Esas Sayısı:2020/24
Karar Sayısı:2021/39
Karar Tarihi:3/6/2021
Anayasa Mahkemesi Kararı; 27.07.20221 Tarih Ve 31550 Sayılı R.G.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURANLAR:
1. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdare Dava
Dairesi (E.2020/24)
2. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdare Dava
Dairesi (E.2020/39)
3. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdare Dava
Dairesi (E.2020/40)
İTİRAZLARIN KONUSU: 26/10/1994 tarihli ve 4045 sayılı Güvenlik
Soruşturması, Bazı Nedenlerle Görevlerine Son Verilen Kamu Personeli ile Kamu
Görevine Alınmayanların Haklarının Geri Verilmesine ve 1402 Numaralı
Sıkıyönetim Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 1. maddesinin
Anayasa’nın 13., 20. ve 128. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline
karar verilmesi talebidir.
OLAY: Davacıların
haklarındaki güvenlik soruşturmalarının olumlu bulunmaması nedeniyle infaz ve
koruma memurluğu ile uzman erbaşlığa atanma işlemlerinin sonlandırılmasına
ilişkin işlemlerin iptalleri talebiyle açtıkları davalarda itiraz konusu
kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için
başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un itiraz konusu 1. maddesi şöyledir:
“Madde 1- Güvenlik
Soruşturması ve Arşiv Araştırması; kamu kurum ve kuruluşlarında, yetkili
olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları halinde devlet güvenliğinin, ulusal
varlığın ve bütünlüğün, iç ve dış menfaatlerin zarar görebileceği veya
tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgelerin bulunduğu gizlilik dereceli birimler
ile Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, jandarma, emniyet, sahil
güvenlik ve istihbarat teşkilatlarında çalıştırılacak kamu personeli ve ceza
infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak personel hakkında yapılır.
(Ek:18/10/2018-7148/29
md.) Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli
birimler, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında bakanlıklar ile
kamu kurum ve kuruluşları arşivlerinden ve elektronik bilgi işlem
merkezlerinden bilgi ve belge almaya, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesinin beşinci ve 231 inci maddesinin
onüçüncü fıkraları kapsamında tutulan kayıtlara ulaşmaya, Cumhuriyet
başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturma sonuçlarını, kovuşturmaya yer
olmadığına dair kararlar ile kesinleşmiş mahkeme kararlarını almaya yetkilidir.
Devletin güvenliğini, ulusun
varlığını ve bütünlüğünü iç ve dış menfaatlerinin zarar görebileceği veya
tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgeler ile gizlilik dereceli kamu personeli
ile meslek gruplarının tespiti, birim ve kısımların tanımlarının yapılması, güvenlik
soruşturmasının ve arşiv araştırmasının usul ve esasları ile bunu yapacak
merciler ve üst kademe yöneticilerinin kimler olduğu Cumhurbaşkanınca yürürlüğe
konulacak yönetmelik ile düzenlenir.”
II. İLK İNCELEME
A. E.2020/24
Sayılı Başvuru Yönünden
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü (İçtüzük)
hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Recep KÖMÜRCÜ, Serdar
ÖZGÜLDÜR, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI,
Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Kadir ÖZKAYA, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL, Yusuf
Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU ve Selahaddin MENTEŞ’in katılımlarıyla
19/2/2020 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında öncelikle uygulanacak kural ve sınırlama sorunları
görüşülmüştür.
2. Anayasa’nın 152. ile 30/3/2011 tarihli ve
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun’un 40. maddelerine göre bir davaya
bakmakta olan mahkeme, bu dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya
Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görmesi hâlinde
veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu
kanısına varması durumunda bu hükümlerin iptali için Anayasa Mahkemesine
başvurmaya yetkilidir. Ancak anılan maddeler uyarınca bir
mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve
mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması, iptali talep edilen kuralın da
o davada uygulanacak olması gerekir. Uygulanacak kural ise bakılmakta olan
davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı
sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan
kurallardır.
3. İtiraz yoluna başvuran Mahkeme 4045 sayılı
Kanun’un 1. maddesinin iptalini talep etmiştir.
4. Bakılmakta olan dava, Jandarma Genel
Komutanlığına uzman erbaş temini için açılan sınavda başarılı olan ancak
hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz
bulunması nedeniyle uzman erbaş adaylığı sonlandırılan davacının bu yöndeki
işlemin iptali talebine ilişkindir.
