2021 tarihi (bu tarih
dâhil) itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar
ödenmemiş olan; 7/6/1985 tarihli ve 3224 sayılı Türk Diş Hekimleri Birliği
Kanunu hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat
borçları ile odaların Türk Diş Hekimleri Birliğine olan birlik payı borçlarının
asıllarının ödenmemiş kısmının birinci taksiti bu Kanunun yayımı tarihini takip
eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam
altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra
hükmünden yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci
ayın sonuna kadar alacaklı birime başvurulması veya bu fıkrada belirtilen ödeme
zamanında ilk taksitin ödenmesi şarttır. Fıkra kapsamında ödenmesi gereken
tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi
hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil
edilir. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen
şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı
tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve
kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için,
borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde
davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu takdirde, borçluların mahkeme
ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte
ödemeleri şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla üyelerin odalara,
odaların da Türk Diş Hekimleri Birliğine kısmen veya tamamen ödemiş olduğu
aidat asıllarına isabet eden ve ödenmemiş olan faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkranın uygulamasına
ilişkin usul ve esasları belirlemeye Türk Diş Hekimleri Birliği yetkilidir.
(13) 29/6/2001 tarihli ve 4706
sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 25 inci, geçici 26 ncı ve geçici 28 inci maddeleri kapsamında ertelenen
bedeller hariç olmak üzere, ilgili kanunları uyarınca orman sayılan yerler,
Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan
taşınmazlar hakkında yapılan kesin izin, kesin tahsis, kullandırma kararı,
irtifak hakkı, kullanma izni ve kiralama işlemlerinden kaynaklanan ve vadesi
30/4/2021 tarihi itibarıyla geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla ödenmemiş olan kullanım bedelleri ve hasılat/ticari kâr payları asıllarının
tamamı ile bu alacaklara ilişkin gecikme zammı, faiz gibi fer’ileri yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde başvurulması ve ödenmesi şartıyla, bu alacaklara
hesaplanan gecikme zammı, faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.
Bu fıkra kapsamında olan ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce dava konusu
edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için borçluların bu fıkra hükümlerinden
yararlanmak üzere bu Kanunda belirtilen sürede başvurmaları ve Kanunda
öngörülen süre ve şekilde alacakların ödenmesi halinde bunlar için açılan
davalar sonlandırılır ve icra takipleri durdurulur. Bu takdirde borçluların
mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte
ödemeleri şarttır. Bu fıkrada belirtilen borçların süresi içerisinde ödenmemesi
sebebiyle kesin izin, kesin tahsis, kullandırma kararı, irtifak hakkı, kullanma
izni ve kiralama işlemleri iptal edilenler tarafından borçlar bu fıkrada
belirtilen şekilde ödense dahi, iptal işlemi ihya edilmez ve geçerliliğini
korur. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı yetkilidir.
(14) 9/3/1954 tarihli ve 6343
sayılı Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına, Türk Veteriner Hekimleri
Birliği ile Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanun
hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat
borçları ile odaların Türk Veteriner Hekimleri Birliğine olan birlik payı
borçlarının asıllarının tamamının birinci taksiti bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve
azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların, alacak asıllarının bu
Kanunun yayımlandığı tarihten önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde
ödenmiş borç asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi
için bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili
odaya/birliğe başvurulması şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken
tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi
hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil
edilir. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları
yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı
tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve
kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için,
borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması halinde
davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu kapsamda, tamamı ödenen
alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri
karşılıklı olarak talep edilmez. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Türk Veteriner Hekimleri Birliği yetkilidir.
