T.C.
TİCARET BAKANLIĞI
Gümrükler Genel Müdürlüğü
Sayı :E-85593407-156.02-00101678614
Konu :Gecikme Zammının KDV Matrahına Dahil
Edilmesi
16.10.2024 / 101678614
ANKARA, BURSA, İZMİR, İSTANBUL, MERSİN
GÜMRÜK MÜŞAVİRLERİ DERNEKLERİ
İlgi: a) 20.12.2023 tarih 92150590 sayı ile
kayıtlı yazınız.
b) 23.09.2024 tarih 101083131
sayı ile kayıtlı yazınız.
İlgi (b)’de kayıtlı yazınızda;
ilgi (a)`da kayıtlı yazınız ile, gecikme zammının KDV matrahına dahil edilmesi
nedeniyle hem kamu hem de yatırımcılar açısından oluşturacağı zahmet ve
külfetlere dikkat çekerek, konunun Gelir İdaresi Başkanlığı ile görüşülmesi, bir
neticeye varıncaya kadar gümrük idarelerince başlatılmış vergi ve ceza
uygulamalarının durdurulması talebinizin iletildiği belirtilerek yaşanan
mağduriyetlerin giderilmesini teminen, ilgi (a)`da kayıtlı yazınızın
değerlendirilmesi istenilmektedir.
Konuya ilişkin olarak 27.03.2024
tarihli ve 95422254 sayılı yazı ile ilgi (a)`da kayıtlı yazınız anılan
Başkanlığa gönderilerek değerlendirmeleri sorulmuş olup alınan 22.05.2024
tarihli ve 40705 sayılı cevabi yazıda, 20.10.2023 tarihli ve 87100 sayılı
yazılarında açıklanan görüşe ilave edilecek bir husus bulunmadığı ifade
edilmiştir.
Bilgilerini rica ederim.
H.
Sadi ÇETİNTAŞ
Bakan
a.
Genel
Müdür Yardımcısı
T.C.
TİCARET
BAKANLIĞI
Gümrükler Genel
Müdürlüğü’ne
Konu :Gecikme Zammının KDV
Matrahına Tarih:
23.09.2024
Dahil Edilmesi Hk. 101083131
– 23.09.2024
İlgi :20.12.2023 tarih 92150590 sayı ile
kayıtlı yazımız.
İlgide kayıtlı
yazımız ile, Gecikme zammının KDV matrahına dahil edilmesi nedeniyle hem kamu
hem de yatırımcılar açısından oluşturacağı zahmet ve külfetlere dikkat çekerek,
konunun Gelir İdaresi Başkanlığı ile görüşülmesi, bir neticeye varıncaya kadar
gümrük idarelerince başlatılmış vergi ve ceza uygulamalarının durdurulması
talebimiz iletilmiştir.
Yaşanan
mağduriyetlerin giderilmesini teminen, ilgi yazımızın değerlendirilmesi
hususunda gereğini takdir ve tensiplerinize arz ederiz.
Saygılarımızla,
Atilla
ŞAHİN Orhan KATTAŞ
Ankara
Gümrük Müşavirleri Derneği Bursa
Gümrük Müşavirleri Derneği
Yönetim
Kurulu Başkanı Yönetim
Kurulu Başkanı
Serdar
KESKİN Taşkın
DALAY
İstanbul
Gümrük Müşavirleri Derneği İzmir
Gümrük Müşavirleri Derneği
Yönetim
Kurulu Başkanı Yönetim
Kurulu Başkanı
Cebrail
ORMAN
Mersin
Gümrük Müşavirleri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
T.C.