5. Bakılmakta olan davanın konusunu jandarma personeli
hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması oluşturmaktadır.
Dolayısıyla anılan Kanun’un 1. maddesinin birinci fıkrası uyarınca hakkında
güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılacağı belirtilen diğer personel
uyuşmazlık kapsamında değildir.
6. Bu itibarla 4045 sayılı Kanun’un itiraz
konusu 1. maddesinin birinci fıkrasının “…kamu
kurum ve kuruluşlarında, yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları
halinde devlet güvenliğinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün, iç ve dış
menfaatlerin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgelerin
bulunduğu gizlilik dereceli birimler ile Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma
Bakanlığı, … emniyet, sahil güvenlik ve istihbarat … ve ceza infaz kurumları ve
tutukevlerinde çalışacak personel…”
bölümünün bakılmakta olan davada uygulanma imkânı bulunmadığından bu bölüme
ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.
7. Öte yandan anılan maddenin birinci
fıkrasının kalan kısmı ile ikinci fıkrası, bakılmakta olan davaya konu jandarma
personelinin yanı sıra bakılmakta olan davada uygulanma imkânı bulunmayan
hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılacak diğer personel
bakımından da geçerli ortak kural niteliğindedir. Dolayısıyla bakılmakta olan
davanın konusu gözetilerek esas incelemenin birinci fıkrada yer alan “…jandarma,…”
ibaresi ile sınırlı olarak yapılması gerekir.
8. Maddenin güvenlik soruşturması ve arşiv
araştırmasının usul ve esaslarının yönetmelikle düzenleneceğini öngören üçüncü
fıkrası da hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılacak tüm
personel bakımından geçerli ortak kural niteliğindedir. Bakılmakta olan davanın
konusu gözetilerek anılan fıkranın esasına ilişkin incelemenin “…jandarma,…”
ibaresi yönünden yapılması gerekir.
9. Açıklanan nedenlerle 26/10/1994 tarihli ve
4045 sayılı Güvenlik Soruşturması, Bazı Nedenlerle Görevlerine Son Verilen Kamu
Personeli ile Kamu Görevine Alınmayanların Haklarının Geri Verilmesine ve 1402
Numaralı Sıkıyönetim Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 1.
maddesinin;
A. Birinci
fıkrasının;
1. “…kamu kurum ve kuruluşlarında, yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi
olmaları halinde devlet güvenliğinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün, iç ve dış
menfaatlerin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgelerin
bulunduğu gizlilik dereceli birimler ile Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma
Bakanlığı, … emniyet, sahil güvenlik ve istihbarat … ve ceza infaz kurumları ve
tutukevlerinde çalışacak personel…” bölümünün
itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma imkânı
bulunmadığından bu bölüme ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle
REDDİNE,
2. Kalan
kısmının esasının incelenmesine, esasa ilişkin incelemenin “…jandarma,…” ibaresi
ile sınırlı olarak yapılmasına,
B. İkinci
ve üçüncü fıkralarının esasının incelenmesine, esasa ilişkin
incelemenin birinci fıkrada yer alan “…jandarma,…” ibaresi yönünden yapılmasına
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
B. E.2020/39
Sayılı Başvuru Yönünden
10. İçtüzük hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN,
Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Serdar ÖZGÜLDÜR, Engin YILDIRIM, Hicabi
DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Rıdvan GÜLEÇ, Recai
AKYEL, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU ve Selahattin MENTEŞ’in
katılımlarıyla 6/5/2020 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında öncelikle
uygulanacak kural ve sınırlama sorunları görüşülmüştür.
11. İtiraz yoluna başvuran Mahkeme 4045 sayılı
Kanun’un 1. maddesinin iptalini talep etmiştir.
12. Bakılmakta olan dava, Millî Savunma
Bakanlığına uzman erbaş temini için açılan sınavda başarılı olan ancak hakkında
yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz bulunması
nedeniyle uzman erbaş adaylığı sonlandırılan davacının bu yöndeki işlemin
iptali talebine ilişkindir.