MADDE 11 – 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı
Vergi Usul Kanununun geçici 31 inci maddesine altıncı fıkrasından sonra gelmek
üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Birinci fıkrada sayılan mükellefler bu fıkranın yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla aktiflerine kayıtlı bulunan taşınmazlar ile amortismana tabi
diğer iktisadi kıymetlerini (sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası
ihracına konu edilen taşınmaz ve iktisadi kıymetler hariç) 31/12/2021 tarihine kadar yukarıda yer alan kapsam,
şart ve hükümlere uymak koşuluyla yeniden değerleyebilirler. Şu kadar ki;
a) Birinci fıkranın (b) bendinin (i) ve (ii)
alt bentlerinde belirtilen durumlarda yeniden değerleme oranının belirlenmesine
ilişkin hesaplamada; maddenin yürürlüğe girdiği tarihten bir önceki aya ilişkin
Yİ-ÜFE değeri yerine, bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten bir önceki aya
ilişkin Yİ-ÜFE değeri,
b) Bu madde kapsamında daha önce yeniden değerlemeye tabi tutulan
taşınmazlar için bu fıkra uyarınca yapılacak değerlemede ise, bu fıkranın
yürürlüğe girdiği tarihten bir önceki aya ilişkin Yİ-ÜFE değerinin, 2018 yılı
Mayıs ayına ilişkin Yİ-ÜFE değerine bölünmesi ile bulunan oran,
dikkate alınır. Bu
fıkra kapsamında yapılan yeniden değerleme sonrası pasifte özel bir fon
hesabında gösterilen değer artışı tutarı üzerinden %2 oranında hesaplanan
vergi, yeniden değerleme işleminin yapıldığı tarihi izleyen ayın sonuna kadar
bir beyanname ile gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi
dairesine beyan edilir ve ilk taksiti beyanname verme süresi içinde, izleyen
taksitler beyanname verme süresini takip eden ikinci ve dördüncü ayda olmak
üzere üç eşit taksitte ödenir. Önceki fıkralarda taşınmazlar için
öngörülen hükümler bu fıkra uygulamasında amortismana tabi
diğer iktisadi kıymetler için de geçerlidir.”
MADDE 12 – 31/5/2006 tarihli ve 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa aşağıdaki geçici
madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 84 - Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla
tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri
yapıldığı hâlde, 30/4/2021 tarihi itibarıyla
prim borcu bulunanların, bu tarihten önceki sürelere ilişkin prim borçlarını,
bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden dördüncü ayın sonuna kadar
ödememeleri veya ilgili Kanunları uyarınca yapılandırmamaları hâlinde, prim
ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak
karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise
tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler
sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum
alacakları takip edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez.
Sigortalılıkları durdurulanlardan bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya devam edenlerin
sigortalılıkları 1/5/2021 tarihi itibarıyla
yeniden başlatılır.
Ancak, daha sonra sigortalı ya da hak sahipleri tarafından talep
edilmesi hâlinde durdurulan sigortalılık sürelerinin tamamı, talep tarihinde 80
inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı
üzerinden borç tutarı hesaplanarak ihya edilir. Hesaplanan borç tutarının
tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde,
bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Tebliğ edilen borç
tutarının bu süre içinde tamamen ödenmemesi hâlinde bu süreler sigortalılık
süresi olarak değerlendirilmez ve bu madde kapsamında ödenmiş olan tutarlar
ilgilinin prim ve prime ilişkin borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak
iade edilir. İhya edilerek kazanılan hizmet süreleri borcun ödendiği tarihten
itibaren geçerli sayılır.
Birinci fıkraya göre sigortalılıkları durdurulanlar ile bunların
bakmakla yükümlü olduğu kişiler hakkında 1/1/2012 tarihinden
bu maddenin yürürlük tarihine kadar durdurulan süreler için genel sağlık
sigortası hükümleri uygulanmaz.
Sigortalılıkları önceki kanunlara göre durdurulanlar için de bu
maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından
belirlenir.”
MADDE 13 – 22/1/2009 tarihli ve 5834
sayılı Karşılıksız Çek ve Protestolu Senetler ile Kredi ve Kredi Kartları
Borçlarına İlişkin Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkında Kanuna aşağıdaki
geçici madde ilave edilmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 3 - (1) Anapara ve/veya taksit ödeme tarihi 20/5/2021 tarihinden önce olup da; kullandığı nakdî
ve gayrî nakdî kredilerinin anapara, faiz
ve/veya ferilerine ilişkin ödemelerini aksatan gerçek ve tüzel kişilerin,
ticari faaliyette bulunan ve bulunmayan gerçek kişilerin ve kredi
müşterilerinin karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve
diğer kredi borçlarına ilişkin 5411 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi hükmü
uyarınca kurulan Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi nezdinde tutulan
kayıtları, söz konusu borçların ödenmesi geciken kısmının 31/12/2021 tarihine
kadar tamamının ödenmesi veya yeniden yapılandırılması halinde, bu kişilerle
yapılan finansal işlemlerde kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlar tarafından
dikkate alınmaz.