TİCARET BAKANLIĞI
Gümrükler
Genel Müdürlüğü’ne
Konu :Gecikme Zammının KDV Matrahına Tarih:
20/12/2023
Dahil
Edilmesi Hk. 20.12.2023
/ 92150590
İlgi :03.11.2023 tarih ve E-85593407-156.02-00090236029
sayılı yazıları
İlgide kayıtlı yazıları konusu Gelir İdaresi
Başkanlığının (GİB) 20.10.2023 tarih ve 87100 sayılı yazılarında özetle,
ithalatta KDV matrahına dahil olup, zamanında tahsil edilmeyen vergiler
üzerinden hesaplanan ilave tutarların da ithalatta KDV matrahını etkilemekte
olduğu, geçici ithal edilen eşyanın serbest dolaşıma girişi neticesinde 4458
sayılı Kanunun 207’nci maddesi kapsamında tahsil edilen tutarın ithalat işlemi
nedeniyle ortaya çıkan bir yükümlülük olarak 3065 sayılı Kanunun 21/c maddesi
kapsamında ithalatta KDV matrahına dahil edilmesi gerektiği görüşüne istinaden
gümrük idarelerince, feri alacak niteliğinde olan ve bir şartlı muafiyet
rejimine tabi tutulan eşyaların ithalinden sonra o eşya için bir gümrük
yükümlülüğü doğması halinde Gümrük Kanunu’nun 207’inci maddesinin öngörüsüne
göre gümrük idarelerince tahsilatın yapıldığı tarih itibariyle hesaplanan
gecikme zammının KDV Kanunu’nun 21/c maddesi kapsamında değerlendirilmek
suretiyle geriye doğru yansıtılarak KDV hesaplanıp Gümrük Kanunu’nun 234/1-b)
bendi hükmüne göre ceza uygulaması yoluna gidilmesi sektörde büyük bir
şaşkınlık ve kaygı yaratmıştır.
Hukuksuz bir uygulamanın hem idareleriniz hem de beyan
sahipleri için yaratacağı zaman ve maliyetlere gereksiz yargılama süreçlerine
meydan verilmemesi bakımından aşağıda yapılan açıklamalarımız ışığında konunun
makamlarınca yeniden değerlendirilmesi önerilmektedir.
İlgide kayıtlı yazılarında belirtilen “Gecikme
zammının 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 21/c maddesi kapsamında
ithalatta KDV matrahına dahil edilmesinin gerektiği” hususu; birçok açıdan
hukukun genel kurallarına vergilendirme prensiplerine, ilgili mevzuata ve KDV
Kanununa aykırıdır.
Şöyle ki;
1) Gecikme zammının KDV matrahına dahil edilmesi, KDV
Kanunu’nun “Verginin Konusu” başlıklı “Birinci Kısım” hükümlerine aykırıdır.
KDV Kanunu’nda “Verginin Konusunu Teşkil Eden
İşlemler” olarak 1’inci maddesinin 2’nci fıkrasında;
“Her türlü mal ve hizmet ithalatının” verginin
konusunu oluşturduğu,
Aynı Kanun’un “Vergiyi Doğuran Olay” başlıklı 10’uncu
maddesinin “ı” fıkrasında;
“İthalatta, Gümrük Kanunu’na göre gümrük vergisi ödeme
mükellefiyetinin başlaması, gümrük vergisine tabi olmayan işlemlerde ise gümrük
beyannamesinin tescilinin” vergiyi doğuran olay olduğu
Hükme bağlanmıştır.
Diğer yandan “Gecikme Zammı” KDV Kanunu’nun “İthalatta
matrah” başlıklı 21’inci maddesinin a, b ve c fıkralarında sayılan matrah
unsurlarından hiçbirine girmemektedir.
Yukarıda sayılan nedenlerle, gecikme zammının KDV
matrahına dahil edilmesi ve ceza uygulanmasına ilişkin idari işlem, Kanunun
amaç, kapsam, konu, yetki, şekil ve sebep ögeleri bakımından hukuki imkânsızlık
nedeni oluşturmaktadır.
2) 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 21’inci
maddesinin b) fıkrası hükmüne aykırıdır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununu 21/b)
maddesinde, ithalat sırasında ödenen her türlü vergi, resim, harç ve payların
matrah unsuru olduğu hükme bağlanmıştır.
GİB’in “…zamanında tahsil edilmeyen vergiler
üzerinden hesaplanan ilave tutarların da ithalatta KDV matrahına dahil edilmesi…“yönündeki
görüşüne konu gecikme zammı, KDV Kanunu’nun 21/b fıkrası kapsamında
değerlendirilemez. Gecikme zammı, eşyanın ithalinde alınan bir vergi olmayıp,
vergi aslına bağlı olarak vergilerin tahakkuk tarihinde değil, tahsil tarihinde
hesaplanan bir feri alacak olması nedeniyle 21/b ve 21/c fıkrası kapsamında
değerlendirilmesi olanaklı değildir.
3) 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 21’inci
maddesinin c) fıkrası hükmüne aykırıdır.