13. Bakılmakta olan davanın konusunu Millî Savunma Bakanlığı personeli hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve
arşiv araştırması oluşturmaktadır. Dolayısıyla anılan Kanun’un 1. maddesinin
birinci fıkrası uyarınca hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması
yapılacağı belirtilen diğer personel uyuşmazlık kapsamında değildir.
14. Bu itibarla 4045 sayılı Kanun’un itiraz
konusu 1. maddesinin birinci fıkrasının “…kamu
kurum ve kuruluşlarında, yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları
halinde devlet güvenliğinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün, iç ve dış
menfaatlerin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgelerin
bulunduğu gizlilik dereceli birimler ile Genelkurmay Başkanlığı, … jandarma,
emniyet, sahil güvenlik ve istihbarat … ve ceza infaz kurumları ve
tutukevlerinde çalışacak personel…”
bölümünün bakılmakta olan davada uygulanma imkânı bulunmadığından bu bölüme
ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.
15. Öte yandan anılan maddenin birinci
fıkrasının kalan kısmı, bakılmakta olan davaya konu Millî Savunma Bakanlığı
personelinin yanı sıra bakılmakta olan davada uygulanma imkânı bulunmayan
hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılacak diğer personel
bakımından da geçerli ortak kural niteliğindedir. Dolayısıyla bakılmakta olan
davanın konusu gözetilerek esas incelemenin birinci fıkrada yer alan “…Milli Savunma Bakanlığı,…” ibaresi ile sınırlı olarak yapılması gerekir.
16. Kanun’un itiraz konusu 1. maddesinin ikinci
fıkrası ise Anayasa Mahkemesinin 19/2/2020 tarihli ve E.2018/163, K.2020/13
sayılı kararıyla iptal edilmiş ve bu iptal kararı 28/4/2020 tarihli ve 31112
sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Bu nedenle anılan fıkraya yönelik iptal
talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekir.
17. Maddenin güvenlik soruşturması ve arşiv
araştırmasının usul ve esaslarının yönetmelikle düzenleneceğini öngören üçüncü
fıkrası ise hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılacak tüm
personel bakımından geçerli ortak kural niteliğindedir. Bakılmakta olan davanın
konusu gözetilerek anılan fıkranın esasına ilişkin incelemenin “…Milli Savunma Bakanlığı,…” ibaresi yönünden yapılması gerekir.
18. Açıklanan nedenlerle 26/10/1994 tarihli ve
4045 sayılı Güvenlik Soruşturması, Bazı Nedenlerle Görevlerine Son Verilen Kamu
Personeli ile Kamu Görevine Alınmayanların Haklarının Geri Verilmesine ve 1402
Numaralı Sıkıyönetim Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 1.
maddesinin;
A. Birinci
fıkrasının;
1. “…kamu kurum ve kuruluşlarında, yetkili olmayan
kişilerin bilgi sahibi olmaları halinde devlet güvenliğinin, ulusal varlığın ve
bütünlüğün, iç ve dış menfaatlerin zarar görebileceği veya tehlikeye
düşebileceği bilgi ve belgelerin bulunduğu gizlilik dereceli birimler ile
Genelkurmay Başkanlığı, … jandarma, emniyet, sahil güvenlik ve istihbarat … ve
ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak personel…” bölümünün itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta
olduğu davada uygulanma imkânı bulunmadığından bu bölüme ilişkin başvurunun
Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE,
2. Kalan
kısmının esasının incelenmesine, esasa ilişkin incelemenin “…Milli Savunma Bakanlığı,…” ibaresi ile sınırlı olarak yapılmasına,
B. İkinci
fıkrası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
C. Üçüncü
fıkrasının esasının incelenmesine, esasa ilişkin incelemenin
birinci fıkrada yer alan “…Milli
Savunma Bakanlığı,…” ibaresi yönünden yapılmasına
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
C. E.2020/40
Sayılı Başvuru Yönünden
19. İçtüzük hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN,
Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Serdar ÖZGÜLDÜR, Engin YILDIRIM, Hicabi
DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Rıdvan GÜLEÇ, Recai
AKYEL, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU ve Selahattin MENTEŞ’in
katılımlarıyla 6/5/2020 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında öncelikle
uygulanacak kural ve sınırlama sorunları görüşülmüştür.
20. İtiraz yoluna başvuran Mahkeme 4045 sayılı
Kanun’un 1. maddesinin iptalini talep etmiştir.