(2) Kredi kuruluşları ve finansal kuruluşların birinci fıkra hükmü
uyarınca mevcut kredileri yeniden yapılandırması veya yeni kredi kullandırması,
bu kuruluşlara hukuki ve cezai sorumluluk doğurmaz.”
MADDE 14 – 8/4/1929 tarihli ve 1416
sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanunun 19 uncu
maddesinin birinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Faiz borcunun hesaplanmasında, öğrencilerin taahhüdünü ihlal
ettiği tarih faiz başlangıç tarihi olarak esas alınır.”
MADDE 15 – 1416 sayılı Kanunun 21 inci maddesine beşinci fıkrasından
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Yükseköğretim kurumları adına yurt dışına gönderilenlerin
öğrenimlerini izlemek ve değerlendirmek üzere adına öğrenim gördükleri
yükseköğretim kurumu tarafından danışman atanır. Yükseköğretim kurumları adına
yurt dışına gönderilenlerden doktora öğrenimlerini başarıyla tamamlayanların,
mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere adına öğrenim gördükleri
yükseköğretim kurumunun atama kriterlerini karşılamaları
şartıyla doktor öğretim üyesi kadrolarına, atama kriterlerini sağlamamaları
halinde ise öğretim görevlisi kadrolarına ataması yapılır.”
MADDE 16 – 1416 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 4 - Bu Kanunun 19 uncu maddesinin faiz borcunun
hesaplanmasına ilişkin hükmü, halen öğrenimlerine devam eden öğrenciler
hakkında da uygulanır.
Bu Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrası
kapsamına girmesine rağmen anılan maddede belirtilen sürelerde borçlarının
yeniden hesaplanması için müracaat etmeyenler ile söz konusu madde yürürlüğe
girdiği tarihten bu maddenin yayımlandığı tarihe kadar geçen süre içinde anılan
maddede belirtilen nedenlerle haklarında borç takibi yapılanlar veya yapılması
gerekenlerin, kendilerine döviz olarak yapılmış olan her türlü masrafa ilişkin
borç tutarları, bu maddenin yayımlandığı tarihi izleyen üç ay içerisinde Millî
Eğitim Bakanlığına başvurmaları hâlinde, imzaladıkları yüklenme senedi ile
muteber imzalı müteselsil kefalet senedi hükümleri dikkate alınmaksızın ve
ilgililere önceden ödedikleri faizlerin geri iade yapma sonucu doğurmaksızın bu
maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarındaki şekilde yeniden hesaplanır ve
başvuru süresi içinde tahsilat işlemi
durdurulur.
5/8/1996 tarihinden sonra yüklenme senedi ile
muteber imzalı müteselsil kefalet senedi alınanlar hakkında 657 sayılı Kanunun
ek 34 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten önceki süreler için herhangi bir ferî alacak hesaplanmaz.
Bunların daha önce ödemiş oldukları tutar ile mecburi
hizmetlerinde değerlendirilen sürelere isabet eden tutar, yukarıdaki şekilde
belirlenecek tutardan düşülür. Bu madde uyarınca vazgeçilen borç tutarına
isabet eden vekâlet ücreti de dâhil yargılama giderleri tahsil edilmez. Hesaplanan
borç tutarı, ilgilinin durumu ve ödenmesi gereken meblağ dikkate alınarak
yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil kefalet senedi alınması kaydıyla
azami beş yıla kadar taksitlendirilebilir. Bu fıkra kapsamında düzenlenen
yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil kefalet senedi damga vergisi ve
noter harcından müstesnadır.
Ancak terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin
milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya
gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut
bunlarla irtibatı olduğu gerekçesi ile öğrencilikle veya mecburi hizmetle
yükümlü bulundukları süre içerisinde kadrolarıyla ilişiği kesilenler hakkında
bu madde hükümleri uygulanmaz.”
Yürürlük
MADDE 17 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 18 – (1) Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.