KDV Kanunu’nun 21/c. Maddesi, “Gümrük beyannamesinin
tescil tarihine kadar yapılan diğer giderler ve ödemelerden vergilendirilmeyenler
ile mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemelerin”
ithalatta KDV matrahına katılacağı belirtilmiştir.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 207’nci maddesinde
belirtilen “Gecikme Zammı”: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanunun 51’inci maddesine göre tespit edilen gecikme zammıdır. Bilindiği üzere,
Gümrük vergileri kesinleştikten sonra Gümrük Kanunu’na göre verilen süre içinde
ödenmemesi durumunda, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takibi yapılmakta ve
Amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden
itibaren tahsil tarihine kadar “Gecikme Zammı” tatbik edilmektedir.
Bu nedenle Gümrük Kanunu’nun 114’üncü maddesi ve
181/1-b) bendi hükmü kapsamında geçici ithali yapılan eşyayla ilgili olarak
ileriki bir tarihte olası bir gümrük yükümlülüğü doğumuna bağlı olarak o
tarihte gümrük idaresince hesaplanması gereken gecikme zammının, rejime giriş
beyannamesinin tescil tarihinde bilinmesi ve hesaplanması maddi olarak ve
hukuken mümkün olmadığı gibi yükümlülüğün başladığı tarihte doğmayan bir feri
alacağın beyan sahibince beyan edilmesini talep eden bir görüşün hukuki bir
dayanağı bulunmamaktadır.
GK m. 207’ye göre gecikme zammı hesaplanmasının temel
dayanağı, şartlı muafiyete tabi rejim için geçici ithal işlemlerinin
tamamlanmasından sonra, rejim altındaki eşya için ileride bir gümrük
yükümlülüğü doğması olasılığına bağlıdır. Yani beyanname tescil tarihinde veya
ithalat sırasında gecikme zammı için bir hesaplama ve tahsilat söz konusu
değildir
Gümrük yükümlülüğü doğmayan bir işlem için vergi veya
feri alacak doğmayacağından KDV Kanunu’nun 21/c fıkrası hükmünün gecikme zammı
uygulanması açısından bir hüküm ifade etmediği değerlendirilmektedir.
Bu manada GİB’in yazılarında belirtildiği şekilde
“…zamanında tahsil edilmeyen vergiler üzerinden hesaplanan ilave tutarların da
ithalatta KDV matrahına dahil edilmesi…“yönündeki izahatı şayet doğru ve hukuki
ise, bu izahatın verildiği tarih itibariyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun
“izaha davet” hükümleri çerçevesinde değerlendirilip yazının yayınlandığı tarih
itibariyle yeni görüş içeriğiyle ilgili olarak geriye doğru uygulama
yapılmaması gerektiği sonucu çıkmaktadır.
Vergi Hukuku mevzuatında, bir hükmün uygulanma tarzı
hususunda yetkili makamların genel tebliğ veya sirkülerde değişiklik yapmak
suretiyle görüş ve kanaatini değiştirmesi halinde, oluşan yeni görüş ve kanaate
ilişkin genel tebliğ veya sirküler yayımlandığı tarihten itibaren geçerli olup,
geriye dönük olarak uygulanamaz.
Ayrıca, GİB’nın görüşleri doğrultusunda uygulama devam
ettirilecek ise, bu durumda ileride doğması muhtemel bir vergi yükümlülüğü için
beyan sahiplerince ne şekilde hangi tarihe kadar (ki yükümlülüğün doğumu kesin
olmadığı gibi herhangi bir tarih olabilir) gecikme zammı hesaplayacağına
ilişkin makamlarınca bir düzenleme yapılması zorunluluğu doğmaktadır. Böyle bir
uygulama Anayasamızın hukuki belirlilik ve açıklık ilkesine açıkça aykırı
olacağı açıktır.
4) “Gecikme Zammı”, beyan sahibi vergi mükellefleri
tarafından değil, alacaklı kamu idaresi (gümrük idaresi) tarafından
hesaplanmaktadır.
Gümrük Kanunu’nun 207’nci maddesi kapsamında bir
şartlı muafiyet rejimine tabi işlemle ilgi vergi yükümlülüğü doğması halinde ve
o rejimle ilgili Kanun hükmünde, vergi yükümlülüğünün başlangıcının gümrük
beyannamesinin tescil tarihine bağlanmasının öngörüldüğü durumlarda, nakit dışı
teminat verilen hallerde, beyanname tescil tarihi itibariyle yükümlülüğün
doğduğu ileri tarihlerde ödemenin yapılacağı tarihe kadar gecikme zammı gümrük
idaresince hesaplanır.