21. Bakılmakta olan dava, infaz ve koruma
memuru temini için açılan sınavda başarılı olan ancak hakkında yapılan güvenlik
soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz bulunması nedeniyle ataması iptal
edilen davacının bu yöndeki işlemin iptali talebine ilişkindir.
22. Bakılmakta olan davanın konusunu ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde
çalışacak personel hakkında yapılan güvenlik soruşturması
ve arşiv araştırması oluşturmaktadır. Dolayısıyla anılan Kanun’un birinci
maddesinin birinci fıkrası uyarınca hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv
araştırması yapılacağı belirtilen diğer personel uyuşmazlık kapsamında değildir.
23. Bu itibarla 4045 sayılı Kanun’un itiraz
konusu 1. maddesinin birinci fıkrasının “…kamu
kurum ve kuruluşlarında, yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları
halinde devlet güvenliğinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün, iç ve dış
menfaatlerin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgelerin
bulunduğu gizlilik dereceli birimler ile Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma
Bakanlığı, jandarma, emniyet, sahil güvenlik ve istihbarat teşkilatlarında
çalıştırılacak kamu personeli…” bölümünün
bakılmakta olan davada uygulanma imkânı bulunmadığından bu bölüme ilişkin
başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.
24. Öte yandan anılan maddenin birinci
fıkrasının kalan kısmı, bakılmakta olan davaya konu ceza infaz kurumları ve
tutukevlerinde çalışacak personelin yanı sıra bakılmakta olan davada uygulanma
imkânı bulunmayan hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılacak
diğer personel bakımından da geçerli ortak kural niteliğindedir. Dolayısıyla
bakılmakta olan davanın konusu gözetilerek esas incelemenin birinci fıkrada yer
alan “…ve ceza infaz kurumları ve
tutukevlerinde çalışacak personel,…”
ibaresi ile sınırlı olarak yapılması gerekir.
25. Kanun’un itiraz konusu 1. maddesinin
ikinci fıkrası ise Anayasa Mahkemesinin 19/2/2020 tarihli ve E.2018/163,
K.2020/13 sayılı kararıyla iptaline karar verilmiş ve bu iptal kararı 28/4/2020
tarihli ve 31112 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Bu nedenle anılan
fıkraya yönelik iptal talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar
vermek gerekir.
26. Maddenin güvenlik soruşturması ve arşiv
araştırmasının usul ve esaslarının yönetmelikle düzenleneceğini öngören üçüncü
fıkrası ise hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılacak tüm
personel bakımından geçerli ortak kural niteliğindedir. Bakılmakta olan davanın
konusu gözetilerek anılan fıkranın esasına ilişkin incelemenin “…ve ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak
personel,…” ibaresi yönünden yapılması gerekir.
27. Açıklanan nedenlerle 26/10/1994 tarihli ve
4045 sayılı Güvenlik Soruşturması, Bazı Nedenlerle Görevlerine Son Verilen Kamu
Personeli ile Kamu Görevine Alınmayanların Haklarının Geri Verilmesine ve 1402
Numaralı Sıkıyönetim Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 1.
maddesinin;
A. Birinci
fıkrasının;
1. “…kamu kurum ve kuruluşlarında, yetkili olmayan
kişilerin bilgi sahibi olmaları halinde devlet güvenliğinin, ulusal varlığın ve
bütünlüğün, iç ve dış menfaatlerin zarar görebileceği veya tehlikeye
düşebileceği bilgi ve belgelerin bulunduğu gizlilik dereceli birimler ile
Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, jandarma, emniyet, sahil güvenlik ve istihbarat
teşkilatlarında çalıştırılacak kamu personeli…” bölümünün
itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma imkânı
bulunmadığından bu bölüme ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle
REDDİNE,
2. Kalan
kısmının esasının incelenmesine, esasa ilişkin incelemenin “…ve ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak
personel…” ibaresi ile sınırlı olarak yapılmasına,
B. İkinci
fıkrası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
C. Üçüncü
fıkrasının esasının incelenmesine, esasa ilişkin incelemenin
birinci fıkrada yer alan “… ve ceza
infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak personel…” ibaresi yönünden yapılmasına
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. BİRLEŞTİRME KARARLARI
28. 26/10/1994 tarihli ve 4045 sayılı Güvenlik
Soruşturması, Bazı Nedenlerle Görevlerine Son Verilen Kamu Personeli ile Kamu
Görevine Alınmayanların Haklarının Geri Verilmesine ve 1402 Numaralı
Sıkıyönetim Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 1. maddesinin;
A. Birinci
fıkrasında yer alan “…Milli Savunma Bakanlığı,…”, “…ve ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak
personel…” ibarelerinin,
B. Üçüncü
fıkrasının birinci fıkrada yer alan “…Milli
Savunma Bakanlığı,…”, “…ve ceza infaz kurumları ve
tutukevlerinde çalışacak personel…”
ibareleri yönünden
iptallerine karar verilmesi talebiyle yapılan
itiraz başvurularına ilişkin E.2020/39 ve E.2020/40 sayılı davaların
aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle E.2020/24 sayılı dava ile
BİRLEŞTİRİLMELERİNE, esaslarının kapatılmasına, esas incelemelerin E.2020/24
sayılı dosya üzerinden yürütülmesine 6/5/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
IV. ESASIN İNCELENMESİ
29. Başvuru kararları ve ekleri, Raportör
Aydın AYGÜN tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, dava konusu kanun
hükmü, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama
belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
1. Uygulanacak Kural Sorunu
30. 4045 sayılı Kanun’un 1. maddesinin üçüncü
fıkrasında devletin güvenliğini, ulusun varlığını ve bütünlüğünü iç ve dış menfaatlerinin
zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgeler ile gizlilik
dereceli kamu personeli ile meslek gruplarının tespitinin, birim ve kısımların
tanımlarının yapılmasının ve güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının usul
ve esasları ile bunu yapacak mercilerin ve üst kademe yöneticilerinin kimler
olduğunun Cumhurbaşkanınca yürürlüğe konulacak yönetmelik ile düzenleneceği
öngörülmektedir.
31. Bakılmakta olan davaların konusu ise
jandarma, Millî Savunma Bakanlığı ile ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde
çalışacak personel hakkında güvenlik soruşturması veya arşiv araştırmasının
yapılmasıdır. Kanun’un 1. maddesinin birinci fıkrası incelendiğinde bakılmakta
olan davaların konusunu oluşturan kamu görevlilerinin dışında kamu kurum ve
kuruluşlarında, yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları halinde devlet
güvenliğinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün, iç ve dış menfaatlerin zarar
görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgelerin bulunduğu gizlilik
dereceli birimlerde çalışacak personel hakkında da güvenlik soruşturması ve
arşiv araştırmasının yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Anılan maddenin üçüncü
fıkrasında ise devletin güvenliğinin, ulusun varlığını ve bütünlüğünü iç ve dış
menfaatlerinin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgeler
ile gizlilik dereceli kamu personeli ve meslek gruplarının tespitinin, birim ve
kısımların tanımlarının yapılmasının yönetmeliğe bırakıldığı belirtilmiştir.
32. Bakılmakta olan davaların konusu gözönünde
bulundurulduğunda itiraz konusu üçüncü fıkranın “Devletin güvenliğini, ulusun varlığını ve bütünlüğünü iç ve dış
menfaatlerinin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgeler
ile gizlilik dereceli kamu personeli ile meslek gruplarının tespiti, birim ve
kısımların tanımlarının yapılması,…”
bölümünün bakılmakta olan davalarda uygulanma imkânı bulunmamaktadır.
33. Açıklanan nedenle 4045 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin üçüncü fıkrasının “Devletin
güvenliğini, ulusun varlığını ve bütünlüğünü iç ve dış menfaatlerinin zarar
görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgeler ile gizlilik
dereceli kamu personeli ile meslek gruplarının tespiti, birim ve kısımların
tanımlarının yapılması…” bölümüne ilişkin başvurunun Mahkemenin
yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.