İleride bir gümrük yükümlülüğü doğup doğmayacağı belli
olmayan bir olayla ilgili olarak o rejime ilişkin beyanname tescil tarihinde
gecikme zammı hesaplanması, Kanun, mevzuat ve gümrük işlemleri sürecinin olağan
akışına aykırıdır. Böyle bir hesaplamanın rejime giriş beyannamesinin tescil
tarihinde yapılması teknik olarak ve hukuki olarak yapılması mümkün değildir.
Bu bağlamda ileriki tarihte ödeme tarihinde gümrük idaresince hesaplanması
zorunluluğu bulunan gecikme zammının KDV matrahına dahil edilmesi hukuken
mümkün olmadığı gibi bu tutar üzerinden hukuksuz olarak hesaplanan KDV tutarına
bazı Bakanlık müfettişlerinin önerileri doğrultusunda, bir de Gümrük Kanunu’nun
234/1-b) bendi hükmüne göre ceza uygulanmasının önerilmesi, kurumunuza duyulan
güveni azaltıcı etki yaratacağı değerlendirilmektedir.
5) Gümrük Kanunu’nun 207’nci maddesine istinaden
hesaplanan gecikme zammı, ilgili şartlı muafiyet rejimine konu eşyanın vergi
yükümlülüğünün başladığı beyannamenin tescil tarihinde doğmamaktadır.
Bilindiği üzere, dahilde işleme rejimine tabi tutulan
eşya için gümrük yükümlülüğünün doğumuna ilişkin hükümlere Gümrük Kanunu’nun
114 ve 126’ncı maddelerinde; DİR kapsamında ikincil işlem görmüş ürünün serbest
dolaşıma giriş rejimine tabi tutulması halinde gümrük yükümlülüğünün doğmasına
115’inci maddesinde yer verilmiş; rejim ihlali halinde yükümlülüğün doğumuna
ilişkin uygulamaya yönelik hususlara ise Makamlarının 2016/15 sayılı Genelgesi
ile açıklık getirilmiştir. Genelge hükümleri esas itibariyle rejim hükümlerinin
ihlali halinde yükümlülüğün doğacağı ve yükümlülüğün başlangıcının rejime giriş
beyannamesinin tescil tarihi olduğu belirtilmektedir. Keza Gümrük Kanunu
207’nci maddesiyle ilgili Gerekçesinde geçici ithalat rejimi hariç tutulmuştur.
Bu kapsamda, Kanunun 182 ve 183’ünci maddeleri kapsamında doğacak gümrük
yükümlülüğü hariç geçici ithalat rejimine tabi tutulan eşyanın serbest dolaşım
giriş rejimine tabi tutulması halinde GK m. 207 kapsamında gecikme zammı
uygulanmayacağı sonucu çıkmaktadır.
Bu hükümler çerçevesinde, tam muafiyete tabi geçici
ithal edilen eşyanın Kanunun 134’üncü maddesi kapsamında; dahilde işleme rejimi
kapsamında ikincil işlem gören eşyanın Kanunun 115’inci maddesine istinaden
serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulması halinde gümrük yükümlülüğü
serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescil tarihinde başlayacağından Kanunun
207’nci maddesi kapsamında bir gecikme zammı yükümlülüğü doğmayacaktır. Bu
nedenle ticaret müfettişlerinin bu kapsamda 4051 ve 4053 rejim kodu ile serbest
dolaşıma giriş rejimine tabi tutulan eşya için Kanunun 115 ve 134’üncü
Yönetmeliğin 386/2’nci maddeleri hükümleri dikkate alınmadan gecikme zammı ve
KDV hesaplanmasına yönelik raporlarının, yasal olmayan bir şekilde gecikme zammı
hesaplanmasına yol açtığının tartışmasız olduğu değerlendirilmektedir.
Gümrük Kanunu’nun 207’nci maddesinde zikredilen
“gecikme zammı” kavramı esas itibariyle 6183 sayılı Kanunun terminolojisi
bakımından “gecikme faizi” manasında kullanıldığı değerlendirilmektedir.
Nitekim GK m. 207 hükmüne göre “gecikme zammı” hesabı nakit dışında teminata
bağlanan bir işlem sonucu, teminat konusu işlemle ilgili bir vergi yükümlülüğü
doğumuna bağlı olarak teminatın verildiği tarih itibariyle bir gecikme faizi
hesaplanmakta, ancak faiz tutarının hesabında gecikme zammı oranları ve
hesaplama tekniği öngörülmektedir.