2. İtirazların Gerekçeleri
34. Başvuru kararlarında özetle; itiraz konusu
kurallarda hangi kamu görevlileri bakımından güvenlik soruşturması ve arşiv
araştırmasının yapılacağının düzenlendiği, güvenlik soruşturması ve arşiv
araştırmasıyla ilgili diğer hususların yönetmeliğe bırakıldığı, güvenlik
soruşturması ve arşiv araştırmasına konu bilgi ve belgelerin neler olduğu, bu
bilgi ve belgelerin nerelerden elde edileceği, ne suretle ve ne kadar süreyle
saklanacağı, kişilerin söz konusu bilgilere itiraz etme imkânının bulunup
bulunmadığıyla ilgili herhangi bir yasal düzenlemeye yer verilmediği, hangi
suçlardan mahkûmiyetlerin, kamu davasının açılmasının ertelenmesi veya hükmün
açıklanmasının geri bırakılması kararlarının güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasına
etkisinin ne olacağının kurallarda belirlenmediği belirtilerek kuralların
Anayasa’nın 13., 20. ve 128. maddelerine aykırı oldukları ileri sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
35. 4045 sayılı Kanun’un 1. maddesinin birinci
fıkrasında yer alan itiraz konusu ibareler Millî Savunma Bakanlığı, jandarma ve
ceza infaz kurumları ile tutukevlerinde çalışacak personel hakkında güvenlik
soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasını öngörmektedir.
36. Anılan maddenin itiraz konusu ikinci
fıkrası Anayasa Mahkemesinin 19/2/2020 tarihli ve E.2018/163, K.2020/13
sayılı kararıyla iptal edilmiş olup bu iptal kararı 28/4/2020 tarihli ve 31112
sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Bu nedenle anılan fıkraya yönelik iptal
talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekir.
37. Maddenin üçüncü fıkrasının itiraz konusu
bölümünde ise güvenlik soruşturmasının ve arşiv araştırmasının usul ve esasları
ile bunu yapacak mercilerin ve üst kademe yöneticilerinin kimler olduğunun
Cumhurbaşkanınca yürürlüğe konulacak yönetmelik ile düzenleneceği hüküm altına
alınmış olup anılan bölüm birinci fıkrada yer alan “…Milli Savunma Bakanlığı, jandarma”, “…ve ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak
personel…” ibareleri yönünden incelenmiştir.
38. İtiraz konusu kuralların da yer aldığı
4045 sayılı Kanun 7/4/2021 tarihli ve 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve
Arşiv Araştırması Kanunu’nun 13. maddesinin (8) numaralı fıkrasıyla yürürlükten
kaldırılmıştır. Başvuran Mahkemede bakılmakta olan davalara konu işlemler
itiraz konusu kuralların yürürlükte olduğu dönemde bu kurallar uyarınca tesis
edilmiştir. 7315 sayılı Kanun, kuralların dayanak teşkil ettiği işlemlerin
hukuki etkilerine dair geçmişe yönelik herhangi bir özel hüküm içermemektedir.
Hukuka uygunluk karinesinden yararlanan ve iptal edilmediği ya da yürürlükten
kaldırılmadığı sürece hukuk aleminde varlığını ve etkilerini devam ettiren
idari işlemlerin hukuki denetimi, tesis edildiği dönemde yürürlükte bulunan
mevzuat hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda başvuran
Mahkeme de yürürlükten kalkmış olan kuralları, dava konusu idari işlemlerin
hukuki denetimini gerçekleştirirken denetleyici norm olarak gözetmek
durumundadır. Başka bir ifadeyle kurallar bakılmakta olan davalarda uyuşmazlığın
çözümü için uygulanacak kural olma niteliğini sürdürmektedir. Bu itibarla
kuralların yürürlükten kaldırılmış olmalarının esaslarının incelenmesinde
herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.
39. Kurallar Millî Savunma Bakanlığı, jandarma
ve ceza infaz kurumları ile tutukevlerinde çalışacak personel hakkında güvenlik
soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasını, anılan soruşturma ve
araştırmanın usul ve esasları ile bunu yapacak merciler ve üst kademe
yöneticilerinin kimler olduğunun ise Cumhurbaşkanınca yürürlüğe konulacak
yönetmelik ile düzenleneceğini hükme bağlamaktadır.
40. Anayasa Mahkemesi 24/7/2019 tarihli ve
E.2018/73, K.2019/65 sayılı, 19/2/2020 tarihli ve E.2018/163, K.2020/13 sayılı
kararlarında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmasını öngören
kuralları incelemiştir. Bu kararlarda Anayasa ve kanunlara sadık kalarak
faaliyette bulunma yükümlülükleri olan memurların ve kamu görevlilerinin kamu
görevlerine atanmalarında birtakım şartların aranmasının doğal olduğu, bu
kapsamda kamu görevine atanmadan önce kişilerin güvenlik soruşturmasının ve
arşiv araştırmasının yapılmasını öngören kuralların kanun koyucunun takdir
yetkisinde bulunduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte anılan kararlarda
güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasına ve elde edilecek
verilerin kullanılmasına ilişkin temel ilkelerin kanunda düzenlenmesi gerektiği
ifade edilmiştir (bkz. sırasıyla §§ 170, 171; §§ 15, 16).
41. Anayasa’nın 20. maddesinin birinci
fıkrasında herkesin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme
hakkına sahip olduğu, özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine
dokunulamayacağı belirtilmiş; üçüncü fıkrasında da “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin
korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel
veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini
veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp
kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen
hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına
ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir”
denilerek kişisel verilerin korunması özel hayatın gizliliğinin korunması
kapsamında güvenceye kavuşturulmuştur.
42. Kişisel verilerin korunmasını isteme
hakkı, insan onurunun korunması ve bireyin kişiliğini serbestçe
geliştirebilmesi hakkının özel bir biçimi olarak bireyin hak ve özgürlüklerini
kişisel verilerin işlenmesi sırasında korumayı amaçlamaktadır.
43. Anayasa Mahkemesinin yerleşik kararlarında
belirtildiği üzere “...adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum
yeri gibi bireyin sadece kimliğini ortaya koyan bilgiler değil; telefon
numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası,
özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, IP adresi, e-posta
adresi, hobiler, tercihler, etkileşimde bulunulan kişiler, grup üyelikleri,
aile bilgileri, sağlık bilgileri gibi kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak
belirlenebilir kılan tüm veriler…”
kişisel veri olarak kabul edilmektedir (AYM, E.2013/122, K.2014/74, 9/4/2014;
E.2014/149, K.2014/151, 2/10/2014; E.2014/74, K.2014/201, 25/12/2014;
E.2014/180, K.2015/30, 19/3/2015; E.2015/32, K.2015/102, 12/11/2015).
44. Bu bağlamda güvenlik soruşturması ve arşiv
araştırmasıyla elde edilen veriler kişisel veri niteliğindedir. İtiraz konusu
kurallar, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimler
tarafından güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında kişilerin
kişisel veri niteliğindeki özel hayatı, iş ve sosyal yaşamıyla ilgili
bilgilerinin alınmasına ve bu kayıtların kullanılmasına imkân tanıması
nedeniyle kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sınırlama getirmektedir.
45. Anayasa’nın 20. maddesi uyarınca kişisel
veriler ancak kanunda öngörülen hâllerde veya kişinin açık rızasıyla
işlenebilir. Anayasa’nın 13. maddesinde de “Temel
hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili
maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir.
Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve
lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” hükmüne yer verilerek temel hak ve özgürlüklerin ancak
kanunla sınırlanabileceği ifade edilmiştir. Anayasa’nın 13. ve 20. maddeleri
uyarınca kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırlamaya yönelik
kanuni bir düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp yasal kuralların
keyfîliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir
düzenlemeler niteliğinde olması gerekir.
46. Esasen temel hakları sınırlayan kanunun bu
niteliklere sahip olması, Anayasa’nın 2. maddesinde güvenceye bağlanan hukuk
devleti ilkesinin de bir gereğidir. Hukuk devletinde, kanuni düzenlemelerin hem
kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer
vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca
kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerekir.
Kanunda bulunması gereken bu nitelikler hukuki güvenliğin sağlanması bakımından
da zorunludur. Zira bu ilke hukuk normlarının öngörülebilir olmasını,
bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de
yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını
gerekli kılar (AYM, E.2015/41, K.2017/98, 4/5/2017, §§ 153, 154). Dolayısıyla
Anayasa’nın 13. ve 20. maddelerinde sınırlama ölçütü olarak belirtilen
kanunilik, Anayasa’nın 2. maddesinde güvenceye bağlanan hukuk devleti ilkesi
ışığında yorumlanmalıdır.