Bu açıdan tam muafiyete tabi geçici ithalat rejimi ile
dahilde işleme rejimi kapsamında ithal edilen eşyanın işlenmesi sonucu ortaya
çıkan ikincil işlem görmüş ürünlerin serbest dolaşıma giriş rejimine tabi
tutulması nedeniyle doğan gümrük yükümlülüğü hariç, diğer şartlı muafiyet
rejimleri için bir gümrük yükümlülüğü doğan işlem için, rejime giriş
beyannamesinin tescil tarihindeki vergi oranı ve vergilendirme unsurları
dikkate alınmak suretiyle teminat tutarına esas olmak üzere oluşturulan
tahakkuk; tebliğ, ödeme müddeti ve itiraz gibi süreçlere bağlı olmaksızın
yapıldığından, Kanunun tahakkuk ile ilgili genel hükümlerine bir istisna
düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır.
Belirtilen nedenlerle, Kanunun 207’nci maddesi
kapsamına girmeyen ikincil işlem görmüş ürünler ile tam muafiyete tabi geçici
ithal eşyasının serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulması işlemleri hariç,
4051 ve 4053 rejim kodlarına tabi tutulmak suretiyle şartlı muafiyet rejimine
tabi tutulan ve olası bir vergi yükümlülüğü doğumuna bağlı olarak rejime giriş
beyannamenin tescil tarihinde vergi oranları ve vergilendirme unsurlarına göre
idarelerce ithalat vergileri tahakkuk ettirilmekte ve teminata bağlanmaktadır.
Bu tahakkuk sırasında hesaplanması gereken bir gecikme zammı bulunmamaktadır.
Sonuç ve Talebimiz:
GİB’in görüşleri, Gümrük Kanunu’nun sistematiği ve
terminolojisi ile uyuşmadığı gibi KDV Kanunu’nun verginin konusu başlıklı
maddeleri ve “İthalatta Matrah” başlıklı 21’inci maddesi ile 6183 sayılı Kanun
hükümleriyle de uyuşmamaktadır. Ayrıca asıl amme alacağına bağlı olarak
hesaplanan feri alacağın vergi unsuru gibi değerlendirilmesi sonucu
Anayasamızın kanunilik ilkesi bozulmak suretiyle vergi ve ceza uygulamasının
önü açılmaya çalışılmaktadır.
Anayasamızda vücut bulan hukuk güvenliği ilkesi,
kanunlara ve mevzuatlara muhatap olan kişilerin, bu mevzuatların yanlış
uygulanması sonucunu doğuran kararlar verilmesi halinde uğrayacakları hak
kayıplarını engellemek ve kişileri mevzuatların beklenmedik tehdit ve
zararlarından korunmasını sağlamaktır. Hukuk devleti olmanın gereği, kanun ve
mevzuatların sadece uygulayıcı birimlerin yorum ve iradelerine bırakılmayacak
kadar önemli olup, bu kanun ve mevzuatlara muhatap olanların hak ve hukukları
ile kamu düzeni ve çıkarlarının her iki taraf açısından örtüşmesini sağlayacak
şekilde açık, net, anlaşılabilir ve öngörülebilir olmasını gerektirmektedir.
Bu bağlamda hukuki olmayan ve uygulama kabiliyeti
bulunmayan ilgide kayıtlı yazılarının ortaya çıkaracağı ihtilafların hem kamu
hem de yatırımcılar açısından oluşturacağı zahmet ve külfetlerin bertaraf
edilmesini teminen konunun Gelir İdaresi Başkanlığı ile yeniden görüşülmesi,
bir neticeye varıncaya kadar gümrük idarelerince başlatılmış vergi ve ceza
uygulamalarının durdurulması talimatlarının verilmesi için gereğini takdir ve
tensiplerine arz ederiz.
Saygılarımızla,
Atilla ŞAHİN Orhan KATTAŞ
Ankara Gümrük Müşavirleri Derneği Bursa
Gümrük Müşavirleri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı Yönetim
Kurulu Başkanı
Serdar KESKİN Taşkın
DALAY
İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği İzmir Gümrük
Müşavirleri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı Yönetim
Kurulu Başkanı
Cebrail ORMAN
Mersin Gümrük Müşavirleri Derneği
Yönetim
Kurulu Başkanı