47. Anayasa’nın 129. maddesinin birinci fıkrasında
memurlar ve kamu görevlilerinin Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette
bulunma yükümlülükleri düzenlenmiştir. Belirtilen husus gözetilerek kamu
görevinde çalıştırılacak kişiler bakımından güvenlik soruşturması ve arşiv
araştırması yapılması yönünde düzenlemeler getirilmesi kanun koyucunun takdir
yetkisindedir. Ancak bu alanda düzenleme öngören kuralların kamu makamlarına
hangi koşullarda ve hangi sınırlar içinde tedbirler uygulama ve özel hayata
saygı gösterilmesini isteme hakkına yönelik müdahalelerde bulunma yetkisi
verildiğini yeterince açık olarak göstermesi ve muhtemel kötüye kullanmalara
karşı yeterli güvenceleri sağlaması gerekir.
48. Kurallar Millî Savunma Bakanlığı, jandarma
ve ceza infaz kurumları ile tutukevlerinde çalışacak personel hakkında güvenlik
soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasını zorunlu kılmıştır. Buna karşın
kişisel veri niteliğindeki bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağına, hangi
mercilerin soruşturma ve araştırmayı yapacağına, bu bilgilerin ne suretle ve ne
kadar süre ile saklanacağına, ilgililerin söz konusu bilgilere itiraz etme
imkânının olup olmadığına, bilgilerin bir müddet sonra silinip silinmeyeceğine,
silinecekse bu sırada izlenecek usulün ne olduğuna, yetkinin kötüye kullanımını
önlemeye yönelik nasıl bir denetim yapılacağına ilişkin herhangi bir düzenleme
yapılmamıştır. Diğer bir ifadeyle güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının
yapılmasına ve elde edilecek verilerin kullanılmasına ilişkin keyfîliğe izin vermeyecek şekilde belirli ve
öngörülebilir kanuni güvenceler belirlenmeksizin güvenlik
soruşturmasının ve arşiv araştırmasının usul ve esasları ile bunu yapacak
merciler ile üst kademe yöneticilerinin tespiti yönetmeliğe bırakılmıştır.
49. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması
sonucunda kişisel veri niteliğindeki bilgilerin alınmasına, kullanılmasına,
işlenmesine yönelik güvenceler ve temel ilkeler kanunla belirlenmeksizin
bunların alınmasına ve kullanılmasına izin verilmesi Anayasa’nın 13. ve 20.
maddeleriyle bağdaşmamaktadır (benzer yönde bkz. AYM, E.2018/73, K.2019/65,
24/7/2019, §§ 171, 172; AYM, E.2018/163, K.2020/13, 19/2/2020, §§ 16, 17; Fatih Saraman [GK],
B. No: 2014/7256, 27/2/2019, §§ 89, 90; Turgut Duman, B. No: 2014/15365,
29/5/2019, § 88).
50. Açıklanan nedenlerle kurallar Anayasa’nın
13. ve 20. maddelerine aykırıdır. İptalleri gerekir.
Kurallar Anayasa’nın 13. ve 20. maddelerine
aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın 128. maddesi yönünden
incelenmemiştir.
V. HÜKÜM
26/10/1994 tarihli ve 4045 sayılı Güvenlik
Soruşturması, Bazı Nedenlerle Görevlerine Son Verilen Kamu Personeli ile Kamu
Görevine Alınmayanların Haklarının Geri Verilmesine ve 1402 Numaralı
Sıkıyönetim Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 1. maddesinin;
A. Birinci
fıkrasında yer alan “…Milli Savunma Bakanlığı,
jandarma,…” ve “…ve
ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak personel…” ibarelerinin Anayasa’ya aykırı olduklarına ve
İPTALLERİNE,
B. İkinci
fıkrası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
C. Üçüncü
fıkrasının;
1. “Devletin güvenliğini, ulusun varlığını ve
bütünlüğünü iç ve dış menfaatlerinin zarar görebileceği veya tehlikeye
düşebileceği bilgi ve belgeler ile gizlilik dereceli kamu personeli ile meslek
gruplarının tespiti, birim ve kısımların tanımlarının yapılması,…” bölümünün itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta
olduğu davada uygulanma imkânı bulunmadığından bu bölüme ilişkin başvurunun
Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE,
2. Kalan
kısmının birinci fıkrada yer alan “…Milli
Savunma Bakanlığı, jandarma,…” ve “…ve ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde
çalışacak personel…” ibareleri yönünden Anayasa’ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
3/6/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.